İçi mevsim meyveleriyle dolu dev jakuzimden yazdığım bir editör yazısından daha merhaba sevgili PASİFAGRESİF okurları. Manavdan aldığım kayısıları, erikleri, elmayı muzu jakuziye boşalttığım gibi kendimi suya bıraktım ve normalde dizüstü olan ancak şartlar dâhilinde dizlerime koyamadığım bilgisayarımla bu yazıyı yazmaya koyuldum.
Ekinezya ve bal özlü duş jelini sağa sola sıktıktan sonra, bu haftaki konularımıza başlayalım.
Bu hafta bahsetmek istediğim ilk konu, SYSTEM OF DOWN’ın yakında yeni albüm çıkaracağını açıklayıp yakında yeni albüm çıkarmayacağını açıklamasıydı. Bu cümle size tanıdık gelmiş olabilir, zira bildiğiniz gibi dünyanın bir diğer çok meşhur rock grubu olan TOOL da aynı sendromdan muzdarip. Bu kadar büyüdükten sonra grup elemanlarının farklı projelere, solo işlere atılması, grupların kendi albümlerini sekteye uğratıyor elbette. John Dolmayan’ın geçenlerdeki bir konser sonrasında mikrofonu alıp seyirciye “Yeni albüm yakında geliyor!” deyip, Serj Tankian’ın ertesi gün bir röportajda “Yok öyle bir şey” demesi, aslında normal karşılanabilir. Zira Serj, vokalist olması dolayısıyla kendi adına bir kariyer yapmış, SYSTEM OF A DOWN olmadan da hayatını gayet iyi sürdürebilecek biriyken, John Dolmayan’dır, Shavo Odadjian’dır, bunlar solo takılamayan ve müzik yapmak için başkalarına ihtiyaç duyan insanlar. Bu yüzdendir ki Serj’in SYSTEM OF A DOWN’ı ikinci plana atmasıyla rızıkları tehlikeye giriyor, istedikleri şatoyu alamama riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. O yüzden de konser sonrası kendilerini, seyircilere “Yeni albüm yakında geliyor ha, valla bak, aramızda konuştuk her şey kesinleşti” demek zorunda hissediyorlar. Tabii akabinde sahne arkasında;
Dolmayan: “Olm bak duydun, o kadar insana söz verdik, yeni albüm yapacaz!”
Tankian: “WAKE UP! (wake up) BEN ÖYLE Bİ ŞEY DEMEDİM HİÇ KUSURA BAKMA! KENDİ BAŞINA BÖYLE AÇIKLAMALAR YAPMA! (kendi başına böyle açıklamalar) ÖYLE Bİ PLAN YOK BOŞUNA BEKLEME! Bİ DAHA BÖYLE ŞEYLER SÖYLEME!”
YOU WANTED TO!
Tankian: “SOLO İŞLERİM OLDUĞUNU BİLİYOSUN!”
YOU WANTED TO!
Tankian: “KENDİ BAŞINA KARAR ALIYOSUN!”
YOU WANTED TO!
Tankian: “SİZ SCARS ON BROADWAY’İ YAPARKEN BEN Bİ ŞEY DEDİM Mİ?!”
YOU WANTED TO!
Tankian: “Vay arkadaş ya…….. hadi…. bay…. selfrayşıssuuiisaayd……”
Bilmiyorum tabii, olmamış da olabilir. Her ne olursa olsun, yeni bir SYSTEM OF A DOWN albümü ihtimali bile güzel bir şey. Umarım olur.
Bu hafta bahsetmek istediğim diğer bir konu, her ne kadar albümlerin internete düşmelerine vurgu yapmaktan olabildiğince kaçınsak da, CARCASS’ın yeni albümünün çıkışına daha 1,5 ay varken internete sızmış ve herkesler tarafından dinlenmiş olması. Site okurlarından owlboss’un “ABİ KARKAS” şeklindeki haberiyle sabahın 7′sinde haberdar olduğum bu durum, elbette ki kendimi tutamamamla sonuçlandı ve albümü, bırak dinlemeyi, yedim, içtim, soludum. Grubu çok uzun zamandır dinleyen ve yıllardır yeni albüm çıkarmalarını bekleyen biri olarak, mutluluğumu tarif etmeye kelimeler yetmezdi adeta. Sevincimi, ne yapacağımı bilemez halde evde duvardan duvara sekerek, çarptığım yerlerde oluşan kan izlerini ise, yine aynı yerlere, bu sefer elimde ıslak bir bezle sekerek temizlemek suretiyle yaşadım. Apar topar gittiğim Şişli Etfal Hastanesi’ndeki doktor, aşırı mutlulukla yüzümde bir anda oluşan bu gülümsemenin kalıcı olacağını ve ameliyat olmadığım takdirde ölene kadar böyle gülümseyeceğimi söyledi. Öyle bir sevinçti ki bu, National Geographic’ten birileri görse “mutluluk, dünyanın farklı kültür ve coğrafyalarında farklı şekillerde yansıtılıyor, bakın İstanbul’da yaşayan bir adam mutluluğunu nasıl da yaşıyor, böylesini hiç görmediniz” falan diye çekim ekibi yollardı. Öyle bir coşmaydı bu. Peki albüm hakkında ne düşünüyorum? 13 Eylül’de kritikte görüşürüz.
Diğer bir önemli konu, FATES WARNING’in yeni albüm çıkaracak olması. “Darkness in a Different Light” adlı bu albümü ne kadar büyük bir merakla beklediğimi anlatamam. Ne olur ısrar etmeyin. Bu konuyu kimseyle paylaşmayacağıma dair 10 yıl önce kendime biz söz vermiştim, o yüzden zorlamayın, yapamam. Müridi olduğum, çocuğunu taşımak istediğim ARCH/MATHEOS kadrosunun vokalist hariç aynısı şeklinde olan FATES WARNING, bence uzun zamandır yaptığı en iyi albümü yapacak ve albüm 2013′ün en iyileri arasına eminim ki girecek. GİRMESE BİLE, yani diyelim ki albüm orta karar oldu, ki olmaz, bir saatten uzun süre Bobby Jarzombek dinleyecek olmamız diye bir gerçek var ortada. O Bobby ki, iki kol ve iki bacağıyla, sanki sinir sistemi bizimkilerden farklıymışçasına akıl almaz rahatlıkta poliritmik sapıklıklar yapan, “Symphatetic Resonance” çıktığından beri her dinlememde kendime trampet süsü verip Bobby’nin davul setinin arasına kaynama isteği duyduğum bir hayvanlık, öküzlük abidesi olarak hayatımı renklendiriyor, varlığıma anlam katıyor. Kısacası FATES WARNING’den umudum çok, Jarzombek’in davul performansı içinse, en yakın huzurevinde rezervasyonumu yaptırdım bile. Albümü alıp inzivaya çekilmeyi bekliyorum.
Bahsetmek istediğim son konu ise, Mike Portnoy’un DREAM THEATER’a dönmek için can attığını açıklaması. Konuya dair düşüncemi şuradan detaylı şekilde görebilirsiniz.
Evet, bu haftalık da bu kadardı. Jakuzideki meyvelerin sıcak suda pörsümesi sonucunda hoşafta yüzdüğümü fark etmemle birlikte bir anda ayağa fırlayıp robdöşambrım eşliğinde bahçeye çıkıp tek başıma badminton oynamaya hazırlanırken, hepinize tüm vücudunuza diş macunu sürüp güneşte kuruyacağınız, sonra da kuruyan kalıbı kırmadan içinden çıkmaya çalışacağınız bir hafta dilerim.
Koca bir kahkaha ile okudum tüm yazıyı, müthiş :D Carcass’ın yeni albümünün doğum günümde çıkacak olması da içimde merak antenlerini aşırı güçte çalışmaya zorluyor. Beklemek istiyorum albümü, hediye olsun bana.(Link yollayacaklara her zaman açığım tabi, eheh)
gene eğlenceli bir yazıydı, özellikle chop suey kısmı yaratıcı olmuş, bu tip riskler almak lazım yazarken :)