Bu haftaki konuğumuz, İstanbullu senfonik progresif metal grubu LISTANA. Grupla dün ve bugünleri, yarınları, hedeflerini ve Türkiye’de kadın üyeleri olan gruplara yönelik yaklaşımları da içeren kapsamlı bir röportaj yaptık.
Arkadaşlar merhaba, umarız hepiniz iyisinizdir diyor, sorulara geçiyoruz.
LISTANA’yı henüz dinlememiş veya duymamış dinleyiciler için biraz gruptan bahseder misiniz? Albüm çalışmaları nasıl gidiyor?
Merhaba, tabii ki, zevkle bahsederiz. 2010 yazında, senfonik metal cover’ları çalalım düşüncesiyle bir araya geldik fakat hemen her grup gibi tarz ve formasyon değişiklikleri yaşadık. Ciddi anlamda 2011 baharından beridir kendimizi geliştirmeye, sound’umuzu bulmaya çalışıyoruz. Bu bahsettiğimiz zaman zarfında 30’dan fazla konser verdik, senfonik metalden çok progresif metal çaldık, kendi şarkılarımız da bu doğrultuda şekillendi. Konser vermek en büyük zevkimiz olduğu için gerçek anlamda besteciliğe eğilmeye yeni fırsat bulduk denebilir. Dört şarkı içeren ilk EP’miz “Unveiled” Mayıs başında iTunes üzerinden Mars Yapım etiketiyle dinleyiciyle buluşacak, şu an görselleri ve miks, mastering aşaması ile uğraşıyoruz. Prodüktörümüz Mehmet Uğur Memiş son derece tecrübeli ve bizi çok iyi yönlendiriyor. EP’nin hemen sonrasında yine Mars Yapım’da ilk stüdyo albümümüzü kaydetmeye başlıyoruz, şimdilik sadece bir konsept albüm olacağını söyleyebiliriz.
Ülkemizde sizinle benzer türde müzik yapan başka gruplar da oldu, halen de var ve ileride de olacak. Sizce LISTANA’yı farklı şeyler generic viagra neler? Türkiye’deki bir dinleyici, benzer türde müzik yapan gruplar arasından neden LISTANA’yı dinlemeli?
Elbette benzer müzik yapan, hem de çok iyi olan gruplar var ve kesinlikle olmalı! Müzik, hele ki her şeyin çok hızlı aktığı günümüzde, postmodern bir sentez olmadıkça hayatın bir parçası asla olamaz. Biz öyle “en iyi biziz, şöyleyiz böyleyiz asarız keseriz” egosuna hiçbir zaman sahip olmadık. Biricik iddiamız: teknik olarak zor, müzikal olarak kompleks parçalar yapmaya/yorumlamaya çalışmak. Bu sayede kendimizi bireysel ve grup olarak geliştireceğimizi düşünüyoruz, müzisyenliğin sınırlarını zorlamak hoşumuza gidiyor. Dinleyicilerimize kendi “reklamımız” olarak önerebileceğimiz bir başka ilkemiz de “tarz”, “kalıp”, “rol model” gibi dogmalara fazla kulak asmadan, kulağımızın, kafamızın ve kalbimizin istediği, beğendiği müziği yapıyor olmak, umarım takdir etmeye değer buluyorlardır.
“Kraliçemiz” dediğiniz vokalist Serra Hepgül ile, tam da grubun adını daha çok duyurmaya başladığı şu donemde neden ayrıldınız? Vokalist arayışları nasıl gidiyor?
LISTANA’dan ayrılmak Serra’nın tercihidir; neden sorusuna kendi perspektifimizden elbette cevap veririz ama bu soruyu ona da yöneltmeniz gerekir. Sizlerin ve takipçilerimizin de şahit olduğu gibi, bizimle olduğu süre zarfında çok güzel işler yaptık, harika vakit geçirdik, gerçekten Kraliçemiz, baş tacımız oldu. Kısaca kendi projesi ve diğer önceliklerine yoğunlaşmak istediği için bu şekilde bir tercih yaptı demek mümkün, herhangi bir husumet söz konusu değil, olamaz, arkadaşız ve aynı yapım şirketiyle çalışıyoruz. LISTANA açısından üzerinde durmamız gereken bir başka nokta da, bizim gerek kendi müziğimizin, gerek parçalarını yorumladığımız grupların müziğinin sadece vokal odaklı bir müzik olmayışı. Enstrümancı kafasıyla düşünebilen, sesini bir enstrüman olarak kullanabilecek bir bayan vokal bulmak o kadar kolay değil, yani “vokal dayanmıyor!” algısı yaptığımız müzikten kaynaklanan bir olgu. Arayışa gelince… Şu an tek söyleyebileceğimiz, takipçilerimizi sağlam bir sürprizin beklediği, ama merak etmeyiniz LISTANA Mayıs’da yeniden sahnelerde olacak.
Şarkı yazım süreciniz genelde nasıl ilerliyor? Müziği belli kişiler, vokal melodilerini belli kişiler mi yazıyor? Şarkı yazım sürecinin en zevkli ve en zorlu kısımları sizce neler?
EP’mizdeki parçaların her birinin farklı bir oluşma hikayesi var, görünüşe göre albümdekiler de öyle olacak. Besteleme konusunda, ağırlıklı olarak, bir tema havuzu oluşturuyoruz, müzikle en uzun zaman geçirmişimiz olan Fulya bunların aralarından birbirine uyabilir riffleri seçip şarkının trafiğini oluşturuyor, sonrasında herkes kendi partisini bütüne en uyacak şekilde yazıyor. Son aşamada herkes bir araya geliyor, beraberce beğenmediklerimizi ayıklayıp beğendiklerimizi kullanıyoruz. Vokal melodileri konusunda kendimizce Dream Theater örneğini takip etmeye çalışıyoruz, yani önce müzik sonra sözler şeklinde hareket ediyoruz, parça kendi söylemini kendi belirliyor zaten, şimdiye kadar hep böyle oldu.
Konserler konusunda neler söylemek istersiniz? Seyirciyle diyalog veya mekânsal sıkıntılar namına bugüne kadarki genel gözlemleriniz neler? Konser verme anlamında seçici bir grup musunuz? LISTANA’nın sahnede gerçek potansiyelini gösterebilmek için iyi bir sound’a ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz?
Konserler konusunda hemen tüm metal gruplarının dile getirdiği serzenişlerden farklı şeyler söylememiz mümkün değil: Mekan az, rekabet çetin, herkes birbirine çok kötü davranıyor. Seçici bir grup olma lüksümüz çoğu zaman olamıyor, zira zor ve yorucu bir müzik çalmaya çalışıyoruz, arka plana atılabilir ya da sadece kafa sallanabilir bir müzik değil. Bizi dinlemeye gelenlere yapabildiğimizin en iyisini sunmaya, eğlenmeye ve eğlendirmeye gayret ediyoruz. Sound konusunda yakın zamanda daha profesyonel bir adım attık ve bir ses mühendisiyle çalışmaya başladık, umarız gelecek konserlerimizde farkı ortaya koymak mümkün olur.
Teknolojik imkânların hat safhada olduğu düşünüldüğünde ileride, direkt bir orkestra ile olmasa da, daha büyük senfonik girişimler yapma isteğiniz mevcut mu?
Bu kuşkusuz harikulade olurdu, umarız zaman ve yaptığımız işler bir gün bizi buralara getirir. Bu işe en çok Fulya sevinir herhalde, aldığı orkestrasyon dersleri boşa
gitmeyecek diye. :)
“Birth of a Dream” klibinize gelen tepkiler nasıl oldu? Klibe YouTube üzerinden yorum yapılamıyor, bunun nedeni nedir? Klip planlarınız önceden beri var mıydı, yoksa Headbanger’s Weekend’e seçilmeniz bu konuda hızlandırıcı oldu mu?
Bize gelen geri dönüşler olumlu, özellikle animasyon kesitleri çok beğenilmiş. Ne yazık ki bir de madalyonun öteki yüzü var: bu klip kadar çok emek sildenafil generic verilmiş, lojistik ve teknik açıdan çok zorlu bir süreçte ortaya çıkmış bir ürün dahi, sırf grubu karalamak adına yerden yere vuruluyor. YouTube yorumlarını grubumuzdaki hanımlar hakkında terbiye sınırlarını zorlayıcı ve seviyesiz yorumların önünü alabilmek için kaldırmak zorunda kaldık. Müzik yapmak istiyorlar diye kadın üyelerimizin ötekileştirilmesi ve cinsel obje haline getirilmesi kesinlikle şiddetle karşı olduğumuz bir konu. Klip planlarımız aylardır vardı, demoyu kaydetmeye başlar başlamaz “bir klibimiz olsun!” diye heveslendik, Headbanger’s Weekend sonradan generic cialis tadalafil 20mg reviews geldi, iyi ki geldi, hoş geldi!
Kadın üye veya üyeleri olan grupların bu özelliklerini sıklıkla öne çıkardıkları hepimizin malumu. Siz bu konuda ne
düşünüyorsunuz? Sizce bu, erkek egemen metal dünyasında ilgi çekebilmek adına bir avantajın kullanılması mı, yoksa
abartıldığı takdirde sonu ucuzluğa ve basitliğe varan alengirli bir durum mu?
Biz kadın üyelerimizi öne çıkaralım diye özel bir
çabanın içinde değiliz, LISTANA diyarı gerçek hayatın aksine “kadın”, “erkek”, “şu ya da bu dine/milliyete mensup” gibi kimliklerin, toplumsal rollerin olmadığı, ütopik bir dünya. Şarkılar, söylem, vokal kadın olduğu için tabii ki kadın gözüyle, kadın diliyle şekilleniyor, fakat dişiliği öne çıkarmak gibi bir niyetimiz olsa SYMPHONY X gibi son derece maskülen bir duruşu olan bir grubun parçalarını kendimizce yorumlamaya çabalamazdık, kadın üyeleri olan grupların cover’larıyla yetinirdik. Kısaca “kadın” değil, “iyi müzisyen” kimliğiyle öne çıkmayı tercih eden üyelerimiz var, oldu ve olacak. İlgiye gelince, dileriz sadece bayan üyelerimiz olduğu için ilgi çekmiyoruzdur, müziğimiz ve yaptığımız işlerle gündeme gelmeyi binlerce defa tercih ederiz.
Türkiye gibi küçük bir metal sahnesi olan bir ülkede, “hani şu kızların olduğu senfonik grup” şeklinde yaftalanmamak, kısacası LISTANA’yı daha bilinir hale getirmek adına kafanızda ne gibi planlar var?
Yaftalanmak ne yazık ki yabancısı olduğumuz bir durum değil, bunda vokal değişiklikleri nedeniyle konserler hariç ortaya fazla bir ürün koyamamış olmamızın rolü de var. Şu an ilk hedefimiz alnımızın akıyla “Unveiled”i piyasaya sürmek, ilk büyük sildenafil e tadalafil sahne deneyimimizi edinmek ve Ağustos ayındaki ilk yurt dışı konserimize http://tadalafilonline-generic.com/ odaklanmak. LISTANA’yı bilinir hale getirmeyi duruşumuzu koruyarak, karşılık göremesek de tüm metalci arkadaşlarımıza destek olmaya devam ederek ve tabii ki yeni klip, albüm, kısaca iş yaparak başarabilmeyi umuyoruz. Gönül tabii ki takdir edilmek, emeğin karşılığını almak ister ama yükselmek için başkalarının üstüne basmak inandığımız bir kaide değil. Hırslı değiliz,
titiziz, kimseyle yarış içinde değiliz, mücadelemiz kendimizle, daha iyi müzik yapmakla.
Metal dünyasını ne ölçüde takip ediyorsunuz? Yaptığınız ve yapacağınız müziğe dair keskin fikirleriniz var mı, yoksa değişen trendler, tarzlar doğrultusunda ilerde müziğinize farklı etkileşimler de katabilir misiniz? Şu an metal dünyasında sizi heyecanlandıran yeni akımlar neler?
Metal dünyasını sosyal yaşamdan ziyade müzikal bir pota olarak algılayıp takip etmeye çalışıyoruz. Müziğin yaşaması, değişime ayak uydurması gerektiğini düşünüyoruz. Elbette benimsediğimiz türün bir takım gerekleri var, virtüözite gibi, ritmik ve armonik gelişkinlik gibi, bunlardan vazgeçmek istemeyiz ama yeniliklere daima açığız. Bizi en çok heyecanlandıran, metal müziğe gitgide yeni tınılar, yeni dokular eklenmesi ve devamlı bir devinim olması… Opak senfonik katmanların yerini daha saydam klavye partilerine bırakması, mutant string ve piyano tonlarının daha enteresan synth tonlarına dönüşmesi, grupta kadın vokal varsa ille
operatik söyler gibi klişelerin yıkılmaya başlaması gibi devinimler mesela. Görebildiğimiz kadarıyla dinleyici genel melodik yoksunluktan şikâyetçi, sadece tını ve ritim değil, akılda kalıcı melodiler de duymak istiyorlar, biz de başarabildiğimiz ölçüde bu trendi yakalamaya çalışıyoruz.
Son zamanlarda LISTANA elemanlarını en çok etkileyen başlıca gruplar, albümler neler?
Asla bitmeyen bir DREAM THEATER ve SYMPHONY X tutkumuz var, sağ olsunlar her seferinde muazzam albümler ortaya çıkararak hayranlığımızı daha da katlıyorlar. Son zamanlarda Tunus’lu MYRATH’a grupça sarmış durumdayız, her ne kadar bizim sound’umuza göre fazla oryantal olsa da, paletimiz içinde yer almasını istediğimiz bir renk. Bunlar dışında hepimizin kendi özel ilgilendiği türler, gruplar var, hepsini saymak çok zor. Yabancı gruplar harici elimizden geldiği kadarıyla aynı teknede olduğumuz eş dostun albümlerini almaya, işlerini takip etmeye çalışıyoruz, inanın hepsi birbirinden güzel.
Bize bu röportajın manşetine koymamız için, “Türkiye’de metal yapmak çok zor” konsepti haricinde, ilgi çekici bir cümle söyler misiniz?
“Agresif değil progresif” nasıl?
Sorularımız bu kadardı, size konserlerde ve gruba dair her şeyde başarılar, kolaylıklar dileriz.
Esas biz bize kendimizi anlatma şansı verdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Anlamadan, dinlemeden ve karşılık verme, söz hakkımız olma şansımız dahi olmadan o denli eleştiriliyor, haksız yargılanıyor ve dışlanıyoruz ki, bizi anlamaya çalışan bir kitlenin varlığı itici güç oluyor. Dinleyicilerimize bir kez de buradan teşekkür edelim, destekleri olmasa biz bu işi çoktan bırakmıştık.
Facebook
Röportaj
Ahmet Saraçoğlu
Yerli gruplarla yapılan bu röportajlar çok hoş oluyor bence. Hem tanıtma hem de kendi içimizden olan arkadaşların nelerle baş etmeye çalıştığını anlama açısından. Listana seçimi de gayet güzel. Devamını merakla bekliyorum :)
ben bu progresiflik kavramının cılkının çıktığını düşünüyorum her nedense!
15.04.2013
@serdar91, Daha önce çok tartışıldı ama yine tartışılmasında fayda var diye düşünüyorum. Evet haklısın. Progresiflik kavramı çok gereksiz yere kullanılmaya başlandı. Deneysel müzik yapan, birden fazla müzik türünü harmanlayan ve kompleks müzik yapan her gruba progresif deniyor. Ben katılmıyorum ve progresif müziğin bu olmadığına inanıyorum. Progresif müzik, müziğin insana yaşattığı duygu iletiminin değişkenliği, ritm ve melodilerin farklılılığı, istenildiği zaman on şarkının bir şarkı haline getirilmesi, kompleks olması ve aynı zamanda yenilik içermesidir. Kelime anlamı ilerleme olmasına rağmen günümüzde bu kavramı karşıladığına inanmak güç. Gerçi herkesin kendine göre bir tanımı oldu progresif müzik için. Herkes bir gruba benim için progresif müzik budur der oldu. O derece cılkı çıktı bu kelimenin.
15.04.2013
@saw you drown, ve Serdar91, merhaba. Haklısınız, bu klip parçasında en son pasajdaki “non-imitative polyphony” tabir edilen, popüler müzikte pek kullanılmayan müzikal doku hariç pek progresif bir şey yok. Yine de, yorumunu EP’mizin tamamını dinledikten, bir konserimize geldikten sonra yapmış olmanızı grubum adına dilerdim. İşte bu anlamadan, dinlemeden yargılamak olarak adlandırdığımız olgunun ta kendisi.
15.04.2013
@Fulya Celikel, yorumum grubunuza dair değildir yanlış anlaşılma olmasın.
16.04.2013
@Fulya Celikel, Benimde yorumum grubunuza ait değildi. Yanlış anladınız.
ben şarkıyı klibi unuttum hatuna bakmakdan :D
önce “bunlar kim?” tepkisi verdim ama klip de şarkı da güzelmiş.
15.04.2013
@sefagn, laan niye yorumları tırtıklıyorsunuz arkadaş vokaliste kıl oldum simone çakması dedim neyini kesip attınız bari burda sansür yemeyek amk :)
15.04.2013
@sefagn, azıcık daha usturuplu söyleyebilirdin bence. :) O yüzden müdahale oldu.
15.04.2013
@Ahmet Saraçoğlu, sağlık olsun gerçi röpörtajdan anladığım kadarıyla yollarını ayırmışlar o kızla zaten bu grup için iyi olmuş
15.04.2013
@sefagn, Bu ayrılan vokalleri ayrıca red sonja grubunun da vokali oluyor bildiğim kadarıyla. onlarla devam edecek sanırım.
Abla güzel poz vermiş.
grubu azçok takip ederim. müzikalitesiyle oldukca oturmuş bir grup. şimdiye kadar hep Coverlarınızı dinlemiştim. Kendi parçalarınızı dinlemek daha iyi. Ancak şu eleştiriyi yapmak istiyorum. grupta karşıdan bakınca hala bazı şeyler oturmamış. özellikle çekilen fotoğraflardan videolara kadar. bu hazırlanan videodada aynı şey geçerli.Bir güzel emek harcanmış ama ya yanlış şekilde yönlendiriliyorsunuz veya yanlış kişilerle çalışıyorsunuz söyliyeyim. grup amatör olmasa dahi bir amatörlük havası görüyorum. bence şu yorumlara müdehale bile bunun örneklerinden biridir. dinleyici herzaman yorum yapabilir,ama doğru ama yanlış.Bunu profesyonellik olarak nitelendirebiliriz. Zamanla oda olur.. emeklerinize sağlık eleştirilerim bu kadar Sizleri tebrik eder başarılarınızın devamı dilerim.
Grup şahane. Her şeyiyle dört dörtlük mükemmel bir grup. Başarılarının devamını dilerim.
http://www.youtube.com/watch?v=qCebbkYOdvs
İkinci sorudaki “Dinleyiciler neden Listana dinlemeli?” sorusu ne kadar saçma olmuş.
Neden sorusu bir eser ortaya çıkaran kişilere “neden eser ortaya çıkardın?” diye sorulunca bana mantıklı olur gibi geliyor. Eğer ortaya bir eser koyan grubun, sanatçının “ortaya çıkardığım eserden daha kalitelisi yok, daha ucuzu yok, daha verimlisi yok.” gibi bir pazarlama stratejisi yoksa (ki genelde sanat, müzik, albüm böyle değildir) “neden Listara dinlesinler ki?” diye sormak biraz abes. Müzik seviyorlarsa, bu tarza ilgi duyuyorlarsa dinlerler, duymuyolarsa da dinlemezler. Bu kadar basit değil mi olay?
Anlatabilmişimdir umarım derdimi. Dinleyene “neden dinliyorsun” diye sorabilirsin, ama müziği üreten kişiye “neden dinlesinler seni?” diye sormak saçma geldi bana.
–
Bi de ikinci soruda şöyle bir ifade var : “Sizce LISTANA’yı farklı şeyler neler?” [Nedir Allah'ım bu esrar perdesi. Bir iyi bir kötü insan nesnesi]
–
Onun dışında Türk gruplarıyla yapılan röportajlar hakketten güzel. Tanımayan tanıyor, azcık bilgi sahibi oluyor. Sağda solda ne olup bittiğini ucundan yakalama şansı buluyoruz falan.
Grup başarıya giden “asıl” yolu bulmuş.
Yoksa 2013 yılında hala bu müziği yapmak, bu müziği hala böyle çalmak ve hala bu iğrenç tonlarla ilerlemek mümkün değil.
Progresifin tanımı üzerine biraz daha düşünsünler bence. Tek tavsiyem bu.
Bu kadar hızlı büyüyen grupların çöküşü de bir o kadar hızlı olur. Hiç bir büyük grup böyle birden parlamadı. Büyük grupların hiç biri böyle bir eli yağda bir eli balda buralara kadar gelmedi. Tabiki bu grubun bir eli yağda bir eli balda demiyorum ama büyük grupların çektiği sıkıntılar bunların çektiği sıkıntıların 100 misli değilse bende bir şeyden anlamıyorum abi. Bir de şikayet etmişler şaka gibi.
”Alalım bayan eleman gelsin ün şan şöhret” bu mantalitede hem Türkiyede hemde dünyada malesef sayısız grup var bu işin modası geçti beyler. Hadi müziğe bakıyorum müzikte de hiç bir ekstra özellik yok. Çok sıradan. Progresif demişler ama ben progresifle pek bir alaka kuramadım. Olsa olsa progresif ”soslu” olur anca.
Malesef bunlar grubu sıradanın da sıradanı yapıyor. Bu kadar hızlı parlamaları daha da kötü. Dediğim gibi bir grup böyle hızlı yükseliyorsa o gruptan kaçın. Malesef ben bu grubun geleceğini pek iyi görmüyorum. Headbangers weekend’da sahne alacak olmaları bu gerçeği değiştirmiyor. Umarım yanılırım.
19.04.2013
@Jumbo Armor, Bayan eleman alma modası geçmedi aslında. Halestorm grubu bu sayede baya ünlü oldu. Grammy aldı. Yabancı kritiklere bakıyorum, yok memesi yok götü. Metal dergilerinde ”hottest chicks in metal”.
Ama eli yüzü düzgün olacak tabi :)
Arkadaşlar kusura bakmayın ama, ben müzisyenim, KADIN OLDUĞUM İÇİN BU GRUBUN PARÇASI DEĞİLİM, müzik yapmak istediğim ve bunu başarabildiğim için bu grubun parçasıyım. Aynı şeyi röportajda da vurguladık. Esas demode olan şu algı, lütfen kendi gelişiminiz açısından bu kadar cinsiyetçi düşünmeyiniz.
19.04.2013
@Fulya Celikel, Kadın olduğunuz için grubun bir parçası olmadığınız belli zaten :)
20.04.2013
@Fulya Celikel, rahatsız edici olan grupların kadın üyelerinin kadınlığını ön plana çıkararak sükse yapmaya çalışması yoksa siz başarılısınız kimsede sizden rahatsızlık duymuyor ama doğru dürüst müzikal becerisi olmadan güzelliklerini kullanarak abartılı dekoltelerle ben kadınım ve ben burdayım diye bağıran kadınlar bana batıyor
list ana. tüm listelerin annesi (mothership gibi)
o zaman bi zahmet dişiliğinizi ve de egonuzu değil müziğinizi ön plana çıkarın. izin verin insanlar müzik yapsın ve progresif demeyin ne zamandan beri düğün klavyesi progressive oldu?
Sadece klip şarkısı üzerinden değerlendirmek doğru olmaz.. Progresif tartışmasına girmeden önce albümü beklemek doğru olur bana kalırsa… Buarada ülkemizde böyle çabaların olması güzel birşey. Dünyada bile progresifin adının kirlendiği bir ortamda yerli gruplarımızın üstüne çok da gitmemek lazım. Özellikle emekleme dönemlerinde…