Cep telefonumun mesaj ekranına yazarak tamamladığım bir kritikle daha karşınızdayım sevgili PA okurları. Bu mesajı sonunda birine yollamayı düşünüyorum. Teyze, amca vs. Açınca bayram manisi gibi upuzun Raul Midón kritiği okusun.
Albümün kapağındaki kabartmaya bakmayın. Gözleri gören bir gitaristi ikiye katlar, dörtle çarpar bu adam. İlk nasıl keşfettim bilmiyorum ama epey uzun süredir albümünü ezbere biliyorum. Nasıl bir müzik yapar peki? Akustik gitarla takılır. Çok şahsına münhasır bir stili var. Bas gitarın slap tekniğinin akustik gitara adaptesi gibi görünen bir çalış. Vokal tarzı ise RnB diyebileceğimiz ses renginde.
Aslında “State of Mind”ı yazmak için yanlış zamanı seçmişim. Güneşli günlerin melodileriyle dolu bir albüm. Ama yılın bu zamanında yani götümüzün donmasına yaklaştığımız şu günlerde bu albümü dinliyor oluşumun sebebi Raul Midón’un yaratıcılığını masaya yatırmak ve biraz da neler yaptığını tekrar hatırlama isteğim.
“State of Mind” şarkısıyla açılan albüm Raul Midón’un imzası groove’un olduğu şarkı. Kısa bir araştırma yaptığınızda muhtemelen karşınıza ilk çıkacak ve aklınızı alacak şarkı “State of Mind” olur. Bunu dinledikten sonra “eğer bu groove’u yazan adamın albümü böyle başlıyorsa kim bilir ilerde nasıl hazineler vardır.” diyerek albüme dalıyorsunuz. Hemen arkasından duygusal/karamsar bir arpejle devam ediyor yolculuğumuz. Arada bir tekrar imzası olan ritimli şarkılar duysak da albümde aynı teranenin dönmesi hadisesi yok. Zira bu kadar havalı bir stil geliştirmişken tüm albüme bunu yedirmek isteyebilir. Kolay tanınmak için kendisine has bir şey yerleştirme metoduna başvurabilir. Ama Raul Midón’un o taraklarda bezi yok gibi. Şarkılarıyla adını hatırlanır kılmak istemiş. Böyle hareketler böyle işlere olan sevgimi çok arttırıyor.
Başta da dediğim gibi gitarın suyunu çıkaran bir tekniği var. Gitarın tiz tellerinde melodiyi duyurken üst tellerde bas yürüşünü çalıyor, bu sırada da gitarı tokatlayarak perküsyon görevini tamamlıyor. Arada da ağzıyla saksofon sesi yapıyor. Hiç istihdam sağlamıyor yani. Tüm parayı kendi içiyor. Hakkıdır ama.
“I Would Do Anything” gibi 1-2 şarkının gereksiz olduğunu düşündüğüm ve her seferinde atladığımı düşünürsek albümün kırılan puanının ordan geldiğini anlayabiliriz. Onun haricinde tüm bu güzellikler yanında en sevdiğim an “Waited All My Life” şarkısının sonunda “tamam tamam anladık!” diyerek şarkıyı durdurması.
2011 yılında İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde de bir konser vermiş olan görme engelli vatandaşımızın müziğine kesinlikle göz atmanızı tavsiye ediyorum. Jazz, Soul gibi müzikleri seviyorsanız bu albüm sizin kulağınıza gider gibime geliyor. İyi dinlemeler.
Ha bir de unutmayın, gözler kalbin aynası falan değil. Belki sesler.
Çıkış tarihinin 2005 olması gerekiyor sanırım. Ayrıca Manhattan Records.
28.12.2013
@suat, sağ ol, düzelttik.
gitarı bu şekil kullanan bir kadın gitarist vardı da unuttum şimdi…
29.12.2013
@moruk, kaki king olabilir. tarzları pek benzemiyo gerçi ama o da bu tarz kullanıyo pedalı.
State of Mind feci tatlı bir şarkı.