# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
YACATISMA – Supraliminal Invasion EP
| 14.01.2014

Kocaeli Kocaeli olalı.

Yılbaşı gecesi tüm Türkiye seksi kırmızı donlarını giymiş, kafasında noel baba şapkaları, elinde “acaba neeeğğğğ…” diye merak ettiği sürpriz hediye paketleriyle “OOOON! DOKUUUUZ! SEKİİİİİİZ!” diye böğürürken, Kocaelili grup YACATISMA, ilk EP’si “Supraliminal Invasion”ı belki de birkaç saat sonra yayınlayacak olmanın heyecanını yaşıyordu.

YACATISMA, teknik death metal ile mathcore karışımı, yazımı ve icrası kolay olmayan bir müzik yapıyor. Grubun müziğini Ukrayna doğumlu, ancak anladığım kadarıyla çok uzun zamandır Türkiye’de yaşayan, öncesini bilmiyorum ama liseden bu yana Kocaeli’de okuyan Oleksiy Nehlyadyuk yazıyor. 22 yaşındaki Oleksiy, belli ki yetenekli bir insan.

Oleksiy baya yetenekli bir insan.

Vokallerden sorumlu olan ve programlama kısmını Oleksiy ile paylaşan kişi ise Bulut Çatıkoğlu. YACATISMA müziğini tarif etmek istediğimde aklıma gelen kavramlar; bir sürü nota, bir sürü tempo değişikliği, poliritimler, ağırından hızlısına, melodiğinden mekaniğine sayısız rif ve tüm bunları tam anlamıyla bir çorba yapmadan birleştiren düzenlemeler. Tam anlamıyla diyorum, çünkü EP bir ölçüde “hiç durmadan değişme” üzerine kurulmuş gibi. Elbet temeli kuran ve devam eden bir iskelet var, elbet grup “ilginçlik namına 3 saniyede bir rif değiştirelim” diye düşünmemiş. Lâkin EP’ye dikkat kesilmediğiniz, “arkada çalsın” diye düşündüğünüz anda, “Supraliminal Invasion” sizin için bir rahatsızlık kaynağına dahi dönüşebilir, zira 3 saniyede bir olmasa bile hiç durmadan değişen bir müzik var. Ancak bu değişimler de bir denge içerisinde ve birbirleriyle uyumlu olarak yapıldığından, amaçlanan şey düşünüldüğünde ortaya konan şey gayet başarılı.

YACATISMA ilgili en merak uyandıran durum, davulları bilgisayarda programlanan, her şeyin kusursuz bir mekaniklikte gittiği, kısacası olabildiğince insanlıktan uzak olan bu müziğin sahnede nasıl icra edileceği. Bu müziğin ülkemizdeki sahne imkânları düşünüldüğünde canlı olarak nasıl icra edilebileceğine dair merakımı zamanında Oleksiy ile Facebook’tan yaptığım bir muhabbette de belirtmiştim, şimdi de aynı merakı taşıyorum. Neyse ki geçenlerde Sadık Eren Taştekin gruba davulcu olarak katıldı ve YACATISMA’yı canlı olarak görebilme ihtimalimiz arttı.

“Supraliminal Invasion”ın detaylarına inersek, EP’de 6 adet şarkı var. Bunların ilki kısa bir intro, sonuncusunda ise 1976 yapımı Network adlı filmde Peter Finch’in canlandırdığı Howard Beale karakterinin attığı bir tiradı, üstüne çalınan piyanolarla dinliyoruz. Diğer 4 şarkının süreleri 3 ile 4 dakika arasında değişiyor ve dördü de notalarla, melodilerle, riflerle yapılan bir savaşı andırırcasına kulaklarınıza kıyamet fışkırıtıyor.

Jessica Wyatt’ın 2005′te yayımlanan kitabı Exodus’ta geçen ve insanların zihinlerini kontrol etmekle ilgili bir bölümle başlayan Atrophied Perception, EP’deki en dikkat çekici şarkı diye düşünüyorum. Yapı olarak diğer şarkılara benzese de (alışık olmayan kulaklar için hiçbir yapısı yokmuş gibi de gözükebilir), akılda kalıcılık namına daha ön planda olan bölümleri var.

Bu vesileyle EP’ye dair bahsetmek istediğim birkaç ufak soruna değinmek istiyorum. Bunlardan ilki prodüksiyon konusunda. EP’nin kaydı gayet tertemiz olsa da, her şey cillop gibi duyulsa da, yapılan işin hakkını verecek bir işe imza atılmış olsa da, kimi yerlerde prodüksiyon namına bu güzel EP’ye yakışmayan birkaç detay var. Misal Atrophied Perception’ın 00:45 ve 00:55′inde ritim gitarın sesinin bir anda kısılması ve sonrasında giren yüksek oktavlı gitarla sesin tekrar yükselmesi. Aynı şekilde Mental Deception’ın 01:39′unda da benzer bir durum söz konusu. Ses bir anda gömülüyor. Bu sorunu başka albümlerde de duymuşluğumuız var. Özellikle kayıt konusunda sıkıntılı albümlerde, misal bir bass drop’ın ardından tüm sesin gömülmesi ve sonradan yükselmesi gibi sorunları biliyoruz. Ama burada bir bass drop da yok ve müzik devam ederken gitarlar bir anda kısılır gibi oluyor ve sonra tekrar yükseliyorlar. Elbet ufak bir sorun, ancak güzel güzel dinlerken “Nooldu orada?” diye düşündürttüğüne göre bahsetmeden geçemeyeceğim.

Bahsetmek istediğim diğer konu ise, YACATISMA’nın zamanla deneyim kazanması sonucunda hallolacağını düşündüğüm bir konu, o da şu: Sürekli değişmek üzerine kurulu YACATISMA müziği, bazen çok süper birtakım şeyleri birkaç saniyede geçip gidiyor ve insan bir türlü o süper kısmın tadını tam olarak çıkaramıyor. Misal Atrophied Perception’ın 01:12-01:22 arasındaki melodik rif bence mükemmel bir şey. Başka bir grubun herhangi bir parçasının aşırı derecede akılda kalıcı nakarat arkası melodisi bile olabilirmiş; ancak bu şarkıda, sadece 10 saniyelik ara bir geçiş gibi duruyor ve şarkı içinde yalnızca iki yerde tekrarlanıyor, çünkü grubun müziği aynı şeyi daha uzun süre çalmayı veya tekrarlamayı reddeden bir profile sahip.

Gitarın sesinin kısılıp artmasını bir tarafa koyuyorum, o gerçek anlamda bir sorun ve ilerideki işlerde yapılmayacaktır, dikkat edilecektir. Ancak ikinci bahsettiğim konu üzerinde bence biraz daha durmalılar. Evet zor dinlenen bir müzik icra etmek istiyorlar ve ediyorlar da, ancak bu tarz müziklerin bir kısım dinleyici tarafından tümüyle nota çöplüğü olarak görülmemesini sağlayan başlıca şey de, bu tarz akılda kalıcı bölümleri öne çıkarmak. Aklıma gelen ilk örnek, kanımca bu işin belki de metal tarihinde en iyi yapıldığı iş olarak adlandırabileceğim, ya da en azından benim öyle gördüğüm “Colonizing the Sun“. YACATISMA’yı ileride de takip edecek biri olarak, sonraki işlerde bu konunun düşünülmesini temenni ediyorum, zira bahsettiğim bu şey anormal olan bir müziği normalleştirme anlamına gelmiyor, yalnızca dinleyicinin ilgisini artıracak bir fikir olarak içimden geçiyor.

Son kelamlara geldiğimizde rahatlıkla söyleyebilirim ki, YACATISMA, belli ki herkese göre olmayan, ancak daha da belli ki keşfedilmeyi bekleyen bir cevher. Oleksiy Nehlyadyuk, şüphesiz ki çok yetenekli, kafası müziğe birçok kişininkinden farklı çalışan, bu müziğe fazlasıyla anlam yüklemiş, bu müziği içinden çıkartmak zorunda olan, hatta biraz empati kurabiliyorsam, bu müziği dışarı çıkartmazsa manevi anlamda sıkıntı çekecek, rahat edemeyecek bir insan. Gerçekten çok yetenekli bir gitarist ve ülkemizden bu tarz insanların -gerek müzisyenlik, ama daha önemlisi vizyon açısından- ne denli seyrek çıktığı düşünüldüğünde, takip edilmesi ve desteklenmesi gerektiğine inandığım bir müzisyen.

YACATISMA ülkemiz açısından ender rastlanan bir doğa olayı. Telefonlarınızın kamerasını açın ve şimdiden kayda başlayın; zira her an her şey olabilir.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.26/10, Toplam oy: 27)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2014
Şirket
El Emeği Göz Nûru Plakçılık
Kadro
Bulut Çatıkoğlu: Vokal, programlama
Oleksiy Nehlyadyuk: Besteler, gitar, programlama
Şarkılar
1. Rapid Eye Sequence
2. Genome
3. Mental Deception
4. Abomination to Sanity
5. Atrophied Perception
6. An Admonition
  Yorum alanı

“YACATISMA – Supraliminal Invasion EP” yazısına 13 yorum var

  1. crowkiller says:

    türleri daha çok djent ve deathcore gibi geldi bana, vokal çok iyi, davul ritimleri de çok iyi ama çok yapay ve efektli duruyorlar, gitar riffleri kritikte belirtildiği gibi çok değişken olmasaymış gerçekten çok yaratıcı ve cidden çok teknik, grubun müziği teknik kasmak ve bokunu çıkarmak arasındaki çizgiyi biraz zorlamış ve bütün bir eserden çok evde riff bulmaya çalışırken rastgele birşeyler çalan birinin yaptığı karmaşaya dönmüş, onun dışında gerçekten Türkiye’den çıkmasına sevindiğim ve Türkiye’nin de metal sahnesinde öne çıkmaya başladığının kanıtlarından biri olan bir grup olduğunu düşünüyorum Yacatisma’nın.

  2. 2 defa baştan sona dinledikten sonra benim aklıma direkt uzun zamandır dinlemediğim Psyopus’u getirdi yer yer. Kesinlikle bir rif bolluğu var şarkılarda (bunu kötü anlamda kullanmıyorum burada). Ahmet’in de bahsettiği gibi, bazen bir rif çok hoşuma gidiyor fakat çabuk kullanılıp gitmiş hissi veriyor. Sanki bu bolluk içinde hak ettiği çıkışı yapamıyorlarmış gibi rifler. Böyle değişken, hatta karışık diyebileceğim şarkıları sevdiğim halde sanki bu ep’dekiler birazcık daha stabil (tam uydu mu bilmiyorum ama) olsa daha da iyi olabilecekmiş gibi hissettim. Kesinlikle takibe alacağım grubu.

  3. DrAQA says:

    Ep’yi çok beğendim, Türkiye’den çıktığını bilmesem kesinlikle yabancı kökenli bir grup derdim. (Bence türk gruplarına yapılabilecek en güzel övgü budur :D) Kritikte çok güzel bir yere değinilmiş, güzelim riffler melodiler birkaç saniyede kayıp gidiyor, bu duruma -doğrudan sorun demiyorum, elbette şarkıyı yazan kişinin seçimi bu çünkü- bazı düzenlemeler yapılabilir sonraki çalışmalarda. Bir de tabi canlı performans istiyoruz. Ankara’ya gelin laan! :)

  4. OMustafar says:

    İsmini nasıl okuyacağımı kesiremedim, Türkçe gibi duruyor ama bilemedim. Onun dışında taş gibi bir gruba daha kavuştuğum için çok mutluyum.

  5. Can Yakay Darbaz says:

    Ahmet abi ince eleyip sık dokumuş yine çok doğru her cümlesine katılıyorum. Biri dışında; Atrophied Perception’ın 00:45 ve 00:55′inde bass drop var bence, yani hata olarak bakmamak gerek diye düşünüyorum o kısımlar için.

  6. Seyfullah says:

    EP’yi ben de çok beğendim hatta son zamanlarda dinlediğim en sağlam türk gruplardan biri diyebilirim özellikle riffler sık sık değişmesine rağmen şarkının bütünlüğünü bozmayarak gayet iyi bir şekilde düzenlenmiş.Bence EP’nin tek sıkıntısı çoğu kişinin belirttiği gibi bazen çok hoşuma giden bir riff’in çok kısa sürede bitmesi onun dışında ufak kayıt hataları haricinde pek bir kusur göremedim.

  7. Kemal says:

    Ben feci begendim bu calismayi. Zaten teknik dozu yuksek islere karsi zaafim var, elimde degil :D Ahmet’in bahsettigi noktalara katiliyorum. Bence tamamen tecrubeyle alakali bir olay, daha fazla beste yaptikca oturacaktir rifflerin tekrarlanmasi vs. Ilk albumlerini merakla bekliyorum.

  8. Baybora says:

    Baya iyi,ilk işleri böyleyse ileride dağıtacaklardır.

  9. Cemre says:

    Ep’yi bir kaç kez döndürmüşlüğüm var ve gerçekten kendini dinletiyor sonuna kadar. Benim de zayıf bulduğum noktalardan en büyüğü de bu geçişler. Gayet teknik müzik yapıyorlar fakat yine de biraz daha iyileştirilebilir diye düşünüyorum. Mesela Metal Deception’ın 23. saniyesindeki geçiş gayet uyumlu görünüyor ama bir o kadar uyumsuz, garip geçişler mevcut.

    Bir de ses seviyelerindeki dalgalanmaların ben bass droplar yüzünden olduğunu düşünüyorum. Ahmet abinin referans verdiği yerlere tekrar baktım da hepsinde de bass drop varmış gibi geldi bana.

  10. EMRE says:

    adamlar türkiyenin sleep terrorü. daha başındayım ep nin ama şimdiden akıyo. tonlar, monlar falan hep harika. tek küçük kusuru davulların biraz şey olması…böyle sanki diğer enstrumanlardan çok kopuk gibi ama o heralde cansız davul olduğu içindir

  11. ifragment says:

    Gitarların Shreddage vb. gibi sanal enstrüman olduğunun düşünen bir ben mi varım? Abomination to Sanity’de sırasıyla 00.36, 00.38, 00.40 ve 00.41′de pinch harmonic (bahsi geçen sürelerdeki tek vuruşluk tiz sesleri veren teknik) var ancak hepsi aynı duyuluyor. Gitar sololarında da insan çalımındaki dinamiği, ufak tuşe farklılıklarını duyamadım ama emin olduğum örnek buydu.

    Tabii ki böyle olması müzik yapmaya engel değil, aksine yazım süreci arkadaşlar için daha özgür geçmiştir. Hayal güçlerini takdir ve tebrik ediyorum.

  12. Sheva says:

    Ahmet abinin de değindiği gibi, rif havuzu var önümüzde ve tam güzel bir şeyi yakalamışken bunun saniyeler içinde havaya karışması bazen can sıkıyor cidden ama onun dışında ilk EP’leri olduğunu düşünürsek çok iyi bir iş çıkarmışlar ve zamanla da her şeyin daha yerine oturacağını düşünüyorum.

  13. funubu says:

    Öncelikle tebrik ediyorum. Başarılı bir proje. Yalnız ilk dinleyince şarkılar yapılmış sonra araya esler konmuş gibi geldi:D Şaka bi yana kesik ve devamsız riffler biraz fazla geldi bana. Riffle başlayan şarkılarda şarkının değiştiğini bile anlamamışım. Yolları açık olsun.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.