Gücünü dağdaki kurttan, gökteki kartaldan, ormandaki ayıdan ve zamanında anne sözü dinleyip iyi beslenmesinden alan çok değerli PA okurları, hepiniz hoş geldiniz! Site yenileneli ve bu editör köşesi başlayalı 50 hafta olmuş. Vay anasını. İnsan zamanın ne kadar hızlı geçtiğini böyle düzenli olarak haftalık yazılar yazarken daha iyi anlıyor. “Ulan daha kaç gün oldu bir önceki yazıyı yazalı?” diye düşünürken bir de bakıyorsun 6-7 gün olmuş bile. Nice 50 haftalara, nice 50 yıllara diyor (82 yaşıma geldiğimde PA hâlâ devam ediyorsa beni çok sevin lan, arada gelin elimi öpün falan, beni konserlere götürün, altımı değiştirin) ve sizi yerlerinize alarak bu haftanın gevelemesine başlıyoruz. Bu hafta 6 adet büyük ve önemli isimden bahsedeceğim. Haydi başlayalım.
AVENGED SEVENFOLD. ABD’nin en büyük gruplarından biri evet. Dev boyuttalar, daha da büyüyecekler. Grubu 2005 yılında Kanada’da izledim. O zaman “City of Evil” yeni çıkmıştı ve resmi rakamlara göre konsere 960 kişi gelmişti. Şimdi aynı grup aynı yerde konser veremez, çünkü salonun olduğu mahallenin tümünü A7X hayranlarıyla dolar. “Waking the Fallen” gibi MÜKEMMEL bir albümün ardından gittikleri yolu sevmediğimden ve Bush destekçisi olmalarından dolayı grubu takip etmeyi bırakmıştım ve “Nightmare” adlı şarkılarına kadar da hoşuma giden bir şeyleri olmamıştı. O şarkı haricinde A7X hakkında olumlu bir şeyler düşünme niyetim olacak mı acaba diye düşünürken çıkan son albüm ile, bu denli dev bir grubun bu kadar açık seçik bir çakmalık yapabileceğine de tanık olmuş olduk.
Taklit etme, özenme, ilham alma, etkilenme, benzemeye çalışma hem olumlu hem de olumsuz bir düzelemde kullanılabilecek kavramlar bu albüm için geçerli değil. Tek kelimeyle “ÇAKMA” olarak nitelenebilecek bu albümden, “Enter Sandman” çakması olan “Shepherd of Fire” adlı şarkılarına çektikleri klip, hem önce kliplerinden “Bat Country“yle benzer ögeler taşıması, hem de… “hem de”si yok aslında. Bir şarkıyı dinlerken, o şarkıdan zevk almak yerine başka bir şarkının iskeletinin içine ne denli hapsolmuş olduğunu anlamaya çalışıyorsam, zaten konuşacak bir şey yoktur.
Marty Friedman, hepimizin malumu, çok önemli bir gitarist. Özellikle zamanında, thrash metal gitaristlerine oranla çok daha farklı bir solo algısı olan, eşsiz ve özgün sololar yazan bir müzisyen. Yeni albümünde Jason Becker’a, Alexi Laiho’ya ve David Davidson’a yer verecek, onlara sadece solo değil, şarkı yazdıracak olması çok hoş bir şey. Her ne kadar Marty Alexi ve Davidson’u tanımasa da ve kendisini sağda solda öven ve refere eden bu isimlerle çalışması, kendisine yapımcısı tarafından önerilse de, ortaya ilginç şeyler çıkacağı aşikâr.
BEHEMOTH. Alengirli bir konu. En azından böyle olmaya başladı. Neden? Çünkü BEHEMOTH, imajı olmadığı takdirde ne denli değerli olduğuna dair soru işaretleri yaratmaya başlayan bir grup olmaya başladı benim için. “Evangelion“a 7,5 vermiş biri olarak, yeni albümün benim adıma 8 ve üstü bir şeyler olmasını cidden istiyorum. Nergal’in gazlayıcı demeçleri ve etkileyiciliği olmadan da olsun, kapaksız, klipsiz, demeçsiz, şovsuz olarak da iyi bir şey olsun istiyorum. Umarım olur.
EXODUS’a saygım var. “Tempo of the Damned” ile reunion namına belki de metal tarihinin gördüğü en sağlam geri dönüşlerden birine imza attılar. “Shovel Headed Kill Machine” iyi olsa da, sonrasında çıkan “Exhibit’ler” bence olduklarından daha fazlası gibi görünen ve çok da bayılmadığım işler. Grubun yeni albümünden şöyle bir beklentim var, o da Gary Holt’un uzun zamandır SLAYER’la flört etmesinden rahatsız olan EXODUS hayranlarının gönlüne su serpmek, hatta onları şaşırtmak adına, Holt baya taş bir albüm yapmak için ekstra bir gaz duyuyor olabilir. “EXODUS’u ikinci plana attı”, “SLAYER’a gitti EXODUS’u unuttu” gibi yorumları boşa çıkaracak bir albüm olsun, daha kısa ve hedefe yönelik şarkılar olsun, en büyük temennim.
Hafta bitiyor derken gelen CYNIC albüm haberiyle birlikte, PA şirket binasında yüzler güldü. Bu albümden neler bekliyorum? Cidden bilmiyorum. Çünkü Sean Dayı albüme dair: “Albümü duyunca bazı insanlar kızacak, bazılarıysa “Teşekkürler!!!” diyecek. Ben ikinci taraftayım!!!” dedi. Belli ki pamuk helva kıvamında bir şeyler gelecek. Bakalım.
TESTAMENT’ın yeni albümünde AC/DC, SCORPIONS ve JUDAS PRIEST’vari şeyler yapacağını açıklamasını bir taraftan sevdim, bir taraftan sevmedim. Sevdim, çünkü grubun aşırı formülize bir thrash metale yelken açıp birbirine benzer albümler yapması giderek daha da kaçınılmaz oluyor ve bir sonraki albüm de bilindik TESTAMENT olursa, heyecan düzeyi biraz azalabilir diye düşünüyorum. Bu yeni yaklaşımın hoşuma gitmeyen tarafıysa, bu açıklamayı okuyunca aklıma ilk gelen şeyin “Ritual” albümü olması ve benim de o albümü ortalama bulan kesimde yer almam. TESTAMENT dendiği zaman şöyle şeyler istemiyorum.
Evet, gruba dair düşüncem bu yönde. Yine de TESTAMENT’tır, o yüzden belli bir kalite her zaman için cepte.
LAMB OF GOD’ın “Devin sen iyi yapamadın bok ettin albümü” temalı yeni “As the Palaces Burn” sürümü konusunda ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama ben eski versiyondan da hiç şikayetçi değildim. Grubun en sevdiğim ve en iyi albümü olduğunu düşündüğüm “As the Palaces Burn”, zamanında günde birkaç kez dinlediğim, gitarla baştan sona eşlik etmekten büyük zevk duyduğum, gitar namına çok zengin bir albümdü. Tabii vokal ve davul namına da aynı şekilde.
Her neyse, grubun yeni albüm çıkarmadığı şu dönemde böyle bir şey yapması da anlaşılabilir tabii. Yine de Devin Townsend olsaydım “Vatdıfak?” demekten kendimi alamayabilirdim gibime geliyor.
Size Devin’in büzüşmüş penis taklidi yaptığı bu fotoğrafıyla veda etmek istemediğimden, bir de şarkı vereyim ki ağızlara hoş bir seda, yanaklara tatlı bir buse, gıdılara ıslak bir tokat olsun.
Hayatı uçlarda yaşadığınız ve işe, okula wingsuit‘le gittiğiniz bir hafta olmasını temenni eder, gönençli günler dilerim.
Biraz tespit sıçayım müsadenizle. Avenged Sevenfold’a böyle kıytırık bir albüm yapmasına rağmen fazla kızamayan bir ben varım sanırım.
Adamları 2005′ten beri takip ediyorum neredeyse ve self titled albümlerine kadar süper olan performansları çok düştü özellikle rev’in ölümünden sonra.
Yalnız bu adamlar çok fena yetenekli her türlü, bu kolpa işleri de bilerek ve isteyerek yaptıklarından eminim. Nedeni basit; “hakettiğimiz yere gelelim ulan artık bunca yıldır verdik tekniği verdik melodiyi bi bok olmadı aq piyasa müziği yapalım biraz da” diyor abiler. Anlıyorum kendilerini olay tamamen duygusal :D
Büzüşmüs penis taklidi resmini görünce bende sıçtım. :)