# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
TRIVIUM – Vengeance Falls
| 30.11.2013

Gol değil boru.

Kariyeri boyunca oturmuş bir tını arayışında olacağından endişe ettiğim TRIVIUM’un yeni albümü için David Draiman ile çalışacak olduğunu duyduğumda, grubun önceki işlerine göre daha kolay hazmedilir bir şeyler yapmak istediğini anlamıştım. Diyeceksiniz ki “TRIVIUM zaten kolay hazmedilir bir müzik yapıyor”; e tabii haklısınız. Ancak Draiman seçimiyle, grubun daha önce ulaşmadığı yerlere ulaşma amacı güdeceği; müziğindeki eşlik edilirliği, aşırı kolay bir müzik yaparak olmasa da, çeşitli unsurlarla daha bir vurgulayacağı ortadaydı. Draiman’ın vokal konusunda kendisine boyut atlattığını ifade eden demeçlerini sıklaştıran Matt Heafy de, katıldıkları festivallerde TRIVIUM’un artık mutlak headliner olmasını ve bunca albüm sonrasında, grubun adının katıldığı tüm festivallerin afişlerine, düz yazıyla değil de, logosuyla konmasını istediğini, bunun için gereken neyse yapmakta kararlı olduğunu hissettiriyordu.

TRIVIUM’u 2005′ten bu yana takip eden ve geçirdikleri tüm evreleri bilen biriyim. Grubu 4 kez de canlı izlemişliğim var. TRIVIUM iyi bir grup. Hakikaten iyi bir grup. Özellikle canlı izlediğinizde bunu daha rahat görebiliyorsunuz. İstanbul konserinde standart bir performans sergilemişlerdi, ancak headliner ya da co-headliner çıktıkları konserlerde cidden çok güçlü ve etkileyici performanslar sergiliyorlar. Bakmayın Matt’in şimdiki ipstar, olgun tavırlarına. Uzun saçlı kısa pantolonlu TRIVIUM’un 2005-2006 dolaylarında sahneden yaydığı enerjiyi yeni nesilden pek az grup yayabiliyordu.

Bunları neden anlatıyorum? TRIVIUM, özellikle “Ascendancy” ile birlikte büyük grup olacağını bağıra bağıra ilan eden, bu konuda en ufak bir şüpheye yer bırakmayan bir oluşumdu. 2005 yılında ekşisözlük’e grupla ilgili şunu yazmışım:

“yakında adını daha çok duyurucak, yeni nesil amerikan grupları arasındaki en başarılı isimlerden biri. konserlerde çok çok iyiler gerçekten ve 2. albümleri ascendancy ingiltere’de platin plağa kadar çıktı. yakın geleceğin adından en çok söz ettiren gruplarından biri olacak trivium.”

Bunu görmemek cidden imkansızdı. Kısa bir süre sonra “The Crusade” çıktı ve bir hayli dağınık ve grubun METALLICA’cılık oynadığı bir iş olarak değerlendirildi. Sonra tokat gibi bir albüm olan “Shogun” çıktı ve bence TRIVIUM gerçek anlamda kendini buldu; özgün bir tını, her şeyleriyle TRIVIUM kokan şarkılar, bir sürü karakteristik öge, hepsi yerli yerindeydi. Benim gözümde artık TRIVIUM’u kimse tutamayacaktı. Kimsenin tutamamasını geçtim, TRIVIUM kendi özünü, sound’unu bulmuştu; bundan önemlisi yoktu.

Ardından “In Waves” çıktı. Olgunluk adı altında daha basit, daha direkt, daha hedefe yönelik gibi duran bir TRIVIUM vardı. Eski vahşiliği, çiğliği gitmiş, yerine her rifin, her melodinin, düzenlemenin planlı programlı yapıldığını belli eden, bence suni bir TRIVIUM gelmişti. Şarkılar bariz şekilde birbirlerinden kopuktu ve her ne kadar görsel bazda bir konsept tutturulmuşsa da, müzikal olarak albüm sağa sola yayılmış bir profil çiziyordu. “Ascendancy”, “The Crusade”, “Shogun” albümleri arasındaki boyutlarda bir bipolarlık yoktu, ancak “In Waves”in “olmuş” olduğunu söylemek de zordu. Geçiş albümü mü dersiniz ne dersiniz bilmem ama “In Waves” benim için karakter sıkıntısı çeken bir albümdü.

“In Waves” gibi metal dünyasında herkesin öyle ya da böyle konuştuğu, haberdar olduğu bir albüm yapıyor ve devasa promosyonlarla albümü ortama saçıyorsanız ve o albüm bir geçiş albümü olarak görülüyorsa, kimileri için “hadi az kaldı, bir sonrakinde grup kendini bulacak” dedirtecek türde bir ara ürün görevi görüyorsa, bir sonraki işe yönelik beklenti de artıyor. Hem de çok artıyor.

Peki “Vengeance Falls” beklentileri karşılıyor mu? Albümün bir “Shogun” yahut “Ascendancy” olmadığı kesin. Zaten böyle bir çaba da yok. Daha da önemlisi, “Vengeance Falls”, farklı amaçlara hizmet eden bu iki albüm gibi, yine farklı bir amaca hitap ediyor ve amaçladığı şeyi de gerçekleştiriyor: “TRIVIUM, oldu” dedirtiyor.

Evet, “Vengeance Falls”u böyle görüyorum. “Ascendancy” de, “Shogun” da olmuş albümlerdi aslında, ancak “The Crusade” de dâhil olmak üzere birbirlerinden çok kopuk, tamamen alakasız, örtüşen çok az unsur barındıran çalışmalardı. “Vengeance Falls”da ise, “In Waves”de denenen ve tam olamayan şeyin başarıyla gerçekleştirildiğini görüyoruz.

“Vengeance Falls” cidden dolu bir albüm. İçinde sayısız iyi fikir ve bu fikirlerin kusursuz şekildeki icrası var. Her şarkıya hasta olmasanız bile her şarkıda hoşunuza giden pek çok şey bulma ihtimaliniz var; tabii TRIVIUM’a özel bir uyuzluk beslemiyorsanız.

Bir kere David Draiman, Matt Heafy’yi belli ki iyi eğitmiş. Heafy daha önce duymadığımız düzeyde kendine güvenli, inanarak ve bilinçli şekilde şarkı söylüyor. Cidden şarkı söylüyor. Albümün genel sıkıntılarından biri olarak gördüğüm yaratıcı rif azlığına rağmen, düzenlemelerin olgunluğu ve vokal yorumlarının şarkılara karakter katması dolayısıyla parçalar ya kendiliğinden yükseliyorlar, yükselemeyenler ise bir şekilde “kurtarıyorlar”. Bu sayede de albümde öylesine, sallamasyon bir şarkı yer almıyor. Bundan dolayı da David Draiman’ı kutlamak gerekiyor, grup tarafından yazılan müziği, belki olduğundan da yukarıya çektiğini hissettiyor.

Onun dışında, albüm kaydını ve prodüksiyonu gerçekten çok beğendiğimi söylemeliyim. Gitarlar sanki yanıbaşınızda çalınıyormuşçasına dişli, alev alev; bas gitar, davul, vokal, her şey mükemmel bir uyum içerisinde. Buna grubun tüm geçmişini yansıtırcasına, adeta retrospektif-vari bir yaklaşımla kotarılmış besteler de eklenince, albüm cidden dinlemesi çok zevkli bir hale giriyor. Grup, bence kariyerinde ilk kez, tartışmasız bir profesyonellikte, son derece olgun ve hiçbir tutarsızlığı olmayan şarkılar yazmış. “Ascendancy”deki Rain’i de duyabiliyoruz, “Shogun”daki “Throes of Pertiditon”ı da, “In Waves”deki In Waves’i de… Ama hepsi de kulağa yepyeni ve taze geliyorlar, bu sayede de “Vengeance Falls”, TRIVIUM’a dair güzel olan ne varsa yansıtan bir işe dönüşüyor ve başarılı bir albüm olarak nitelenmeyi her şeyiyle hak ediyor.

Eksikleri yok mu? Elbet var. Bir kere albümde banko TRIVIUM klasiği olur diyebileceğimiz şarkı sayısı çok değil. Bugün grubu seven herkes hâlâ “PUUUUL HAADAAA STRİİİİNG MAAATAAAAA!!” diye, “TOOOORN BİTVİİİİİİİN SKİLLİYA END KRİBDİİİİİİİS!!” diye anırıyor, ancak bu albümdeki çoğu şarkının bu şekilde klasikler arasına girmeyecek olması daha olası. Ancak yine de, bu durum bu şarkıları hiçbir şekilde kötü yapmıyor. Hit olmak başka bir olay, hepsi bu. Bazılarına sıkıntı olarak gelen clean vokal fazlalığı/sert vokal azlığı da benim nazarımda bir önem teşkil etmiyor, zira Matt gereken duyguyu clean vokalleriyle de vermeyi başarmış.

Son paragrafa geldiğimizde, bugüne kadar ne tür bir karakteristik tını oluşturacağı konusunda sıkıntı yaşayan TRIVIUM’un, ilk kez arka arkaya iki benzer albüm çıkardığına ve bu albümlerin ilkinde bence tam işlemeyen formülün, bu albümle başarıya ulaştırıldığına tanık oluyoruz. Her şey bir yana, “Embers to Inferno” da dâhil, “Vengeance Falls”a kadar olan tüm TRIVIUM albümleri birbirlerinden farklıydılar, ancak insanlar bu albümleri hep konuştular, TRIVIUM ve çıkardığı albümler her daim ilgi çekti. “Sik gibi grup ya, ne yaptıklarını bilmiyorlar” denmedi; tartışıldı, eleştirildi, zaman zaman övüldü. Çünkü adamlar bir şeyler yapmaya çalışıyor, çabalıyorlardı; bu bariz şekilde ortadaydı. Bunun gerçekleşmesini sağlayan şey de, kararsız olsun olmasın, bütünlüklü olsun olmasın, TRIVIUM’un iyi şarkılar yazıyor oluşuydu. Aksi takdirde, bu kadar eleştirilen, küçümsenen bir grup bu denli ilgi çekemezdi. TRIVIUM işini iyi yapıyordu, sadece yolunu bulamamıştı.

“Vengeance Falls”da grup “In Waves”de çakmakla aydınlattığı yolunu bu kez koca bir fenerle görüyor. Umarım bundan sonra da çizgilerini korurlar, çünkü günümüz metalinin TRIVIUM gibi akıllı gruplara ihtiyacı var. Harbiden.

8/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.58/10, Toplam oy: 80)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2013
Şirket
Roadrunner Records
Kadro
Matt Heafy: Gitar, vokal
Corey Beaulieu: Gitar
Paolo Gregoletto: Bas
Nick Augusto: Davul
Şarkılar
01. Brave This Storm
02. Vengeance Falls
03. Strife
04. No Way To Heal
05. To Believe
06. At The End Of This War
07. Through Blood And Dirt And Bone
08. Villainy Thrives
09. Incineration: The Broken World
10. Wake (The End Is Nigh)
11. No Hope For the Human Race
12. As I Am Exploding
13. Skulls... We are 138 (THE MISFITS cover'ı)
14. Losing My Religion (REM cover'ı)
  Yorum alanı

“TRIVIUM – Vengeance Falls” yazısına 21 yorum var

  1. Baybora says:

    Losing My Religion cover’ı güzel,onun dışında yapacağım pozitif bir yorum yok albüme. Bir de biraz Strife’ı beğendim,ama genel olarak büyük bir hayal kırıklığı oldu benim için. Draiman ismini duyduğum an biliyordum gerçi böyle olacağını. Üzüldüğüm bundan fazlasını yapabildiklerini bildiğim adamların kendilerini böyle sınırlamaları. Kimse bir Ascendancy veya Shogun beklemiyordu,hele de In Waves’den sonra. Ama bu da olmadı,olmadı derken müzikal anlamda tabii ki. Piyasa açısından sağlam getirisi olacaktır gruba.

    Zamanla beğenmeyi umuyorum.

    emrahcomert

    @Baybora, losing my religion cover mı bence sıvadıktan sonra üstüne tüy dikmişler :))

  2. emrahcomert says:

    bi kaç şarkıdan sonra disturbedleştirilmiş trivium olmuş kanatine vardım

  3. Catlle Bilmemne says:

    Geçenlerde Mustaine bir açıklama yapmıştı sürü psikolojisiyle ilgili. İnsanlar bu albümü neden beğenmiyor acaba diye düşünürken nedense bir anda aklıma o geldi.

  4. Catlle Bilmemne says:

    Ha birde merak ettiğim bir konu var benim, hadi bu albüm tamam gerçekten de 7,5 8′lik bir albüm gibi ama peki ya Shogun ya da Ascendancy? Onların notu niçin 8 ki? Ascendancy en iyi üç metolcore albümünden biridir bence.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Catlle Bilmemne, Ascendancy tam anlamıyla bir metalcore albümü değil bence. Trivium da hiçbir zaman sadece metalcore yapmadı, hatta ben Trivium’u metalcore olarak dahi nitelemem mesela. Heavy metal, thrash metal ve metalcore ögelerini içeren yeni nesil Amerikan metali klasmanında bir gruptular ve şu anda da en genel anlamıyla “metal” yapıyorlar.

    Bu albümün puanının Ascendancy ve Shogun’la aynı olmasının sebebi, bu 3 albümün de farklı şeyler amaçlıyor olmaları ve o amaçları doğrultusunda benim için bu puanları alacak işler ortaya koymuş olmaları. Trivium en iyi albümünü hâlâ yapmadı, ama bence Vengeance Falls’la buna baya yaklaştılar ve daha çok büyümek adına çok akıllıca bir adım attılar. Bestelere, şarkı trafiklerine, düzenlemelere bakınca grubun nereden nereye geldiği görülebiliyor bence.

    Cattle Bilmemne

    @Ahmet Saraçoğlu, Aslında o açıdan düşününce gerçekten de doğru, yani ben de anlayamıyorum Trivium’un niçin metalcore kategorisine sokulduğunu, sırf tipik metalcore özelliklerinden de faydalanıyor diye bir gruba metalcore damgasını yapıştırmak ne kadar mantıklıdır? Aynı mantıkla içinde jazz elementleri barındırıyor diye Atheist’e de jazz yapıyor denmesi gerekir zira. (Biraz ekstrem bir emsal olsa da anlatmak istediğim şeyi iletebildim sanırım) Diğer yandan albüm hakkında yorum yapmam gerekirse ben Vengeance Falls sayesinde insanların ne kadar riyakar olabileceğini de anlamış bulunmaktayım. Brave This Storm’da Disturbed öykünmeleri var diye daha albüm çıkmadan yerden yere vuruldu (Disturbed etkileşimlerinin olduğu tek şarkı pek tabi sadece Brave This Storm değildi, kaldı ki zaten biz o aralar diğer şarkıları dinlememiştik bile) şimdi yabancı sitelere, ne bileyim bir Metal Archives’e falan bakıyorum da patlamış gitmiş resmen albüm. Vakti zamanında ”Matt Heafy is gay” diye gezenler şimdi her ne kadar iyi olsa da Ascendancy’nin eline su dökemeyecek bu albümü yücelttikçe yüceltiyorlar. İğneleyici bir üslup takınmış gibi duruyorsam da sözüm sana değil Ahmet abi, daha Trivium’un ilk zamanlarından beridir destekliyorsun bu adamları biliyorum. Bilakis kimin ne düşündüğünü umursamadan bu yağız gençleri desteklemen hep mutlu etmiştir beni.

    Ahmet Saraçoğlu

    @Cattle Bilmemne, bir de şunu diyeyim (sana değil, genel bir düşünce), uzun zamandır müzik dinliyorum, hayatımda Trivium kadar desteksiz eleştirilen grup görmedim. Adamlar metale dair ne varsa yapıyorlar; sırf modern bir tınıları var, sırf yaşları çok küçükken başladılar, sırf clean vokalli nakaratları var diye, millet adamları eleştirmek, küçümsemek için şekilden şekle giriyor. “Matt is gay”den tut, “Trivium metal değil” diyenine kadar o kadar komik şeyler gördüm ki.

    Matt 14 yaşında Trivium’a girdi. Şimdi 27 yaşında, grubunun albümleri on binlerce satıyor, on binlere konser veriyor, dünyayı turluyor, Ihsahn’la falan ortak proje yapıyor, tüm bunlara cevap:

    “Matt is gay.”

    He amk he.

    B U R Z U M

    @Ahmet Saraçoğlu, ahaha süper yorum:):):):) süper tespit:)

    Cattle Bilmemne

    @Ahmet Saraçoğlu, Beğenmemeyi anlarım, piyasalar demeyi bir nebze olsun anlarım ama Trivium’a metal değildir diyen var cidden. Hele hele ki youtube’da yeni milenyumun dahilerinin ”Tr00 Metal vs False Metal (False metal ne amk?)” adı altında yayınladıkları gırla video var ki hepsi de evlere şenlik. Gerçekten Trivium metal değildir diyen kişilerden sadece tek bir tanesi çıkıp buraya mantıklı bir açıklama yazsın alnından öpmezsem Linkin Park’ın dallama Bas gitaristi olayım. İşin en ağlanılacakken gülünen tarafıysa Trivium hakkında hunharca atıp tutan kişiler, evde 7/24 bilgisayarının başında, annesinin getirdiği meyve/kek ve bunun gibi bilimum gıda olmasa açlıktan ölecek tipler. Adamlar on binlere konser veriyor, insanları coşturuyor, Birçok yeni yetme gruba ilham kaynağı olmuşlar, onlar yayınladıkları her yeni albümde ortaya yeni bir şeyler koymaya çalışıp bu yaşta profesyonelliğin dibine vurmuşken onları eleştiren tipler ise anca asosyalliğin dibine vurabilmiş insancıklar. Onlar da sonradan sevecekse sevmesinler zaten, olmaz olsun sevgileri de mümkünse varlıkları da.

    Osman

    @Cattle Bilmemne, eleştirilemez grup yoktur. Dinlerken en çok rahatsız olduğum 3-5 vokalistten birisi Matt, şu “gay” vokalleri yüzünden. Ya bak bunu diyen adam (ben), aşırı derecede Mars Volta ve Protest the Hero fanboyuyum. Volta’dan Cedric karı sesi çıkartırken hayranlıkla dinliyorum, PTHda da aynı şekilde, hayvanlar gibi the Cure, Sigur Ros dinliyorum, ki vokalistler hem gerçek anlamda gay, hem ses rengi olarak. Demek istediğim sırf vokaller yüzünden değil, NWOAHM akımı ve vokaller yüzünden. Cidden, NWOAHM’a birkaç grup dışında komple kafam girsin. Bu birkaç grup arasında Trivium da var. Sevmiyorum ama katlanılamaz değil, hatta zaman zaman eğlenceli bile. (eskiden ne dinlerdik yaaee) Buna rağmen NWOAHM etkisi ve vokaller ortada. Bleak falan söylesin, bak onu fena söylemiyo pezevenk.

    Bi de Trivium’a false metal diyenler false metal görmemişler haha. Veriyim bitane canım sıkıldı.
    http://www.youtube.com/watch?v=4bEDM4bsfWg

    Dying in Your Arms’a eşlik eden adamın erkekliğinden şüphe ederim.

    Cattle Decapitation

    @Osman, Abi false metal demedikleri sürece istedikleri gibi eleştirebilirler o sorun değil.

    Sinain

    @Ahmet Saraçoğlu, Bu yorumunu bastırıp duvarıma asasım var, o derece.

  5. Kuzgun says:

    misfits cover’ı olduğunu görünce ister istemez bir mutluluk sardı dört bir yanımı, şarkı standart bir cover olsa da olmuş bence.

  6. OMustafar says:

    Her Trivium albümünün benim için bir ısınma süresi oluyor. Shogun hariç çoğuna bir süre ısınamamıştım, sonradan da hayvan gibi sevdim albümleri. Bu albüm de aynı süreçten geçiyor, ama biraz çabuk bitecek gibi bu sefer. Güzel bir albüm.

  7. Koray says:

    Bence TRIVIUM’un kötü işi yok,hiç olmadı.İlk çıkan şarkıyı ilk dinleyişlerde yadırgasam da albümü 7899. kez dinleyince çok sevdiğimi farkettim.TRIVIUM yine gözden düşmedi ve çok iyi bir iş yaptı bence . Onlardan artık bir Ember To Inferno,Ascendancy veya Shogun beklemiyorum tabi ki ancak bu albüm de düz bir albüm değil.Ahmet Abi yaratıcı riff hususuna değinmiş kesinlikle katılıyorum oraya ama albümde gayet sağlam sololar bulunuyor özellikle Corey in attıkları.Sonuç olarak albüm gayet iyi,akılda kalıcı bir albüm,beni rahatsız eden tek şey Disturbed etkisi.
    Draiman dan ve grubundan nefret ettiğim için olabilir.
    Evet.

  8. Sezer says:

    In Waves’in devamı niteliğinde fakat daha karanlık temalı bir konsept yapmak istemişler sanki. Gelgelelim gitar riffleri çok tırt. Ben gitarı elime aldığımda sallamamasına çalıyorum bu tarz riffleri ve ben iyi bir gitarist değilim. Davullar da hiç yaratıcı gelmedi açıkçası. Kalitelidir tamam ama ebesinin şeyinden beri Trivium manyağıyımdır, her yerde her zaman savunucuları olmuş desteklemişimdir, canlı da izledim, making of dvd’lerinden konserlerine her boklarını araştırdım ettim ve bu albümü ne kadar hala tam olarak hakim olamasam da çok beğenmedim. Strife biraz sanki In Waves’ten bi bonus trackmiş gibi geldi, fena değildi. Belki de bahsedildiği gibi beklenti büyük olduğu için böyle oldu ya da progresif ögelerden çok yoksun ortalama 4,5er dakikalık ve bi ”olay” barındırmayan şarkılar olduğu için sevemedim. Ayrıca yine bahsedildiği gibi her albümün farklı bir havası vardı. Demolardan The Storm’u dinlediğimde ”Öh mk! Demoya gel!” demiştim. Bu albümde bunu dedirten bir şarkı olmadı. Kendi havası, atmosferi de tatmin edici gelmedi pek. Clean vokaller de çok zayıf. Vokal melodileri çok sönük, dümdüz şiir gibi söylenmiş genelde ve back vokallerden çok yoksun. Gitar tonları da hiç yabancı değil In Waves’deki ayarları hiç değiştirmeden yeni albümü kaydetmişler sanki. Çok sevdiğim sağlam bir ton aslında ama nerede yenilik. Ben kafayı tütsüleyip 100. kez dinlediğimde bile enteresan ve keşfetmediğim şeyler yakalamayı seviyorum bir şarkıda. O sebeple bu albüm zayıf bi albüm. Kimse Trivium harbiden Trivium olmuş demesin o yüzden. Trivium’a karşı hiçbir zaman önyargılı olmadım olmam da. Zamanla belki severim diye düşünüyorum.
    Bi de ”Matt’in hayranıyııaaaaam!!!” diyen bir kız vardı, o kesin bayılmıştır bu albüme. Dinlenilebilitesi yüksek. Halbuki aynı kıza Shogun şarkısını açsan yarısında sıkılıp kapatır hıammına. Biraz zor olsun şarkıları dinleyebilmek. Ele ayağa düşmesin bu kadar lan!
    Saygılar.

  9. Nahilath says:

    Hala dinlemedim bu albümü. Yarın kritiği okuyup alırım gazı, kendime not…

  10. Osman says:

    “Aaaww yeni Trivium albümüüü” diyip de küçümseyip de indirmemiştim. Ahmet Saracoğlu 8 vermişse, vardır bir olayı, heralde.

  11. saw you drown says:

    Strife’ın ilk 54 saniyesi çok iyi.

  12. Reroute to Remain says:

    shogun ile beraber en iyi albümleri

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.