23 Şubat’ta ülkemizde vereceği konser öncesinde ENSIFERUM’la konuşmasak olmazdı. Biz de karşımıza grubun baslarından ve bir kısım vokallerinden sorumlu isim olan Sami Hinkka’yı aldık ve folk metalin bu emektar grubunun bugünlerde neler yaptığına ve yakın gelecek planlarına dair hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Menajerleri rica ettiği için röportajı soruyla sınırlı tuttuğumuzu da ekleyelim.
Merhaba Sami, röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Umarız orada her şey yolundadır. Sorulara geçelim.
“Unsung Heroes” için aldığınız tepki diğerlerine oranla nasıldı?
Albüm öncekilerden farklı sayılabilecek yapıda olmasına rağmen aldığımız tepkiler fazlasıyla pozitifti. Zaten ne olursa olsun kendini tekrarlamanın bir mantığı yok, hem bir grup olarak hem de bestecilik açısından gelişmek istiyoruz ve sanırım hayranlar da bunu takdir ediyor.
“Passion, Proof, Power” diğer ENSIFERUM şarkılarına kıyasla gerçekten değişik bir yapıt. Bu şarkıya değişik kısımlar barındıran uzun, epik bir şarkı yapma fikriyle mi başladınız yoksa kendiliğinden 17 dakikalık bir şarkı olarak mı gelişti?
Şunu farkettik ki yaşlandıkça kısa şarkılar bestelemek daha da zor oluyor, haha! Ama ciddi olmak gerekirse,
“Passion, Proof, Power”ın uzunluğu bilinçli bir şey değildi; şarkı git gide büyüyordu ve şarkının ilk demosunu kaydettiğimizde çok şaşırmıştık çünkü çoktan 8 dakikalık olmuştu, bize ise şarkı daha yeni başlıyor gibi gelmişti. Çok tutkulu bir şarkı ve bir
gün canlı çalmak da hoş olurdu.
“Bamboleo” cover’lama fikri nasıl ortaya çıktı? Bir dahaki albümünüzde buna benzer ilginç bir cover görebilecek miyiz?
Markus, “Bamboleo”nun death metal versiyonunu yapma fikrini yıllardır düşünüyordu. Cover yapmak için bir çok harika şarkı düşündük ama “Bamboleo” üzerinde çalışmaya başladığımızda, bunun, kesinlikle en iyi seçim olduğunu fark ettik. Kaydetmek için kesinlikle eğlenceli bir şarkıydı ve canlı performansta çalmak da inanılmaz keyifliydi.
Yeni albüm demişken, yazma sürecine başladınız mı? Bizi şaşırtacak bir şeyler beklemeli miyiz?
Bir süredir yeni şarkılar üzerinde çalışıyoruz ve planımız, yaz festivallerinden sonra stüdyoya girmek. Yeni materyal, ileriye doğru attığımız diğer bir adım daha olacak ve eminim bir çok insan müziğimizin son birkaç yılda uğradığı gelişimi görünce şaşıracak.
2013 boyunca turladınız ve Şubat sonunda da İstanbul’a geliyorsunuz. Son albümden genelde hangi şarkıları çalıyorsunuz? Yeni şarkılara gelen tepkiler nasıl?
Yeni parçalar canlı çalmak için uygunlar ve artık seyirciler de şarkıları daha iyi bildiklerinden, eski albümlerdekilerle eşdeğer biçimde eşlik ediyor ve moshpit yapıyorlar. Sonunda İstanbul’a gelip tek grup olarak çalacak olmamız harika. Her albümden bir şeyler çalacağız ve henüz “Unsung Heroes”dan hangi şarkıları seçeceğimize karar veremedik ama eminim ki bilindik olanların yanında bazı sürprizler de olacaktır.
Tüm bu turlardan sonra yakın zamanda bir DVD çıkarmayı planlıyor musunuz?
Yeni bir DVD çıkarmayı düşünüyorduk fakat DVD satışlarının oldukça kötü olması ve plak şirketinin finansal sorunlarından dolayı bunu uzak bir geleceğe erteledik.
Son WINTERSUN albümünü dinlediniz mi? Dinlediyseniz eğer, nasıl buldunuz? Jari ile ara sıra görüşüyor musunuz? Aranızda bir dargınlık var mı?
Tabii ki de
dinledik. Gayet iyi bir albüm! Hatta ben ve Markus bir şarkıda geri vokalleri üstlendik. Eski üyelerle aramızda bir dargınlık yok. Markus ve Jari çocukluktan beri arkadaşlar ve sık sık görüşüyorlar.
Şu anki folk metal sahnesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Birçok grup aynı formülleri kopyalama yoluna gidiyor. Sizce yeni gruplar kendilerini diğerlerinden ayırmak için ne yapmalılar?
Folk metalin thrash, death ve black metal ile aynı kaderi paylaşacağı açık, ama biz bu tür içindeki en eski gruplardan biriyiz ve folk metal sahnesine ne olursa olsun bu tür müzik yapmayı sürdüreceğiz. Kopyacı gruplar ve genel olarak müzik konusuna gelirsek, bence müzik ve beste yapmak eğlenceli, zorlayıcı ve ödüllendirici olmalı. Yani etrafında benzer düşünen insanlar varsa ve belli şeyler seni gaza getiriyorsa, en bayat, üç akordan oluşan rock rifi bile olsa önemli değil, peşinden gidin!
Peki Sami, o kadar kiloyu nasıl verdin haha?
Astanga yoga yapmaya başladım.
Yeni çıkan gruplardan favorilerinden bazılarını sayabilir misin? Son zamanlarda duyduğun ve çok iyi olduğu için seni şaşırtan gruplar var mı?
Ne yazık ki bu soruya cevap vermek için en yanlış kişiyim herhalde çünkü yeni müzikleri -hem metal, hem de diğerleri- hiç takip etmiyorum. Ben genelde birisi bana yeni bir müzisyen/grup tavsiye ettiği zaman müzik keşfediyorum. Sanırım beni şaşırtan son grup birkaç yıl önce duyduğum MEDEIA idi. Hmmm, belki bu konuda biraz daha aktif olmalıyım.
Bu da röportaj yaptığımız tüm gruplara sorduğumuz geleneksel sorumuz. Bize bu röportajın manşetini söyler msin?
Kebaba bayılan bir insan olarak, sanırım şu iyi bir manşet olur: “Hayattaki en güzel iki şey: Folk metal ve kebap!”
Zaman ayırdığın için teşekkürler Sami, 23 Şubat’ta görüşmek üzere!
Tüm dinleyicilerimizi bekliyoruz! Görüşmek üzere!
Sorular
Ömer Kuş
Ahmet Saraçoğlu
Tercüme
Pasifagresif
Bünye sitenin roman kıvamındaki röportajlarına alışınca bu seferki bayağı kısa geldi.
Bamboleo güzelmiş :)
Gönlümüzü almak isteyen ecnebilerin çektiği ilk kartın Kebab olması <3 Jari gittikten sonra unuttum resmen güzelim Ensiferum’u.
sitenin röportaj köşesi her hafta daha büyük grupları ağırlıyor her hafta dahada bi güzelleşiyor evet bu roportaj diğerlerine kıyasla daha kısa olmuş olabilir ama yinede güzel olmuş elinize yüreğinize sağlık
bide şimdi dikkat ettim sami harbidende o kadar kiloyu nasıl vermiş lan
Menajerleri 10 soruyla sınırlı olmasını istediği için böyle kısa oldu.
Sami’nin kilo vermesinin yanında Petri’nin hayvanlar gibi kilo almasına ne demeli peki? İkinci fotoğrafa bak hele, öeh lan.
Kimleri görüyorum kimleri, de keşke bu kadar kısa olmasaymış ama tabi malum sebep belli. ve evet, hayattaki en güzel iki şey olabilecek klasmandasın folk metal ve kebap.
Ortamlara yabancı olduğumdan merak edip sormak istiyorum, on soru ne ayak? Daha fazla olunca ne olurmuş ki…
Ayrıca sanki jennifer lopez tavırları bir garip geldi açıkçası…
Söylemeden rahat edemicem. Bamboleo nedir ya? dünyada metal olmayan, çok ünlü herkesin bildiği vs vs 850milyon parça varken neden Bamboleo. ulan resmen bayık mı bayık sevimsiz bi şarkı. hadi bu benim için böyle olmuş olsun, lan milyonlarda ayılıp bayılmıyodurki ya bu şarkıya heralde. tek işlevi 90ları hatırlatmasıdır. acaba bi anısı mı var arkadaş grup için anlamadım gitti. ilk gördüğümdede çok içerlemiştim, hala içimde yaradır. bide “canlı performansta çalmak çok keyifliydi” diyor ya.umarım konserde çalmazlarda gereksiz yere gerilmem. ulan bamboleo.
Yakında dave mustaine, steve harris röportajları falan görcez sitede. Hadi bağalım.
@Ömer Kuş, sadadasd aynen abi. Benimde dikkatimden kaçmadı. :D
Kısa uzun farketmez, Ensiferum olsun yeter. Röpörtaj’da emeği geçenlere teşekkürler.
Kebap dışında dünyaya bir katkımız yok :)
01.02.2014
@Reroute to Remain, döner? kahveyi avrupaya ve dünyaya yaymamız?
01.02.2014
@Kamil, aman ne büyük katkı dünya tarihine :D
01.02.2014
@Reroute to Remain, ilk mesajda dünyaya katkıdan bahsetmişsin ama :) her neyse :)