Bu hafta “uzayda thrash var mı?” sorusunun cevabını arayan ve bunu olabildiğince deneysel, yenilikçi, ancak bir yandan da köklere bağlı kalarak yapan VEKTOR’le beraberiz. Daha ilk albümünden kendine özgü bir tını oturtmayı başaran grubun kurucusu, vokalist ve gitaristi David DiSanto ile, VEKTOR’e dair ne varsa konuştuk. Thrash metal seviyorsanız ve grubu henüz duymadıysanız, bu röportaj sizin için iyi bir başlangıç olabilir.
Selam Dave, röportaj teklifimizi kabul ettiğin için teşekkürler. Umarız her şey yolundadır diyor, sorulara geçiyoruz. “Black Future” harika bir albümdü ve “Outer Isolation“la daha da iyisini yapmayı başardınız. Albüm çıkalı 2 yıl oldu ve yeni materyaller üzerinde çalıştığınızı biliyoruz. Yazım çalışmaları nasıl gidiyor? “Outer Isolation”ın devamı gibi bir şey mi olacak, yoksa daha bile fazla deneysellik beklemeli miyiz?
Yorumun için çok teşekkürler! Yeni albüm şimdiye kadarki en iyisi olacak şekilde oluşuyor. Yeni rifler ve şarkılar bana büyük heyecan veriyor. Sanki ilk iki albüm bir araya getirilmiş ve sonra da üzerlerine steroid iğnesi basılmış gibi. Önceki albümlerde olduğu gibi yeni albümde de bir sürü deneme var, ancak aynı zamanda ilk iki albümde rastlamadığınız düzeyde bir hız ve enerji de mevcut. Şarkı sözü bazında albüm “Outer Isolation”ın sonunda gördüğümüz yalnız astronot ile açılıyor ve tavizsiz, ürkütücü ve konsept yapıda bir uzay metaline dönüşüyor haha!
“Demolition”da yer alan 5 şarkınızı “Black Future” ve “Outer Isolation”da tekrardan kullandınız. Bunun sebebi çoğu insanın “Demolition”dan bihaber olduğunu düşünmeniz miydi? “Demolition”da olup da sonraki albümlerinize koymadığınız tek şarkı olan “Moonbase”i de ileriki albümlerinizde duyabilecek miyiz?
Moonbase’i tekrardan kaydetmeyeceğiz. İyi bir şarkı ama tekrardan kaydetmemiz için üzerinde baya bir çalışmamız gerekiyor. Olduğu gibi kalsın.
Yaptığınız metali “eski usul” olarak tanımlayabiliriz ve müziğinizi benzetebileceğim gruplar da genelde eski olanlar. Yine de müziğinizde kendinize has teknik ve progresif elementler var. VEKTOR’ün thrash metal içindeki yerini nasıl tanımlarsın?
Aslına bakarsan, kendim dinlemek isteyeceğim gibi bir müzik yazmaya çalışıyorum. Thrash’in 80′lerin sonu, 90′ların başında gittiği yön hoşuma gidiyordu; ama sonra bir anda durdu. Biz kaldığı yerden devam ediyoruz ve black metal, 70′ler progresif rock’ı gibi diğer etkilenimlerimizle birleşince ortaya neler çıkabilir, onu keşfediyoruz. İşleri kendi sevdiğimiz şekilde yapmak hoşumuza gidiyor.
Teknik thrash metal tarzınız bana zaman zaman VOIVOD, CORONER, MEKONG DELTA, ANACRUSIS gibi grupları hatırlatıyor. VEKTOR’ün evrimine yardımcı olan bazı ilham kaynaklarınızdan ve bunların müziğinizi nasıl etkilediğinden bahseder misin?
VEKTOR için en büyük ilham kaynaklarım DESTRUCTION, VOIVOD, SLAYER, EMPEROR ve IMMORTAL’dı. Tüm bu tarzların karışımının üstüne RUSH’ın epik şarkılarının ilhamının binmesiyle her şey başka bir boyuta taşındı. RUSH ve YES gibi gruplarla çok erken yaşta tanıştım. Sonra gençliğimde punk’a merak sardım, o da beni thrash metal’e yönlendirdi; thrash ise black metal’e. VEKTOR şarkılarını yazarken tüm bunların bir karışımını yapıyorum.
Prodüksiyon anlamında baktığımızda teknik thrash türünü retro bir bakış açısıyla değerlendiren bir sound’unuz olduğunu söyleyebiliriz. Biraz kirli bir hava var. Bence bu, müziğinizdeki zamanı belirsiz, kasvetli, ıssız atmosferin oluşmasına büyük katkı sağlıyor. Cilalı bir sound’a sahip olmamak kendi tercihiniz mi? Bundan sonra da bu şekilde mi devam etmeyi düşünüyorsunuz?
Evet, ben üzerinde fazlasıyla oynanmış müziklerden nefret ediyorum. Nefes alan müziklerden hoşlanıyorum. İki seferde de, sahte, cilalı, parlak bir iş çıkarmama mantığıyla stüdyoya girdik. Eğer bazı ufak pürüzler olursa, müziğin kulağa daha doğal gelir diye düşünüyorum. Bu noktada ileride herhangi bir değişiklik olacağını da sanmıyorum.
Yarattığınız konsept gereği, sözleriniz genelde umutsuzluk barındırıyor. Dünya hakkındaki görüşleriniz neler? Dünyanın geleceğinde siyah ve gri dışında renkler de görebiliyor musunuz?
İnsanların bu gezegene karşı davranış biçimi hakkında oldukça negatif bir görüşe sahip olduğumu söyleyebilirim. “Dying World” şarkısının sözleri bu konudaki görüşlerimi özetliyor gibi: “Kendini yok etmeye yönelik bir yaşam döngüsüyle, sonunu bile bile ilerleyeme devam ediyoruz. Canavarın kanının rengi, bu ölüm makinesini işleten yağın rengi gibi yeşil.” Gelecek için umudum yok ama bunun şu anki zamanı mahvetmesine de izin vermiyorum. Bu gezegende yapmayı sevdiğim şeyleri yapmak için varım; eğlenmek, bira içmek, etrafımdaki iyi insanlarla takılmak için.
David birçok farklı tekniğin harmanlanmasıyla oluşmuş özel bir vokal stilin var. Bir parça Chuck Schuldiner, Schmier; hatta Accelerating Universe’deki çığlıklarda bir parça Dani Filth bile hissediliyor, haha. Vokal namına etkilendiğin isimleri öğrenebilir miyiz?
Dani Filth: hayır, haha. Diğer ikisi: evet. Schmier muhtemelen vokalim üzerinde en büyük etkiye sahip olan isim. Ayrıca Ihsahn’ın da sesiyle yaptığı şeyleri gerçekten seviyorum. Çığlıklarım muhtemelen Tom Araya ve King Diamond’dan geliyordur. Birçok farklı albüme eşlik ederek, neyin işe yaradığını görmeye çalışarak vokalimi oturttuğumu söyleyebilirim.
Şarkılarınız bir sürü değişiklik barındıran kompleks yapılara sahip. Yazım süreci hakkında ne söyleyebilirsin? Genelde tek seferde baştan sona mı yazıyorsunuz yoksa güzel rifleri ve uygun kısımları seçip onlardan şarkı mı oluşturuyorsunuz?
Her şarkı bir diğerinden biraz farklı ama genellikle güzel bir rif çevresinde oluşturuluyor. Şarkı yazım sürecinde ben içindeki fikirleri rötuşladıkça şarkı da değişmeye meylediyor. Bazen gerçekten güzel bir rif yazıyorum ama şarkının amacına hizmet etmeyebiliyor. Her şarkıda çok fazla düşünce ve emek var, özellikle uzun olanlarda.
Eareche’nin grubunuza olan desteğinden memnun musunuz? Heavy Artillery Records’la 2 albüm yayınladıktan sonra büyük bir plak firmasında olmak nasıl bir şey?
Açıkçası bana Heavy Artillery firmasından pek farklı gibi gelmedi. Heavy Artillery bizim için çok iyi bir şirketti. Ama şunu net şekilde söyleyebilirim ki, Earache’le anlaştıktan sonra bizi Avrupa’da daha çok tanımaya başladılar. Turlarımızı, masraflarımızı ve ürünlerimizi hâlâ kendi cebimizden ödüyoruz. Yani bu bakımdan henüz pek fazla bir şey değişmedi.
Hellfest performansınız, Avrupa sahnesindeki ilk seferinizdi. Bu sizin için nasıl bir tecrübe oldu? En iyi performansları sergileyen gruplar hangileriydi? Hellfest’i Amerika’daki bir festivalle karşılaştıracak olursanız, temel farklar nelerdi?
Evet, bu Avrupa’da verdiğimiz ilk konserdi. Her anlamda muhteşem ve aklımızı alan bir tecrübeydi. Olup biten her şey, hayal edebileceklerimizin hepsinden daha iyiydi. Hellfest’deki insanların bizi ana sahnelerden birine koymasına ve seyircinin henüz biz sahneye çıkmamışken ismimizi haykırmasına inanamadık. Sahneden bakıp, ellerini havaya kaldırmış o insan denizini görmenin nasıl müthiş bir şey olduğunu anlatamam. Performanslara gelirsek, benim favorim IMMORTAL performansıydı. Ayrıca soundcheck sırasında VOIVOD ile sahnenin yanında takılmak ve performanslarını oradan seyretmek de süper bir olaydı. Özetle, Hellfest hayatımın en iyi tecrübesiydi. Amerika’da dâhil olduğum festivallerden hiçbiri Hellfest’deki tecrübemizle karşılaştırılamaz bile. Hellfest’de çalışan herkes, her şeyi gruplar için çok kolay hale getiriyor ve işlerin tümü çok profesyonel biçimde gerçekleşiyor. Amerika’da işler her zaman Hellfest’deki gibi düzgün gitmeyebiliyor.
VEKTOR bilim-kurgudan hayli ilham alıyor. Favori bilim-kurgu filmlerin hangileri? Bize tavsiye edebileceğin bazı underground yaptılar var mı?
Favori bilim-kurgu filmlerim Blade Runner, Star Wars, Terminator, Mad Max ve Aliens. Birkaç iyi underground yapım olarak Space Hunter ve Battle Truck’ı sayabilirim, haha. Moon’un “underground” sayılıp sayılamayacağından emin değilim ama o film de gerçekten inanılmaz.
VEKTOR ve REVOCATION‘ın bu türün kökenlerine sadık kalıp aynı zamanda da yeni fikirlerle zenginleştirerek ortaya yeni bir şeyler sunduklarını düşünüyorum. REVOCATION işin modern tarafında görünüyor, sizse hem eski hem de yeni olmayı başarabilen antika uzaylılar gibisiniz. REVOCATION’ı ve thrash metali farklı elementler katarak uygulamalarını seviyor musunuz?
Grupta benim dışımda herkes REVOCATION’a bayılıyor. Açıkçası ben onları haklarında yeterince fikir sahibi olacak kadar dinlemedim. Sanırım artık bunu yapmalıyım,haha.
Diğer gruplardan bahsetmişken, yeni gruplar arasında favorilerinden birkaç tanesini sayabilir misin? Son zamanlarda seni şaşırtan gruplar hangileri?
İsveçli ANTICHRIST yeni gruplardan favorim. Mükemmel rifler yazıyorlar ve çok tatlı bir sound’ları var. ABSU yeni bir grup değil tabii, fakat ikinci albümlerinden sonuncu albümlerine kadar en iyi 5 listemdeler. Sloven grup TELEPORT, bilim-kurgu ile thrash’i adeta bizim yaptığımız gibi bir araya getirebilen müthiş bir grup, hem de kendilerine özgü bir havaları var.
Bu da geleneksel son sorumuz: Anasayfaya koymamız için röportajın manşetini bize söyler misin?
Bilim-kurgu ya da ölüm!
Hepsi bu kadardı, zaman ayırdığın için teşekkürler.
Ben teşekkür ederim, kendinize iyi bakın!
Sorular
Ahmet Saraçoğlu
Tercüme
Pasifagresif
Dinlenecekler listemde olan bi gruptu. Ön sıralara alma vakti geldi sanırım. Bilim-kurgu konseptini de severim. Güzel röportaj, ellere sağlık.
Adam çok samimi cevaplar vermiş. Müziğini yapmak, beğenilmek, Hellfest’de çalmak ve HAYATININ MÜZİK YAPMAK, BİRA İÇMEK VE ETRAFINDAKİ İYİ İNSANLARLA TAKILMAK olması. Tanrım. İntihar edeceğim hıamına.
Bu dünyaya bir bok olmaz Dave, güzel kardeşim ama konsept gene de güzel. Black Future cidden muazzam albüm.
Her şarkısının her saniyesini ezbere bildiğim, demoları dahil bütün şarkılarını köpek gibi sevdiğim VEKTOR’un röportajını okumanın ne derece güzel bir his olduğunu anlatamam. Yeniden ve yeniden Teşekkürler PasifAgresif.
Bu elemanlar kral zaten, 2014′ün süphesiz en çok beklediğim albümü ve adam çok heyecan verici bir yorum yapmış. Umarım yaz gelmeden albümleri gelir.
Röportaj ve sorular çok güzel ancak keşke geçen sene DiSanto’nun tutuklanmasıyla ilgili bir soru soraydınız, içeriğini bir de onun yorumunu almış olurduk. :) (Hoş haberim olaydı en az 10 15 soru hazırlardım kesin de neyseh. :D )
05.01.2014
@DrAQA, sorular tutuklanma olayından 3 ay önce falan gönderilmişti. Cevapları daha yeni yollayabildi.
Bu adamlar thrash metalin başına son zamanlarda gelen en güzel şeyler gerçekten. Yeterince özgün bir tarzları da var, daha ne olsun, umarım aynı yolda devam ederler bozmadan.
ülkede bu kadar thrash dinleyicisi varken bu gruba olan ilgisizliğin hala çok olduğuna inanıyorum. fotoğraflara bakarken bile 80′ler havasını çok iyi veriyorlar. outer isolation için onlara minnettarım. röportaj için teşekkürler.
Allah bize de Vektöööööööööööööööör diye bağırmayı nasip etsin ya. VÖKTÖRRRRRRRRRRRRRRRR
Slayer’a benzemişler sanki -ya da bana öyle geldi-
http://www.pasifagresif.com/wp-content/uploads/vektor_rop_1.jpg
Soldan sağa: Dave Lombardo, Tom Araya, Kerry King, Jeff Hanneman
06.01.2014
@Reroute to Remain, banada öyle geldi ilk baktığımda
06.01.2014
@Reroute to Remain, Dave Lombardo dışında gerçekten benziyorlar.
06.01.2014
@Cattle Bilmemne, Dave Lombardo’ya saç olarak benziyor :) eski saçı tabiki
Thrash metal çok dinlemememe (memememe) rağmen hastasıyım bu grubun. Kasıntısız, eğlenceli adamlar belli. Bi Outer Isolation çakarım bunun üstüne.
06.01.2014
@Ömer Kuş, İstemsizce güldüm. TDK buna bir çözüm bulmalı
Gece gece “VEKTOOOOR LAAAAA” diye bağırmama sebep oldunuz :D Teşekkürler PA. Adamlar ciddi anlamda son senelerde çıkan en sağlam thrash grubu abi. Gayet samimi cevaplar vermiş bide. Bu çocuklar olmuş olmuş.
Ghost’la birlikte beni en çok heyecanlandıran grup Vektor şu an.Her yıl kurulan 100 death/black grubuna karşılık 0.001 tane teknik thrash grubu düştüğü düşünülürse teknik thrash severler için çok değerli bir grup.
SCI-FI or DIE
SEVİYORUM BU SİTEYİ. DİN KURSANIZ PEŞİNİZDEYİM LAN.
Vektor yeahhhhhh.
Röportaj cidden baya iyi olmuş, bilim-kurgu filmleri tavsiyelerini de kenara not ettim hemen, eheh. Revocation’ı sevmelerine de şaşırmadım doğrusu, bence iki grup da baya farklı şekilde ele aldılar thrash metal işini ama ikisi de ortalığı dağıttı açık şekilde.
Ah bi de DrAqa şu adamları canlı görebilse, biz de yanında “Allaaaaaah” diye bağırsak yine…
röportajla alakası olmayan yazılar girmiş araya. spam tarzı bir şey herhalde.
15.01.2016
@zekimtl, sağ ol düzelttik.