Her zamanki gibi bir gündü. Sabah Family Guy eşliğinde bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Yapmam gereken bir toplantı ve önümde gideceğim uzunca bir yol vardı. Bir oyun firmasıyla görüşme yapacaktım. Sıradaki metroyu beklerken kulağımda Michael Jackson çalıyordu. Biraz olsun güne pozitif havayla başlamak niyetindeydim. “ENİVİCİ VOKKE, ENİVİCİ VOKKE. ARE YOU OKAY ANNIE?” bitiyor “IT DONT MEDIR IF YUR BLEEEK OR VAAAYT. Yİİİİ–HHHHAAAAA” başlıyordu. Metro zemininin ayakkabılarım için biraz kaygan olduğunu farketmemle birlikte insanların beklemesine aldırış etmeden ufak ufak moonwalk yapmaya başladım. Götüm götüm geri kayıyor, sarı çizginin dibine kadar gelip ölümle dans ediyordum. Bir yandan da bekleyen insanların yüzlerine çok yaklaşıp onları da dansıma katılmaları için ikna edercesine figürler sergiliyordum. Figürlerime ilk teslim olan 50′li yaşlarda kapalı, pardesülü bir teyze oldu. Kilosu, kısa boyu ve pardesüsü yüzünden yaptığı hareketler pek belli olmasa da ruhunun derinliklerinde YARAMAZ BİR KIZ olduğu her halinden belliydi. Ekibimiz yarım saat içinde ufak bir orduya dönüştü. Dans için savaşamayacağımız topluluk yoktu. Bizden başka herkese figürlerimizle gününü gösterebilirdik.
Tünelin başında metronun farlarını görür görmez herkes eski yerlerine döndü. Güvenlik görevlisi olaya müdahale için geldiğinde az önce kameradaki dans çılgınlığının yerini sıkıcı, işe giden insan yığını almıştı. Bir an güvenlik görevlisi etrafına hızlı hareketlerle bakındı. Belli ki aklında “deliriyorum galiba. 3 kuruş maaş ve çirkin karım yüzünden aklımı oynatmak üzereyim.” düşüncesi dolanıyordu.
Madem enerji dolmuştu bünyem, metalci kişilik azgın bir müzik ister diyerek “Daath” açtım. Merak ettiğim bir gruptu. Grubun adını trafikte sıkça kullanmama karşın hiç dinlememiştim. Korna çalan insanlara camı açıp ” NE VAR LAN NE BASIYON DAATH DAATH!!!” diye kızıyor ve camı kapayıp kendi kendime “bi ara şu Daath’ı dinleyeyim lan!” diyordum. Vakti gelmişti “The Concealers” albümünü başlattım ve arkama yaslandım.
Öncelikle albüm tıpkı bir Feared albümü gibi 4, hatta 5 puanı sadece sound’uyla alıyor. Metale yakışan gerçek bir dayak sound’u var. 10 numara davulları, kontrollu ve drive’lı basları, kükreyen gitarlarıyla albüm süper bir sound’a sahip. Evet sound çok önemli. Bir albümün eşinin olmaması açısından kimi albüm kendine has, kimi albüm de güçlü olması için bilinen ama garanti sound’a sahip. Sonuç olarak sound belirleyici unsurlardan biri fakat dinlediğiniz besteler iyi değilse o grup “sound grubu” oluyor. Biraz içi boş oluyor yani.
Daath için tam olarak bu yorumu yapmıyorum. “Sound grubu işte”, “içi boş gürültü” demek biraz ağır olur. Gerçekten yer yer çok iyi groove’lara sahip olsalar da albümün genelinde beni bir yakalayıp bir kaybeden albüm oldu “The Concealers”. Taa 8. şarkıya gelene kadar neredeyse hiç içimi kıpırdatan şarkı olmamasına ve çok alışık olduğum şeyler duymama rağmen Day of Endless Light şarkısı adeta albüme tekrar dikkat kesilmemi sağladı. Sonuç olarak da o şarkı haricinde 4. kere dinlediğim başka şarkı olmadı.
Day of Endless Light şarkısı grubun kafa kopartan vahşilikte işler yapabileceğini gösteren bir şarkı. Rifleri, vokalin çılgınlıkları olsun tam anlamıyla bir metal şarkısı. Üstelik ortasında benim gibi dinleyiciler için jazzy bir geçiş de barındırıyor ki buna bayıldım.
Ama dediğim gibi bu şarkı kadar akılda kalıcı 1 tane daha yok albümde. Bence grup bu tarz şeyler üzerine yoğunlaşarak çok başarılı albümlere imza atabilir. Diğer albümlerinde belki de bu dediğim şey vardır. O albümleri dinleyip değerlendirene kadar bu albüme 6 puan veriyorum. Her zamanki gibi siz benim lafıma bakmayıp bu yazıyı bir aracı olarak düşünün ve albümü kendiniz de dinleyin. Belki beğenirsiniz. İyi dinlemeler.
Kadro Sean Zatorsky: Vokal
Eyal Levi: Gitar
Emil Werstler: Gitar
Jeremy Creamer: Bas
Kevin Talley: Davul
Şarkılar 01. Sharpen The Blades
02. Self Corruption Manifesto
03. The Worthless
04. The Unbinding Truth
05. Silenced
06. Wilting On The Vine
07. Translucent Potency
08. Day Of Endless Light
09. Duststorm
10. ...Of Poisoned Sorrows
11. Incestuous Amplification
Daath grubunun benim içinde şöyle bir anısı vardır;
soundclick vardı bir ara 2002 gibi, bizde ozamanlar demomuzu farklı sitelerde widget yardımıyla stream dinletebilmek için soundclick kullanıyorduk.
“Daath – child says” şarkısıyla death metal chartında uzun süre birinci kalmıştı, ve ozaman içinde soundları çok iyi idi, bu albüme nazaran daha basit olsada akılda kalıca nakaratı ile “daath” benim için hala “child says”dir
Bahadır çok afacansın ya.
Gitgide komik eğlenceli kritik performansını arttırıyorsun. :D
kritik on numara olmuş. Bir de senden thy light kritiği bekliyoruz hocam zahmet olmazsa :D
Komiklik ve şakalarda epey iyi olduğumu göstermişimdir umarım.
şu grubun ismine nedense uyuz oluyorum. daattiri daattiri daath daath diyesim geliyor.
21.01.2014
@Reroute to Remain, Yinede bir 8 verirsin artık. :)
21.01.2014
@Cattle Bilmemne, Kaderimizde bu yazılıysa yapacak bir şey yok :)
21.01.2014
@Reroute to Remain, Megadaath diye grup kurup, Deight diye albüm çıkarasım gildi. Thanks for the inspiration. :)
21.01.2014
@Durakonis, hoşgeldin :)
Daath grubunun benim içinde şöyle bir anısı vardır;
soundclick vardı bir ara 2002 gibi, bizde ozamanlar demomuzu farklı sitelerde widget yardımıyla stream dinletebilmek için soundclick kullanıyorduk.
“Daath – child says” şarkısıyla death metal chartında uzun süre birinci kalmıştı, ve ozaman içinde soundları çok iyi idi, bu albüme nazaran daha basit olsada akılda kalıca nakaratı ile “daath” benim için hala “child says”dir