Merhaba arkadaşlar, varlığını iyiden iyiye hissettiren sonbaharın da etkisiyle mp3 player’larımızda daha soğuk ve yırtıcı notalara yer verdiğimiz şu günlerde, anılar geçidi tadında bir tartışma konusuyla karşınızdayız. Bu hafta metal sebebiyle yapmak zorunda kaldığınız ya da yapmakta sorun görmediğiniz en büyük fedakârlık, veya verdiğiniz en önemli kararı öğrenmek istiyoruz. Bu belki bugün pişmanlık duyduğunuz, belki biraz itiraf kıvamında, belki de gururla iyi ki yapmışım diyebileceğiniz bir şey olabilir. Manevi bir şey olma ihtimalinin yanı sıra maddiyat içeren bir konu ya da davranış da olabilir. Soruyu metal “için” bir şey yapabilecekken yapmamak, bir kararı verebilecekken vermemek olarak da okuyup yorumlayabilirsiniz. Ama temelinde metal yüzünden şekillenmiş, metalden ötürü yapmış olduğunuz bir tercih olmasını rica ediyoruz.
Hep birlikte düşünürken eğlenelim, eğlenirken şakalaşalım, şakalaşırken yanlışlıkla… kaynaşalım amacını güden köşemizde hiç çekinmeden hayrete düşürecek, vay be dedirtecek anılarınızı, ya da sadece anlatmaya değer gördüğünüz deneyimlerinizi paylaşmanızı umuyor, hepinize muazzam bir hafta diliyorum.
Yaptığım bir işle övünmeyi sevmem ama şu sitede metal müzik için en çok fedakarlık yapanlardan biri de benimdir. İlk elektro gitarımı almak için haftalardır doğru dürüst yemek yemedim, o zamana göreki son model cep telefonumu (şimdinin iphonu falan) 3 5 kuruş bi paraya satmak zorunda kaldım, bizimkilerden kitap alacam diye tufaladığım parayı gittim gitara verdim. Üstelik tüm bu işleri bizimkilerden gizli yapıp gitarı gizli gizli aldım. Evde olmadıkları zaman distortion tonuyla çalıyor, gitarı görmesinler diye yatağımın altına saklıyordum (liseli kafası işte). En sonunda gördüler tabi ve sağlam bir de fırça yedim bizimkilerden.
Yıllar geçti ben üniversiteye girdim, müzik için daha ciddi işlere giriştim bu sefer okulla müziği aynı anda yürütemedim. Okul hayatım büyük sekteye uğradı, doğru dürüst okula gidemedim, bi ara okulu bırakmayı düşündüm olmadı. Şimdi ise mecbur yürütmeye çalışıyorum, okula baştan başladım sayılır, alttan hayvan gibi biriken derslerimi ne zaman temizlerim allah bilir.
Myotis Treble için gecemi gündüzüme kattım, hatta EP için çalıştığım zamanlar sosyal hayatım sıfıra inmişti, müzisyen ağabeylerin ve tanıdıkların kıçını yalamak zorunda kaldım.
Biriktirdiğim üç beş kuruş parayla gittim orjinal cd aldım, grup t-shirtü aldım. Bir çok defa polis beni tinerci, satanist vs. sanıp yolumu çevirip kimlik sordu.
Karı kız işi desen allah kerim zaten. Bende biliyordum tiki olmayı, okulun popüler zengin, şımarık çocuğu olmayı. Ya da popi metal falan dinleyip Rock barlardan hatun kaldırmayı. Ama ben karanlık tarafı seçtim. Black Metal’i seçtim.
Ha bunların hiç birinden zerre pişman mıyım? Hayır.
11.10.2013
@Nightwing, ‘Ama ben karanlık tarafı seçtim. Black Metal’i seçtim.’
Müthiş, dünyaya böyle adamlar gerek.
27.04.2017
@Nightwing, +666
hahaha tüm black mtalci gençlerin sesi olmuşsun,hemen hemen tümümüzün başından geçenler böyle şeyler…bu arada nerelerdesin adamım sen ya,gruba verdin herhalde kendini,arada sesin çıksın,uğra buraya,bir şeyler yaz
cd koleksiyonum dışında inanılmaz kullanışsız mayhem logolu çantamı hergün kullanıyorum aq…bir çanta ancak bu kadar kullanışsız olur ama çok güzel lan:)evet metal için bunu yapıyorum…
vakti zamanında pazardan death’ın symbolic albümünün tişörtünü almıştım. gecelik olarak hala giyiyorum. metal için başka da bişey yapmadım.
Mayıs ya da haziran sanırım zaten az olan paramın büyük bir kısmını 2 Dark tranquillity albümüne harcamıştım. Sonrası klasik dram. Aileden para isterken onuru kırılan biri olarak üniversite hayatımda ilk defa ailemden para istemiştim. Aldığım para da her türlü tasarrufa rağmen ucu ucuna yetmişti. Pişman mıyım? Değilim ama albümlerin sadece birini alırdım bugün olsa.
bu sohbet geçmiş ama yazmadan rahat edemeyecem şimdiye kadar benim başıma böyle birşey gelmedi diyodum ama arefe günü geldi aga.
geçen gün eskişehirde çoktandır takip ettiğim ulytau konseri olduğunu gördüm ve bayrama iki gün kala ankaradan hızlı trenle hemen eskişehire atladım konsere gidip hemen sonra ankaraya dönmeyi planlıyodum ama bayram arefesi dönüş için bilet yok mecbur dönüş biletini bir sonraki günün sabahına almak zorunda kaldım. neyse konsere gittim eğlendim falan ama konser bittikten sonra o zamana kadar bilerek düşünmediğim sorun kafama dank etti ‘lan burada eş dost akrabam kimse yok lan ben sabaha kadar nerde kalacam’ otel desen o kadar param yok, bir caminin misafirhanesi olduğunu gördüm ama onunda kapısını kilitlemiş puştlar neyse bikaç saat sokaklarda aptal aptal dolandıktan sonra çaresiz döndüm tekrar tren garına ve orda sabahlamaya karar verdim neyseki ufak bir kitaplık koymuşlarda oraya kitap felan okudum bi süre. ama geceleyin gardaki ortamda çok acayipti evsizi, ortalıkta kalmış sarhoşu, onu geçtim durduk yere ortalığa bağıra bağıra küfür eden sarhoşu, hatta şizofreni baya bildiğin mahallenin delisi garda dolanıyodu amk ne ayak anlamadım, galiba hava birazda soğuk olunca içersi sıcak bir yer arayanlarla dolduydu. öyle böyle bir yandan lan bunlar bana sataşmasın diye ürke ürke sabahı ettim orda :)
ama pişman oldummu tabiki olmadım. taş gibi bi konser izledim bidaha olsa gene yaparım ulan
buda böyle bir anımdır metal uğruna başımdan bi macera da geçtiğine göre artık mutlu bir şekilde ölebilirim :) şaka lan şaka gideceğim konserler var daha ne ölmesi amk !!111
19.10.2013
@sefagn, ahah bir gece ben de eskişehir garında sabahlamak zorunda kalmıştım. yaz vakti olmasına rağmen dediğin aynı ortam vardı, evsiz insanlar, sabaha treni olanlar, delirmiş amcalar:) bir de kızarkadaşım vardı yanımda, sabahı zor ettiydim ama ilginç bi deneyidmdi yine de:)
19.10.2013
@beterin bateri, kader ortağıyız kardeş :) senin bide kızarkadaşın yanındaymış gerçi ben saptım her zamanki gibi
Metalle zerre alakasi olmayan kiz arkadasimin telefon melodisini watain-malfeitor a cevirttirdim. Hâlâ da öyle kullaniyo telefonunu.Hadi dağılın şimdi
Metal değilde müzik için yeni telefon aldım.