Bu hafta Yunanistan’a gittik ve son albümleri “Extance” ile baya bir övgü alan progresif black metal grubu AENAON ile konuştuk. Grubun vokalisti Astrous ile yaptığımız röportajda, AENAON’un nasıl bir grup olduğunun yanı sıra, Yunanistan metal ortamları ve diğer bazı konulardan da bahsettik. “Extance”ı henüz dinlememiş, ancak yaratıcı bir black metale hayır demeyecek dinleyicilere AENAON’u kaçırmamalarını öneriyor, röportaja geçiyoruz.
Selam, röportaj teklifini kabul ettiğiniz için teşekkürler. Umarım o taraflarda her şey yolundadır.
AENAON’da şu ara neler oluyor? “Extance”ın çıkışının üzerinden 2 ay geçti. Genel tepki nasıl? Kritiklerden ve dinleyicilerin yorumlarından memnun musunuz?
Selamlar. Tepkiler gerçekten cesaret vericiydi. İnsanların yaptığımız işi anlaması ve bizi takdir etmesi çok güzel. Şikayet etmem için hiçbir sebep yok, her şey yolunda gidiyor.
WATAIN ile 4 Nisan’da çıkacağınız konser için heyecanlı mısınız? WATAIN sever misiniz?
Tabii ki! Çok heyecanlıyız! WATAIN gibi bir grupla aynı sahneyi paylaşmak bizim için büyük bir tecrübe olacak. Ayrıca uzun bir süre sonra Atina’da vereceğimiz ilk konser olacak, yani bu her şeyiyle güzel bir tecrübe olacak. WATAIN’ın son albümü olağanüstüydü.
Konserlerinizden bahsedebilir misin? Yunanistan’da sağlam bir kitleniz var mı? Sıklıkla konsere çıkıyor musunuz yoksa sadece arada sırada mı?
Canlı performanslarımızda seçici olmaya çalışıyoruz. Müziğimizi sahnede kötü ekipmanlarla icra etmek çok zor, bu da bizi biraz kısıtlıyor. Yine de, geçen sene bir çok konser verdik ve bu bize sağlam bir kitle yaratma şansı verdi. Müziğimizi yaymanın en iyi yolu konser vermek, ne sosyal medya ne de dergiler canlı performansın yerine geçebiliyor.
Biraz “Extance”dan bahseder misin? Bir metal dinleyicisi bu albümden ne beklemeli?
“Extance” beklenmedik elementler barındıran bir albüm, burası kesin. Bambaşka yapılardaki enstrümanlar ve alternatif müzikal formları birleştirmeye çalıştık. Sanıyorum ki şarkılarda kullandığımız ud, saz, harmonika ve saksafon gibi enstrümanları fark etmek dinleyiciler için oldukça şaşırtıcı olmuştur.
Code666′nın gruba olan desteğini nasıl buluyorsun? Daha çok tanınmanız konusunda yeterince etkililer mi?
Bu konuda oldukça mutluyuz ve bu iş birliğinin iki taraf için de iyi işlediğini düşünüyoruz. Grubun ihtiyaçları duyuldu ve çaresine bakıldı, aynı zamanda şirketle iletişimimiz de samimi ve hızlı. Albümü duyurmak ve tanıtmak adına şimdiyse dek çok iyi bir iş çıkarttılar.
AENAON’un müziğini nasıl tanımlarsın? Sence başlıca çıkış noktanız veya grubun müziğindeki en karakteristik unsur nedir? Kendinizi bir progresif black metal grubu olarak mı görüyorsunuz, yoksa avangard/deneysel ögeler daha mı ağır basıyor?
Müziğimizin progresif olup olmadığı konusunda emin değilim; özellikle de progresif etiketinin sebebi olarak albümde kullanılan müzikal beceriler gösteriliyorsa. Bunu şimdilik, her birinin bu konu hakkında bireysel perspektif sahibi olduğu dinleyici kitlesine bırakıyorum. Yine de, tek bir türe sıkışmayıp, buna karşılık çeşitli müzikal formlar, fikirler keşfettiğimiz ve herhangi bir türden, hiçbir kısıtlamaya izin vermediğimiz için, müziğimizin progresif ve avangard olarak tanımlanabileceğine inanıyorum.
“Extance” black metalden caza, blues’a kadar çok farklı türler barındıran bir albüm. Bu ögeleri black metalin içine yedirmek zor oldu mu, yoksa doğal gelişen bir süreç miydi?
Hepimizin açık fikirli olmasını, müzik zevkimizin büyük oranda ortaklığını ve tabii ki yaratma sürecindeki vizyonumuzu da baz alarak, bunun doğal bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Böylesi grup üyeleriyle beraber çalacak kadar şanslı olduğunda zor kısmı arkanda bırakmış oluyorsun.
Vokalleri tüm enstrümanlardan sonra, üzerinde çok uğraşarak kaydettiniz. Bize vokal kayıt sürecinden bahsedebilir misin? Tüm detaylar üstünde durup atmosferi geliştirmek için çok uğraştınız mı?
Her seferinde az parça kaydettiğim için vokal kayıtları çok uzun sürmedi. Elbette gerekli seviyeye ulaşana kadar birden çok kez kaydettiğim şarkılar oldu. Sözleri de ana düzenlemeler sona erer ermez yazdım ve böylece şarkılara tam olarak oturdular ve estetiğe uydular.
Bize Mirai Kawashima’yı albüme nasıl konuk ettiğinizi söyleyebilir misiniz? Yani neden o? “Land of No Water”ın yazım sürecinde rolü oldu mu? Bence şarkı SIGH’ın sound’uyla oldukça benzer.
Şarkıyı zihinsel olarak “inşa” ederken, ekstra değişik bir vokal dokunuşuna ihtiyacımız olduğunun çoktan farkındaydık. Ve şarkı şekillenmeye başladığında Mirai Kawashima’nın bu iş için ideal olduğu daha da açık bir hale geldi. Üzerinde makul oranda hem delilik hem de profesyonellik taşıyor. Muhteşem bir iş çıkardı ve bu albümde onun katılımına sahip olmaktan gurur duyuyoruz!
Bize yazım süreciniz hakkından bahsedebilir misiniz? Şarkılarınızda gelişen tonlarca farklı şey var, bunları düzenlemeyi nasıl başardınız? Şarkıları baştan sona mı yazıyorsunuz, yoksa birçok şey yazıp sonrasında uygun olanları birleştiriyor musunuz?
Öncelikle, grup üyeleri farklı şehirlerde yaşıyor, bu yüzden iş kayıtlara, provalara hatta konserlere geldiğinde eninde sonunda bir zorluk oluyor. Ne olursa olsun, ne zaman mümkünse o zamanlar sağlam parça kayıtları yapmayı hedefledik, bu yüzden “ekstra” enstrümanların, saksafon ve synth’lerin bir kısmı dışında çoğunluğu grupla beraber stüdyoda kaydedildi. Aynısı konuk vokalistler için de geçerli, ama onlarla iletişim her açıdan mükemmeldi. Sonrasında sadece son birkaç dokunuş yapıldı.
Biraz da Yunan metal sahnesinden bahsedebilir misin? Yeni gruplardan iyi olanların sayısı çok mu? İnsanlar yerel metal konserlerine iştirak ediyor mu?
Yunan metal sahnesi gün geçtikçe büyüyor. Grupların çoğu üst seviye müzikler yaratıyor. AGNES VEIN, HAIL SPIRIT NOIR, UNIVERSE217, ENSHADOWED ve THY DARKENED SHADE gibi gruplar gerçekten ciddi şeyler yapıyorlar. Diğer taraftan, yerel konserler hiçbir zaman tamamen dolu olmuyor. Neden bilmiyorum, belki de Yunan dinleyiciler grupları yurt dışında seyretmek istiyorlardır.
Black metalin günümüzdeki durumu hakkında ne söylemek istersin? Bu türün içine entegre edilmeye müsait daha fazla unsur olduğunu düşünüyor musun?
Müzik genelde evrimini her zaman sürdürecek olan bir yaşam formudur. Sanatın bu çeşidine aşık olan müzisyenler, ki bu topluluğa biz de dâhiliz, etrafta oldukça, her zaman “yeni” veya “farklı” bir şeyler bulabiliyor olacağız. Sonuçta sanatın limiti yoktur.
Bize müziğinizin temelindeki etkilenimlerinizden bahseder misin? Verdikleri ilhamlarla, AENAON müziğinin şekillenmesine en çok yardımcı olan gruplar hangileri?
Gereğinden fazla grup ismi sayabilirim. Bunların bazıları black metal sahnesinden, bazıları değil. Bizler açık fikirli dinleyicileriz; dikkatimizi, iyi çalınmış ve iyi yaratılmış şeyler üzerinde yoğunlaştırıyoruz. Caz, blues, elektronik, new wave, genel anlamda metal türleri ve tabii ki black metal dinliyoruz.
Yeni gruplar içinden takip ettiğin, sevdiğin ve bu günlerde sana “vay canına” dedirtebilen gruplar var mı?
Dün gece, LUX OCCULTA’nın inanılmaz yeni albümünü dinlerken aynen öyle hissettim. Gerçekten çok farklılar. EPHEL DUATH’ın müziği de benim için oldukça özel.
Bu da geleneksel son sorumuz, bize bu röportajın manşetini söyler misin?
AENAON müziği, iç dünyamızın bir yansıması değil, ona şekil verirken kullandığımız çekiçtir.
Sorular bu kadardı, her konuda bol şans diliyoruz.
Röportaj için çok teşekkürler, görüşmek üzere!
Sorular
Ahmet Saraçoğlu
Ünal Akünal
Ertuğrul Bircan Çopur
Tercüme
Pasifagresif
Eskiden Yunanistan dendi mi aklımıza bir Rotting Christ gelirdi. Son yıllarda büyük atılım yaptılar. Komşu komşunun metaline de muhtaçtır diyip, kulak kabartalım.
Ulan şu heriflerle farklı dil konuşuyoruz ama şu gruba Adanalı deseler yerdim.
Watain’in son albümüne de olağanüstü diyerek iyice kendilerini sevmemi sağladılar.
Sorulara biraz kısa cevaplar vermişler ama yine de fikir sahibi olmak için yeterli olmuş. Güzel sorular var, tam aklımdan geçenleri sormuşsunuz. :)
Bu arada elemanların çoğunda harbiden türk tipi var.
28.03.2014
@DrAQA, yunanlılar, türkler ve italyanlar acayip benziyorlar…
Röportaj okunmuyor.
23.08.2020
@Serkan, düzelttim sağ ol.