Editör köşesinin 52. haftasından selamlar. Vay arkadaş, haftaya 1 yıl oluyor. Site 4,5 yıldır faaliyette, ama son 1 yıldır yaptığımız bu editör köşesinde de -her ne kadar sitenin en çok ilgi çeken ve yorum yapılan bölümü olmasa da- baya bir muhabbet ettik, birtakım konulara parmak bastık, saçmaladık. Evet, bu hafta da benzer türde bir üslupla geçtiğimiz haftanın bazı olaylarından söz edeceğiz.

Bahsetmek istediğim ilk olay, bir süredir ortalıkta dolanan ULVER / SUN O))) birlikteliğinin yakında somutlaşacak olması.

Karanlıklar, buhranlar, daralmalar mı çökecek üzerimize, yoksa ummadığımız bir şey mi yapacaklar bilmiyorum tabii ama ortaya çıkacak şeyin “yoğun” bir şey olacağı aşikâr. ULVER demişken… Hadi neyse sonra şey edelim.

Şu stage dive olayına dair asıl anlamadığım şey, atlayan mal oraya çıktığında seyircilerin neden oradan çekilmediği. Adam ta oraya çıkmış, belli ki atlayacak. Aşağıda durup adamın inişini yavaşlatma görevi görmeyi isteyecek kadar büyük hayranı mısınız, yoksa o yükseklikten düşecek 20 kg ve üstü bir şeyin nasıl bir tehlike olduğunu anlayamayacak kadar hödük müsünüz? Umarım ikincisidir.

GRAND MAGUS’un “Iron Will”in ardından biraz heyecanını kaybettiğini düşünsem de, JB ve dostlarının yine belli bir kıç tekmeleyiciliğin üstüne çıkacak bir albüm yapacaklarına inanıyorum. Albüm kapağı da bu düşüncemin oluşmasında faydalı oldu diyebilirim. Çıksın da hemen dinleyip yazalım.

AFTER THE BURIAL’ın yeni albümünden yayınlanan iki şarkıya da hasta olmayışım, hatta pek de etkilenmeyişim beni üzüyor. “In Dreams” gibi nefis bir albümün ardından umarım onlar da trend peşinde silikleşmezler. AFTER THE BURIAL, tür içerisinde kendi karakteri olan ender gruplardan biri ve öyle de kalmalarını yürekten diliyorum.

MISERY INDEX’in yeni albümünden beklentim çok büyük. Çok acayip bir şey geleceğine inanıyorum; zaten onlar da paso albümün çok varyasyonlu ve epik olacağını vurgulayıp duruyorlar.

Winamp’in bitişi muhabbeti şahsımı çok etkilemedi açıkçası. Zaten en minimal helini kullanıyordum, yeni sürüm çıkarmayacaklarsa da fark etmez, aynen 15 yıl önceki halini kullanmaya devam edeceğim zaten.

Son olarak da “Bu Toprağın Metalika’cıları“nın izlemesi çok keyifli, başarılı bir iş olacağına inanıyorum. Kalkışılan iş kolay bir şey değil, umarım emek verenlerin tüm uğraşlarına değer.

Bu hafta da sona geldik. Gördüğünüz gibi çok öyle ahım şahım olayoların olduğu bir hafta değildi. Haftaya daha acayip şeyler olur umarım. Haftaya kadar kendinize iyi bakın. Aynanın karşına geçin ve kendinize uzuun uzun bakın… Ve düşünün: “Ben bu muyum? Bu mu oldum? Gördüğüm şeyden memnun muyum?”