# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
EMPYRIUM – Songs of Moors and Misty Fields
| 30.06.2013

Karanlık romantizm.

Görkem ŞAHİN
Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alsın. Çünkü karanlığa uzun süre bakarsanız, karanlık da sizin içinize bakmaya başlar.” Friedrich Nietzsche

Kitaplarla aram gayet iyidir ancak felsefe pek ilgilendiğim bir alan olmadı. Yukarıdaki sözü Death’in ‘son albümü’ “The Sound Of Perseverance“ın arka kapağında okuduğum anı hiç unutmam. Gerçekten müthiş diye düşünmüştüm.

Alman grup Empyrium’un bu albümünü yazmaya karar verdiğimde F.N.’nin sözleri geldi aklıma. Çünkü bu öyle bir albüm ki, hangi ruh durumunda olduğunuz kendisini hiç ilgilendirmiyor. Dinleyiciyi avucunun içine alıp, kendi ruhsal güzergahında oradan oraya gezdiriyor. Albüm sona erdiğinde, yapmış olduğunuz bu zorunlu yolculuğun yorgunluğuyla bir köşeye yığılıyorsunuz.

Empyrium’un kariyerinde 4 albümü var. İlk ikisini folk ve gothic etkili doom metal olarak tanımlayabiliriz. Sonraki ikisi (arada bir de EP var) yoğun folk etkili akustik albümler. Songs Of Moors and Misty Fields kariyerlerinin ikinci ve en mühim albümleri. En azından şimdiye kadar öyleydi. 2002’de dağılan grup 2010’da tekrar sahalara döndüğünü müjdeledi. İnanın son yıllarda en sevindiğim geri dönüşlerden birisi bu oldu.

Tür ayrımı yapmaksızın bütün albümleri iyi olan nadir metal gruplarından birisi Empyrium. Değişik denemeler yapmalarına rağmen her daim sevildiler. Kendilerinin böyle bir kaygılarının olmadığı da aşikar, zira hep içlerinden geleni yaptılar.

Markus (gitar, bas, vokal, davul), Andreas (synth) ikilisine bu albümde Nadine (flüt, çello) isimli yeni bir üye daha katılmış. Nadine’in albüme büyük katkısı olmuş. Özellikle flüt partisyonları müziğe çok yakışmış. Şarkı sözleri doğa, karanlık, hüzün üzerine. Markus çeşitli tarzlarda vokal yapıyor. Kalın opera vokalleri, düz vokaller, çığlıklar. Hepsi yerli yerinde ve müzikle müthiş uyumlular. Çığlık vokalli bölümlerde müzik black metali de andırıyor. Grup bu anlarda, doğa sever black gruplarını akla getiriyor.

Yazın başlarında anlatmaya çalıştığım bu albüm, aslında tam bir sonbahar albümü. Kapağından sözlerine kadar karanlık bir romantizm havası hakim. Grup üyelerinin promo fotoğrafı bile sisli, bulanık. Zaman zaman, Suç Ve Ceza, Oblomov ya da Genç Werther’in Acılarını okurken hissedebileceğiniz ruh haline sokuyor dinleyicisini. Hayatı, varlığı, aşkı sorgulatıyor. Karanlık bir ormanın içerisinde, buz gibi bir havada, uzaklardan gelen su seslerinin eşliğinde kayıp bir halde gezinirken buluyorsunuz kendinizi. Tıpkı kurt adam filmlerindeki gibi, dönüşüm sonrasında uyanıp, geçen zaman içerisinde ne yaptığınızı hatırlayamadığınız bir düşe yatırıyor sizi.

Albüm, uzun şarkılarına rağmen barındırdığı bütünlük hissi ve toplamda 45 dakika civarındaki süresiyle su gibi akıp gidiyor. Aslına bakarsanız bu bütünlüklü yapı parçaları tek tek irdelemeye çok da gerek bırakmıyor. Akustik geçişler, solo flüt/piyano kısımları, çellonun öne çıktığı yerler, düz-çığlık vokal geçişleri, koro havasında söylenen yerler albüme güzellik katıyor.

Her şarkısı pırlanta değerinde olan bu nefis albümün üç şarkısı benim için çok özel. Ode To Melancholy bunlardan birisi. Bir insan evladı nasıl böyle bir beste yapabilir sorusunu kendime defalarca sorduğum, güzelliğiyle büyülendiğim, sarhoş olduğum dehşet bir parça. Lover’s Grief de kodu mu oturtan, süründüren cinsten çok sıkı bir şarkı. Hem girişindeki hem de devamındaki flüt kısımları çok güzel. Son sıradaki The Ensemble Of Silence ise şarkı değil, adeta bir ağıt. Çok çeşitli anlar barındıran, Markus’un bariton vokalleriyle uçurduğu, elime bir kanyak alıp kendimi ormana, dağa taşa mı vursam acaba diye düşündürten aşmış bir çalışma.

Anlatırken, öznellikten en kaçamadığım albümlerden birisi oldu herhalde. Çünkü ben bu albümü inanılmaz derecede seviyorum. Henüz dinlememişseniz, bu eksikliği telafi etmek için beklemeyin. Bayılacaksınız.

“When shadows grow longer
and the sun sets for the forthcoming night;
our sorrow is stronger
as darkness and death are now near by our side.
Many a sun will set and tears of grief will be shed…”

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (9.45/10, Toplam oy: 80)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1997
Şirket
Prophecy Productions
Kadro
Markus Stock: Vokal, davul, gitar, bas
Andreas Bach: Synth
Nadine Mölter: Çello, flüt
Şarkılar
1. When Shadows Grow Longer
2. The Blue Mists of Night
3. Mourners
4. Ode to Melancholy
5. Lover's Grief
6. The Ensemble of Silence
  Yorum alanı

“EMPYRIUM – Songs of Moors and Misty Fields” yazısına 24 yorum var

  1. Mourners. <3

    Aslında bildiğimden değil, yazıyı koyarken Güzide’ye “Albümdeki en sevdiğin şarkı hangisi?” diye sordum, “Mourners” dedi, onu dinliyoruz şu an ve pek sevdim.

    Yazı için eline sağlık. Bu yazı vasıtası ve Güzide’nin övgüleri sayesinde ilk kez Empyrium dinlemiş oldum te 2013 yılında.

    Görkem Şahin

    @Ahmet Saraçoğlu, :) afiyet olsun, rica ederim..

  2. Baybora says:

    Albümün hastasıyım. Ama şu Ode To Melancholy’yi dinlemiyorum,dinleyemiyorum. O vokalin baştaki hali,hele de ”desire” derken o kadar etkiliyor ki en neşeli halinde bile çöküyorsun. Gerçi albümün genelinde var bu duygu,ama nedense özellikle bu şarkı için böyle hissediyorum.

    Onun haricinde Mourners ve Lover’s Grief favorilerim. Bir de Türkiye’de az çok bilinen bir grupmuş Empyrium,Facebook sayfalarında falan baya paylaşımı oluyor. Ne güzel,olsun,devam etsin. Daha çok moraller çöksün.

  3. patognomonic says:

    Ders çalışırken bütün empyrium Discografisini yalamis yutmus bir insanim..tum albumleri tuketince,haftalarca benzer grup arayıp durdum ama hicbiri empyrium tadini vermiyor..Tüm metal camiası icinde esi olmayan gruplardan

    Alman metali siker

  4. Ufuk Sönmez says:

    bilmem kaç kere dinlediğim albümlerden bi tanesi, patognomonic’in dediği gibi empyrium gerçekten eşsiz bir grup. sitede empyrium kritiği de yoktu, çok da iyi oldu. yazar arkadaşımıza tebrikler. ben de bi ara yazmayı düşünmüştüm bu albümü, hatta başlık “hanım, az şarap getir hele” olacaktı. bildiğiniz gibi “asansör müziği” varsa,”rakı masası müziği” varsa, “şömine karşısında şarap yudumlama müziği” de vardır. işte o da empyrium.

    netice olarak öyle bi albüm kü, ruhunuzu delip geçecek bir albüm. 10/10

  5. moruk says:

    daha dün gece sitenizde bakmıştım bu grubun kritiği var mı diye ve göremeyince de neler düşündüğümü tahmin etmişsinizdir… çünkü bana göre böyle önemli bir grubu atlamanın mazereti olamazdı…

    10 yıldan fazla zamandır albüm yapmayan bir grup bu.. bir dağıldılar, sonra geri geldik dediler…. yani bir türlü bitirilememiş olan yeni Estatic Fear albümünü nasıl bekliyorsam, bu adamların albümünü de aynı öyle bekliyorum…

    vokalleri yer yer black metali hatırlatıyor, ama black metalle ilgisi yok grubun, putperestlikle ilgisi olmayan panteizmin unsurlarını barındırıyor….

  6. baha says:

    mükemmel ötesi bir grup ve klasik bir albüm. şapka çıkartırım.

  7. Ç A P U L C U (B U R Z U M) says:

    of of of albüme bak laaan!!! üniversitemin ilk senesini resmen sikip atmış albümdür bu…bi arkadaşımın önerisi sayesinde ilk mourners parçası ile başladım dinlemeye ama dinlemez olaydım aq…o nasıl beste lan o nasıl bir melankoli? tabi böle olunca albümün orijinalini almak farz olmuştu…alıncaya kadar diğer şarkıları dinlemedim o zevki cd de yaşamak için…ve çok uzun süre bıkmadan resmen mazoşistlik yaparak aydınlık günümü siyaha boyadım bu albüm ile…her ne kadar mourners çok ön planda olsada albümün tamamını hatim edince Lover’s Grief bana göre albümün doruk noktasıdır…

  8. sacrifist says:

    Tam bir şaheser! Dinleyipte tiribe girmeyen adam tanımıyorum valla:)

  9. burningeyes says:

    Türünün en iyi albümüdür heralde. Ayrıca; MOURNERS..

  10. Jester says:

    Empyrium bana çoook uzun zamandır önerilen fakat hiç dinlemeye tenezzül etmediğim bir gruptu. İlk dinleyişim bu kritikle oldu veeee beynim aktı. Evet.

    lexicon

    @Jester, beynin aktı:)) bu sıcaklarda perdeleri kapatıp, güpegündüz mum yakıp bakkaldan bi koşuda kırmızı şarap alıp içirtiyorsa s.trim böyle hayatı dedirdiyorsa bu albüm harıkadır. kaç senedir dinliyorum ulan arkadaş bi eski bi baygınlık gelsin bi kendinden soğuk yok hacı her dinlemede değişik duygular değişik tatlar vay mınıstüne koyam yaaa.

  11. MuratT says:

    Nasıl ya, bu albüm kritiği sitede yokmuydu ..
    Külttür bu, baş tacıdır. Dinlemesen bile her zaman var olduğunu bilerek huzur duyarsın.
    Empyrium işte , hüzünlendirmez direk ağlatır.
    10/10

  12. Korhan Tok says:

    Çok güzel girmişsin yazıya. Gerçekten de dinleyiciyi kendi ruh halinden bağımsız istediği noktalara götürebilecek kadar güçlü bir albüm. Empyrium dediğimiz grup komple bu tarz kitapsız bir vizyona sahip gerçi. Ellere sağlık.

    Görkem Şahin

    @Korhan Tok, sağol, gerçekten hipnotize eden bir müzik

  13. Ömer Kus says:

    Empyrium’un Where at Night the Wood Grouse Plays albumune hastayim ama nedense elektrogitarli albumlerine pek alisamadim. Dedigim album candir ama.

    Dying Brokenhearted :(

    Görkem Şahin

    @Ömer Kus, dying brokenhearted enfes bir sarki, hatta o kadar iyi ki uzerinde dying brokenhearted yazan t-shirt dizaynlari vardi grubun

  14. TAAKE says:

    Başyapıt…
    En güzel Empyrium albümü…
    Adamın ruhuna işkence eder,orgazma ulaştırır…
    Ode to Melancholy olaganüstüdür…
    Mourners bir ağıttır…
    When Shadows Grow Longer bir şarkıdan fazlasıdır…

  15. Evelin says:

    oha oha oha oha
    Empyrium – Into The Pantheon [teaser video]
    http://www.youtube.com/watch?v=nOqhJDa38G0&feature=youtu.be

  16. ensar says:

    İtiraf etmeliyim ki beni ağlatmayı başaramamış grup. Gözyaşlarınızı akıttırmaz, donar tüylerinizin diken diken oluşunu izlersiniz. Tapıyorum galiba bu gruba.Bağnaz olduğumu kabul edeceğim tek şey. Her notası, her hareketi mi noksansız, mükemmel olur..

  17. akyeraltı says:

    Her şarkısı farklı kötü,karanlık,umutsuz şeyler hissettiren albüm,o an ruh halim ne olursa olsun etkiliyor,merak ediyorum bunu besteliyenler ne yaşadı?

  18. Shadowplay says:

    Wintersunset daha iyi…

  19. \m/ says:

    Evet belki en iyi en duygusal şarkı filan değil ama neredeyse hiçbir şarkı beni the ensemble of silence kadar üzemez. Orospu çocu bir şarkı zaten üstüne anısı var bir de. Sokakta çalmaya başlasa oturur ağlarım

  20. faggotkiller says:

    bu grubun hissettirdiği şey bir suda boğulurken çırpınmak nefes aramak ama nefes almaktan da korkmak bayağı iyi grup Nietzsche görüşlerini de yansıtıyor bayağı evet

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.