Merhabalar, PASİFAGRESİF’in kadrolu elemanı olarak yazdığım ilk yazıya hoş geldiniz! İyi kötü uzunca bir süredir metal gruplarında (ağırlıklı olarak death metal gruplarında) bas gitar çalıyorum ve bu köşede elimden geldiğince, “Metal müzikte bas gitar çalmak” adlı garip konsept üzerine yıllar boyunca öğrendiğim şeyleri paylaşacağım. (Editör Notu: Bu köşe şu an için kritik kısmına konuyor, ancak PASİFAGRESİF yenilendiğinde kendi yeri ve sayfa formatı olan [alt kısımdaki albüm bilgilerinin, notlandırmanın olmadığı] bir hale kavuşacak. – Ahmet)
Peki bas gitar üzerine internette yığınla ders videosu ve kitaplar vs. varken neden böyle bir köşeye ihtiyaç var? Çünkü maalesef bu metotların ve derslerin sadece çok küçük bir kısmı metal müzik çalmak isteyenlere hitap ediyor, hele bu konudaki Türkçe kaynaklar yok denecek kadar az. Amacım bu köşe ile hem yeni başlayan, hem de orta seviyeli metal basçılarına yardımcı olmak, hem de bu bahaneyle bas gitar ve metal müzikteki yeri üzerine sizlerle sohbet etmek.
İlk köşe yazısında, ben bas gitara ilk başladığımda kafamı çok kurcalamış olan ve cevaplarını etrafta kolayca bulamadığım soruların cevaplarına yer vermeye karar verdim. Liste aslında bayağı uzundu, ama birbiriyle bağlantılı olan soruları gruplayarak, toplamda 10 soruya indirdim. Konu müzik olunca maalesef doğrular ve yanlışlar çok keskin çizgilerle ayrılmıyor, o yüzden cevapları bilimsel gerçekler olarak değil de kendi doğrularınızı bulmanız için bir rehber gibi kullanmanızı öneririm. Yardımcı olması dileğiyle…
Metal Müzikte Bas Gitar Çalmaya Başlayanların Kafasına En Çok Takılan 10 Soru
1 – Pena mı, parmak mı?
Yaygın kanının aksine parmakla çalmak sizi daha “cool” veya “trve” yapmaz. Olay tamamen elde etmek istediğiniz sound ve hangi tekniğin size daha çok keyif verdiği ile ilgili. Her iki tekniğin de kendine göre avantajları/dezavantajları var. Biraz daha yakından bakalım.
Parmak ile çalmanın bence en önemli avantajı size ton ve tuşe üzerinde çok daha geniş bir kontrol imkanı sunmasıdır. 2, 3 hatta yeri gelince 4 parmak tekniğini kullanırken, her parmağın tuşesi farklı olduğundan bu çalışınıza çok tatlı bir dinamizm katacaktır. Bunun dışında parmak tonu akustik olarak daha dolu bir tondur, yani frekans açısından daha zengindir. Bu yüzden prodüktörler genelde parmak tonlarını daha çok severler, çünkü bu zengin frekanslı sesleri şekillendirmek, EQ’lamak ve üzerine efekt eklemek daha kolaydır. Bu tekniğin en önemli dezavantajı ise pena tekniğine göre çok daha fazla emek istemesi ve özellikle yüksek hızlarda rahat çalabilecek seviyeye ulaşmanın vakit almasıdır.
Penayla ise yüksek hızlara çıkmak çok daha kolaydır. Mesela pena tekniği oturmuş bir gitarist, eline bir bas gitar alınca parmakla 4 yıldır çalan bir basçının hayalinde göremeyeceği hızlara anında ulaşabilir (maalesef bu nedenle güzel memleketimde birçok gitarist, basçı yokluğundan basa geçmiş ve ölümüne penayla kazımıştır). Ayrıca kullanılan penaya bağlı olarak, pena tekniğinin kendine has, tiz frekansları yüksek ve sert bir sesi vardır. Özellikle bu ton thrash metal gibi türlere çok güzel gitmektedir. Bir başka avantaj ise distortion, overdrive gibi efektlerin pena tonuna daha çok yakışmasıdır, böyle efektler kullanmayı seviyorsanız penayı tercih edebilirsiniz.
Sonuç olarak gördüğünüz gibi olay tamamen sizin almak istediğiniz sound’a bağlı. Ben parmak tonunu daha çok seviyorum ve bir müzisyen olarak bana daha çok tonal zenginlik sağladığını düşünüyorum. Siz en iyisi ikisini de deneyerek kendi sesinizi bulun. Hatta daha iyisi, her iki tekniği de öğrenin ve duruma göre ikisi arasında geçiş yapın.
2 – Kulağım pek iyi değil, bu sonradan geliştirilebilen bir şey mi ? Nasıl olsa tablar var, kulak kasmaya gerek var mı?
Evet, kulak kesinlikle sonradan geliştirilebilen bir şey. Bazı insanlarda neredeyse doğuştan gelen bir duyduğunu çalabilme yeteneği var, fakat hepimiz bu kadar şanslı değiliz. Ben özellikle basçılar için şu kitabı öneriyorum:
Bu kitap ilk başlarda size temel gamları ve akorları duyarak birbirinden ayırt etmeyi gösteriyor, ardından olay duyduğun soloyu kulaktan çıkarmaya kadar gidiyor.
Evet tablar var, fakat kulağı eğitmenin iki adet büyük faydası var. İlk olarak, grupta birisi beste yaptığı zaman onu tab yazdırma derdinden kurtarıyorsunuz. İkincisi ve daha önemli olanı, kafanızda yazdığınız melodileri bas gitara rahatça geçirebiliyosunuz. Özellikle beste yapma gibi bir amacınız varsa kulağınızı geliştirmeniz şart.
3 – Nota ve Müzik Teorisi Bilgisi Gerekli mi ? Nasıl Öğrenebilirim?
Olmazsa olmaz değil. Bu tarz teorik bilgilere sahip olmayan yüzlerce metal müzisyeni bir dolu şahane albüm yaptılar. Fakat faydası olur mu derseniz, kesinlikle derim.
Müzik teorisi bilmenin ilk faydası kaliteli müziklerin arkasındaki sır perdesini kaldırması. Yani yıllardır “Abi bu melodiler adamların akıllarına nasıl gelmiş?”, “Oha bu şarkı beni neden böyle derinden etkiliyor?” gibi aklınıza gelen soruların cevabının aslında müzik teorisinde gizli olduğunu göreceksiniz. Soloyu hangi gamdan atmak lazım, gitar X akorunu basarken arkasına ne gibi bir süsleme yapmak lâzım, bunların hepsi öğrenilebilen şeyler. Kısacası zaman ayırıp öğrenirseniz müziğe bakış açınıza ve beste yapabilme kabilyetinize (ve tabii ki doğal olarak bas partisyonu yazma kabiliyetinize) çok yardımı olacaktır.
Basçılar için benim tavsiyem şu kitap.
4 – Stüdyoda ve/veya sahnede kendimi duyamıyorum. Ne yapmam lazım?
Maalesef bas gitarın metal müzikte duyulamaması artık kronikleşmiş bir sorun, sırf bunun üzerine ileride ayrı bir köşe yazmayı planlıyorum. Bu sorundan kurtulmak için ilk yapmanız gereken şey EQ ayarını iyi öğrenmek ve daha da önemlisi bunu grupla beraber yapmayı öğrenmek.
Eğer tonunuzu ayarlarken sadece kendi sesinizi duyarak ayarlarsanız, büyük ihtimalle en güçlü ve kemik gelen tonun, bas ve tizlerin çok açık ve midlerin kısık olduğu ayar olduğunu göreceksiniz. Bu EQ ayarı halk arasında “V tipi EQ” ya da “minibüsçü EQ’su” olarak da bilinir. Fakat sorun şu ki, tek başına gayet güzel gelen bu ton, bütün grupla çalmaya başlayınca karambolde kaybolacaktır. Çünkü sizin çok açtığınız o bas ve tiz frekanslar metal müzikte gitarın ve davulun akustik yeridir. Özellikle ritim gitaristler ve kick davul bu frekansları çok severler ve sizin duyulmanıza fırsat vermezler. Çözüm basit! EQ’nuzu grupla beraber çalarken ayarlayın, göreceksiniz ki bas ve tizleri hafif kısıp midleri açtığınızda kendinizi çok daha rahat duyacaksınız. Bas ve tizlerin kısılmasından oluşan ses kaybını da volume’ü açarak dengelediniz mi tamamdır bu iş! Tek başınıza çalınca bu ton belki çok güzel gelmeyecek ama grupla çalarken kendinizi kesinlikle daha rahat duyacaksınız.
5 – Her türlü tonu denedim yine de kendimi istediğim gibi duyamıyorum. Nedir bunun çaresi?
Bu durumda büyük ihtimalle sorun gitarınızın ayarlarından kaynaklanıyor. Özellikle eğer parmak tekniği ile çalıyorsanız, gitarın tel yüksekliğinin (action) yeteri kadar düşük olduğundan emin olun. Telleri çok hafif cızırtı yapacak kadar düşürmeniz yeterlidir ve merak etmeyin eğer EQ’dan tizleri biraz kısarsanız amfiye bağladığınızda o cızırtılar duyulmayacaktır bile. Telleri düşürdüğünüz için hem gitarın çalımı kolaylaşacak, hem de tellere her vurduğunuzda teller klavyeye çarpacağı için “slam” denilen efekti elde edeceksiniz ve bu da duyulabilirliğinizi ciddi bir biçimde arttıracaktır.
Alex Webster gibi death metal basçılarının duyulabilmelerindeki önemli etkenlerden biri, aynen bu şekilde action’ı düşük tutup slam efektini elde etmeleridir.
6 – Edinmem gereken yazılımlar nelerdir?
Müzik çalışmalarınıza yardımcı olabilecek tonlarca yazılım var, ben burada özellikle rutin olarak kullandığım bazılarından bahsedeceğim.
Guitar Pro: Sadece şarkıları öğrenmek ve kendi bestelerinizi yapmak için değil, tekniğinizi geliştirmeniz için de inanılmaz etkili bir yazılım. Sevdiğiniz bir şarkının zor bir bölümünü buradan loop’a alın ve yavaşlatın, ardından sabahlara kadar tekrar edin. Bu şekilde hızı arttırarak ilerlerseniz, biraz da sabır gösterirseniz çalamayacağınız hiçbir şarkı yok.
Jammit: Nispeten yeni bir yazılım ve kendisi için kısaca Guitar Pro’nun gerçeği diyebilirim. Her şarkı ve enstrüman için belli bir para ödeyerek o şarkının master track’lerinin bir kısmına ve tab’larına sahip oluyorsunuz. Mesela bu şekilde satın aldığınız parçanın bas gitarlarını izole şekilde dinleyip adamlar hakikaten nasıl çalmış görebilirsiniz. Guitar Pro’da olduğu gibi çalışmak istediğiniz bölümleri loop’a alma ve yavaşlatma seçenekleri de mevcut. Daha da güzeli şarkının orijinal bas kanalını mute edip kendiniz üzerine kayıt yapabiliyorsunuz. Yazının sonunda bu şekilde yaptığım “DREAM THEATER – Metropolis Pt. 1” cover’ını izleyebilirsiniz.
Cubase: Benim Windows için tercih ettiğim kayıt programı bu. Kendinizi kaydetmeniz çok önemli! Elinizden geldiğince drum machine ya da Guitar Pro kullanarak kendinizi kaydedin ve ardından oturup hatalarınızı inceleyin. Gitar çalarken çalmanın zevkinden çoğu zaman hatalarınızı göremezsiniz, ancak kaydettiğiniz şeyleri oturup dinlerken ne kadar iyi çalıp çalmadığınızı anlayabilirsiniz.
7 – Ders almak ne kadar önemli?
Aynı 3. sorunun cevabında olduğu gibi, illâ ki gerekli değil. Dersin tek faydası acemilik dönemini kısaltması, yani normalde 2 yılda kendi başınıza geleceğiniz noktaya ders alarak 6 ayda gelebilirsiniz, tabii burada hocanın kim olduğuda çok önemli bir etken. Benim tavsiyem evde Guitar Pro ile çalışarak ilerleyebildiğiniz kadar ilerleyin. Baktınız bir türlü geliştiğinizi hissedemiyorsunuz, o zaman kendinize bir hoca arayın.
8 – Hep gitarın kök notalarını takip etmek zorunda mıyım?
Bu da aslında başlı başına bir yazı dizisi olması gereken konu (Editör Notu: Bunu ayrı bir yazı dizisi yap lütfen, tşk cnm kib. – Ahmet), ama (şimdilik) kısaca cevap vermeye çalışayım. Hayır tabii ki değilsiniz! Kulağa güzel geldiği sürece her türlü gitardan bağımsız notalar çalabilirsiniz. Fakat dikkatli olmanız gereken birkaç konu var. Birincisi, death-thrash vb. türlerde müziği gitar sürükler ve sırf marjinal olma adına gitardan farklı bir şeyler çalmaya çalışırsanız bestenin bütünlüğünü ve etkisini yok edebilirsiniz. Zaten metal müzikte bas gitarın çoğunlukla gitarı takip etmesinin temel sebebi de budur.
Dikkat etmeniz gereken ikinci konu ise armoni. Yani her ne kadar gitarı takip etmiyorsanız bile, çaldığınız şeylerin gitarın bastığı akorlarla uyumlu olması lazım. İşte bu noktada 2. ve 3. sorularda konu edilmiş olan yetenekler devreye giriyor.
Son olarak eğer sound’unuzu iyi ayarlamadıysanız (bkz. 4. ve 5. sorular) istediğiniz kadar kıçınızı yırtın, yaptığınız şeyler arkada kuru gürültü olarak duyulacaktır. O yüzden sesinizin grubun içinde gömülmediğine mutlaka emin olun.
Bu konuya ilerleyen haftalarda örnekler ve videolar ile daha geniş yer ayırmayı planlıyorum (Editör Notu: Ha şöyle. – Ahmet)
9 – Sağ ve sol el için faydalı temel egzersizler nelerdir?
Sol el egzersizleri için şu kitap paha biçilemez bir hazine:
Sol eldeki en önemli olay parmakların birbirinden bağımsız çalışabilmesini sağlamak. Kitaptaki egzersizler de tam anlamıyla buna yönelik zaten. Özellikle kitabın ileri bölümlerinde öyle egzersizler var ki, eğer bunları yüksek hızlarda yapabilirseniz sol el tekniğini bitirmişsiniz demektir.
Sağ el egzersizleri için, özellikle metal müzik odaklı en güzel kaynak şu.
Ben yine ilerleyen haftalarda bu köşede benim işime yaramış olan egzersizleri paylaşacağım.
10 – Yeni başlayanların en sık yaptıkları hatalar nelerdir?
Tabii ki tam bir liste oluşturmak mümkün değil, ama benim en çok gördüğüm ve bir kısmını kendimin de yaptığı en kritik 5 hata şunlar:
Tek bir tarza tıkanıp kalmak: Evet hepimizin çalmaktan zevk aldığı ve ustalaşmak istediği bir tür var, ama eğer kendi tarzınızı oluşturmak istiyorsanız mutlaka ara sıra zincirleriniz kırıp başka tarzlar dinlemeli hatta dinlemekle kalmayıp oturup çalmayı öğrenmelisiniz. Mesela ben caz dinlemenin ve çalmanın çok faydasını gördüm.
Gereksiz yere gösterişli çalmak: Evet biliyorum deliler gibi sololar atmak istiyorsunuz, “Ben diğer tipik metal basçıları gibi olmucam! Gitardan bağımsız çalıcam!!” diye düşünüyorsunuz. Ama şunu hiçbir zaman unutmayın: amacınız egonuzu tatmin etmek değil, müzik yapmak olmalı. Dolayısıyla her zaman ölçülü ve gerektiği kadar çalmaya çalışın. Gereksiz şovlardan kaçının, ne zaman öne çıkacağınızı, ne zaman diğer elemanlara destek olacağınızı iyi hesaplamaya çalışın.
Grup bulmamak: Birçok amatör basçı yeterince iyi olmadığını düşündüğü için grup aramıyor ve maalesef bu inanılmaz öğrenme fırsatından mahrum kalıyor! Ne yapın edin mutlaka bir gruba girin arkadaşlar. Grupta çalmanın size kattığı disiplini ve diğer müzisyenlerden öğreneceğiniz şeyleri size hiçbir hoca ya da kitap veremeyecektir.
Ekipman olayına gereksiz yere kafayı takmak: Bazen birçok amatör basçının hangi gitarı ve amfiyi alacağı konusunda aşırı kararsız kaldığını, hatta bunu büyük bir problem haline getirdiğini görüyorum. Arkadaşlar inanın ekipman bu kadar mühim bir olay değil, önemli olan pratik yapmak ve müzikal vizyonunuzu geliştirmek. Bunun için de başlangıç seviyesindeki herhangi bir ekipman işinizi görecektir.
Kendini kaydetmemek: Birçok amatör basçının başına gelmiş trajik bir hikayeden bahsedeyim. Bir gruba girilir, stüdyolarda kendini doğru dürüst duymadan bir süre çalınır, ve eninde sonunda olay kanal kayıt yapma aşamasına gelir. O zamana kadar hiç kaydedilmemiş basçı arkadaş dehşet içinde aslında tekniğinin ne kadar yetersiz olduğunun farkına varır. Bugüne kadar provalardaki kaos ortamında hep arada kaynamış ve eksikliklerini görememiştir. Siz de aynı trajediyi yaşamamak için bol bol kendiniz kaydedin ve dinleyin, hatalarınızı inceleyin, grubunuzla yapacağınız kanal kayda hazırlıksız girmeyin. :)
Evet ilk bölümümüz bu kadardı. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Tabii bu sorular zamanında benim aklıma takılanlardan ibaret, eğer sizin de benzer sorularınız varsa yorumlar kısmına yazmaktan çekinmeyin, tartışırız. Köşenin ismi zaten “Bas Sohbetleri”, olabildiğince interaktif olması güzel olur.
Yazıyı yukarıda bahsettiğim cover ile kapatıyorum. Cover’ı Jammit ile yapıldığının tekrar altını çizmek istiyorum, yani üzerine çaldığım müzik, asıl parçadan John Myung’ın bas kanalının çıkartılmış hali. Eğer cover’larımı beğeniyorsanız YouTube kanalıma subscribe olmayı unutmayın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
Ufkum açıldı desem yeridir. Yani bas gitar falan da çalmıyorum ama bilmediğim baya şeyi öğrenmiş oldum. Çok teşekkürler. Abi bu arada Dream Theater’ın en sevdiğim şarkısını çalmışsın. Görünce çok sevindim. Baya taşaklı bir cover olmuş. Metropolis pt 1.’i her baba yiğit çalamaz. Tebrikler.
Yeni başlayanlar için süper süper bir yazı. Eline sağlık.
Pena ve parmak ikilisine ek olarak çelik penayla çalarak dayak atar gibi tonlar alabiliniyor. Her müzikte dinamikler önemlidir ama metal prodüksiyonunda zangır zangır çalarken olabildiğince birbirini tutan şekilde (tutarlı tuşede) çalmak önemli olduğundan pena daha az uğraştıran bir yol.
Kayıt çok başka bir deneyim gerektirdiğinden özellikle kayıt tecrübesi olan kişiler genelde arkadaş arasında vızır vızır tonla acayip sololar yardıran adamdan daha işe yarar adamlardır.
EQ konusuna da girmek isterdim ama basçının kendini duymak istemesiyle prodüktörün soundu ve tüm miks dengesini bozmak istememesi arasındaki kavga bence hep oldu ve hep olacak. Basçılar var olduğu sürece bu kavga devam edecek!
Eline sağlık tekrar.
19.08.2013
@Bahadır Sarp, Abi cok saolasin. Kesinlikle katiliyorum bas gitarin tabi ki miksin dengesini bozmamasi lazim, ama sanki miksciler de bizim biraz hakkimizi yiyor ya :D Bence ortada bi yerde herkesi mutlu edecek bi cozumde birlesmek lazim :D
böyle bir yazı dizisi oluşturmanız gerçekten çok faydalı olmuş.Ben bir buçuk yıldır bas gitar çalıyorum ve bir kursa gitmedim(aile baskısı).Ama kendimi sizinde dediğiniz gibi guitar pro kullanarak geliştirdim.Slap dışında çoğu tekniğim oturdu umarım kulaktan çıkarmak için vermiş olduğunuz kitap işe yarar ^^
Nazım’a tekrardan hoş geldin diyorum. Siteye böyle bir bölüm kazandırdığımız için mutluyum, yazıdan da belli olduğu üzere kendisi çok samimi, yardımsever ve konusunda bilgili bir insandır, bas gitara başlamak isteyen, yeni başlayan arkadaşların ondan yararlanmasını tavsiye ederim. Buralar hep bunun için var.
Çok güzel bir yazı dizisinin başlangıcı olmuş. Kemal’in de bahsettiği gibi, özellikle metal müzik konusunda basçılar hep bir kademe arkada kaldıklarından adam akıllı bir kaynak bulmak çok zor olabiliyor.
Kemal gibi görmüş geçirmiş, pratik bilgileri olan birisinin bu konuda çok büyük yardımı olacağından adım gibi eminim. Gelecek olan diğer yazıları da büyük bir merakla bekliyorum.
Bas gitar çalmıyorum ama her zaman büyük ilgim olan bir enstrumandı, sayende bu ilgim yine depreşti. Sonunda başlatacaksınız şu enstrumana ahah. Konusu geçmişken klişe bir soru sorayım da merak edenler cevabını bulsun:
Hocam bas gitara başlamanın yaşı var mıdır?
Yazı için tekrar teşekkürler
20.08.2013
@Berca B., Cok saol ! Haha tabiki bu isin yasi yok :) Genelde insanlar acaba cok gec mi kaldim filan diye dusunuyor, ama 5-6 ay calisip basit bir funk/disco groove unu bile calmayi ogrensen hayattan aldigin zevk artar bence :)
Harika bi yazı olmuş.Gitarist arkadaşlar için konunun gitar versiyonu harika olabilir.Yapılırsa elbet.
Mükemmel bir yazı! Bas gitar çalan biri olsaydım mutluluktan ne yapacağımı şaşırırdım sanırım. Böylesine bilgili bir şahsiyetten bas gitar konusunda istediğin yardımı alabilmek, her hafta yeni yazılar okuyabilmek herkese nasip olmaz. Öncelikle elbette Kemal üstada teşekkür ediyorum, yardımseverliğinle birçok insana örnek oluyorsun, umarım sayende insanlar bilgi paylaşmanın ne derece yüce bir şey olduğunu daha iyi kavrarlar. İkinci olarak tabii ki PasifAgresif’e teşekkür ediyorum, sizler olmasaydınız bunların hiçbiri olmayacaktı.
Bu bas sohbetleri bölümü sitenin ziyaretçi sayısını da gözle görülür ölçüde yükseltecektir. Türkiyede niteklikli bilgiye ulaşmak inanılmaz zor. Biri bir şey yazıyor, ardından sürüyle sitede kopyala yapıştır yapılıyor. Sorulan sorular havada kalıyor, hocadan eğitim almaya maddi gücü yetmeyen büyük bir kitle kendini geliştiremiyor.
Ayrıca ben de gitaristler için bir bölüm açılmasının taraftarıyım, hiç olmadı ekipmanlarla ilgili veya müzik teorisiyle ilgili bir bölüm açılabilir. Kendim de dahil olmak üzere birçok kişide gördüğüm eksikliklerden bazıları bunlar.
abi baya uğraşmışsın harbiden ya, eline sağlık. benim bas gitara pek ilgim yok açıkçası, elektrogitarın o büyülü dünyasından başka bişey görmez gözüm ama şu bir gerçek ki, nice koç yiğitler yıllar geçse bile internette böyle bişey arattıklarında senin bu yazılarını bulup okuyacaklar. işte premier lig bu!!!
19.08.2013
@Ufuk Sönmez, Abi bas ile ilgilenmiyorum demissin ama Evan Brewer kritiginde dokturmussun :) Enstrumantal gitar albumlerini (hatta genel olarak enstrumantal albumleri) ben de pek severim :)
Yazi çok güzel olmuş lan :) bas gitari duyunca sarkidaki diğer tüm enstrümanlarin uzerine bi set çekerek sadece Ona odaklanmayi cok severim. ..(bas gitara ilgi ve alakam bu düzeyde maalesef)
Yazara katilmadigim tek nokta : basın parmakla calinmasi tabii ki daha cooldur abi
Çok güzel bir yazı, ellerinize sağlık, devamı gelmeli. Bas gitar çalmıyorum ama genelde bas gitara karşı çok yanlış düşünceler var ve insanları yanlış yanlış yönlendiriyor. Umarım artık daha çok ve kaliteli basçı yetişecek bu topraklarda.
Bas gitara başlayasım geldi valla. Çogzel olmuş ellerine sağlık.
Ama yok yok, ben çok yakında elektrogitar alıp Bahadır ve Ahmet’in kafasını ağrıtacağım. Bekleyin az kaldı.
Basçı olsam bu yazıdan sonra daha çok sarılırdım pratiğe, sağlam yazı olmuş. Gitar, davul ve tambur için de benzer güzellikleri görmek isteriz.
BÜYÜK adamsın Nazım Abi.
Fretless ile fretted bass arasında ne kadar fark var? Fretless ile çalınan parça fretted bassda çok sırıtır mı mesela?
19.08.2013
@Kamil, Ne kadar fark var diye sorarken tam olarak neyi kastettin ? Genel olarak fretless in daha zor bir enstruman oldugunu ve ustalasmanin cok daha fazla vakit aldigini soyleyebilirim. Ben de calmayi acaip seviyorum, illa ki gelecekteki yazilardan birisi perdesiz bas uzerine olur.
Hmm parcadan parcaya cok degisir, ama genel olarak cok siritmaz diyebilirim. Mesela Death in Live in LA ve Live in Eindhoven konserlerine bak, Scott Clendenin o konserlerde DiGiorgio nun partisyonlari perdeli de caliyor,ayni tadi vermese de siritmiyor diyebiliriz.
19.08.2013
@Kemal, elektro gitar çalıyorum. perdesiz bas gitara da el atsam diyorum ama biraz sıkıntılı durum. herhangi bi teorik eğitimim ya da ders almışlığım yok. bu durumda perdesiz ağır gelir gibi hissediyorum ama gönlümden perdesiz geçiyor.
20.08.2013
@Kamil, Tabi eger cok baslamak istiyorsan hic durma. Perdesizde en onemli sey entonasyonu oturtmak, gitardan dogru durust bir ses cikartana kadar baya bir vakit gececektir cok sabirli olman lazim. Onun icin mutlaka cizgili bir perdesiz basla baslamani oneririm.
Hem teori hem pratik icin su an Dunya uzerindeki en onemli perdesiz bascilarindan biri olan Steve Bailey’nin egitim videolarina bir goz atabilirsin:
http://youtu.be/irBtrsPjRbA
Arkadaslar hosbulduk ! Yaziya verdiginiz olumlu tepkiler icin cok tesekkur ederim. Basci arkadaslar akillarina takilab en ufak soruyu bile sormaktan cekinmesin, olumune tartisiriz burada :D
Abi müthiş yazı,basla hiçbir alakam olmamasına rağmen bi’ aydınlanma geldi bişeyler oldu.
Ulan gitarımdan tiksindim birden ahaha. Mükemmel hazırlanmış gerçekten, tebrikler. Bas çalmasam da ilgiyle okudum.
What can i say sometayms. Diğer arkadaşların da dediği gibi güpgüzel yazı. PA’daki kendini yenileme, yeniden işleme de çohzel. Bugün siteye ilk kez girdim ve yeniliklerle karşılaştım, bu da çohzel.
Güzel bir yazı olmuş. Eğer bu format devam edecekse; az çok davula vurmuşluğu olan biri olarak, Batuhan Bekmen’in yazısını merakla bekleyişe geçiyorum.
bu arada bas gitarı uzaktan seven ne çok insan varmış. benim sorum basit; bence en iyi bas gitar markası warwick, sence de öyle mi?
20.08.2013
@Exorsexist, Warwick kesinlikle en iyi bas gitar firmalarindan biri. Metalciler Warwick cok seviyor, cunku cok agir agaclar kullaniyorlar dolayisiyla cok koyu ve guclu tonlari olan baslar ortaya cikiyor.
DrAQA demiş ya yukarıda “Bas gitar çalan biri olsaydım mutluluktan ne yapacağımı şaşırırdım sanırım” diye, 1de okudum yazıyı öğlen, 12 saattir elim ayağıma dolandı. Bas gitar çalan bir insanım, çok yetenekli olmasam hatta çok fazla çalış(a)masam da delicesine seviyorum bas gitarı. Yani biri bir albüm kritiğinde veya yorumunda “…-… arası bas yürüyüşüne hastayım” yazsa o adam sempatim artar, müziğe bakışına daha bi saygı duyarım. Bas gitar benim kesinlikle bir tutkum ama yine kesinlikle göründüğünden, duyulduğundan çok çok az kişi için böylesine seviliyor olduğunu bildiğim bir enstrüman. Yani gitar çalmayı beceremediğinden bas gitar çalan basçılar, gitarda attığı soloyu eline pena alıp basta atan gitaristler asla bizim durumumuzu anlayamayacaklardır bence. Bu bir görev bilinci gibi aslında. Siz grubun bir köşesinde duruyor ve ritmi istediğiniz yöne çekebiliyor, grubun sound’unun sağlamlığını beton gibi örüyor iken sizi duymayan, duymaya çalışmayan insanların karşınızda veya yanınızda olduğunu bilmek ama bu saçmalık içerisinde dahi tek bir nota, vuruş dahi kaçırmadan kendinizi enstrümanınıza daha yakın hissetmek, onu bir parçanız haline getirmek gerçekten çok garip ama bir o kadar da güzel bir duygu.
İşin teknik kısmına çok yatkın olmasam da iyi kötü 3 yıldır bas çalan birisi olarak dahi “başlangıç” için önerilerde kendime ait bişeyler buldum. Bunu da yazarın yetkinliğine veriyorum tabii ki.
Öncelikle Kemal abiye ço…ok teşekkür ediyorum bilmem kaçıncı defa daha. Kendisinin coverının altındaki yorumuma verdiği enfes cevaplar dahi ne denli iyi biri olduğunu kafama vura vura hatırlatıyor. O tavsiyeler çerçevesinde şu anda kendimi geliştirmeye çok daha açık ve teknik açıdan çok daha iyi seviyedeyim(eskiye göre, aman diyim) Bas gitar gibi uçsuz bucaksız bir konuda bu denli az kaynak, bu denli düzensiz yapılanmış videolar vs. bulunması insanların enstrümana bakışını soğutmuştur her zaman. Bas gitar içinde geçilmesi gereken çok fazla eşik bulunduran bir enstrüman bence. 4 telli olduğuna alışmak, parmaklarınızın gücünün yetersiz geldiğine bu denli net bir şekilde şahit olmak, parmak mı pena mı kararı, sağ elde parmakla tel geçişleri, 3 ve 4. parmağı işin içine sokmak, gruba girdiğinde en pasif eleman olmak, saçma şakalarla bombalanmak, duyulmayan adamı oynamak zorunda kalmak, yeteneklerinizin çok nadir gün yüzüne çıkması, beste aşamasında “kök nota” basmak zorunda bırakılmak vs vs. Bu denli zor, gerçekten zor durumları tek başına atlatmak hiç de kolay değil, oldukça emek isteyen, gerek fiziksel gerek mental açıdan insanı zorlayan, olgunlaştıran, ona gerçeği gösteren, onun müziğe bakışıyla oynayan konular bunlar. Bu gibi aşamaları yeni başlayan birinin atlaması belirli bir yardım gerektirir elbette, gitar davul gibi “duyulan” enstrümanlarda bu iş oldukça yaygınken bas gitarda bu tarz bir şeyi yapmak, hem de özenle, sorulara yanıt vererek, severek yapmak türk müziğinin geleceği açısından ciddi önem taşıyabilir. Bir enstrümanı düştüğü kuyunun derinliklerinden çıkarıp sahneye koyabilir.
Ve tabii pasifagresif ekibinin beni bu derece mutlu edecek girişimi gözlerimi yaşarttı. Her türlü iyi niyete açık bir ortam olduğunu tekrar tekrar anlıyorum bu sitenin. Tek kelimeyle minnettarım.
Özetle, bas gitar sohbetleri boyunca spam gibi bu uzunluklarda sürekli aynı şeyleri tekrar ettiğim mesajlarımı atmayı sürdürücem. BURAYI YIKARLAR!
Yazıları ise feyz alarak onlarca kez okuyup bir iki şey daha kazanabilirsem ne mutlu bana.
Not: Metropolis coverını tek celsede yapabilmenin yanında yakaladığın şu tona, bir youtube coverında dahi rahatça ulaşmana hastayım abi. Hadi sağlıcakla.
20.08.2013
Merhaba.
Böyle bir yazı konseptiyle karşılaşmak gerçekten heyecan verici oldu benim için teşekkür ederim.Bu konuda yazdığın her şeyin zevkle takipçisi olacağım.Ben de yıllardır bas gitar çalmaya çalışan biri olarak yazdıklarında kendi düşünce ve karşılaştığım durumlarla ilgili olsa çok şey buldum.Kaynak konusunda belki de popüler olup da en sıkıntılı olan enstrüman diyebilirim tabi bunun sıkıntısını başladığım zamanlarda ne denli yaşadığımı çok iyi hatırlıyorum.Neyse ki Guitar Pro ve sizin de önerdiğiniz Bass Fitness egzersiz kitabı imdadıma yetişmişti.Ki Bass Fitness kitabı kesinlikle her bas gitaristte olması gereken çok değerli bir kaynak.(İzmirdeyim ihtiyacı olan varsa gelip fotokopisini çekebilir:) Metropolis cover’ı da enfes olmuş Beleg’in dediği gibi bu tona bir youtube cover’ında duymak feci güzel.
Rica olarak; Gitara bugünlerde tel almak istiyorum genel olarak Ernie Ball kullandım ve fena değildi fakat son olarak dr marka kullandım ve sonuç kesinlikle pişmanlıktan öteye gitmedi şimdi hem bir değişiklik yapmak hem de justin chancellor misali bir tona iyi oturacak bir tel arıyorum.Dean Markley fena halde çekici geliyor ama verdiğim parayla yine pişman olma korkusu taşıyorum.Bu konuda bir tavsiye ihtiyacım var yardımcı olursan-ız çok sevinirim.(En fazla 80 tl’lik bir bütçe ayırabiliyorum perdeli ibanez kullanıyorum)
20.08.2013
@brutallica, Tesekkur ederim :) Hmm DR sevmemene sasirdim dogrusu, genelde Chancellor tarzi parlak tonlara cok iyi gider o teller, ozellikle High Beam serisi. Dean Markley hic kullanmadim bilemeyecegim. Acikcasi tel konusuna cok dikkat eden bir insan degilim, eskiden cok ediyordum fakat sonra yillar gectikce “yeni tel sesi” denilen seyi aslinda sevmedigimi farkettim. O yuzden artik en siradan marka olan Dadarrio kullaniyorum ve tel kopmadikca degistirmiyorum. Mesela o Metropolis videosunda gitarin ustunde yaklasik 8 aylik Dadarrio tel var :D Gordugun gibi iyi bir gitarin varsa ve biraz da ton cekmeyi biliyorsan iyi bir sound elde edebiliyorsun telden bagimsiz olarak.
21.08.2013
@Kemal, Ben tel’in gitar sounduna çok ciddi bir katkı sağladığını düşünüyorum.Gitarın kalitesi tabi ki en önemlisi -ki gitarımdan da fevkalade memnunum (Ibanez sr 740 Japan kullanıyorum)- ama tel’in en fazla önemsenmesi gereken enstrümanın bas gitar olduğu da malum çünkü hakikaten farkediyor.Mesela Ernie Ball yerine DR kullandığım ilk anı hatırlıyorum fena halde afallamıştım.DR çok övülen, beğenilen ve bir o kadar da kullanılan bir marka ama bilmiyorum kötü teli bana mı denk geldi arkadaş resmen halat takıp çalmışım gibi hissettirdi kabullenemedim zaten çıkarıp eski ernie ball telleri taktım.
Tel alırken durumu sarım sayısından tel kalınlığına kadar ve hatta fletwound mu yoksa roundwound mu diye indirgemem belki biraz fazla detaya kaçabilir ama dediğim gibi gitarımdan çıkabilecek en iyi ve farklı tondaki sesleri yakalama isteğimden ötürü bunun tel’e kalan kısmını karşılamak istiyorum .Dean Markley Blue steel (45-65-85-105) deniycem bu sefer umarım yamulmam.İlgin için çok teşekkür ederim sayende sitede güzel bir köşe daha oldu diyebilirim.Ve ayrıca yazılarının devamını da heyecanla bekliyorum tabi coverlarında :)
21.08.2013
@brutallica, yok yanlis anlasilmasin tabiki tel sounda cok etki ediyor, ozellikle ilk takildigi zaman. Ama dedigim gibi ben o yeni takilmis soundu sevmiyorum, dolayisiyla o ilk parlaklik gectikten sonra uc asagi bes yukari butun teller ayni geliyor bana.
Tel tipi (flat-round) ve kalinligi onemli bir konu tabi, onla ilgili de biseyler yazarim ileride.
Tabi mutlaka Dean Markley denedikten sonraki goruslerini yaz, buradaki diger basci arkadaslara yardimci olur.
Ben tesekkur ederim, yazilar ve coverlar tam gaz devam edecek :)
22.08.2013
@Kemal, Ne demek istediğini daha iyi anladım.Evet tel konusuna değinmenin çok faydası olacaktır.Ve bu konuyu yazarken tel kaynatma durumundan da söz edersen hakikaten minnettar kalırım.Tel konusunu daha fazla uzatmadan izlediğim şu videoyu da sırası gelmişken paylaşmak yorumu gülümseterek bitirmek isterim. http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/140370/damacanadan-bas-gitar-yapip-black-sabbath-calmak
20.08.2013
@brutallica, abi ben işin ekipman kısmında en az bilgili kişiyimdir sanırım şu ortamda, tellerimi 6-7 ayda bir anca değiştiririm hatta. Cevap veren, yardımcı olan illaki olur, olmasa da Kemal abinin ileride ekipmanlarla ilgili bir yazı yazacağına inanıyorum ben zaten eq ayarıyla beraber benim en çok ilgimi çeken yazısı o olucak herhalde çok bir fikrim olmadığı için bu konularda.
Kitap konusunda Bass Fitness’ı edinmedim ama İzmir’deyim, fotokopi çektirmek isterim. Esas sıkıntım ise şu Alex Webster’ın kitabı. Ne e-book halinde ne de herhangi bir müzik dükkanında karşılaşamadım bir türlü şu kitapla, internetten alışveriş şu an olanaksız durduğundan edinememekteyim. Elinde olan, bir yerde bulan falan varsa yardımcı olursa sevinirim.
21.08.2013
@Beleg, Dostum bass fitness kitabı konusunda seve seve sana yardımcı olurum onu edinmiş bil.İletişim durumunu halletmemiz yeterli. brutallize@hotmail.com‘u eklersen sana tam olarak yardımcı olabilirim (sitede e-mail paylaşmanın sakıncası varsa mazur görülsün) Alex Webster’in kitabını pdf formatında nette bulabileceğini sanmıyorum bende de yok olsa bu konuda da yardımcı olmayı çok isterdim.
20.08.2013
@Beleg, Duygularini inanilmaz guzel ifade etmissin, zevkle okudum. Bas gitara boyle tutku ile bagli olan insanlara hitap edebilmek beni cok mutlu ediyor. Tabi buyur, bas ve metal konusunda her turlu sohbeti edelim :) Artik kendi kosemiz var acaba yorumlari spamliyormuyuz diye endise etmeden yardirabiliriz :)
20.08.2013
@Kemal, ahaha aynen buralar bizim mekan artık. Abi madem öyle dedin çook temel bir soru sorayım sana şu kayıt işleriyle alakalı olarak. Hiçbir kayıt aletim olmadan sadece bilgisayar mikrofonuyla kendimi kaydettiğimde ses o kadar saçma sapan geliyor, o kadar patlıyor ki bir türlü kendimi değerlendirecek sese erişemiyorum. Bunun için edinmem gereken temel donanımlar neler? Veya yazılımla halledilecek bir olay mı? Audacity tarzı programlar işimi görmedi mesela.
Bir de aktif pasif bas konusunda neler söyleyebilirsin? Açıkça bir pasif bas hayranı olarak bu konudaki görüşlerini cidden merak ediyorum :D İleride yazılarda olacak şeyler sorduysam cevap vermesen de olur beklmeye razıyım haha
21.08.2013
@Beleg, Evet mikrofon kullanarak evde iyi bir ses almak oldukca zor. Tavsiyem orta halli bir external ses karti alman (M-audio veya Line-6 gibi) ve onun enstruman girisiyle kayit yapman. Yazilim olarak yazida da belirttigim gibi Cubase oneriyorum eger Windows kullaniyorsan. Ampeg SVX veya Guitar Rig gibi pluginler de kullanirsan gayet yetrli tonlar/kayitlar elde edebilirsin.
Ben tamamen tesaduf eseri aktif bir bas gitar ile basladim calmaya ve acikcasi o tonlara alistiktan sonra pasif calmadim pek. Hangisi daha iyidir/kotudur diye bisey yok, tamamen tercih meselesi. Genellikle daha Jazz Bass tarzi tonlari sevenler pasif manyetik kullaniyor, rock/metal gibi turlerde ise aktif bas kullanimi hakim. Ben pasif manyetik tonlarinin ozellikle perdesize yakistigini dusunuyorum, ileride perdesiz pasif bir Jazz Bass almak planlarim arasinda var.
Yok ileride yazilir mi diye dert etmeden istediginiz soruyu sorun :) Ileride yazilirsa da orada daha detayli inceleriz.
bu yazının bir de elektro gitar versiyonu yazılsa ya :) yoksa var mı sitede ?
20.08.2013
@crowkiller, Keşke olsa, şahsen ben de bayağı isterim öyle bir bölüm.
20.08.2013
@crowkiller, imza kampanyası yapalım gitar ve davul köşeleri de olsun.
21.08.2013
@12ParmakBağırsağı, elektro gitar köşesini Ahmet Saracoğlu, davul köşeseni de Batuhan Bekmen yazsa bomba olurdu :)
Çok iyi fikir. Keyifle okudum ve elektro gitar çalan biri olarak bana faydalı olacak bilgiler ve tavsiyeler edindim. Gelecek yazıları ilgiyle heyecanla bekleyeceğim. Böyle bir şey yaptığınız için önce tebrik sonra teşekkür ederim. Güzel insanlarsınız vesselam.
ben şunu danışmak istiyorum , beste yapan ama daha çok cover yapan bir grup için çalan bir basçıya armoni bilgisi gerekli mi ? yoksa kök seslerin yanına akorda bulunan diğer notalar ve çeşitli ataklar eklemek yeterli mi ?
21.08.2013
@Burak Bostancıoğlu, eger sadece cover caliyorsan ve parcanin orjinal baslarini takip edeceksen, hayir gerekli degil. Yine de zaman ayirip ogrenmeni oneririm seni daha iyi bir muzisyen yapacaktir. Bi de sonsuza kadar cover calmak istemiceksin eninde sonunda kendi bas dizelerini yazmak isteyeceksin, iste asil faydasini o zaman goreceksin.
21.08.2013
@Kemal, teşekkür ederim ^^
22.08.2013
@Burak Bostancıoğlu, Rica ederim ! Iyi calismalar :)
Arkadaslar, bircok kisi bana yazida bahsi gecen kitaplari nereden alabileceklerini sordu. Ben tabi yurtdisinda yasamanin avantaji ile bu kitaplari orijinal olarak alabiliyorum ama Turkiye’de bu kitaplara ulasmakta zorluk cekebilirsiniz.
Eger Istanbul ‘da yasiyorsaniz Kadikoyde Akmar pasaji civarindaki dukkanlara bi bakinin derim, bu tarz metod kitaplari oralarda bulunabiliyor. Diger bir secenek de paraya kiyip amazon.com ve benzeri siteleri zorlamaniz.
Fakat bu kitaplara bir turlu ulasamiyorsaniz cok uzulmeyin. Ben zaten bu kosede o kitaplardakilere denk (sag ve sol el teknikleri/egzersizleri vs.) bilgileri duzenli olarak paylasacagim. Yani koseyi takipte kalin diyorum :)
Nazım Kemal hocam inanılmaz güzel bir yazı olmuş. Bunu tüm içtenliğimle söylüyorum. Seçmece sorular ve cevaplarınız, yeni başlayanlar için yada kendini geliştirmeye çalışan, tıkanan gitarist arkadaşlarımıza ışık tutacağına eminim. Yazınızla bir çok konuda aydınlanmış olarak hissediyorum kendimi. Bende yeni bas gitara hayran kalmış, aşık olmuş, acemilik aşamasına emekleyen ve bu yolda ilerlemeye çalışan biriyim. Gitarıma sahip olmadan önce açıkçası müziklerde bas gitarı hep kulak arkası yapmış, adeta o güzel sounddan kendimi yoksun bırakmışım. Şuan bana en büyük zevki bas gitarın soundu veriyor desem?
Bas gitar konusunda siz ve sizin gibi emek veren iyi niyetli insanlar sayesinde bilgi dağarcığımıza daha sağlıklı bilgilerin eklendiğini bilmek çok güzel bi duygu. Yazınız ve paylaşımda bulunduğunuz tecrübeleriniz için tekrar teşekkür ederim.
Çok acemi bir bas gitarist adayı olarak size bir iki sorum olacak.
1.si benim Squier Vintage Modified Jazz Bass V gitarım var. Ayrıca ses kartı olarak Tascam US-144MKII var elimde. Record yapmak istediğimde aldığım ses çok düşük. Bu düşük ses gitarın başlıbaşına yetersizliğinden mi kaynaklanıyordur yoksa pasif bas gitar olduğu için düşük ses olması normal midir? Yani ek olarak ekipman mı almam gerekiyor? Tabi bu sesin yükselmesi için alınacak ekipmanın dahi ne olduğunu bilmiyorum.
2. ve son olarak dolgun, sıcak ve yumuşak tonu nasıl alabilirim bas gitarımdan. Stüdyo kayıtlarındaki albüm kayıtlarında yada akustik performanslardaki o tatlı sıcacık ve dolgun bas sesini alabilmek için ne gibi donanıma sahip olmam gerek?
Beni bu konularda aydınlatırsanız çok memnun olacağım.
26.08.2013
@toZLuDefteR, Merhabalar. Yaziyi begenmenize ve isinize yaramasina cok sevindim ! Bu yazi ilk oldugundan her konuya biraz degindi. Sonraki yazilar daha spesifik ve derin olacak. Zamaninizi ayirip yaziyi okdugunuz ve yorum yaptiginiz icin asil ben tesekkur ederim.
Cevaplarim,
1. Evet pasif baslarin ses cikisi bir miktar dusuk olur, ozellikle ses kartina direkt giriyorsaniz. Size tavsiyem bir amfi almaniz ve onun recording out cikisi ile kayit yapmaniz. Diger (ve daha ekonomik) bir secenek ise preamp/DI box tarzi bir pedal almak. Ozellikle Sansamp Bass Driver DI gibi bisey alirsaniz hem ses cikisiniz bariz sekilde guclenenecek hemde tonlariniza renk gelecektir.
2. Hmm genel olarak tonlari tasvir etmek ve tavsiyede bulunmak cok zor bir olay :D Bana dolgun ve tatli gelen bir ton size gelmeyebilir. O yuzden tavsiyem su, Ampeg SVX veya Guitar Rig gibi bir yazilim edinin. Bu yazilimlarda tonlarca degisik amfi,kabin ve pedal emulatoru var. Bunlar uzerinde oynayarak kendi istediginiz tonu daha rahat bulabilirsiniz.
Bir de yeni baslayanlarin ihmal ettigi soyle bir durum var. Tonu ve soundu toparlayan en buyuk etkenlerden biri tuse. Eger sag el tuseniz henuz oturmadiysa, gitardan guclu ve duzgun bir ses almaniz mumkum olmayabilir. O yuzden baska gitarla ve amfilere para sacmadan once biraz daha tekniginizi gelistirin, goreceksiniz ki iyi bir tuse ile orta seviyede bir ekipmandan bile iyi ses alinabiliyor.
Umarim yardimci olabilmisimdir, baska sorulariniz varsa cekinmeyin.
27.08.2013
@Kemal,
Öncelikle yorumuma ivedilikle cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Değindiğiniz konular kısa kısa ve tadımlık bilgiler içeriyor ancak ileriki yazılarınızda dahada derinlemesine olacağının müjdesini vermeniz en azından beni çok mutlu etti.
İlk olarak Amfi almama sebebime değinmem gerekirse;
- Evde kendi kendime takılmak amacıyla amfi almak yerine ses kartını almayı tercih ettim. Sinema sistemimden ses alabiliyorum o nedenle şuanlık işimi gördüğü için amfi almak istemedim. Recording out olayını açıkçası bilmiyordum onuda öğrenmiş oldum.
- Öneride bulunduğunuz “Sansamp Bass Driver DI” cihazına pedal almamız gerekiyor mu bu aleti daha önce görmedim ve kullanmadım o yüzden nasıl kullanılacağı konusunda yeterli derecede bilgim yok. O nedenle tam olarak kullanabilmem için yanında almam gereken ekstra kablo vs. varmıdır onuda belirtirseniz çok sevineceğim.
- Ton olayı ve sound yoğunluğu benim için ciddi anlamda çok önemli. Acemi olduğumu belirtmiştim. Müzikal kulağa sahip olduğumu düşünüyorum. Duyduğum parçayı kısa sürede çıkartabiliyorum. O nedenle parçayla iç içe olmak beni inanılmaz mutlu ediyor. Gözlerimi kapatarak notalarda gezinmek ayrı bir zevk veriyor bana. O yüzden bu sıcak ton olayına fazla yoğunlaşmış durumdayım.
ARA NOT: Metal, Death Metal gibi tarzlardan, sert tonlardan malesef hoşlanmıyorum. Daha çok yumuşak ve daha naif tonlar hoşuma gidiyor.
- Ayrıca ton tarifi ciddi anlamda zor bunun farkındayım yazılımsal olarak uygun tonu elde etmek en doğrusu gibi görünüyor. Ancak akustik perofmanslarda elde edilen ton hem beni benden alıyor hemde o tona nasıl sahip olabilirim soruları defalarca kafamda geçiyor. Ümit ederim ki bir gün bende o tonlara sahip olurum. Son olarak değindiğiniz “tuşe” olayındaki gibi sağlıklı tonlamalar için tuşenin, klavye hakimiyetinin ve parmaklardaki gücün önemi oldukça büyük. Bu konuda hemfikir olduğumuzu söyleyebilirim. Bu sorunu da ileriki günlerde hazırlamayı planladığınız, derinlemesine bir şekilde bizlere sunacağınız yeni yazılarınızda kolay bir dille öğreneceğimize, egzersiz teknikleri ile kendimizi dahada fazla geliştireceğimize eminim. Yazımı ve sorunlarımı okuduğunuz için, zaman ayırdığınız için tekrar teşekkür ederim.
28.08.2013
@toZLuDefteR, Selamlar tekrar
Bass Driver DI Soyle bir pedal,
http://www.mydukkan.com/urunler_detay.asp?id=1345&gid=428
Bir tane daha jack aliyorsun ve gitarini bu alete bagliyorsun. Pedalin cikisini da ses kartinin line in’eine giriyorsun, bu kadar. Bu pedal gitarin sesini ciddi bir sekilde arttiracak ve ayrica cok hos bir parlaklik ve dolgunluk verecektir. Pedalin yaninda gelen kitapcikta bazi ayarlar mevcut, bu ayarlari kullanarak istedigin tonlari elde edebilirsin.
Bu pedalin cok genis bir ton araligi var, ben daha cok sert tonlar icin kullaniyorum ama ayarlari degistirerek dedigin gibi tatli tonlar da elde edebilmek mumkun.
Ama yine de uyarayim genel olarak guclu ve parlak bir pedal, yani istedigin kadar naif tonlar alamayabilirsin. Alternatif olarak Aguilar Tone Hammer tavsiye ediyorum. O da benzer ozelliklere sahip bir pedal. Ozellikle caz ve pop tarzi muzikler calanlar cok seviyor bu pedali. Ona da bi bakmak isteyebilirsin.
Bunun disinda daha dolu ve sicak tonlari seviyorsan gitarin sap manyetigini daha acik tutmani ve daha sapa yakin calmani onerebilirim.
Evet sen de goreceksin ki tusen gelistikce aldigin tonlar da cok daha guzel gelecek.
Rica ederim.
Cliff in olum yildonumu sebebiyle onu anmak icin en sevdigim Metallica sarkilarindan biri olan Battery i coverladim
http://youtu.be/ySMI3u_Y91Y
Basci arkadaslar icin teknik bir detay, bu sarkini orjinal kaydinda Cliff 8 lik notalar ile caliyor, ben ise farkli bir tat yakalamak icin sarkiyi galloping (Iron Maiden sarkilarinda bol bol duydugunuz bir teknik) kullanrak, yani birebir ritm gitari takip ederek caldim. Bunun gibi sag el tekniklerini Bas Sohbetlerinin gelecek bolumunde detayli sekilde anlatmayi planliyorum.
29.09.2013
@Kemal, Gayet başarılı olmuş, bass gitardan pek anlamam ama dinlerken Steve Harris tadı aldım. Ben de Cliff abimizi bu videoyla anayım madem:
http://www.youtube.com/watch?v=22W38jJk81s
29.09.2013
@atoutlemonde, cok tesekkurler. Evet neredeyse butun heavy/thrash gruplarinda var bu teknik ama Steve Harris ile ozdeslesti en fazla. O da saniyorum John Paul Jones’tan gorup etkilenmis zamaninda.
Muhteşem bir yazı , aklımdaki tüm soruların cevabını buldum desem yeridir. Ufkum açıldı resmen. Emeğinize ve bilginize sağlık.
08.01.2014
@Efe, cok tesekkur ederim, yardimci olabilidiysem ne mutlu.
Abi oncelikle 2 senedir bas gitar calan birisi olarak boyle guzel bir yazi yazdigin icin sana ayrica tesekkur ederim. Acikcasi bas gitar bilgine hayran kaldim. Ben genellikle metallica ve avenged sevenfold tarzi seyler caliyorum ancak artik bas bilgimin artmasi ve bas gitara olan bakis acimin degismesiyle sadece metal muzik calmamaya karar verdim. Klasik muzik jaz muzik gibi farkli seylerde calmak istiyorum fakat hem metal hem jaz hem de klasik muzik calicagim bi bas gitar modeli bulamadim lutfen bana bildigin bu muziklerin hepsini bi gitarda calabilicegim bir bas gitar modeli soylermisin.
15.09.2014
@Mert Ünlü, Saolasin :) Her tur bas gitarla her tur muzigi calabilirsin, o konuda icin rahat olsun. Fakat tabii ki bazi bas/manyetik modelleri bazi tarzlarda daha cok tercih ediliyor. Mesela pop/caz calanlarin Fender, daha sert seyler calanlarin Ibanez tercih etmesi gibi. Bu acidan bakarsan o saydigin muziklerin hepsine cok uygun tonlar verecek bir bas gitar dunyada yok maalesef.
O yuzden sana tavsiyem tonlari yaptigin muzikten bagimsiz olarak hosuna giden bir bas gitar al, ardindan hangi tarz muzik caliyorsan ona uygun EQ ayari cek ve tuseni ayarla. Ornegin caz caliyorsan daha yumusak bir tuseyle ve sag elini kopruye yakin tutarak cal, metal caliyorsan sag elini sapa yakin tutup sert bir tuseyle cal.
Çok meraklıyım ve bas gitara başlayacağım.Bunu gerçekleştirmem içinde tabiki bas almam lazım.Başlangıç için gitar amfi vb gerekli şeyler hakkında bi öneri yapar mısınız? Metal başta olmak üzere funk ve jazz hoşuma gidiyor.
28.12.2014
@Anka, Merhaba, bu yazının sahibi Nazım Kemal Üre’nin şöyle bir sayfası var, orada bunlara cevap bulabilirsiniz: http://kemalure.com/sss-turkce#_=_
28.12.2014
@Güzide Arslaner, çok teşekkür ederim
harika !