# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
OCOAI – Breatherman
| 14.04.2013

Evde beslenir.

Murat GÜRGEN

Post-rock hızla yayılan, yayıldığı çevreyi saran, kısa zamanda popülerleşen bir tür oldu. Bu popülerleşmeden kastım, insanların tanımasından da ziyade türün içerisindeki grupların benzer işler icra etmesi, birçoğunun birbirine benzemesiyle alakalı. Hal böyle olunca, bir dünya grup içerisinden size hitap eden işleri ayıklamak, ansızın denk gelmek insanda gruba karşı müthiş bir bağlılık hissi uyandırıyor. İnternetin çeşitli mecralarına “post-rock” diye aratarak bulduğum, bulunca fena bağlandığım illa post bir türe uyarlayacaksak post-metal icra eden bir grup OCOAI, Amerikan’ın Tenessee ellerinden doğan, sonra dağılan… daha fazla devam edemeyeceğim…

Ağlamamak ve uzatmamak adına albümün içine dalma vakti. 7 parçadan oluşan, her birini ayrı beğendiğim müthiş bir çalışma. Bir kere albümde atmosfer var, bir albüm, hele ki metale herhangi bir yerinden değen bir albüm, atmosferi yoksa hiçbir şey değildir. Bu durum, Ocoai gibi post-metal, progresif, doom, saykedelik öğeler içeren bir grup için çok daha önemli hale geliyor, ilk olarak atmosfer yaratılmış durumda.. Diğer bir mesele alt yapı, sadece dinleyen biri olarak benim için afili bu lafımı izah edim yanlış olmasın, altta değişerek akan, müziğin zeminini oluşturan yapıdan bahsediyorum. Ocoai de bu zemin, değişkenlik, ritm ve hareketlilik olduğu kadar sessizlikle örülmüş, bu yüzden kıvamda bir dengede. Üzerine binen enstrümanların hiçbiri sırıtmamış, ritme tutunmuş ama üstüne yeni bir şey eklemiş vaziyette.

Göze kulağa çarpan başka bir olaysa sertlik. Birçok açıdan sert olmuş bir albüm bence, zaten albümü sevdiren en temel etkenim bu; elektrodan yükselen sludge tonlarında uzun uzadıya melodilerin kulaklığımdan ta böbreğime kadar yankılanması. Ocoai’de bu sertlik, o sert tonun üzerine örtülmüş incecik ve yine uzun uzadıya tonlarla öyle bir hal almış ki, ansızın çıkan akustik minik hediyeler de üzerine binince otobüste vapurda dudak diz bükerek yaşayıveriyor insan, çay içmeden hemen önceki son sorgulamalar.. Evet, az önceki cümlede “akustik minik hediyeler” dedim..

Albümden genel olarak bahsettik ettik, ya da ettik mi bilemedim, biraz daha özele inip, albümün en tuttuğum, zaten dinlediğim ilk parçaları olan “Lunoir”… Yeni yeni dinliyorum post-rock’ı. Henüz, en azından kendi çevremde, “Lan post-rock deyü bir şey öğrendim, bi’ görsen evinde beslersin.” denilen ilk zamanlar… Sonra bu cinsin metalinden de olanını Ocoai’nin “Lunoir” parçasıyla buluyorum ben, post-rock’ı gugıllarken… O ilk an, girişle birlikte ayak başparmağımdaki tüyleri döken ilk çıkışla beraber göçükler meydana gelmişti bende. Daha önce böyle işler duymamıştım hiç çünkü.

Gelelim sona. On üzerinden yedi bir albüm bence bu, tüm bu güzelliğini anlatmak için edebi ve espri kasmalarıma rağmen. Çünkü o dönemin üstünden epey vakit geçti ve türün bambaşka cevherleri dizildi önüme. Ocoai’da bulduğum sertlik, post/sludge metal, sludge doom gibi türlerin içerisinden çok daha yüce bir makamda çıktı ortaya ve öyle değil de, böyle yapılabileceğini gözüme soktu resmen.

7/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.69/10, Toplam oy: 16)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2008
Şirket
Missing Words Records
Kadro
Joey Metcalf : Davul
Cody Ledford : Klavye, çello
Bo Dugger : Bas
Travis Kammeyer : Gitar
Joe Armstrong : Gitar
Şarkılar
1. O Bowen
2. Breatherman
3. Manifestant
4. Pour Rever
5. Babble
6. Lunoir
7. Liberer le Piano
  Yorum alanı

“OCOAI – Breatherman” yazısına 4 yorum var

  1. ege says:

    bence dünyadaki en tatlı post metal gruplarından biri.

    <3 <3 <3 ocoai <3 <3 <3

  2. kujeste says:

    bu albümü 1 yıl aralıksız dinlemiştim. sonra bir split yaptılardı, o da çok iyiydi ama 2. albümleri resmen ciğerlerine işliyor insanın (sigara içirmekten)
    destur demeden Niveus Hills diye başlıyor albüm zaten. Grimpeur da tüyleri diken diken edince hemen baştan başa sarma isteği uyandırıyor. bu yüzden en sondaki ölüm şarkısı Marchand de Sommeil çok geç keşfediliyor.

  3. levent yıldırım says:

    pekde ilginç olmayan bu adamlardan gelen ilginç müzik doğrusu şaşırtıcı derecede etkili bir sound yakalamışlar

  4. ismail vilehand says:

    iyiymiş. dinlerim bu grubu. ama vokal olmaması büyük handikap. bu tür vokalsiz grupları ilk dinlemede çok beğensem de, kısa sürede sıkılmaya başlıyorum.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.