Bu satırları, şu meşhur yazıda bahsi geçen doktor dayımla iş yapmak (tatil de var tabii) için bulunduğum Kıbrıs’ın Güzelyurt/Gaziveren adlı cennet köşesinden yazıyorum. Ortam, inanın ki AMON AMARTH havasına epey uzak. Deniz, güneş, kum, çimen, havuz, bira, vesaire vesaire. AMON AMARTH’tan ziyade kokocambo dinlenmesi gereken bir hali var. Ama Metal Blade bana kritik başına 1.000 Dolar ödediğinden, elimiz mahkûm dinliyoruz, yazıyoruz.
Haftalar öncesine gidelim. “Deceiver of the Gods” adlı şarkıyı ilk dinlediğimde ağzımda kekremsi bir tat oluşmuştu. Çok iyi hatırlıyorum, bildiğin “meeeh” deyip geçmiştim. Üstelik şarkının girişindeki melodinin bana neyi hatırlattığını bulmak için evde şekilden şekle girmiş, yaklaşık 23523126357 adet şarkı dinleyip hangisine benzediğini bulmaya çalışmıştım. Güzide şahit.
Sonra albüm çıktı, dinledik (aslında bugün çıktı, çaktırma). Çok iyi diyen de oldu, hep aynı şeyler diyen de. İlk iki dinlemede ben de ikinci grup gibi düşünüyordum. Bazı şarkıların bazı yerleri bana başka şarkıları, başka AMON AMARTH albümlerini hatırlatıyordu. Hel dışındaki tüm şarkıları sanki daha önce gruptan duymuştuk. Warriors of the North bir önceki albümdeki epik kapanış şarkısı geleneğinin bir devamı gibiydi. Coming of the Tide bazı yerleri hariç fazlasıyla düz ve tahmin edilebilir bir besteydi. O böyleydi, şu şöyleydi.
Acaba AMON AMARTH öyle aman aman bir albüm yapmamış mıydı?
Andy Sneap elinden çıkma ve eski AMON AMARTH albümlerindeki paslı borular içinden güldür güldür akan pagan kanı doluluğundaki sound’dan uzak akça pakça kayıt; grubun bunca yıldır oluşturduğu ve kanımca bunu yapmaya hakkı olduğu şekilde, yazdıkları sıradan riflerin bile “AMON AMAAAARTH!” diye yadırganmadığı gerçeği; Viking teması dışına hiç ama hiç çıkmamalarının, çıkamayacaklarının aşikâr olduğu; temel bazı beste yapıları haricinde deneyselliğe müsade etmeyen tarzları… Bunlar dinleyiciden dinleyiciye farklılık gösterecek, herkesin aynı şekilde benimsemesinin ya da benimseyememesinin mümkün olmadığı göreceli ayrıntılar.
Tüm bunların ışığında, hangi tarafta yer alacağımı daha iyi kavramak adına albümü 2-3 kez daha dinledim fazla bir şey hissetmeksizin. Dinlerken kafayı yediğim, “Laaaaaağğğğğnnnn!!!” diye delirdiğim bölümler epey azdı. Bunun birincil sebebi, “AMON AMARTH yine aynı şeyleri yapmış” önyargısının albümün içine girmeme müsade etmiyor oluşuydu aslında. İlginç şekilde, olayın özüne vakıf oluşum, inatçı lekelerle savaştığım bir bulaşık yıkama seansı sırasında oldu. Sanırım As Loke Falls’un ortalarında bir yerde, skoçbraytla bir rakı bardağının dibinde kurumuş lekelere giriştiğim esnada ufak çaplı bir aydınlanma oldu.
Düşündüm…
“The Avenger“ı alıp eve gelişimi, tuvalete sıkıştığım ve albümü de abartı merak ettiğim için albümün ilk 3 şarkısını discman’den tuvalette sıçarken dinlediğimi; üniversitenin son senesi, okul kütüphanesinde birkaç saat sonra gireceğim tek ders sınavını beklerken Victorious March dinleyip “Hay sikmişim sınavını da bilmem neyini de be, adamların yaptığı şarkıya bak” diye dellenmemi; göz ameliyatı olduktan birkaç gün sonra gittiğim AMON AMARTH konserinde, ameliyat nedeniyle kafamı hiç sallamamam gerektiğinden, çok yavaş şekilde 1 cm ileri, 1 cm geri şeklinde dünyanın en minimal headbang’ini yapışımı; Vancouver’da gittiğim ve AMON AMARTH’ın o zamanlar (2005) açılış grubu olduğu bir konserde en öne yardırıp “Last with Pagan Blood”ı Johan’la göz göze gelerek boğazım kanarcasına söylediğimi; bir kış günü sabah saat 05:00′te, dayımı arabayla sabah ders vereceği bir otele bıraktıktan sonra, müziğin sesini açıp bomboş yollarda Taksim’den Altunizade’ye dönüşümü ve sırf “With Oden on Our Side” albümünün tamamını dinlemek için yolumu uzattığımı….
Ve ardından bir kez daha düşündüm. AMON AMARTH böylesi cıvıl cıvıl bir ortamda bile tüylerimi ürpertebiliyorsa, kafa sallamamak için kendimi zor tutmama neden oluyorsa, deniz kum havuz üçgenine bile Viking kanı bulaştırabiliyorsa, koymuşum öyle kendini tekrar etmeye. Et lan. Kendini tekrar et. Herkese yakışmıyor, sıkıyor, bayıyor, ama sana harbiden yakışıyor. AMON AMARTH bundan başka bir müzik yapmaz, “yapamaz”. Yapmasın da zaten. Hep böyle kalsın, AMON AMARTH gibi AMON AMARTH olsun.
Kadro Ted Lundström: Bas
Olavi Mikkonen: Gitar
Johan Hegg: Vokal
Fredrik Andersson: Davul
Johan Söderberg: Gitar
Şarkılar 1. Deceiver of the Gods
2. As Loke Falls
3. Father of the Wolf
4. Shape Shifter
5. Under Siege
6. Blood Eagle
7. We Shall Destroy
8. Hel
9. Coming of the Tide
10. Warriors of the North
abi şöyle bir ikilem oluşturdu kafamda kritiğin: değişimin pek mümkün olmadığı bir tarzda sürekli aynı esaslarda albüm çıkarmak ama bunu hoş karşılamak! ben sıradan bir dinleyici olarak bunu istermiyim bilmem! grup bu standartlarda iki albüm daha çıkarırsa benim gözümde “konserde çalmak için şarkı yapan” bir grup konumuna düşer(children of bodom gibi).
uzatmayayım değişim şart radikal boyutlarda olmasa da.
@serdar91, evet, o durum var zaten. Amon Amarth, Children of Bodom, Lamb of God gibi günümüzün büyük gruplarında bu durum yaşanıyor ve daha önce başka kritiklerde de konuşulduğu üzere yaşanmak da zorunda gibi bir durum var.
Opeth, Mastodon, BTBAM vs gibi bazı gruplar daha özgür ve kalıpsız takıldıklarından böyle bir sorunları yokmuş gibi duruyor, ama açıkçası ben Gojira, Katatonia gibi çok belirgin sound’lu grupların tümünde bunu hissetmeye başladım. Bak mesela Soilwork bir şekilde o kafesi kırmaya çalıştı ve bir noktada kırdı da.
Ama yıllardır devam eden gidişatlarına bakınca, Amon Amarth’ın bunun haricinde bir müzik yapabilmesi bence mümkün değil. Adamlar sadece bu müziği yapmak için doğmuş gibiler. O yüzden Hel gibi bir şarkı bile bu albümdeki deneysellik adına yeterli oluyor diye düşünüyorum.
İlerde de clean gitar üstü brutal, akustik gitar, yerel bi enstrüman vs. koyar, değişik olarak addedilecek şeyler yapabilirler. Ama azıcık daha fazlası olduğu anda Amon Amarth olmaktan çıkma riski ortaya çıkabilir diye düşünmekteyim.
Değişim konusuna pek katılamıyorum şahsen. Bu kadar belirli bir sound’u olan grup tarzında farklılık yarattığı anda hayranların diğer yarısı kazan kaldırıyor, eleştirinin sonu gelmiyor. Birebir olarak söylenilen şey şu oluyor hatta çoğu zaman;
“Abi aslında albüm çok güzel albüm evet ama, benim X’den beklediğim bu değil, keşke başka grup bu albümü yapsaydı”
Böyle de mal bir bakış açısı var denklemin diğer tarafında.
Şahsi olarak Amon Amarth’ın ciddi değişim geçirdiğini düşünüyorum ama ben. Sorrow Throughout the Nine Worlds EP’si ve Once Sent from Golden Hall’daki tarz nere, şu anki tarz nere. Daha melodik ve thrash etkileşimli bir müzik yapıyor Amon Amarth. Ki söylenildiği gibi bundan fazlası da Amon Amarth’ı Amon Amarth yapmaktan çıkarır. Bence bir önceki albümden de oldukça güzel olmuş bu albüm.
Bu konudaki en güzel örnek At the Gates ve In Flames’tir bence;
At the Gates aynı tarzda 4 tane albüm yapıp zirvede bırakarak efsane kategorisine girmişken, aynı müziği aynı yıllarda yapan In Flames daha sonradan o ilk zamanlardaki melo-death kalıbının dışına çıkıp daha geniş kitleye hitap etmeye çalışınca ciddi şekilde eleştirilmiştir. Bu eleştirilerin başlama noktasını Reroute to Remain gibi direkt Amerikan piyasasına yönelik bir albümden önceki gayet kaliteli Colony ve Clayman gibi albümlerin oluşturduğuna da dikkat etmek lazım.
Velhasıl, Amon Amarth tarzını şuankinden daha fazla değiştirdiği vakit eleştiri bombardımanı altında kalacaktır çoğunluk tarafından.
Amon Amarth’i iki albumu disinda dinlemisligim yoktur, bu albumu de ya dinlerim ya dinlemem ama Tuvalette sicarken dinlemek, santim hesabi headbang yapmak …bunlar hep metal işte
albümü henüz dinlemedim, sadece paylaşılan şarkılar hakkında bana göre tek sıkıntı sound…amon amarth diskografisinden örnek verecek olursam bence grubun en harika soundu ‘the avenger’ …tabi dönem dönem değişti bu düşüncem, bir ara sound olarak w.o.o.o.s albümünün sound una hastaydım, sonra fate of norns eyidir diyip hep bu sound u kullansınlar istiyordum kendi açımdan…ama son kararım leş the avenger…….
Son paragrafa tamamıyla katılıyorum. Açıkçası çok büyük bir Amon Amarth hayranı olduğumu söyleyemem, çünkü önceki albümlerinde bana cidden de aynı şeyi yapıyorlarmış gibi geliyordu. Aslında bu albümün doğrultusu da aynı,ama nedense çok beğendim. Sebebinin albümün baya epik sularında dolanmasından olduğunu düşünüyorum. Deceiver of The Gods,As Loke Falls,Shape Shifter,Under Siege,Blood Eagle,We Shall Destroy,Warriors of the North…bunların hepsine bayıldım. Özellikle de As Loke Falls’un direk köpeği oldum. Ama olmamış şarkılar da var tabii: Belirtildiği gibi bence de Coming of the Tide çok sıradan,Hel de çok hafif deneysel olmuş ama keşke olmasaymış,clean vokal hiç gitmiyor cidden.
Yani benim bu albümle tek sıkıntım o iki şarkı,onun haricinde çok beğendim. Hatta bu kadar beğenmeme şaşırdım çünkü birkaç şarkıya hasta olsam da asla büyük bir Amon Amarth hayranı olmadım. Ama bu albüm beni resmen hayranı yapmış olabilir.
Ha yalnız bir de,Warriors of the North bir Doom Over Dead Man değil. Her ne kadar şarkıyı beğensem de onun kadar epik bir kapanış beklerdim. Ya da boşverin,çünkü hiçbir şey Doom Over Dead Man kadar epik olamaz.
Ben en basitinden, Ahmet’in de son paragrafta söylediği gibi, “Yer, zaman, mekan dinlemeden Viking ruhunu, havasını verebiliyorlar.” kafasındayım Amon Amarth hakkında.
“Hep aynı kafada gidiyorlar.”, “Şarkıları birbirine benziyor.”, “Konserlerine gittim, baştan sona tek bir şarkı çaldılar gibi geldi.” diyenlere eyvallah derim. Ama bu grubun olayı bu zaten. Eğer açıp Amon Amarth dinliyorsam, ben zaten bunu bekliyorumdur. Yani başka bir tarz vs. dinlemek istesem, açar onu dinlerim değil mi?
Kısacası albüm, bu bakış açımla, iyi bir Amon Amarth albümü benim içim. Beklediğim bu, aldığım bu. Sonuç olarak, bu adamlar yaptıklarını değiştirmelerini istemediğim gruplar arasındalar. Bu şekilde, aynı yolda gitmelerini, her yeni şarkılarını dinlediğimde uçarcasına Viking diyarlarında gezinme hissini vermeye devam etmelerini istiyorum içten içe.
Andy Sneap’in prodüksiyonunu pek sevmedim.. Bence amon amarth’ın soundu Avenger, Versus The World ya da Fate Of Norns’daki gibi olmalı.. Müzik, AA müziği ama besteler orta karar diye düşünmekteyim.. Bence puan yerinde olmuş..
Albüm bence çok çok iyi… Sadece Blood Eagle’i diğerlerinin ortalamasının altında buldum… Diğer şarkılarsa beste açısından çok iyi…
Ne yani adamların tarzı bu zaten, progresif işler yapmıyorlar ki, her albümde çok farklı farklı işler ortaya koysunlar, ya da koymaları beklensin.. farklı melodiler, farklı riffler, farklı sololar daha ne! Sanki Iron Maiden her albümünde farklı farklı işler mi ortaya koymuş ki aynısı AA’dan bekleniyor…
Kritiği yazan arkadaş olaya kendi yaptıkları müzik açısından bakmış doğal olarak ve 7.5 basarak beğenemediğini belli etmiş… Banara göre 9′luk bu albüm…
Büyük Hata nerede? Kendi yaptığın müzik tarzı ile başka başka tarzları yargılamak, olmamış demek, beğenmedim demek..
Sen progresifsin, onlar nwobhm soslu göteborg müziği… ne bekliyordun ki???
@moruk, Thrown to the Sun’la yaptığım müzik dışındakileri yargılasaydım, sence site açıp yüzlerce kritik yazar mıydım? Ya siteyi yeni keşfettin ya da daha önce yazdığım hiçbir kritiği okumadın. Zira sitedeki AA kritiklerinin neredeyse hepsini ben yazdım ve en sevdiğim gruplardan biri olan AA’yı gayet objektif şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum.
Yazının son paragrafını okumadın sanırım. 7,5 notunu da, elbette ki grubun diğer albümlerini düşünerek, o albümler çerçevesinde verdim. Buna 9 verip sonra The Avengers’a, With Oden on Our Side’a 10 üzerinden 13 mü verseydim?
@moruk, Benim bildiğim 7,5′un anlamı iyi(7) ve çok iyi(8) arası bir şey. Bu nottan yazarın albümü beğenmediğini çıkarmak yanlış. Yazıyı tekrar oku bi istersen…
”Altına imzamı atabileceğim bir yazı!”’ deyip, sanki böylesine bir kritik yazabilecekmişim gibi bir havaya giremem. :) Ama harbiden imzamıda atarım yani. Alıp götürmüyor mu kurban olduğum kuzeyine? E ben de bunu istemiyor muyum ulan zaten? O zaman Amon Amarth gibi Amon Amarth işte.
kullanılan malzemenin kalitesinden ve estetiğinden ziyade binanın şekline, biçimine kafayı takan mimarlar gibisiniz…
pek çok kritiği okudum burada ve hemen hepsi de progresiflik gözlüğü takılarak yazılmış kritiklerdi(yorumlar dahil)…
hemen her kritikte kullanılan ‘hep aynı şeyler’, ‘farklı birşey yok’.. tarzı cümleleri toplasak bağımsız bir kitap çıkar… tabi buna ‘progresif müzik üstün müziktir’ gibi(((ki böyle yorumları çok okudum sitede))) yanılsamaları da eklersek olay ayan beyan ortada bence..
sitenin kurucuları da dahil olmak üzere müdavimleri progresifliği kutsayan şahıslar…ee tabi öteki türler tukaka, tek düze, basit ve banel olacak…
@moruk, farkında olmadan başka bi siteyi okuyor olabilirsin, zira dediğin şey %100 yanlış. Sitenin en önemli özelliği tam olarak “senin dediğin şeyi yapmıyor oluşumuz”.
Kurban yazıp 8 veren, yeri gelince dünyanın en progresif olmayan grubu Six Feet Under’a methiye düzen, hepsini geçtim GHOST ÖVEN insanlarız.
Şaka yaptığını veya tartışma başlatmaya çalıştığını düşünmeye başlıyorum cidden.
@Ahmet Saraçoğlu, hiç de tartışma açacak havamda değilim.. daha yeni bir tablet Clarinase aldım düşün artık… bu uzun süre beklediğim bir albümdü, ondan yazmak ihtiyacı hissettim..
PAya takılıyım derken başka bir siteye de takılmış değilim.. kinaye sınırlarını zorlamanın anlamı yok…
Sonuçta burada yayınlanan bir kritik için ”siteyi o yöne götürmene izin vermem” denildiğini de çok iyi hatırlıyorum((demek ki başka bir siteyi %100 okumuyormuşum!))… Lana’dan bahsederken bunu görmezden gelmemek garip olurdu…
Bana göre 2008′den beri yaratmaya çalıştıkları yeni, daha ticarilendirilebilen, catchy soundun şimdilik nırvanası bu albüm…
Bahadır benim dostum, grup arkadaşım, kardeşim yahu, ciddi bi şey değil, öylesine aramızdaki bir geyik sadece. Siteyi açan benim, idare eden benim, konan bi yazının altına “Bahadır siteyi götürmek istediğin yerin farkındayım ve buna izin vermeyeceğimi belirtmek isterim” der miyim sence? Yayınlamam olur biter. :)
Neyse uzatmayalım, sonuç olarak düşündüğün gibi bir durum yok, bu albüm de AA albümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde 7,5′luk bir albüm diye düşünüyorum. Diyeceklerim bu kadar.
@moruk, İşte bu yüzden müzik “zevk” işi ve kritik “kişisel bir yazı”. SANA GÖRE 2008′den beri kafalarındaki soundun en oturmuş hali ama AHMET’E GÖRE iddiası olmayan fakat gayet keyifli bir Amon Amarth albümü. Kaldı ki ikinizde albümü sevmişsiniz, iyi geçinsenize ^^
@moruk, dostum sen çok yanlış gelmişsin, bu sitede lana del rey, daft punk gibi isimlerin bile kritiği yapıldı ve gayet olumlu eleştiriler aldı. Progresif türlerin daha çok ilgi gördüğü konusunda haklı olabilirsin ama diğer türlerin de hakkının yendiği konusunda yanılıyorsun.
@atoutlemonde, bir iki grup dışında progresif müziği hic hazmedeymeyen biri olarak, site kadrosunun progressive aşığı oldugunu ben de seziyorum ama ortada kesinlikle diger türleri asagilayan bi tutum oldugunu da düşünmüyorum.ayrica polemik arayisinda oldugundan da bu kadar eminken , neden sana cevap yazdım bilmiyorum. .can sikintisi diyelim
@moruk, ben kritigin oldukca objektif oldugunu dusunuyorum. Ama hadi kritigin progresif metalci gozlugu ile yazilmis oldugunu kabul edelim, bu seni niye bu kadar rahatsiz ediyor ki? Eminim intnette onlarca kritik vardir bu albumu yerelere goklere sigdiramiyacak olan, bir tane de farkli bakis acisi olsun nedir yani ?
@moruk, progresif kutsayan şahıslar olarak tabir ettiğin site kurucusu olan kişinin yazdığı kritiğe bir bak bakalım…bu kritiği incele http://www.pasifagresif.com/2010/08/watain-lawless-darkness/ …laf attığın adamın verdiği puana bak hele. hemde progresif olmayan bi albüme:)ayrıca ctrl+f progresif yaz bak bakalım verdiğim linke…yazdıklarına sağlam güldüm:):):) eğlendirdin:) clarinase ii kafa yapmış:)
Dark Tranquillity, Constructla seviyeyi öyle yükseltti ki AA’ın fazla basma kalıp gelmesi gayet doğal bir durum. Bence de bu temiz sound AA’a hiç yakışmıyor. Albümü kaç kere dinledim ulan bu sefer belki gözüme bişey çarpar diye yok yok yok. bi tane sağlam solo yok. MDM zaten kendi içinde oldukça kısır bir tür. + bunlar daha fazla bir kalıba sıkışıp albüm yapmışlar. fazlasıyla kısır bir albüm.
yakın zamanda bu ayakları bırakmalarını telkin ediyorum.
eski havanızı yakalayın koca adamlar. alışık olduğumuz o kirli soundunuza dönün! böyle olmaz
valla ben çok beğendim albümü, eğlenceli. en azından son albümlere nazaran. ben de kirli soundu özlüyorum açıkçası ama bu albüm ile ilk defa hoşuma gitti “temiz” amon amarth. özellikle hel müthiş olmuş. bir de daha bir nwobhm tribinde geldi albüm bana, “farklılık” adına gidecekleri yön bu olabilir.
@sefagn, Ahmet’in her dediğini ciddiye alan birileri (yukarıda ki tartışmada da görüldüğü gibi) çıkıyor zaten. ondan birisinin gelip “abi zaten kritiklerden para alıyosunuz böyle bir sitesiniz işte” demesini heyecanla bekliyorum.
Albümü henüz dinledim. Bence ne ahım şahım bir albüm, ned e kötü bir albüm. Herkesin kişisel görüşü olduğu gibi, benim de kişisel görüşüme göre w.o.o.o.s. sound’unu çok seviyorum. Ama sırf oden soundu bunda yok diye de eleştirmek mallık olur açıkçası. Tüm yorumları okudum. Aslında yorumu geç yazmanın güzelliği de burada. İnsanların albüm hakkında ne düşündüklerini, zıtlıkların, tartışmaların neler olduğunu görüp albümü bir de öyle dinliyorsun. Bu açıdan da PA’nın ve yorumcularının bana çok büyük katkısı vardır, buradan eyvallah hepinize beyler.
Ama, ama.. Katılmadığım bir şey var yorumlarda ki o da şu; bir arkadaşın Ahmet Saraçoğlu ile tartışma başlatmaya çalıştığını gözlemledim sankim. Abi şimdi şöyle bir durum var; adam kritiği yazmış. Senden, benden 10 kat fazla müzikal bilgisi vardır bu adamın. Tamam, senin de bir görüşün var, eyvallah, savun bunu. Ama işi sidik yarışına döndürmeyin. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi, sana göre 2008′den bu yana en iyi sounddur, Ahmet Saraçoğlu’na göre 7.5′luk bir albümdür. Bunu tartışın ama bu kadar. Olay ”ben senin zamanında şöyle şöyle dediğini de biliyorum”a dönmesin. Burası gayet kaliteli bir metal sitesi. Türkiye’de böyle bir site bulmak cidden zor. Bunun tadını çıkarın arkadaşım. Bak, hepimiz iyi insanlarız, metali seviyoruz, geliyoruz yorum yazıyoruz, birbirimizden bir şeyler kapmaya çalışıyoruz falan, güzel yani.
Albüme gelince… Benim için AA’nın kötü albümü yoktur, bu adamlar kötü albüm yapamazlar. O yüzden bu adamların albümlerini beklerken aşağı yukarı ne geleceğini biliyorum. Yine bir kaç epik şarkı, belki bir iki hazmı zor olan şarkı, genel olarak da mehter marşına benzeyen şarkı yapıları falan… Tabi ki çok daha detaylı inceleyebiliriz bu durumu ama üstü kapalı değerlendirildiğinde durum bu. Şimdi, ben de isterim; deneysel bir albüm yapsınlar, olaya farklı baksınlar, riske girsinler vs vs. Ama abi olaya bir de grup açısından bak, ne gerek var? AA şu sıralar dünya genelinde daha önce hiç olmadığı kadar popüler. Bu halleriyle seviliyorlar. Evet, belki olaya ticari kafayla bakıyorlar ama eğer bunlar bunu dert etmiyorlarsa biz de etmemeliyiz bence. Fanatik AA fanı olanları anlıyorum, kimisi süper diyor, kimisi olmamış diyor, ama bence olayı iki açıdan da düşünmek lazım. Ben şahsen olaya deneysel gözle bakan, progresif kafayla bakan, riske girmeyi seven bir AA’a daha sıcak bakardım. Albümleri tutmamış olsa bile değeri artardı gözümde, ama elemanlar istememiş demek ki. Hem bu albüm de öyle çok yavan bir albüm değil. Bence olayı ”Ya zaten ben AA dinlersem bunu bilerek dinlerim” ve ”Ya bu adamlar yine aynı albümü yapmış amuğa goyim” şeklinde ikiye ayırmamak gerekir. Bence de benzer bir albüm yapmışlar, bence de konserlerinde sanki tek bir parça çalıyorlarmış gibi geliyor, bence de biraz riske girseler iyi olurdu, ama napak hacı? Girmemişler. Olay bu kadar basit. Alın, dinleyin, zevk alın. Amon Amarth bu, boru değil.
Bu gibi durumlarda ortalığın biraz sakinleşmesini beklemekten, albümü biraz daha sindirip öyle yorum yapmaktan yanayım. Açıkçası ilk 1-2 dinlememde pek beğenmemiştim ancak sonraki dinlemelerimde gün geçtikçe sevmeğe başladım. İyi ki de öyle yapmışım yoksa bende biliyorum 3 günde olmamış deyip kesitirip atmayı.
Eksileri: Amon Amarth en sevdiğim gruplardan biridir uzun bi süredir dinlerim hatta ilk dinlediğim metal gruplarından biridir de desem sanırım yanlış olmaz. Diskografisine hakimim ancak bu albüm son 2-3 albümün az bi şey gerisinde gibi. SR, Twilight… gibi albümlere göre içine girmesi biraz daha zor bi albüm. En kötü yanı da güzel şarkıların yanında ”şu şarkı olmasa da olur” diyeceğim bazı şarkılar var. Bu da albümün bir bütün olarak akıp gitmesine engel oluyor ki bu da benim için en önemli şey. Tüm şarkılar yarım yarım yardırmasa da en azından bütünün içinde akıp gitmeli. Bunda yer yer o eksiklik var. Bu albümde not kırmamdaki en önemli etken bu. Böyle olmasaydı 9 9,5 belki 10 bile alabilirdi. Ha bi de epik şarkı olayında bu albümde bariz sıçmışlar hele son şarkı bildiğin olmamış ki Embrace of the Endless Ocean gibi yürek siken duygusal bir epik kapanış şarkısından sonra bu şarkıyı duymamış olayım.
Artıları: Deceiver of the Gods, As Loke Falls (o şarkı muhteşem) Father of the Wolf, We Shall Destroy gibi çok üst düzey iyi şarkılar var. Candlemass Messiahla düet Hel gibi deneysel bi şarkı da harika. Albüme değişik bi hava katmış. Bokunu çıkarmadıkları sürece AA’nın böyle değişik işlerine eyvallah derim. Prodüksüyon iyi. Johan Hegg’in vokal performansı müthiş. As Loke Falls’un tappingli rifflerine kurban olurum. Ben tatmin oldum güzel albüm.
Belki 4 4lük bir albüm değil ama beklentileri karşılayan bir albüm olmuş benim için. Melodic Death Metal severleri tatmin eder. 10 üzerinden 8 ideal.
Çıkmadan önce yok birbirine benziyor falan dedim ama dediğimi de yuttum sanırım.Albümü çok beğendim ve beni kendisine çekti.Neden bilmiyorum ama albüme kanım ısındı bir anda.
Aslında tez düze gibi görünse de adamlar death metalden çıkıp melodic death metale geçiş yaptılar. Yani adamlar kendi sınırlarında değişime gittiler. Bundan daha fazlasını hiçkimse beklememeli. Zaten hiç kimse de farklı havada AA dinlemez. AA açıyorsan hayvani bir şeler beklersin,neredeysen hemen oracıkta headbang yapmak istersin. AA dan istenilen budur. Bence gayet güzel bir albüm olmuş. Bu albümün ne kadar iyi olduğunu 1-2 yıl içinde bileceğiz. Eğer Guardians of Asgaard,Death in Fire gibi yıllar geçse bile unutulmayacak şarkı varsa o zaten 1-2 yıl içinde kendini belli edecek.
Bonus Track’teki Stand Up To Go Down’a bakıverin derim. Grubun tarihinde çıkardığı tek rock şarkısı olabilir. Acayip derecede AC/DC coverı gibi duruyor.
Bu ve Surtur Rising’i dinlerken hiçbir şey hissetmiyorum lan.Çok bayık olacak ama “eski albümlerindeki tadı alamıyorum”.We Shall Destroy gibi güzel şeyler var tabi de bütünüyle baktığımda son iki albüm çok ruhsuz geliyor bana.
Yukarıda Death in Fire lafı geçince aklıma geldi Amon Amarth’ı ilk kez dinlediğimde (Death in Fire) death metal ya da brutal vokalli herhangi birşeyle alakam yoktu.”Bu ne lan oha şeytan müziği” dediğimi de şimdiye dek kimselere itiraf edemedim heh.Ulan nerden nereye..
Albümün plağını henüz alabildim.Az önce amfinin sesini yarıya kadar açtım ve iskandinavyayı uzuunca ziyaret etme fırsatı buldum.Hemde çok uygun fiyata…
Nihayet albumu tamamen sindirdim…bu albumu ‘bir metal albumu’ olarak dusunursem son derece basarili, kendini fazlaca dinleten ve sarkilarina eslik ettiren bir album. Amon amarth albumu oldugunu kabul edersem maalesef bana gore en kotu amon amarth albumu…bi kere sound gercekten bu gruba yakismayan temizlikte. Surtur rising in soundu da temizdi ama bu kafar thrash bir album degildi. Ayrica deceiver of the gods da eskisi gibi gaz-hüzün karisimi besteler olmamasi beni fazlaca üzdü. Belki bazi kisilere gore durum boyle degildir ama ben kesinlikle o hüznü bulamadim albumde…dedigim gibi metal muzik icin gercekten harika album ama benim amon amarth dan beklentim kesinlikle bu degil…umarim bir sonraki albumlerinde eskiye donus yapar. Eski derken cok ta eski olmasa bile en azindan t.o.t.t.g a yaklassalar bile ortaligi yikarlar diye dusunuyorum…
abi şöyle bir ikilem oluşturdu kafamda kritiğin: değişimin pek mümkün olmadığı bir tarzda sürekli aynı esaslarda albüm çıkarmak ama bunu hoş karşılamak! ben sıradan bir dinleyici olarak bunu istermiyim bilmem! grup bu standartlarda iki albüm daha çıkarırsa benim gözümde “konserde çalmak için şarkı yapan” bir grup konumuna düşer(children of bodom gibi).
uzatmayayım değişim şart radikal boyutlarda olmasa da.
21.06.2013
@serdar91, evet, o durum var zaten. Amon Amarth, Children of Bodom, Lamb of God gibi günümüzün büyük gruplarında bu durum yaşanıyor ve daha önce başka kritiklerde de konuşulduğu üzere yaşanmak da zorunda gibi bir durum var.
Opeth, Mastodon, BTBAM vs gibi bazı gruplar daha özgür ve kalıpsız takıldıklarından böyle bir sorunları yokmuş gibi duruyor, ama açıkçası ben Gojira, Katatonia gibi çok belirgin sound’lu grupların tümünde bunu hissetmeye başladım. Bak mesela Soilwork bir şekilde o kafesi kırmaya çalıştı ve bir noktada kırdı da.
Ama yıllardır devam eden gidişatlarına bakınca, Amon Amarth’ın bunun haricinde bir müzik yapabilmesi bence mümkün değil. Adamlar sadece bu müziği yapmak için doğmuş gibiler. O yüzden Hel gibi bir şarkı bile bu albümdeki deneysellik adına yeterli oluyor diye düşünüyorum.
İlerde de clean gitar üstü brutal, akustik gitar, yerel bi enstrüman vs. koyar, değişik olarak addedilecek şeyler yapabilirler. Ama azıcık daha fazlası olduğu anda Amon Amarth olmaktan çıkma riski ortaya çıkabilir diye düşünmekteyim.
21.06.2013
@Ahmet Saraçoğlu, hakikaten bir grubun aslından şaşması meselesi kritik önemde. o konuda sana yüzde yüz hak veriyorum abi.
Değişim konusuna pek katılamıyorum şahsen. Bu kadar belirli bir sound’u olan grup tarzında farklılık yarattığı anda hayranların diğer yarısı kazan kaldırıyor, eleştirinin sonu gelmiyor. Birebir olarak söylenilen şey şu oluyor hatta çoğu zaman;
“Abi aslında albüm çok güzel albüm evet ama, benim X’den beklediğim bu değil, keşke başka grup bu albümü yapsaydı”
Böyle de mal bir bakış açısı var denklemin diğer tarafında.
Şahsi olarak Amon Amarth’ın ciddi değişim geçirdiğini düşünüyorum ama ben. Sorrow Throughout the Nine Worlds EP’si ve Once Sent from Golden Hall’daki tarz nere, şu anki tarz nere. Daha melodik ve thrash etkileşimli bir müzik yapıyor Amon Amarth. Ki söylenildiği gibi bundan fazlası da Amon Amarth’ı Amon Amarth yapmaktan çıkarır. Bence bir önceki albümden de oldukça güzel olmuş bu albüm.
Bu konudaki en güzel örnek At the Gates ve In Flames’tir bence;
At the Gates aynı tarzda 4 tane albüm yapıp zirvede bırakarak efsane kategorisine girmişken, aynı müziği aynı yıllarda yapan In Flames daha sonradan o ilk zamanlardaki melo-death kalıbının dışına çıkıp daha geniş kitleye hitap etmeye çalışınca ciddi şekilde eleştirilmiştir. Bu eleştirilerin başlama noktasını Reroute to Remain gibi direkt Amerikan piyasasına yönelik bir albümden önceki gayet kaliteli Colony ve Clayman gibi albümlerin oluşturduğuna da dikkat etmek lazım.
Velhasıl, Amon Amarth tarzını şuankinden daha fazla değiştirdiği vakit eleştiri bombardımanı altında kalacaktır çoğunluk tarafından.
Amon Amarth’i iki albumu disinda dinlemisligim yoktur, bu albumu de ya dinlerim ya dinlemem ama Tuvalette sicarken dinlemek, santim hesabi headbang yapmak …bunlar hep metal işte
albümü henüz dinlemedim, sadece paylaşılan şarkılar hakkında bana göre tek sıkıntı sound…amon amarth diskografisinden örnek verecek olursam bence grubun en harika soundu ‘the avenger’ …tabi dönem dönem değişti bu düşüncem, bir ara sound olarak w.o.o.o.s albümünün sound una hastaydım, sonra fate of norns eyidir diyip hep bu sound u kullansınlar istiyordum kendi açımdan…ama son kararım leş the avenger…….
Son paragrafa tamamıyla katılıyorum. Açıkçası çok büyük bir Amon Amarth hayranı olduğumu söyleyemem, çünkü önceki albümlerinde bana cidden de aynı şeyi yapıyorlarmış gibi geliyordu. Aslında bu albümün doğrultusu da aynı,ama nedense çok beğendim. Sebebinin albümün baya epik sularında dolanmasından olduğunu düşünüyorum. Deceiver of The Gods,As Loke Falls,Shape Shifter,Under Siege,Blood Eagle,We Shall Destroy,Warriors of the North…bunların hepsine bayıldım. Özellikle de As Loke Falls’un direk köpeği oldum. Ama olmamış şarkılar da var tabii: Belirtildiği gibi bence de Coming of the Tide çok sıradan,Hel de çok hafif deneysel olmuş ama keşke olmasaymış,clean vokal hiç gitmiyor cidden.
Yani benim bu albümle tek sıkıntım o iki şarkı,onun haricinde çok beğendim. Hatta bu kadar beğenmeme şaşırdım çünkü birkaç şarkıya hasta olsam da asla büyük bir Amon Amarth hayranı olmadım. Ama bu albüm beni resmen hayranı yapmış olabilir.
Ha yalnız bir de,Warriors of the North bir Doom Over Dead Man değil. Her ne kadar şarkıyı beğensem de onun kadar epik bir kapanış beklerdim. Ya da boşverin,çünkü hiçbir şey Doom Over Dead Man kadar epik olamaz.
Ben en basitinden, Ahmet’in de son paragrafta söylediği gibi, “Yer, zaman, mekan dinlemeden Viking ruhunu, havasını verebiliyorlar.” kafasındayım Amon Amarth hakkında.
“Hep aynı kafada gidiyorlar.”, “Şarkıları birbirine benziyor.”, “Konserlerine gittim, baştan sona tek bir şarkı çaldılar gibi geldi.” diyenlere eyvallah derim. Ama bu grubun olayı bu zaten. Eğer açıp Amon Amarth dinliyorsam, ben zaten bunu bekliyorumdur. Yani başka bir tarz vs. dinlemek istesem, açar onu dinlerim değil mi?
Kısacası albüm, bu bakış açımla, iyi bir Amon Amarth albümü benim içim. Beklediğim bu, aldığım bu. Sonuç olarak, bu adamlar yaptıklarını değiştirmelerini istemediğim gruplar arasındalar. Bu şekilde, aynı yolda gitmelerini, her yeni şarkılarını dinlediğimde uçarcasına Viking diyarlarında gezinme hissini vermeye devam etmelerini istiyorum içten içe.
Andy Sneap’in prodüksiyonunu pek sevmedim.. Bence amon amarth’ın soundu Avenger, Versus The World ya da Fate Of Norns’daki gibi olmalı.. Müzik, AA müziği ama besteler orta karar diye düşünmekteyim.. Bence puan yerinde olmuş..
Albüm bence çok çok iyi… Sadece Blood Eagle’i diğerlerinin ortalamasının altında buldum… Diğer şarkılarsa beste açısından çok iyi…
Ne yani adamların tarzı bu zaten, progresif işler yapmıyorlar ki, her albümde çok farklı farklı işler ortaya koysunlar, ya da koymaları beklensin.. farklı melodiler, farklı riffler, farklı sololar daha ne! Sanki Iron Maiden her albümünde farklı farklı işler mi ortaya koymuş ki aynısı AA’dan bekleniyor…
Kritiği yazan arkadaş olaya kendi yaptıkları müzik açısından bakmış doğal olarak ve 7.5 basarak beğenemediğini belli etmiş… Banara göre 9′luk bu albüm…
Büyük Hata nerede? Kendi yaptığın müzik tarzı ile başka başka tarzları yargılamak, olmamış demek, beğenmedim demek..
Sen progresifsin, onlar nwobhm soslu göteborg müziği… ne bekliyordun ki???
21.06.2013
@moruk, Thrown to the Sun’la yaptığım müzik dışındakileri yargılasaydım, sence site açıp yüzlerce kritik yazar mıydım? Ya siteyi yeni keşfettin ya da daha önce yazdığım hiçbir kritiği okumadın. Zira sitedeki AA kritiklerinin neredeyse hepsini ben yazdım ve en sevdiğim gruplardan biri olan AA’yı gayet objektif şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum.
Yazının son paragrafını okumadın sanırım. 7,5 notunu da, elbette ki grubun diğer albümlerini düşünerek, o albümler çerçevesinde verdim. Buna 9 verip sonra The Avengers’a, With Oden on Our Side’a 10 üzerinden 13 mü verseydim?
21.06.2013
@moruk, Benim bildiğim 7,5′un anlamı iyi(7) ve çok iyi(8) arası bir şey. Bu nottan yazarın albümü beğenmediğini çıkarmak yanlış. Yazıyı tekrar oku bi istersen…
”Altına imzamı atabileceğim bir yazı!”’ deyip, sanki böylesine bir kritik yazabilecekmişim gibi bir havaya giremem. :) Ama harbiden imzamıda atarım yani. Alıp götürmüyor mu kurban olduğum kuzeyine? E ben de bunu istemiyor muyum ulan zaten? O zaman Amon Amarth gibi Amon Amarth işte.
kullanılan malzemenin kalitesinden ve estetiğinden ziyade binanın şekline, biçimine kafayı takan mimarlar gibisiniz…
pek çok kritiği okudum burada ve hemen hepsi de progresiflik gözlüğü takılarak yazılmış kritiklerdi(yorumlar dahil)…
hemen her kritikte kullanılan ‘hep aynı şeyler’, ‘farklı birşey yok’.. tarzı cümleleri toplasak bağımsız bir kitap çıkar… tabi buna ‘progresif müzik üstün müziktir’ gibi(((ki böyle yorumları çok okudum sitede))) yanılsamaları da eklersek olay ayan beyan ortada bence..
sitenin kurucuları da dahil olmak üzere müdavimleri progresifliği kutsayan şahıslar…ee tabi öteki türler tukaka, tek düze, basit ve banel olacak…
progresif birşeyler tatmak istesem sonuçta gider Leningrad Cowboys dinlerim Amon Amarth değil..
21.06.2013
@moruk, farkında olmadan başka bi siteyi okuyor olabilirsin, zira dediğin şey %100 yanlış. Sitenin en önemli özelliği tam olarak “senin dediğin şeyi yapmıyor oluşumuz”.
Kurban yazıp 8 veren, yeri gelince dünyanın en progresif olmayan grubu Six Feet Under’a methiye düzen, hepsini geçtim GHOST ÖVEN insanlarız.
Şaka yaptığını veya tartışma başlatmaya çalıştığını düşünmeye başlıyorum cidden.
21.06.2013
@Ahmet Saraçoğlu, hiç de tartışma açacak havamda değilim.. daha yeni bir tablet Clarinase aldım düşün artık… bu uzun süre beklediğim bir albümdü, ondan yazmak ihtiyacı hissettim..
PAya takılıyım derken başka bir siteye de takılmış değilim.. kinaye sınırlarını zorlamanın anlamı yok…
Sonuçta burada yayınlanan bir kritik için ”siteyi o yöne götürmene izin vermem” denildiğini de çok iyi hatırlıyorum((demek ki başka bir siteyi %100 okumuyormuşum!))… Lana’dan bahsederken bunu görmezden gelmemek garip olurdu…
Bana göre 2008′den beri yaratmaya çalıştıkları yeni, daha ticarilendirilebilen, catchy soundun şimdilik nırvanası bu albüm…
21.06.2013
@moruk, şundan bahsediyorsun:
http://www.pasifagresif.com/2013/04/player-too-many-reasons/comment-page-1/#comment-102888
Bahadır benim dostum, grup arkadaşım, kardeşim yahu, ciddi bi şey değil, öylesine aramızdaki bir geyik sadece. Siteyi açan benim, idare eden benim, konan bi yazının altına “Bahadır siteyi götürmek istediğin yerin farkındayım ve buna izin vermeyeceğimi belirtmek isterim” der miyim sence? Yayınlamam olur biter. :)
Neyse uzatmayalım, sonuç olarak düşündüğün gibi bir durum yok, bu albüm de AA albümleri çerçevesinde değerlendirildiğinde 7,5′luk bir albüm diye düşünüyorum. Diyeceklerim bu kadar.
21.06.2013
@moruk, İşte bu yüzden müzik “zevk” işi ve kritik “kişisel bir yazı”. SANA GÖRE 2008′den beri kafalarındaki soundun en oturmuş hali ama AHMET’E GÖRE iddiası olmayan fakat gayet keyifli bir Amon Amarth albümü. Kaldı ki ikinizde albümü sevmişsiniz, iyi geçinsenize ^^
21.06.2013
@moruk, dostum sen çok yanlış gelmişsin, bu sitede lana del rey, daft punk gibi isimlerin bile kritiği yapıldı ve gayet olumlu eleştiriler aldı. Progresif türlerin daha çok ilgi gördüğü konusunda haklı olabilirsin ama diğer türlerin de hakkının yendiği konusunda yanılıyorsun.
21.06.2013
@atoutlemonde, bir iki grup dışında progresif müziği hic hazmedeymeyen biri olarak, site kadrosunun progressive aşığı oldugunu ben de seziyorum ama ortada kesinlikle diger türleri asagilayan bi tutum oldugunu da düşünmüyorum.ayrica polemik arayisinda oldugundan da bu kadar eminken , neden sana cevap yazdım bilmiyorum. .can sikintisi diyelim
21.06.2013
@patognomonic, sanırsam moruk a ithafen yazdın bu yorumu, zira aynı şeyleri söylüyoruz.
21.06.2013
@atoutlemonde evet, orda bi yanlislik olmuş ya.ozur dilerim
21.06.2013
@moruk, ben kritigin oldukca objektif oldugunu dusunuyorum. Ama hadi kritigin progresif metalci gozlugu ile yazilmis oldugunu kabul edelim, bu seni niye bu kadar rahatsiz ediyor ki? Eminim intnette onlarca kritik vardir bu albumu yerelere goklere sigdiramiyacak olan, bir tane de farkli bakis acisi olsun nedir yani ?
21.06.2013
@moruk, progresif kutsayan şahıslar olarak tabir ettiğin site kurucusu olan kişinin yazdığı kritiğe bir bak bakalım…bu kritiği incele http://www.pasifagresif.com/2010/08/watain-lawless-darkness/ …laf attığın adamın verdiği puana bak hele. hemde progresif olmayan bi albüme:)ayrıca ctrl+f progresif yaz bak bakalım verdiğim linke…yazdıklarına sağlam güldüm:):):) eğlendirdin:) clarinase ii kafa yapmış:)
Dark Tranquillity, Constructla seviyeyi öyle yükseltti ki AA’ın fazla basma kalıp gelmesi gayet doğal bir durum. Bence de bu temiz sound AA’a hiç yakışmıyor. Albümü kaç kere dinledim ulan bu sefer belki gözüme bişey çarpar diye yok yok yok. bi tane sağlam solo yok. MDM zaten kendi içinde oldukça kısır bir tür. + bunlar daha fazla bir kalıba sıkışıp albüm yapmışlar. fazlasıyla kısır bir albüm.
yakın zamanda bu ayakları bırakmalarını telkin ediyorum.
eski havanızı yakalayın koca adamlar. alışık olduğumuz o kirli soundunuza dönün! böyle olmaz
Amon amarth anca böyle gider zaten. Sulandırılmış, zorlama bir amon amarth istemiyoruz. 2080′e kadar melodik viking metali yapsınlar. ohh kebab.
AA bu sefer güldürmedi. 6/10
valla ben çok beğendim albümü, eğlenceli. en azından son albümlere nazaran. ben de kirli soundu özlüyorum açıkçası ama bu albüm ile ilk defa hoşuma gitti “temiz” amon amarth. özellikle hel müthiş olmuş. bir de daha bir nwobhm tribinde geldi albüm bana, “farklılık” adına gidecekleri yön bu olabilir.
‘Ama Metal Blade bana kritik başına 1.000 Dolar ödediğinden’
bkz: http://inciswf.com/1287946508.swf
ama içimdede bir ukte oluştu ha harbi para alıyonuz mu lan yok alıyorsanızda o kadar değildir dimi ciddi ciddi düşündüm bunu
22.06.2013
@sefagn, Ahmet’in her dediğini ciddiye alan birileri (yukarıda ki tartışmada da görüldüğü gibi) çıkıyor zaten. ondan birisinin gelip “abi zaten kritiklerden para alıyosunuz böyle bir sitesiniz işte” demesini heyecanla bekliyorum.
24.06.2013
@ismail vilehand, alacaksada zaten ne kadar alacakki bi çiklet parası verirler adama onada helali hoş olsun deriz.
ama kritiklerden her para alıyoruz dediklerinde şu swfyi paylaşmayı düşünüyorum çok güzel lan
http://inciswf.com/1287946508.swf
Albümü henüz dinledim. Bence ne ahım şahım bir albüm, ned e kötü bir albüm. Herkesin kişisel görüşü olduğu gibi, benim de kişisel görüşüme göre w.o.o.o.s. sound’unu çok seviyorum. Ama sırf oden soundu bunda yok diye de eleştirmek mallık olur açıkçası. Tüm yorumları okudum. Aslında yorumu geç yazmanın güzelliği de burada. İnsanların albüm hakkında ne düşündüklerini, zıtlıkların, tartışmaların neler olduğunu görüp albümü bir de öyle dinliyorsun. Bu açıdan da PA’nın ve yorumcularının bana çok büyük katkısı vardır, buradan eyvallah hepinize beyler.
Ama, ama.. Katılmadığım bir şey var yorumlarda ki o da şu; bir arkadaşın Ahmet Saraçoğlu ile tartışma başlatmaya çalıştığını gözlemledim sankim. Abi şimdi şöyle bir durum var; adam kritiği yazmış. Senden, benden 10 kat fazla müzikal bilgisi vardır bu adamın. Tamam, senin de bir görüşün var, eyvallah, savun bunu. Ama işi sidik yarışına döndürmeyin. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi, sana göre 2008′den bu yana en iyi sounddur, Ahmet Saraçoğlu’na göre 7.5′luk bir albümdür. Bunu tartışın ama bu kadar. Olay ”ben senin zamanında şöyle şöyle dediğini de biliyorum”a dönmesin. Burası gayet kaliteli bir metal sitesi. Türkiye’de böyle bir site bulmak cidden zor. Bunun tadını çıkarın arkadaşım. Bak, hepimiz iyi insanlarız, metali seviyoruz, geliyoruz yorum yazıyoruz, birbirimizden bir şeyler kapmaya çalışıyoruz falan, güzel yani.
Albüme gelince… Benim için AA’nın kötü albümü yoktur, bu adamlar kötü albüm yapamazlar. O yüzden bu adamların albümlerini beklerken aşağı yukarı ne geleceğini biliyorum. Yine bir kaç epik şarkı, belki bir iki hazmı zor olan şarkı, genel olarak da mehter marşına benzeyen şarkı yapıları falan… Tabi ki çok daha detaylı inceleyebiliriz bu durumu ama üstü kapalı değerlendirildiğinde durum bu. Şimdi, ben de isterim; deneysel bir albüm yapsınlar, olaya farklı baksınlar, riske girsinler vs vs. Ama abi olaya bir de grup açısından bak, ne gerek var? AA şu sıralar dünya genelinde daha önce hiç olmadığı kadar popüler. Bu halleriyle seviliyorlar. Evet, belki olaya ticari kafayla bakıyorlar ama eğer bunlar bunu dert etmiyorlarsa biz de etmemeliyiz bence. Fanatik AA fanı olanları anlıyorum, kimisi süper diyor, kimisi olmamış diyor, ama bence olayı iki açıdan da düşünmek lazım. Ben şahsen olaya deneysel gözle bakan, progresif kafayla bakan, riske girmeyi seven bir AA’a daha sıcak bakardım. Albümleri tutmamış olsa bile değeri artardı gözümde, ama elemanlar istememiş demek ki. Hem bu albüm de öyle çok yavan bir albüm değil. Bence olayı ”Ya zaten ben AA dinlersem bunu bilerek dinlerim” ve ”Ya bu adamlar yine aynı albümü yapmış amuğa goyim” şeklinde ikiye ayırmamak gerekir. Bence de benzer bir albüm yapmışlar, bence de konserlerinde sanki tek bir parça çalıyorlarmış gibi geliyor, bence de biraz riske girseler iyi olurdu, ama napak hacı? Girmemişler. Olay bu kadar basit. Alın, dinleyin, zevk alın. Amon Amarth bu, boru değil.
Bu gibi durumlarda ortalığın biraz sakinleşmesini beklemekten, albümü biraz daha sindirip öyle yorum yapmaktan yanayım. Açıkçası ilk 1-2 dinlememde pek beğenmemiştim ancak sonraki dinlemelerimde gün geçtikçe sevmeğe başladım. İyi ki de öyle yapmışım yoksa bende biliyorum 3 günde olmamış deyip kesitirip atmayı.
Eksileri: Amon Amarth en sevdiğim gruplardan biridir uzun bi süredir dinlerim hatta ilk dinlediğim metal gruplarından biridir de desem sanırım yanlış olmaz. Diskografisine hakimim ancak bu albüm son 2-3 albümün az bi şey gerisinde gibi. SR, Twilight… gibi albümlere göre içine girmesi biraz daha zor bi albüm. En kötü yanı da güzel şarkıların yanında ”şu şarkı olmasa da olur” diyeceğim bazı şarkılar var. Bu da albümün bir bütün olarak akıp gitmesine engel oluyor ki bu da benim için en önemli şey. Tüm şarkılar yarım yarım yardırmasa da en azından bütünün içinde akıp gitmeli. Bunda yer yer o eksiklik var. Bu albümde not kırmamdaki en önemli etken bu. Böyle olmasaydı 9 9,5 belki 10 bile alabilirdi. Ha bi de epik şarkı olayında bu albümde bariz sıçmışlar hele son şarkı bildiğin olmamış ki Embrace of the Endless Ocean gibi yürek siken duygusal bir epik kapanış şarkısından sonra bu şarkıyı duymamış olayım.
Artıları: Deceiver of the Gods, As Loke Falls (o şarkı muhteşem) Father of the Wolf, We Shall Destroy gibi çok üst düzey iyi şarkılar var. Candlemass Messiahla düet Hel gibi deneysel bi şarkı da harika. Albüme değişik bi hava katmış. Bokunu çıkarmadıkları sürece AA’nın böyle değişik işlerine eyvallah derim. Prodüksüyon iyi. Johan Hegg’in vokal performansı müthiş. As Loke Falls’un tappingli rifflerine kurban olurum. Ben tatmin oldum güzel albüm.
Belki 4 4lük bir albüm değil ama beklentileri karşılayan bir albüm olmuş benim için. Melodic Death Metal severleri tatmin eder. 10 üzerinden 8 ideal.
Çıkmadan önce yok birbirine benziyor falan dedim ama dediğimi de yuttum sanırım.Albümü çok beğendim ve beni kendisine çekti.Neden bilmiyorum ama albüme kanım ısındı bir anda.
Aslında tez düze gibi görünse de adamlar death metalden çıkıp melodic death metale geçiş yaptılar. Yani adamlar kendi sınırlarında değişime gittiler. Bundan daha fazlasını hiçkimse beklememeli. Zaten hiç kimse de farklı havada AA dinlemez. AA açıyorsan hayvani bir şeler beklersin,neredeysen hemen oracıkta headbang yapmak istersin. AA dan istenilen budur. Bence gayet güzel bir albüm olmuş. Bu albümün ne kadar iyi olduğunu 1-2 yıl içinde bileceğiz. Eğer Guardians of Asgaard,Death in Fire gibi yıllar geçse bile unutulmayacak şarkı varsa o zaten 1-2 yıl içinde kendini belli edecek.
Bonus Track’teki Stand Up To Go Down’a bakıverin derim. Grubun tarihinde çıkardığı tek rock şarkısı olabilir. Acayip derecede AC/DC coverı gibi duruyor.
Bu ve Surtur Rising’i dinlerken hiçbir şey hissetmiyorum lan.Çok bayık olacak ama “eski albümlerindeki tadı alamıyorum”.We Shall Destroy gibi güzel şeyler var tabi de bütünüyle baktığımda son iki albüm çok ruhsuz geliyor bana.
Yukarıda Death in Fire lafı geçince aklıma geldi Amon Amarth’ı ilk kez dinlediğimde (Death in Fire) death metal ya da brutal vokalli herhangi birşeyle alakam yoktu.”Bu ne lan oha şeytan müziği” dediğimi de şimdiye dek kimselere itiraf edemedim heh.Ulan nerden nereye..
sultur rising gene bundan iyiydi hem kapak olarak hemde muzik olarak
amon amarthdan, inflames ve dark tranquillity gibi tarzını cok degisik yerlere kaydırmasını beklemek mantıksız.İNf ve Dt nin durumu ortada
albüm kapağında aşağıda duran loki. değil mi ?
Albümün plağını henüz alabildim.Az önce amfinin sesini yarıya kadar açtım ve iskandinavyayı uzuunca ziyaret etme fırsatı buldum.Hemde çok uygun fiyata…
Nihayet albumu tamamen sindirdim…bu albumu ‘bir metal albumu’ olarak dusunursem son derece basarili, kendini fazlaca dinleten ve sarkilarina eslik ettiren bir album. Amon amarth albumu oldugunu kabul edersem maalesef bana gore en kotu amon amarth albumu…bi kere sound gercekten bu gruba yakismayan temizlikte. Surtur rising in soundu da temizdi ama bu kafar thrash bir album degildi. Ayrica deceiver of the gods da eskisi gibi gaz-hüzün karisimi besteler olmamasi beni fazlaca üzdü. Belki bazi kisilere gore durum boyle degildir ama ben kesinlikle o hüznü bulamadim albumde…dedigim gibi metal muzik icin gercekten harika album ama benim amon amarth dan beklentim kesinlikle bu degil…umarim bir sonraki albumlerinde eskiye donus yapar. Eski derken cok ta eski olmasa bile en azindan t.o.t.t.g a yaklassalar bile ortaligi yikarlar diye dusunuyorum…