Sevgi, güzel ahlâk ve tahin pekmezle yoğurulmuş tüm Pasifagresif okurlarına kucak dolusu selamlar. :DDD
Bu hafta da yoğun bir gündem bizi bekliyor. Bunlardan ilki, tıpkı geçen hafta olduğu gibi SLAYER’la ilgili. Kerry King, son açıklamasında şöyle bir laf ediyor “…ve eğer bu albümden sonra bir SLAYER albümü daha olursa…“.
Bu cümle, benim gibi uzun zamandır metal dinleyen insanlar için garip bir his uyandırıyor olsa gerek. Nerelerde, ne şartlarda, nasıl kafa yapılarında SLAYER dinlediğimi, bazı şarkılarına ne anlamlar yüklediğimi, bazı şarkılarının bazı gitar çalış tekniklerini öğrenirken bana nasıl yardımcı olduğunu, kendi çapımda çaldığım davul konusunda, ister istemez Dave Lombardo’dan nasıl ilham aldığımı, belli şarkıların belli zaman ve mekanlarla nasıl özdeşleştiğini (Ghost of War = Görükle/Bursa, Silent Scream = Artur/Balıkesir) kısacası SLAYER’ın benim ve daha pek çokları için nasıl bir önem arz ettiğini düşünüyorum. Yıllarca Big 4 dedik durduk. Demek ki müzik olarak en çok efor sarf eden grup ilk önce terk edecekmiş metal arenasını. SLAYER lan bu! Adamın aklını alır, yere çalıp üstünde tepinir. “SLAYER dağıldı” diye bir haber de mi yapacağız yani Pasifagresif’te? Sikerler valla.
Ama elbet yapacak bir şey yok. METALLICA da dağılacak, IRON MAIDEN da, MOTÖRHEAD de, MANOWAR da… Tek dileğim, Jeff’in de anısı namına, yeni çıkacak SLAYER albümünün, Tom Araya’nın da temenni ettiği üzere “mükemmel” olması. “Yeni albüm mükemmel olmak zorunda” diyor Araya. Bunu hem Jeff’in anısı için söylüyor, hem de belki de içten içe, yahut kendisinin gayet emin olduğu ancak bizlere yansıtmadığı bir farkındalıkla, bu albümün grubun son albümü olabileceğinin, hatta olacağının bilinciyle söylüyor. Evet, cidden. Kerry King bu işi sadece “iş” olarak gören bir insan olabilir, ki bence dünyada bundan daha mantıklı/normal bir şey yok, ama umarım Kerry ve Tom kenetlenirler ve ortaya dinlerken hoparlörlerden kan sızdıran, bizleri ta içimizden “SLEYIAAAAAAAAAAAAAARRR!!!!” diye böğürtecek bir albüme imza atarlar. Metal tarihini değiştiren bu adamların vedasının da aynı ölçüde görkemli olması lâzım.
Bu haftaki diğer konulara geçelim.
Mesela IN FLAMES’in yeni albüm kaydına başlamış olması. Arkadaşlar öncelikle bir şeyi artık kafamızda oturtalım ve kabul edelim istiyorum. Şunu artık netleştirelim: IN FLAMES yeni bir şeyler yaptığı zaman ne olur “Whoracle”, “Jester Race” muhabbeti yapmayalım. Cidden. METALLICA yeni albüm çıkaracağı zaman “İnşallah “Ride the Lightning”e benzer” diyor muyuz? “KATATONIA’dan yeni albüm” haberinin altına “Brave Murder Day” gibi bir şeyler bekliyorum, “OPETH yeni albüm kaydına başladı” haberinin altına “”Blackrose Immortal II”yu yapsalar keşke.” yazıyor muyuz? Yazmıyoruz. Neden? Çünkü:
1) Manyak değiliz,
2) Kulağımız var,
3) Müzik dünyasını takip ediyoruz.
Dolayısıyla da IN FLAMES konusu açılınca, ki kendileri farklı evrelere sahip kariyerlerinin aynı evrede kabul edilebilecek son kısmına 11 yıl ve 5 albüm önce girdiler, “IN FLAMES çoktan bitti” muhabbetinin artık çoktan bitmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatırım. Ve evet, artık Jesper da yok.
URGEHAL’in veda albümü çıkarıyor olması da sevindirici. Onlar da Trondr Nefas’ın anısı adına, bugüne dek hiç olmadıkları kadar vahşi ve nefret kusan bir son albüm çıkararak kariyerlerini noktalayacaklardır diye umuyorum. Trondr Nefas’ın ölümüyle vokalistsiz kalan grubun, yeni albümdeki şarkıları arkadaşları olan vokalistlere söyletecek olmaları da çok güzel bir şey. Bu isimler sonradan açıklanacakmış, ancak kendisiyle yaptığımız röportajda Trondr Nefas’tan “kardeşim” diye bahsetmesi dolayısıyla, Kvarforth’un bu albümde olacağını düşünüyorum. Umarım olur, gırtlağından birkaç damla kanı da Trondr Nefas için akıtır. Tabii artık akacak kanı kaldıysa. Kvarforth, pekmez ye hafız, kan yapar.
Diğer bir konu, yeni şarkısıyla tadımı kaçıran VEIL OF MAYA. “[id]” gibi bir manyaklığa imza atmış bu adamların, bu tamamen özgün sound’u yavaşça bırakıp, BORN OF OSIRIS başta olmak üzere sürüyle grubun takip ettiği çok daha formülize, suni bir yola girmiş olmaları sinirlerimi gerdikçe geriyor.
Marc Okubo gibi yetenek kusan bir gitaristin sadece dur kalklı staccato riflere abanıp o süper yaratıcı VEIL OF MAYA riflerini kullanmaması, tek kelimeyle kekoluktan başka bir şey değil. VEIL OF MAYA, Y U DO DIS? Bi şu Unbreakable’a bakın, bir de yeni şarkı “Subject Zero”ya, dediğimi anlayacaksınız.
Son bahsedeceğim konu ise THE FACELESS basçısı Evan Brewer’ın THE FACELESS konserlerine çıkmayıp onları Avrupa’da turlayan SUICIDAL TENDENCIES ile aldatması. Bu durumdan Michael Keene’in falan haberi vardır elbet, tam bir aldatmadan söz etmiyorum; lâkin düşününce baya garip bir durum değil mi?
Bir teknik death metal grubundaki aşırı yetenekli bir basçının, Kuzey Amerika’da turlayan grubunu bırakıp -üstelik gruptan ayrılmadığını açıklayarak- SUICIDAL TENDENCIES gibi yılların efsane grubuyla Avrupa’da turlaması bence baya fantastik bir olay.
Ama sonuçta THE FACELESS = Michael Keene ve belli ki kendisi çalışılması çok da kolay olmayan bir insan. Gerçi THE FACELESS müziğini yaratan adam olsam, ben de çalışılması güç biri olabilirim. Bu yüzden de Evan’ın bir sonraki THE FACELESS albümüne kadar grupta kalmasını zor olarak görüyorum. Zaten kalsa da, THE FACELESS fazlasıyla gitar tabanlı bir grup olduğundan, tıpkı “Autotheism“de olduğu gibi yeni albümde de öne çıkmayacaktır. Yani, Evan değil de Bevan olsa da THE FACELESS için fazla bir değişiklik olmaz. Hadi işşşallah hayırlısı diyelim.
Bu hafta bahsedeceğim konular bunlardı. Bu konulara dair diyecekleriniz varsa aşağıya yazmaktan çekinmeyin, yardırın. Yazıları tek bir adet şarkıyla kapatıyorum bildiğiniz gibi. O yüzden bu şarkının ne olacağına karar vermek, genellikle bu yazıyı yazdığım süreden daha uzun süren bir düşünme seansı gerektiriyor. Yok lan, hiç öyle bir şey yok. Genelde klavyeye bakıyorum ve gözümün takıldığı ilk harften aklıma gelen ilk grubun bir şarkısını koyuyorum. Bak mesela şu anda H harfi bana göz kırpıyor. O yüzden de H ile değil, H’nin sol üst tarafındaki R ile başlayan bir gruptan bir şarkı koyuyorum. Neden? Çünkü uyuzum.
Bir Güney Amerika ülkesine büyükelçi olmanız dileğiyle, hepinize bürokratik bir hafta diliyorum.
In Flames hakkında yazdığın iki paragraf, senden şimdiye kadar okuduğum en harika, en mantıklı, insanda koşup sana sarılma isteği uyandıran, halının üstünde ayılar gibi debelenme hevesi yaratan, en bir paragraflar galiba.
04.11.2013
@Korhan Tok, şu halının üstünde debelenmeyi ilk fırsatta yapalım Korhan’ım ben de sana karşı boş değilim.
Grubu öyle çok sevmesem de, Urgehal’ın albümünü ben de merak ediyorum baya. Adam öldükten sonra yaptıkları açıklamalar çok “aklı başında” laflardı hahah.
Bir grubu iş olarak görmek, Ahmet’in de dediği gibi, normal. Hatta Slayer gibi bir grubu böyle görmek daha da normal. Ama Kerry Kİng’in son zamanlardaki açıklamaları bunu o kadar fazla öne çıkarıyo ki, sanki herkes bunu böyle bilmeli ve kabul etmeliymiş gibi bir algı oluşuyo. Yanlış bi şey bence bu. Müzisyenin işine dair bakış açısı, bir nebze kendinde saklı kalmalı. Bu kadar bariz bir şekilde işi sadece finansa dökmek, dinleyenlere bir miktar da olsa saygısızlık diye düşünüyorum.
Ayrıca Pasifagresif’teki milyonların benim playlistlerimi özlediğini biliyorum. Yakında Guatemala post-thrash akımından seçme gruplardan oluşturduğum playlist ile döneceğim ve sizi Ahmet’in mainstream dünyasından kurtaracağım <3
abi bence durum şu:
evan ve the faceless sevgililikten çıkıp fuckbuddy olmuşlardır. ilişkideki michael’ın dominantlığından sıkılan evan ise yeni bir heyecan aramaktadır. olgun gruplardan hoşlanan evan bu durumu açıkça keene’e anlatmıştır. açıkçası piç michael, durumu pek de siklememiştir. “gitmek istiyorsan git” demiştir. evan’sa aradığı flörtü avrupa’da yakalamıştır. bu yeni ilişkinin kaderiniyse olgun grup çizecektir. eğer evan kendini sevdirmeyi başarırsa, yıllarca aradığı fırsatı yakalamış olacaktır. eğer reddedilirse de bu konuda michael’ın tutumunun esnekliği merak konusu olacaktır.
Peki “In Flames’in yeni albümü inşallah Ride the Lightning’e benzer.” diyen çıkıyor mudur? 2 kişi vardır kesin.
08.11.2013
@Bahadır Sarp, BENCE NATİNG ELS MEDIRS GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ VİYOLONSEL
08.11.2013
@Can Gelgec, git yat 2 haftadır nonstop ders çalışıyorsun, beynin paçalarından damlıyor eşşoğlueşşek.
Yazıyı okurken 2112 çok tatlı gitti, teşekkürler.