“MORBID ANGEL 10 Kasım’da “Covenant” albümünü baştan sona çalıyor!!” Bu haberi yaşadığım yere yürüme mesafesinde bulunan Middle East gece kulübünün Facebook sayfasında görünce kalbimin nasıl hızla atmaya başladığını tahmin edebilirsiniz. Halbuki yıllardır adamakıllı MORBID ANGEL dinlememiştim, fakat lise yıllarında death metal dinlemeye başlamış her genç gibi benim de “Covenant”ın kasedini çevirip çevirip dinlemişliğim, “Altars of Madness“ın bütün riflerini ezberlemişliğim vardır. Böylesine önemli bir konsere, hem de bu kadar yakınıma gelmişken gitmemezlik olmazdı. O yüzden hem nostalji yapmak için, hem de siz sevgili PA okurları ile bu tecrübeyi paylaşmak için gidip izledim. Süper dandik cep telefonum ile çektiğim bir kaç fotoğraf da var, kaliteleri için üzgünüm ama hiç yoktan iyidir.
ÖN GRUPLAR
Hemen hemen tamamı yerel olan toplam 4 tane ön grup vardı. Onları tanıtmak adına hepsinden kısaca bahsedeyim:
SEXCREMENT, punk tarafı ağır basan bir grindcore icra ediyor. Vokalistlerinin inanılmaz bir low guttural’i var, bu tarzla ilgiliyseniz mutlaka bakın derim. Grubun adından da anlaşılacağı üzere, şarkı sözleri cinsel içerikli şiddet üzerine kurulu. Sahne şovu olarak da gruba yarı çıplak dansçı kızlar eşlik ediyor.
ABNORMALITY, bu taraflarda her geçen gün büyüyen bir death metal grubu. Son klipleri YouTube üzerinde 800.000′in üzerinde tıklandı. Tabii bunda grubun bayan bir vokaliste sahip olmasının etkisi büyük. Fakat bu bayanın performansını ben çok etkileyici bulmuyorum, birçok grupta çok daha sağlam bayan death metal vokalistlerine rastlamak mümkün. Bence grubun asıl gücü enstrüman çalan elemanlardan geliyor. Tarz olarak baya teknik bir death metal icra ediyorlar ve özellikle lead gitarist ve basçı feci kazık partisyonlar icra ediyorlar. Teknik death sevenler baksın mutlaka,
SCALPEL, geçen sene çıkardıkları albümleri ile yerel olarak ses getirmiş bir death metal grubu. İki gitaristin vokal görevini paylaştığı, yoğun şekilde CARCASS, DEATH ve SUFFOCATION etkili bir müzik icra ediyorlar. Grupta bas gitar da baya ön planda, basçıları da benim arkadaşım olan Berklee College of Music öğrencisi Zak Baskin. Özellikle konserdeki perdesiz bas performansı baya etkileyiciydi.
Son ön grup ise, bu turne boyunca MORBID ANGEL’a eşlik eden South Carolina çıkışlı death-thrash grubu VADIM VON idi. O gece sahne alan gruplar arasındaki en az sert olanı onlardı ve dürüst olmak gerekirse bence orijinallikten çok uzak ve biraz da bayık bir müzik icra ediyorlar. Yine de haklarını yemeyeyim, performans olarak bir eksikleri yoktu. Gayet düzgün çalıp sahneyi MORBID ANGEL ‘a devrettiler.
MORBID ANGEL
Intronun ses sistemine verilmesi ile kendimi bir anda en ön sıraya attım. Sahneye ne kadar mı yakındım? İşte şu fotoğrafı çekebilecek kadar:
Ardından bütün şeytani karizması ile David Vincent sahneye çıktı. Trey, Tim ve Destructhor yerini aldıktan sonra langırt diye Rupture çalmaya başladılar. En sevdiğim MORBID ANGEL şarkılarından biri olduğu için ben de kontrolsüzce kafa sallayıp tepinmeye başladım. Sonra birden arkamdan bir rüzgar esmeye başladı, ben “noluyoruz??” diyip arkamı dönünce bir de gördüm ki benim arka sıra olduğu gibi açılmış ve hayvani bir pit dönmeye başlamış! En öndeki yerimi kaybetmeye korktuğumdan pite katılmayıp bulunduğum yerden headbang’e devam ettim.
Ardından hiç ara vermeden Pain Divine’a geçtiler, sonrasında ise David’in “Welcome to the Promised Land” anonsu ile World of Shit geldi. Yazının başında da söylediğim gibi “Covenant”ın çıkışının 20. yıl dönümü olması sebebiyle grup albümü baştan sona icra ediyor, zaten yazının başını atladıysanız da şarkıların sırasından artık durumu çözmüşünüzdür. Dolayısıyla sıradaki şarkılar Vengenace is Mine ve olağanüstü Lion’s Den idi.
Lion’s Den çalarken tepinmeye biraz ara verip, Trey’i daha dikkatli izleyeme başladım ve bir kez daha bu adamın neden gelmiş geçmiş en önemli death metal gitaristlerinden biri olduğunun farkına vardım. Yani adamın öyle bir kendine has tuşesi, tekniği ve zamanlaması var ki. Canlı canlı yakından görünce daha iyi anlıyorsunuz, adamın çaldığı her notadan kötülük, felaket ve acı akıyor resmen.
Blood on My Hands’ten sonra gelen Angel of Disease benim için konserin zirve noktalarından biriydi. Aslında albümü ilk dinlediğim zamanlar alışmakta zorlandığım bu şarkı çok daha sonralar favorilerimden biri haline gelmişti. Canlı icrası ise mükemmeldi şarkının, David’in vokalleri filan gümbür gümbürdü. Hazır David demişken, onun da kendine has bir frontman’lik anlayışı olduğunu not düşeyim. Seyirci ile fazla yüz göz olmuyor, fakat yine de duruşuyla bakışıyla milleti gaza getirmeyi başarıyor.
Sworn to the Black çalındıktan sonra grup sahneyi terk etti, ve ses sitemine Nar Mattaru verildi. Ardından herkesin beklediği an geldi ve sahneye çıkıp God Of Emptiness çalmaya başladılar. Death metal tarihine mal olmuş bu şarkı için ne desem boş, bu müziği ucundan köşesinden biraz olsun seviyorsanız bu performansı görmeniz lazımdı. Tim Yeung da sanki davula biraz daha fazla abandı bu şarkıda, baya gaza geldi millet. Şarkının en son kısımlarında ise herkes kafa sallamayı bırakıp ritmik bir şekilde secde etmeye başladı! Sanırım bütün konserden en çok eğlendiğim kısım buydu.
Böylece “Covenant” baştan sona çalınmış oldu ve grup hiç ara vermeden “Domination“dan Where the Slime Live çalmaya başladı. Albüm versiyonundaki vokal efektleri olmadan şarkının çok daha güzel hale geldiğini fark etmiş olduk böylece. Ardından kronolojik (ve dolayısı ile alfabetik) sırada giderek her albümden birer şarkı çaldılar, tam setlisti yazının sonunda bulabilirsiniz. Son albümlerinden Existo Vulgore çaldıktan sonra sahneyi tekrar terk ettiler. Bis için geri geldiklerinde diskografilerinin en başına dönüp önce Immortal Rites, ardından da Fall From Grace çalarak konseri bitirdiler.
Konserden beklediğimin çok daha üstünde eğlenmiş ve gaza gelmiş halde ayrıldım. Bir zamanlar delice dinlediğim MORBID ANGEL’a artık gereken ilgiyi göstermediğim için kendime kızdım ve bundan sonra daha çok dinlemeye karar verdim. Siz de öyle yapın, ve ne yapıp edip ölmeden önce bir MORBID ANGEL konserine gidin.
Ezberden yazılmış setlist:
Rupture
Pain Divine
World of Shit
Vengeance is Mine
Lion’s Den
Blood on My Hands
Angel of Disease
Sworn to the Black
Nar Mattaru
God of Emptiness
Where the Slime Live
Bil Ur-Sag
Ageless Still I Am
Curse The Flesh
Existo Vulgore
Immortal Rites
Fall From Grace
Kıskanmayla imrenme arasındaki çizgiyi korumaya çalışırken kolların kopması. Yok abi sadece imrenme değil, o kadar masum değil baya kızıyorum. Eheh. Teşekkürler yazı için. Morbid Angel :(
Abi benim bildiğim yeni MA sadece Immortal Rites’tan Domination’a+Illud Divinium Insanus albümündeki parçaları çalmıyor mu? Harikaymış o zaman gerçekten bu konser!
12.11.2013
@Cattle Bilmemne, Covenant 20 yaşında dostum. Onun şerefine!
12.11.2013
@owlboss, Abi ben özellikle Vincent’ın sesinin Formulas albümüne gidebileceğini düşünüyorum, şöyle eski albümleri Vincent ile yeniden kaydetseler hem konserlerde millet daha rahat eder hemde onlar playlist yaparken zorlanmazlar.
12.11.2013
@Cattle Bilmemne, Bu arada alters albümüne Immortal Rites demem… :/
12.11.2013
@Cattle Bilmemne, Dumanlı kafayla Altars of Madness albümüne de alters demem.
12.11.2013
@Cattle Bilmemne, Covenant dönemindeki vokalini koruyabilseydi belki o dönemki şarkılara giderdi David’in sesi ama şuan zor gibi.
12.11.2013
@Seyfullah, Şu anki sesi brutalden çok hardcore gibi geliyor kulağa, en azından konserlerde çalsınlar bari yahu şarkıları, bir Summoning Redemption dinleyemeden gebereceğiz Vincent’tan.
12.11.2013
@Cattle Bilmemne, Ben de Formulas,Gateways ve Heretic albümlerinden daha çok şarkı koymaları gerektiğini düşünüyorum setliste özellikle senin de dediğin gibi başta Summoning Redemption olmak üzere.Ayrıca grubun bu setlistte dahil olan Ageless Still I Am ve Curse The Flesh performansını çok merak ediyorum.
12.11.2013
@Seyfullah, illaki bu turneden iyi kaliteli youtube videolari duser yakinda, oradan daha iyi gorurusun, ama benim fikrim gayet tas gibiydi performanslar. David’in sesi de bence baya iyi durumda su an, toparlamis baya kendini. Bas calisi da baya iyiydi.
13.11.2013
@Kemal, Immortal Rites’ta çok sevdiğim korkunç bir riff var, o kısımda Vincent ‘aaaa’ diye bağırıp içine sıçıyordu son zamanlarda şarkının. Yine yaptı mı öyle? :/
13.11.2013
@Cattle Bilmemne, Immortal Rites ben de cok severim, o yuzden o sarkida kopek gibi tepinmekle mesguldum vokallere pek dikkat edemedim kusura bakma :(
Covenant’ın baştan sona çalınması dışında her albümden birer parça çalınması da muhteşem olmuş.Yazı için teşekkürler.
Vay lan…
Morbid Angel’ı 2008′de izlemiştim ben de. God of Emptiness’te coşmam haricinde aklımda pek bir şey kalmadı. Trey olmayan gitaristin saçma sahne duruşu hariç. Baya uyuz olmuştum herife, robot gibi hareket ediyodu, uyuz uyuz bakışlar atıyodu etrafa. “What foot are you, ha?” diye bağıracaktım da vazgeçtim.
Tekrar görmeyi isterim tabii.
Setliste bak ağzım açık kaldı. Bir insanı ancak bu kadar kıskanabilirim sanırım… Covenant gibi bir destanı başta sona canlı dinlemek…
Diğer albümlerinden de hep en sevdiğim şarkıları çalmışlar. Ya şu konseri izleyememek bana bu yüzden de çok koydu. Özellikle Curse the Flesh… Heretic albümünden açık ara en sevdiğim şarkı olmasına rağmen, değer görmemiş, pek bilinmeyen ama en sevdiğim Morbid Angel şarkılarından biri. Canlı çalınmasına baya baya şaşırdım. Orada olsaydım dopamin patlaması yaşayıp, mutluluktan kafayı yer ardından psikoza bağlardım sanırım.
(Yunanistan yüzünden Morbid Angel dinleyemeden ölmezsem iyi.)
Konser kritiği için ellerine klayvene sağlık. Yalnız yüzüm buruk okudum, sebebi de belli; bu setliste sahip bir Morbid Angel konserini izlememiş-izleyemeyecek olmak.
13.11.2013
@Rotten Angel, Curse The Flesh benim de Heretic albümündeki açık ara favorim onun da bu setlistte dahil olması ve diğer albümlerden birer şarkı çalınması bu konsere gidemediğim için beni en çok üzen şeyler oldu.
Morbid Angel’ı canlı izleyemeyeceksem bile sadece God of Emptiness’ı bir şekilde izlemeyi çok isterdim. Hatta hayatta canlı olarak en çok izlemek istediğim şarkılardan biri.
29.11.2013
@Ahmet Saraçoğlu, Kesinlikle. O şarkıdaki lanet akıtan evil havayı canlı olarak hissedebilmek tarifsiz bir duygu olurdu.