Ertuğrul Bircan Çopur
Büyük bir şeyler geleceği önceden belliydi sanırım. Daha ilk albümünden önce Season of Mist ile anlaşması, piyasaya çıkmadan aylar öncesinden başlayan reklam kampanyası ANCIIENTS’ın her gün ortaya çıkan tonla gruptan farklı olacağı izlenimini veriyordu zaten. Grupla ilk tanıştığımda aklımı başımdan alan ise ne bu reklam kampanyası, ne de albümden ilk yayınlanan “Falling in Line” şarkısıydı ama. İlk gördüğüm andan itibaren hayranlık beslediğim albüm kapağıydı beni ANCIIENTS’ı devasa bir merakla beklemeye iten. “Falling in Line” da her ne kadar güzel bir şarkıydıysa bile, çoğu anında “fazla BARONESS” idi doğrusu. Gerçi bunun üzerine albüm henüz piyasaya bile sürülmeden grubun hepimizin hayallerini süsleyen “Death to All” turnesine eklendiğini duymamla, gruba olan devasa merakım biraz daha da büyüdü ne yalan söyleyeyim.
Albümü dinlemeye başladığım ilk anlarda ise aklımın başımdan hafifçe uçup gitmeye başladığını fark ettim. Akustik gitar destekli sakin; fakat deli gibi melodik bir girizgah ile açılan “Raise the Sun”, beklentilerimin tamamen karşılanacağını belirtir gibi göz kırpıyordu bana ufak ufak. Peki bu flörtöz hareketler haklı mıydı? Hepsi ve daha fazlası aşağıda, buyurun.
“Heart of Oak”u tek kelimeyle özetle deseler bana, bağıra bağıra RİF derim sanırım. Bir saat civarındaki bu albümde, biraz ferah kullanılsa iki saatlik bir eseri dahi kolaylıkla taşıyacak kadar rif var. Grubun en öne çıkan tarafı kesinlikle buyken, müziklerinin genelinde ise birçok gruptan etkilenmeye rastlayabiliyoruz. Albümle ilgili neredeyse her yazıda sıkça kullanıldığını göreceğiniz OPETH ise belki de bunlardan en az bariz olanı. Meşe üzerindeki bir saatlik yolculuğumuz boyunca kimi zaman BARONESS, kimi zaman MASTODON, kimi zaman DREAM THEATER, hatta kimi zaman IHSAHN’dan öylesine güzel lezzetler bulmak mümkün ki, yolculuğun uzunluğuna rağmen pek şikayet etmek mümkün değil.
Sanıyorum OPETH benzetmelerinin temel noktası, müziğin temposunda sık sık yaşanan değişimler. Akustik pasajlar İsveç devlerininki kadar sık yer bulmasa da (ki şahsen bulmasını dilerdim), bu eksikliği (?) blues etkileşimli gitar melodileriyle doldurmuş bu Kanadalı arkadaşlar da. Değişik etkilenimlerin her biri ayrı ayrı oldukça yer kaplasa da, müziğin geneline bakılınca rahatlıkla gruba yapıştırılabilecek progresif metal etiketinin temel sebeplerinden biri de bu.
Melodik değişimlerin çokluğu, kimi zaman vokalistler için bir sorun teşkil edebilir elbette. Eğer elinizde bir Mikael Akerfeldt, bir Greg Puciato varsa durumun öyle olmayacağı aşikar; fakat ANCIIENTS’ın elinde ikisi de yok. Yine de iki kişi var gerçi. Vokalistler Chris Dyck ve Kenneth Paul Cook da ellerinden geleni artlarına koymuyor, yanlış anlaşılmasın; kimi zaman (daha groove ve daha progresif olarak ayırabileceğimiz) her iki dönem MASTODON tadlarında, kimi zaman ufak death metal hırıltılarında, hatta örneğin “Falling in Line”da black metal dokunuşlarında bile görebiliyoruz kendilerini, ve genel anlamda kötü bir performans sergilediklerini söylemek çok büyük bir haksızlık olur; fakat bazı anlarda arkadaki coşkulu müziğin önünü dolduramadıkları hissi yarattılar bana. Zira albümün neredeyse her anında arkada bir enstrüman ziyafeti var.
“One Foot in the Light” isimli geçiş şarkısı haricinde şarkıların tamamı altı dakikanın üzerinde seyrediyor. Grubun progresif yapısı düşünüldüğünde bunun bilinçli bir tercih olmadığını, kendiliğinden gelişmiş bir durum olduğu düşüncesi ağır basıyor. Zira şarkılar hiç tekrara düşmeden, sürekli bir devinim halinde ilerliyorlar, ve bahsettiğim etkilenimlere rağmen özellikle son dönem DREAM THEATER’ın içine düştüğünü düşündüğüm “enstrüman mastürbasyonu” pasajlara yer bırakmıyorlar.
Toparlamak gerekirse, karşımızda henüz ilk albümüyle kendini fazlasıyla kanıtlamış bir grup olduğunu söyleyebiliriz. Kendi tarzlarını, değişik birçok tarzı üst üste koyarak oturtmayı başarmışlar. Eminim ki ileride ilham aldıkları grupların müzik üzerindeki etkisini azaltarak kendilerine has bir hava yaratmayı da başaracaklardır; fakat şu durumda bunun biraz eksik olduğunu belirtmek gerek. Buna rağmen baştan sona sürükleyici bir groove’a sahip, 2013′ün en iyi çıkış albümlerinden biri olacağı aşikar bir albüm “Heart of Oak”, ve ileride daha da büyüyeceği aşikar bir grup ANCIIENTS.
Adlarını bir sürü yerde gördüm daha önce, şimdi burada da görünce artık aşırı merak ettim. Güzel kritik olmuş, eyvallah Bircan.
15.05.2013
@Berca B., eyvallah abi ben teşekkür ederim.
İyi grup güzel grup elbet ama ben hala neden Death to All’a uygun görüldüklerini anlayamamaktayım.
2013′te yayımlanmış olan en güzel albümlerden birisi bence. Raise the Sun’ı dinler dinlemez gruba aşık oldum desem hiç de abartmış sayılmam.
Batuhan’a selamlar ; saygılar.
Albümü dinlediğim anda ilk aklıma gelen Helstar – Nosferatu oldu nedense. Harika bir albüm olmuş, daha erken tabi ama şimdilik benim için yılın albümü.
Çok sade gelmişti albüm ilk dinlediğimde. Ama açıkçası doğru düzgün bütün albümü dinlememiştim,olmazsa bir şans daha vereyim.
Artık açıklama vakti geldi de geçiyor millet. Bircan başkanla müzik adına olan düşüncelerimizde genel olarak büyük bir örtüşme görüyorum. Bu durum karşısında kendisine saygılarımı sunuyorum.
26.06.2013
@owlboss, Ehah eyvallah abi.
Bu da kanıtlıyor ki güzel müzik subjektif bir şey değil, bizimki objektif ve doğru olan. Yaşasın metal.
Çok tatlı albüm lan bu. Ancak dinleme fırsatı buldum ve hastası oldum acilinden. Stoner kafasıyla progresifin birleşimi olmuş, çok da hoş olmuş :)
Bu albümü daha çok insan bilmeli, daha çok insan dinlemeli.
23.11.2014
@Korhan Tok, Kesinlikle katılıyorum abi ya. Ama eminim ikinci albümle beraber baya yükseleceklerdir.
23.11.2014
@Korhan Tok, Kritikteki ilk şarkıyı dinledim ve şu an mümkün olsa albümü almak için müzik markete koşardım.
23.11.2014
@Harun, Hayırlara vesile olmuş, hehe.
Ulan bu grup çoktan patlamalıydı delice büyümeliydi, ikinci albümleri de 3 4 sene önce cıkmıstı o da şeker gibi albüm. Ben mi farkında değilim ama hala çok az insan tarafından biliniyorlar.. Çok büyük yanlışlardasınız, bir şans verin sonra kendinizi tokatlayabilirsiniz bence.
07.03.2021
@owlbos, (2)
Çok güzel, çok güzel, çok güzel.