# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
KATATONIA – Dethroned & Uncrowned
| 09.01.2014

Düşün.

Samet ÖZGÜLER

Ne garip şeydir bazen düşünmek: düşündükçe derinlere inersiniz; uzun bir yolculuğun çıplak maceracısısınızdır. Garip, bir başına, çilekeş bir maceracı. Herhangi bir tehlikeye, tehdide karşı savunmasız, tedbirsiz; çaylak bir maceracı. Tek yapabildiğiniz, gidebildiğiniz kadar derine gitmektir. Gittikçe bitmeyecek bir yoldur bu, anlarsınız. Öyle bir yoldur ki; sonsuzluğun heybetli ihtişamının içinde nice bilgiler, tecrübeler saklıdır.

Düşünürsünüz… Tüm vücudunuz sükûnet içinde kalır, yanınıza kıvrılıp sessizce uyuyan bir köpek, kedi gibi size huzur verir. İçinde bulunduğunuz ortama aldırmadan hayal gücünüz sizi yönlendirir. Kafanızın içinde kocaman bir dünya oluşturan siz, bu koca dünyanın her yerini gezersiniz. Gezdikçe görür, öğrenir, kavrarsınız etrafınızdakileri. Gezdikçe kafanızın içinde biriken onca şey sizde daha çok gezme ihtiyacı uyandırır.

Bilirsiniz; düşünmediğiniz günlerde neleri kaçırdığınızı. Hayat size “düşün, gör, bak, gez, öğren” diye bir sürü şey sunar. Siz bunları reddettiğinizde kalbinizde küçük bir iz kalır; mahzun bir iz. Hayatın acımasız telaşesi içinde boğulup giderken kalbiniz her zaman kırıktır. İlgi bekler, özen bekler. Vahşi dünya sizi de kendi hayatına çekip yuttuğunda, kocaman bir okyanusta tek başına kalan bir balık gibisinizdir artık. Öyle ki, bunu hissedemezsiniz bile. Yaşamayı unutursunuz, düşünmeyi unutursunuz, kalbinizi, ruhunuzu unutursunuz. Unutmayı da unutursunuz. O küçük iz artık kocamandır. Büyür büyüyebildiği kadar.

Sabah 06:30′da aceleyle kalkıp elinizi yüzünüzü yıkadığınız; otobüs, metro vs. ulaşım araçlarının size uygun seferini kaçırmamak için acele ettiğiniz; bu vahşi acelenin içinde kahvaltı yapmayı bile unuttuğunuz; okula, işe vs. yetişip orada çalıştığınız; işinizden, okulunuzdan vs. çıkıp aceleyle tekrar eve gittiğiniz; yemek yeyip, televizyon izleyip, yorgun düşüp yatağa yattığınız bir hayat sizi bir hortum gibi içine çeker. Ne zaman söneceği meçhul; vahşi bir hortum. Her gün aynı şeyleri yaparken bazı hayati şeylerin farkına varabilmenizi imkânsızlaştıran bir hortum.

Düşünmemek, yeterince düşünememek biz insanların en büyük kaybı. O bizi bir süre sonra sessizce bırakıp gittiğinde ya onun değerini artık hiç anlayamayacak biri oluruz, ya da değerini anladığımızda bir daha onu asla bırakmayız.

Onu her dinlediğimde oturup sakin, duru, saf -katışıksız- kafayla, zihinle düşünmenin zevkine varabilmeme yardımcı, vesile olan bu albüme ve üreticilerine teşekkür ediyorum. Albüm hakkında bir şeyler yazmadığımı biliyorum. Oturup bu albüm hakkında bir şeyler yazsaydım o 2 seçenek olurdu önümde: Birincisi hiçbir şey yazamadan bırakmak, ikincisi sayfalarca şeyler yazmak. Birinciyi seçtim, çünkü bu hususta köşesine çekilip susan bir insan olmayı tercih ediyorum. Zira bazen susmak, o kadar çok şey anlatır ki.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.31/10, Toplam oy: 32)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2013
Şirket
Peaceville Records
Kadro
Anders "Blakkheim" Nyström: Gitar, programlama, geri vokal
Niklas Sandin: Bas
Per "Sodomizer" Eriksson: Gitar
Daniel Liljekvist: Davul
Jonas Renkse: Vokal
Şarkılar
1. The Parting
2. The One You Are Looking for Is Not Here
3. Hypnone
4. The Racing Heart
5. Buildings
6. Leech
7. Ambitions
8. Undo You
9. Lethean
10. First Prayer
11. Dead Letters
  Yorum alanı

“KATATONIA – Dethroned & Uncrowned” yazısına 3 yorum var

  1. Bu albüm olağanüstü olabilirdi. İnanılmaz bir şey olabilirdi. Ama bence olamadı. Bunun sebebi de tüm enstrümanların yeniden aranje edilip baştan kaydedilmiş olmasına rağmen, vokalin tekrardan kaydedilmeyip aynen Dead End Kings’deki hallerinin kopyalanmış oluşu. Öyle olunca, normalde distortion’lı gitar ve davula göre yazılmış ve daha tansiyonlu söylenmiş olan vokaller, bu albümde, arkadaki müziğin naifliğine, kırılganlığına uyamayabiliyorlar. Öyle olunca da sürekli “aslında bu albüme ait olmayan” bir şey dinliyormuş gibi hissediyorum ve aklıma, şarkıların verdiği duygudan ziyade, Cubase’de, Pro Tools’da edit’lenmeyi bekleyen vokal kanalları falan geliyor. Dead End Kings’e bayılıyorum ama bu albüm, olabileceğinin daha azı oldu bence.

    Bende Saklı Kalsın

    @Ahmet Saraçoğlu, Re-tweet seçeneği olsaydı keşke kenarda :)

  2. baha says:

    bu albümden sadece hypnone ve the racing heart’ın düzenlemeleri güzel geldi bana onun dışında çok ilgi çekici gelmedi. bu albüm yerine asıl albümü dead end kings’i dinlemek lazım. bu arada bu albüm hakkında önemli bilgileri yazıdan değil de ahmet’in yorumundan öğrenmiş oldum. ne olur biraz da albüm hakkında yorum olsun, teşekkürler.:)

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.