Sevdiğimiz sevmediğimiz her grubu, müzikleri, girişimleri, tercihleri, imajları, vb. sebebiyle sıkça eleştiririz. “Öyle değil de şöyle yapsalar daha iyi” diye işin arka planını düşünmeden ister doğru ister yanlış olsun yorumda bulunmak, çoğumuzun bir alışkanlığı diyebiliriz.
Bu tür eleştiriler ve fikir alışverişlerinde, zaman zaman “sen yap da görelim” şeklinde bir yorum ortaya atılır. İşte bu hafta, işin arka planını, çok da düşünmeden sadece soyut bir şekilde yapalım da görelim bakalım.
Hiçbir maddi engeliniz olmasa, bir enstrüman çalabiliyor ya da bir şekilde müzik yapabiliyor olsanız ve doğru kişilere denk gelmiş olsanız;
Nasıl bir grubunuz olurdu?
Ne tür müzik yapardınız?
Kaç kişiden ve hangi enstrümanlardan oluşan bir grup olurdu?
Albümlerinizi nasıl tanıtır ve pazarlardınız?
Sahne şovlarınız nasıl olurdu?
Nasıl bir kariyer planı yapardınız?
Kısacası aklınızdaki ideal grup yapısını ve onu çevreleyen yan ögeleri soruyoruz. Hayal gücünüzü cömertçe kullanmanızı diliyor, haydi buyrun sohbete diyorum.
Herkesin düştüğü şu hataya düşmeyin: insanlar gitar, bas, davul, vs. çalmayı öğrenip grup kurarlar.
Siz şunu deneyin: ”Müziği öğrenin.” Ondan sonra enstrümanınız hangisi olursa olsun fark etmez, siz fark edebilirsiniz.
Egolar
Bir grup kurarken öncelikle tüm grup elemanlarının birlikte takılmaktan keyif alan tipler olmasına dikkat edin. Aksi taktirde diğil müzik, kek bile yapamazsınız.
Benzer zevkler şart
Grup elemanları ortak müzik zevklerine sahip olmalı.Yani biri ”metal yapalım baba!” derken , bir diğeri ”bunun üzerine beat-box koyalım çok cool olur yaa!” derse sonu kötü olur.Grup da yalan olur…
Herkes müzik için bir araya geldiğinde ödevini yapmış olmalı. Yoksa müzik yapacağız diye başlarsanız ama ortaya çıkan patırtı içerisinde her müzisyen kendi hatalarını tekrar etmeye başlar ve başarısızlık duygusuyla prova biter dolayısıyla grup da yalan olur.
02.04.2013
@Erhan Orman, çoğu noktaya katılsam da, “benzer zevkler şart” kısmı o kadar da zorunluluk değil gibi geliyor bana. Kendi grubumdan (THrown to the Sun) örnek verirsem, bizim grup içerisinde herkes tarafından paylaşılan ortak zevkler (müzikal olsun, başka türlü zevkler olsun……..) olsa da, herkesin dinlediği birincil tür farklı. Birimiz daha black metalimsi, daha depresif şeyler severken (diğerlerine nazaran), bir diğerimiz daha hard rock, heavy metal bazlı, bir diğerimizse daha genel bir metal bakış açısına sahip. Batu arkadaşımız ise dünyada yapılmış tüm müizkleri şimdiden dinlemiş durumda.
Yani ortak/benzer zevkler olmasa bile, en azından diğerinin dinlediği şeyi anlamaya çalışmak, kendini “ben bunu seviyorum, diğerlerinin ne sevdiğiyle ilgilenmiyorum” ruh haline sokmamak.
Zaten birisiyle grup kuruyorsan, o adamın müzikal fikirlerine de güveniyorsun demektir, aksi takdirde ileride sorun yaşanacağı ortadadır. O sebepten, “grup arkadaşım bunu seviyorsa bir nedeni olmalı” diye düşünüp en azından anlamaya çalışmak bence iyi olur.
02.04.2013
@Ahmet Saraçoğlu, konudan bağımsız ama “Of Oceans and Raindrops” albümündelki şarkıların çoğunun bestesi sana ait.
1)Beste yapan müzisyenin şarkıya katkısı nedir?
2)Beste yapan müzisyenin diğer elemanlara etkisi nedir? örneğin davulcuya şunu şöyle çal mı diyorsun.
3)diğer elemanların şarkıya katkısı nedir?
teknik/progresif death metal olurdu sanırım.
5 kişi olurduk. 2 tane 8 telli çalan gitarist, bir perdesiz çalan basist, bir baterist, bir de klavyelerden sorumlu biri olurdu. bas gitarist ben olurdum sanırım her ne kadar şu an gitar çalıyor olsam da :)
Albüm tanıtımını herkese hitap etme çabası yerine medya araçlarını kullanma ve manipüle etme üzerinden yapardım. Ghost gibi mesela.
Sahne şovlarını çok miktarda kullanmazdık sanırım. Müzik olarak düz bir yapı takip etmek yerine enstrümanların yer yer ön plana çıkması ve değişik kullanımların yapılmasını isterdim. mesela Ibanez Ashula bas gitarları buna oldukça uygun :) yapacağım müzik beyond creation, quo vadis, obscura ve wintersun civarları bir şey olurdu sanırım.
en önemli nokta olarak hayranlarla olan ilişkiyi korumaya ve geliştirmeye çalışırdım. zira hayranların grubu kendilerine yakın hissetmeleri oldukça önemli bir faktör. mesela machine head’in bi hayranını sahneye çıkarması veya mikael stanne’nin crowd surfing yapması gibi hareketler konserler için düşünülebilirdi. internet aracılığı ile hayranlarla oldukça iyi bir iletişim kurabilirdik.
Grup elemanlarının aynı müzik zevkine sahip olması gerekmez bence. Eğer gerçekten ”müzik” dinliyorsa o kişi, her türlüsünden anlamalı zaten, altyapı gibi diyelim. Yani ”Ben metal dinliyorum abi blues çalmam” diyene kapı oradadır. Aynı şey tam tersi içinde geçerli.
Elemanların birbiriyle takılmaktan zevk alma durumu da o kadar önemli değil. Sürekli grup olarak dolaşmak gibi bir zorunluluk yok sonuçta.(Eğer hepsi çocukluk arkadaşı vs. falan değilse tabi.) Bir araya gelindiğindeki oluşturulan ”voltran” kaliteli ve lezzetli müziğin ortaya çıkmasına yetecektir.
-Tarz olarak In Flames’in son dönemi ile Iron Maiden arası tarzında bir şeyler yapmayı çok isterdim.
-Grup beş kişi olacak, ben gitar ve geri vokaller, bir lead gitar, bas gitar, davulcu, vokalist).
-Albüm tanıtımı yine zor ya, Pasifagresif ve Headbang en güvenilir tanıtımı yapardı ama Türkiye çapında öyle ahım şahım bir ün olmazdı herhalde. Rock Fm’de muhakkak birkaç şarkımızın çalmasını çok isterdim. Hayal kuruyoruz madem, yurtdışına çalışır, oralarda bir dağıtımcıyla anlaşmaya uğraşırdım.
-Sahne şovlarını çok abartmazdım Rammstein kadar, ama en azından mekan yeterliyse Led ekran veya pyro falan muhakkak kullanırdım. Seyirci ile etkileşim çok iyi olurdu.
-Sevdiğim tarz müzik yapacağım için dava satma gibi bir şey olmasına izin vermezdim. Aşırıya kaçmadan yenilik yapmak iyi bir şey, bunu sağlardım tabi ki tekrara düşmemek için ama hani içimde değişik tarz bir müzik yapma isteği gelirse de yan projelerle bu isteği giderirdim.
Hayalde her şey güllük gülistanlık. Yakında yeni grubumla bu işlerin arka planlarını da bizzat tecrübe ederek öğreniyor olacağım.
Öncelikle şunu söylemem lazım, bir tartışma bilgi alışverişi ortamında “sen yapta görelim” kadar saçma bir laf olamaz bence. Dinleyen insanın işi dinlemek, eleştirmek. Empati mutlaka gerekli bişey ancak sen yap görelim ne arkadaş.
Onun dışında, sahne şovu konusunda bence önemli olan ruh(ışık gösterileri falan gibi dış etkenler hariç). Yani çalan insanların müziği bir ruha sahipse ve performanslarıyla da o ruhu verebiliyorlarsa, ha dümdüz durmuşlar ha türlü şaklabanlığa girmişler. Sahnede tuzluk gibi duran Opeth’i binbir türlü ekşın yapan çoğu gruba tercih etmişimdir mesela.
Daha sonra, bir grubun kariyerindeki sapmaları organik bir şekilde yapması her şeyden önemli bence. Yani müzik türünü, etkilenimlerini, imajını kendini daha çok insana beğendirmek için, çok para kazanmak için yapan müzisyenler bende samimiyetini kaybeder(bkz. davayı satma geyiği). Bu tarz değişimleri daha organik yapan gruplar eskisi kadar beğenilmeyebilir ama benim saygımı kazanırlar(onlar da mert bize saygı gösterse diyodu zaten).
02.04.2013
@Mert, “Sahnede tuzluk gibi duran Opeth’i binbir türlü ekşın yapan çoğu gruba tercih etmişimdir mesela.” bunu çok çok iyi anlıyor ve kesinlikle katılıyorum. +1′lerin kralı.
Dan Swanö – Moontower albümündeki gibi müzik yapmak isterdim. ”RUSH’ın 70′lerdeki death metal hali”. Üzerine de biraz Revocation ve Atheist. Aralara nadiren guttural vokaller.
Ama hiçbiri geceleri ufak bi barda blues yapmak kadar zevk vermezdi herhalde.
valla sorsanız “hangi albümü yapmış olmayı dilerdin diye”, hiç düşünmeden “fredrik thordendal’s special defects – sol niger within” derdim. o ne manyaklıktır, nasıl bi vizyondur öyle hem de 1996 yılında şaka gibi.
01.04.2013
@Ufuk Sönmez, he ayrıca solo gitarist olarak jeff loomis, andy james; grup olarak da meshuggah veya nile tarzı müzik yapmak isterdim.
Madem hayal gücünü cömertçe kullanmaya iznim var, şu şekilde ifade edeyim:
Sevdiğim her albümün karakterini belirleyen elementlerine, yani hem o grupların “imzası” niteliğini taşıyacak hem de o grupların spesifik albümlerindeki karakteri taşıyacak şeylere zaman zaman uzaktan zaman zaman da hafif yakınından selam çakıp bir yandan da kendi orijinalliğine sahip olabilecek müzik üretebilen bir grup kurabilmek isterdim. Bir metal albümü olacağı kesin. Pink Floyd’dan Vintersorg’a, Vintersorg’tan Agalloch’a, oradan Tastement’a, oradan The Faceless, After The Burial gibi gruplara, oralardan da Louis Armstrong, Billie Holiday gibi jazz ustalarına, Massive Attack, Boards of Canada tarzı elektronik müziğe kadar yolu var bunun.Daha da gider bu.
Kısacası sevdiğim her türlü müziğin ve o müzikleri üretenlerin çeşitli “trademark” (imza gibin) olmuş elementlerini etkili bir şekilde yansıtıp kendi orijinalliğinden de ödün vermeyen bir metal albümü üretmek çok harika olurdu.
Sahne şovlarındaki görsellik zaman zaman çok öne çıkıp zaman zaman fonda kalır biçimde olur heralde.
Albüm satma olayından pek medet umulmadığı için bol bol turlamak ve/veya potansiyel dinleyici kitlesinin ilgisini çekebilecek farklı ürünler ortaya koymaya çalışararak para kazanmaya çabalardık. Hani Slayer çorabı Motörhead Şarabı gibi değil, ama Slayer prezervatif fena fikir değildi bence ehaha. O olay tamamen grup elemanları ve pazarlamacılarla yapılan dayanışmaya fikir sinerjisine bağlı.
Grup elemanları benden farklı zevklere sahip olsun ama dinletecekleri her şeyi seveyim, nası olsa hayal kuruyoz ya amk şsdkgnkslg.
Bokunu çıkarmış olabilirim ama otoriteler izin verdi. Düşününce imkansız geliyor. Ancak benim bu söylediğim ideale yaklaşabilmiş (kimilerine göre gerçekleştirebilmiş) Mikael Akerfeldt gibi bir adam var, onun gibileri de vardır elbet. Akerfeldt’in benim için neden Allah gibi olduğunu bunları düşününce daha iyi anladım. Eyyorlamam bu kadar.
1 Öncelikle underground kalmaya yemin etmiş kişilerden oluşan ve sonuna kadar bunu devam ettiren bir yapıda grubum olurdu.
2 melodic death metal yapardım.
3 grup 6 kişiden olşurdu.Vokal-gitar-keman-gitar-davul-bas.Bu yapı ile harmonik gitar melodileri bol olan arada keman partisyonları içeren şarkılar yapardım.
4 tanıtım ve pazarlama yapmazdım tamamen kulaktan kulağa yayılmasını beklerim
5 Sahne şovu olarak seyirci ile bütünleşmeyi sağlayacak ve sahnedeki adam ile dinleyenin ayrı hissetmeyeceği bir ortam için çabalardım
6 Kariyer planı yapmazdım tek amaç birlikte güzel şeyler çalmak olurdu.Para kazanma amacı gütmeyen bir topluluk olurdum
06.04.2013
@Swedish, 1 – ceremonial oath
2 – dark tranquillity (en ”mdm” olanı)
3 – hargalaten (in flames – lunar strain)
4 – insomnium
5 – dark tranquillity (özellikle mikael stanne)
6 – bendeki dt sevgisinden midir bilmiyorum ama yine dark tranquillity amk.
keman konusunda ben de seninle aynı düşünüyorum. bence keman olayı iki üç derece yukarı taşıyor. diğer 5 söylemine de katılıyorum tabi ki. düşüncelerin süper.
06.04.2013
@tranquillist, abi valla bu maddeleri yazarken aklıma gelen grupların hepsini tutturmuşsun.Hadi 2ve 6 ya şaşmıyorum da Hargaleten i nasıl bildin yada seyirci ile bütünleşen adam stanne dedin.Ceremon
Al oath nasıl geldi aklına
Ben ciddi ciddi korkmaya balşadım beni mi takip ediyon iç sesimi mi dinliyon :))
Ama çift harmonik gitar olayında düşündüğüm 2 parça vardı 1tanesi in flames everlost part 1 deki 03:31 ile 03:39 aralığı.İkincisi dissection un the somberlain parçası girişidir
06.04.2013
@Swedish, aklın yolu bir :D
DISMEMBER kişiyle DISMEMBER enstrümalarini kullanarak DISMEMBER müziği yapardım.
genellikle aynı kafadan insanlardan olsun isterim farklı tarzları dinlemesi sorun olmaz
teknik/progressive death metal olurdu cynic gojira ortası olsun isterdim
4 kişiden olurdu bateri ve perdesiz bass gitar 2 gitar birisi vokal ben bass gitarı veya gitarı alırdım
bu işi para için yapmazdım müziğin en iyisini yapmak için uğraşırdım
sahne şovuna önem vermezdim
kariyer planında sadece “bu adamlar kaliteli müzik yapıyo” denmesini ister ve turlamak isterdim
yada direk kvelertak gibi bi grup kurmak isterdim
ben tam tamına işte böyle leş bir grup kurmak isterdim Vale of Pnath köklü bir grup değil ep ve tek uzun metraj albümden ibaret ama gelecek vaadediyor.Ayrıca Ouroboros dan Evgeny Linnik hayranıyım onun gibi vokale grubumda yer ayırırım.
Tarzımız tam olarak Technical Death Metal,grup 5 kişiden oluşucak.Şov olayı bizi bozar çalar giderim tribindeyim.Hani bi Chrome Division falanmıyız hatunlar olsun yada kelle paça yakalım sahnede yalayalım Mayhem gibi bize gelmez o işler ama grindcore falan yapsaydım rotten sound gibi kasap önlükleriyle çıkardım kanlı manlı fazla laf kalabalığı etmiyim şimdi sulanmasın ortalık Vale of Pnath benim grubum olsaydı diye az hayal etmemişimdir kısaca :D
http://www.youtube.com/watch?v=W2VCAJfS5Eg
bugüne kadar sadece birkaç kez davula vurmuşluğu olan ben, nihayet hayalimi anlatacağım bir yer buldum.
tarz progresif/teknik death metal, grup elemanları ise 1 ritim+vokalist ki bu ben oluyorum, 1 solo gitarist, 1er de baterist ve basist olurdu. klavye konusunda ise karasızım. kah opeth, kah death, kah amorphis ten etkileşimler barındıran, şarkı sözlerine oldukça önem veren, 90ların gitar ve davul soundunu kullanan(TSOP tarzı)bir grup olurdu. Vokalde ise clean, scream, brütal ne varsa iyice yedirerek kullanırdım.
ilk albümüm kesinlikle sert,teknik,protest ve politik olurdu. sonraki albümlerde daha melodik riffler ve insanı düşünmeye sevkeden sözleri tercih ederdim. konsept bir albüm de mutlaka diskografinin bir köşesinde yerini alırdı. en sonunda da davayı satıp tamamen progresif metal/rock yapardım. ve grubumuz hazır, hepinize afiyet olsun efenim.
diğer seçenekleri bilmem de, direkt korsana verirdim albümümü
http://www.ujam.com/apps/ujamstudio varken grup kurmaya gerek yok…
DIY.
Eski usül grindcore ya da çiğ punk.
Trio olurdu elbet. Davul, gitar, bas. Herkesin vokal yapması tercihim.
Bandcamp oldukça yardımcı oluyor, ayrıca fanzinler ve distrolar var, iyi ki de varlar.
Minimal bir sahne şovu tercih ederdik – ederim sanıyorum.
Olabildiğince çok sahne alıp bol bol basılı materyal yayınlamak yapabileceğim en iyi kariyer planı olurdu.
thrash yapardım kesinlikle ama tamamen yenilikçi bir grup olurdu bu grup. sololara büyük önem veren bir grup olurdu ve hem alman agresifliği hemde megadeth, voivod gibi grupların teknik yapısına sahip olamasını isterdim bunu yanı sıra punk altyapısınada yakın olmalı. sözel olarak başı çeken konular siyaset, şeytan ve brutal şeyler olamasını isterdim. aynı zamanda düzenli albüm çıkarması gerekir benim grubum. grup 4 kişilik olmalı ben gitar vokal, lead gitar, davul ve bas bende bas gitarda olurdum tabi ki ve geri vokalleri yapardım lead gitarda ki grupdaşımla. kendiminde tarzı tanrı cliff burton , frank bello ve d.d. verni arası bişey olmasını isterdim. görünüm olarak sadelik olmalı ama bileklikler ve kemerler metal olmalı. son bi detayda vokal brutal değil ama afresif olmalı tabi ki de ama aynı zamanda temiz vokalide becerebilmeli. ballad tarzı şarklılara karşı olmamak la birlikte şöyle şart koşuyorum bu konuda kesinlikle cıvık cıvık olmamalı derinlikli ve asil olmalı. Saygılarımla…
03.04.2013
@junkman afatsum, kemerler kurşundan olsun size be güzel hayalmiş
03.04.2013
@Beaver, evet aynen öyle olmalı.
Sadece yanımda bir dediğimi iki etmeyecek, çok egosu olmayan, yaratıcı ve yetenekli müzisyenlerin olmasını isterdim. Beni dinlesinler, adam olsunlar. Her türlü yeniliğe açık olmaları lazım (Grindcore’dan Dream Pop’a). Enstrüman kabiliyeti olarak çok da yetenekli olmalarına gerek yok, çaldıkları hoş duyulsun, yeterlidir. Zaten büyük ihtimal minimalist çalışırdım, hatta çalışıyorum. Tarz olarak ne idüğü belirsiz, ama tadı tuzu yerinde, hoş işler dönüyor. Hadi hayırlısı.
ben bir grup kursaydım (ki seneye çalışamalara başlıyoruz) davulları,2 gitarın ayrı ayrı yapacagı polyrythme uygun,immolation,suffocation gibi tekdüzelikten uzak(blast beat,düz ritim vb.,bkz:Majesty and Decay bir davul abidesidir.)olurdu.Vokalleri gorguts (obscura 1998) tarzı çiğ-harsh gibi,yer yer Belphegor gibi gırtlak yırtarcasına,Nergalin üslubu kadar enerjik ve güçlü birşey olmasını isterdim.Bassları(özellikle fretless) bassla Jeroen Paul Thesselin tarzı gitarın altında çalınmaktan ziyade besteye sıksık yön veren tarzda ve hafif kemik sesli olurdu.Beste yapısı tercihimi ise genel itibari ile Meleches,Nile,Behemoth gibi polyrythymli egzotik,oryantal beste yapısından yana kullanırdım.grup beş kişi olurdu ve müziğin içinde bolca etnik enstrüman kullanırdım (bkz Septic Flesh).
bundan 8-9 sene öncesi bir grup kurmak uzak ara hayatımda en çok istediğim şeydi. birkaç denemem oldu ama devamı gelmedi. o zamanlar The Haunted, Pantera ve Slayer arası bişiler yapmak istiyordum. grup kurma yolunda “Megadeth desen çalarız ama The Haunted gibi acayip death metaller neden bize sölüyonki abi” diyen adamlarla tanıştım, sonra vokalime çok güvendiğim halde “sikerim metal müziği, ben neyin peşindeyim böyle” diyerek uzaklaştım bu işlerden sadece dinleyici olmaya karar verdim.
madem hayal kuruyoruz, bu saatten sonra kazayla grubun olsa black metal, sludge metal yada grindcore yapardım. hangi türde müzik yaparsam yapayım konseptim din, insanlık ve modern yaşam karşıtlığı olurdu. özellikle siyaset, dinin yanında günümüzün en önemli şeylerinden biri olan sosyal medya hakkında çok uçuk ve ağır hakaretler içeren sözler yazardım. muhtemelen şarkıların bazılarının adları; “Anal Raped Tumblr Bitch”, “Kill All Of Your Facebook Friends” ve “Instagram Virgin Abuse” tarzı şeyler olurdu. şarkı adlarından dolayı ön yargı yapanları çok ağır taklalara getirecek kalitede müzik yapıp, relapse yada metal blade ile anlaştıktan sonra peşi sıra gelen röportajlarda; “en çok etkilendiğiniz isimler kimler sorusuna” “GG Allin, Abbath, Morgan Hakansson ve Phil Anselmo” cevabını verirdim.
Yorumların hepsini okumadım, belki bu düşündüğümü benden başkası da düşünmüş ve yazmış olabilir bilmiyorum.
Bazı albümleri dinlerken “yahu şu grup hiç olmayaydı da, ben bir grup kurup, şunların şarkılarını yazaydım, bu şaheserler, melodiler, riffler, bateri atakları keşke benim aklımdan çıkaydı” diye çok düşünmüşümdür. :D Komik bir düşünce ama nedense yalnız olduğumu düşünmüyorum. Belki de çok bencilim bilemem. :)
Özellikle ilk olarak Gorod – Process of a New Decline albümünü dinlerken bayağı bayağı düşünmüştüm bunu. Adamlar öyle donatmışlarki şarkıları, ulan yolda yürürken adımlarım aksıyor. “Keşke bu albümü ben yazaydım” demekten alıkoyamıyorum kendimi.
Asıl mevzuya gelirsek, benim bir grubum olsaydı oldukça teknik oldurdu. Teknik Death’in anasını ağlatırdım, Necrophagist gibi solo gibi riffler yazardım. İki elektro bir bass ve bateri iş görürdü. Hem elektroyu çalar hem de vokal yapardım. (tabi bu durumda sesimin de iyi olduğunu varsayıyoruz) Albüm tanıtım işini pek düşünmedim, insan hayal kurarken onlara pek dalmıyor şahsen, yalnızca sahneyi ve stüdyo ortamını düşünürüm ben genelde :) Sahne şovlarında ise ses sistemine çok özen gösterilsin isterdim, teknik death yaparken çok da bir şov yapılmıyor yani, olduğun yerde yardırıp duruyorsun. :)
He yanıma bir müzisyen alacak olsaydım. Peter Lake’i alırdım. O çalardı ben izlerdim sanırım bol bol :D
grup 6 kişiden oluşurdu; gitar, lead gitar, bas gitar, keman, davul, vokal.
tarzımız progresif/ melodic death metal (ya da öyle birşeyler işte) olurdu.
asla ama asla tarzımızdan ödün vermezdik.
çıkarmış olmak için albüm çıkarmazdık.
ben vokalist olmak isterdim, hem brutal hem de clean vokal yapardım parçalarda. (clean az olacak ama, hem de çok az)
sahnede çok sade takılırdık, artistliklere bulaşmaz, konserimizi verip ayrılırdık. kastırmacalara girmeye lüzum yok.
grupta herkesin aynı müzikal zevki paylaşmasından ziyade, grup denen o tüzel kişiliğin müzikal zevkinin ortakça yansıtılmasını sağlardık.
yani kısaca grubun ismi dark tranquillity olurdu. olmadı, septic broiler :D
Soruların sırasına göre maddeler halince yazayım.
Nasıl bir grubunuz olurdu?
Kaliteli sound yapmaya çalışan, sanat kaygısı ticari hedeflerinin her zaman üzerinde olan ve müzik sahnesinde olduğu müddetçe çizgisinden bir gram sapmayan bir grubum olurdu.
Konsept olarak da Heavy Metal gruplarının beslendiği tipik konulardan ilham alarak parçaları yazar, konularını da bu şekilde belirlerdim. Keza bir Türk grubu olarak gerek grup isminde, gerek albüm kapaklarında, gerek şarkı sözlerinde geleneksel temaları (Osmanlı, Selçuklu) kullanmak için uğraşırdım. Lakin bunu oryantal unsurlar kullanarak değil; klasik Heavy Metal formlarının hududlarına kalarak yapardım.
Ne tür müzik yapardınız?
Tek kelimeyle Heavy Metal.
Kaç kişiden ve hangi enstrümanlardan oluşan bir grup olurdu?
Kişi başına bir enstrüman + vokal olmak üzere 4 kişilik bir grup olurdu.
Albümlerinizi nasıl tanıtır ve pazarlardınız?
Uluslararası çalışan, bilhassa Avrupa ve ABD eksenli müzik şirketleriyle anlaşmaya çalışır, bu şekilde albümlerimi beynelmilel alanda tanıtmak için fırsat arardım.
Sahne şovlarınız nasıl olurdu?
Başta Iron Maiden olmak üzere sahnede adeta tiyatro oynacak şekilde müthiş performanslar sergileyen gruplardan ilham almak suretiyle; çaldığımız parçalarla alakalı görsel temalar ihtiva eden şovlar olurdu sanırım.
Nasıl bir kariyer planı yapardınız?
Enternasyonal ve efsane Heavy Metal grupları arasında yer almış bir grup olmasını çok isterim. Tabiiki bunun artık çok zor olduğunun da şuurundayım.
Nu metal yapmak isterdim açıkcası hahaha. Slipknot’ın Iowa albümü gibi bir şey. Brutal vokalli nu metal. Güzel ve eğlenceli olurdu. Kimse dinlemezdi o ayrı…
Progresif ve teknik müzik yapacağım kesin. ve tabi metal olacağı da.Zaten ucundan da olsa yapıyorum birşeyler, kendi başıma. Müziğime sınır koymaya çalışmazdım eğer yapabilseydim. Ütopik olacak ama BTBAM gibi müzik yapsaydım başka hiçbirşey istemezdim sanırım..
enstrümantal post/progresif metal yapardım.trio olmak isterdim
bas-davul-gitar
ama piyano motifleri de serpiştirmek fena olmazdı piyano riffleri gogo penguin tarzında olurken gitar ve davul yaklaşımları russian circles tarzında olsun isterdim. Hatta piyanoyu çalacak olan kimse sentezleyici çalsa arada hiç fena olmaz sanırsam ortaya tigran hamasyan+gogo penguin+russian circles kırması bir şey isterdim.