Konserler arasında yalnızca yolları hatırlayan esmer bir adamdı. Yine nerede olduğunu iyi hatırlamadığı günlerden birinde, arkadaşıyla ufak bir kaçamak yapmak istedi. “Karı vuruşu” dediği ufak dozu damarlarına enjekte etti ve gözlerini sıkıca yumdu. Özlemişti tadını. Sonuna kadar hissetmek istiyordu. Tüm keşlerin yaptığı gibi bir süre kendi yalnızlığında bulunmak istiyordu.
Gözlerini açtığında kaskatı ve buz gibi duran arkadaşını gördü. Dayandığı duvardan eliyle destek alarak kaltı ve arkadaşını dürttü. Hiç ses duymuyor, nefes alışını farkedemiyordu. Bir daha vurdu ama bu sefer daha sert. Hala bir şey yok! Omuzlarından tutup sarsmaya, sağa sola sallamaya başladı! Arkadaşının öldüğünü düşüncesinin verdiği korku, anestezi enjekte edilmiş hasta gibi tüm bedenine hızla yayıldı. Yakınlarda hiç hastane, yakınlarda hiç doktor yoktu. Otobüse geri dönüp “Galiba arkadaşım öldü.” demeye de cesareti yoktu. Korkuyla karışık bir telaşla arkadaşını göğsünden yumruklamaya başladı. Sert yumruklardan birisi arkadaşını uyandırmayı başarmıştı ama hala gözleri odaklanamıyordu, ikinci bir yumruk daha attı ve tekrar yanına getirdi. Evet onu kendine getirmeyi başarmıştı ama taşıdığı korku ufacık da olsa azalmamıştı.
O akşam gözüne uyku girmiyor ve düşünüyordu. “Arkadaşımı öldürdüm ve hayata geri getirdim…” Bu düşüncenin ağırlı kendine yalan söylemeyi bırakması gerektiğini anlamasını sağladı. O günden sonra uyuşturucuyu bırakmaya çalıştı. Çevresine ve annesine yaşattığı acıları, tüm anlamını yitiren dostlukları unutmadan, uyuşturucuya bulaşılmaması gerektiğini öğütledi.
Bu adam Pantera’nın efsane vokali Phil Anselmo’ydu.
Karanlık günlerimden birinde dinledim Southern Isolatıon’ı. Adını duyduğumda “Heralde Down, Pantera gibi bir şeydir.” dedim. Olur ya böyle adamların geçmişinde bir sürü “başarılı olmamış” proje vardır. Evet tırnak içinde söyledim çünkü kime göre başarılı olmamış konusu tartışılır. Her neyse, Southern Isolation Phil Anselmo’nun karısıyla giriştiği fakat çiftin 95 yılında boşanmasıyla birlikte yalan olan bir proje.
Southern Isolation 90’lı yılların grunge akımındaki o bulutlu (dumanlı) havayı 2000′li yıllarda gayet güzel kullandıkları akustik bir müzik. Aslında Southern Rock olarak geçiyor ama belli başlı slide yüzüğü kullanımları haricinde baskın olan hava Country ya da o güneyli aksiyonları değil; hüzünlü, depresif şarkılardan oluşan yoğun bir albüm. Pearl Jam’in “Ten” albümünün verdiği tadı aldığım anlar oldu dinlerken. Ve benim açımdan bu çok iyi.
Bazen ilişkiniz boktan gittiğinde akşamları bir yerlere yürür ve açılmak istersiniz ya. Ben de işten çıktıktan sonra sıkıntılı bir zamanımda bol bol dökük evlerin olduğu caddeler arasında yürüdüm ve bu albümü dinledim. Kendime yaptığım bu ambiyanstan olacak ki albüm çok hoşuma gitti. Belki de sadece 5 şarkılık bir proje olmasının etkisidir. Döndüre döndüre dinleme imkanım oldu.
Tamam ben de Phil Anselmo’yla aynı fikirdeyim, uyuşturucuya bulaşmayın. Ama bu albümü dinlerken gece olsun ve elinizde şarabınız olsun. Eminim böyle bir ortam yaparsanız albümün soundundaki onca reverb ve buğulu vokaller sizi daha fazla etkileyecektir. Biraz yemek tarifi gibi oldu ama bir şeye değer veriyorsanız ona uymaya çalışarak o işi yapmak, yaptığınız şeyi özel kılıyor. Okumak istediğin yazıya uygun müzik seçmek gibi. Bir müziği dinlerken de kendinize ona uygun bir fırsat yaratmalısınız. Bu albümü öğlen 12′de minibüs kovalarken dinlerseniz pek bir anlamı olmayabilir.
Phil Anselmo’nun “Southern Man I am” isimli şarkıda düet yaptığı bu kısa süreli depresyonu dinleyin ve hayatınızda ters giden şeylere bir kez daha üzülün. Dibe vurmayı ne kadar hızlandırırsanız yukarı çıkışınız da o kadar seri olur. Ortalarda yorulmayın.
Kadro Stephanie Opal Weinstein: Vokal, gitar
Phil Anselmo: Gitar
"Big" Ross Karpelman: Klavye
Kevin Bond: Bas
Sid Montz: Davul
Şarkılar 1. Blue Bird (Make You Shine)
2. I Got Lost In Myself Again
3. Come Back And Let Me In (Going Down The Wrong Road)
4. The Wall Of You
5. Souther Man, I Am
Yazıya öyle bir daldım ki, şu mutlu mesut halimle depresyona giresim geldi yemin ediyorum. Akşama bu albümü müzik çalarıma atayım da bir ucu Anıtkabir’e çıkan Ankara’nın ara sokaklarında dolaşarak eski defterleri açayım en iyisi.
Ellerine sağlık, çok iyi bir şeye vesile oldun Bahadır kardeş (!) :D
“Dibe vurmayı ne kadar hızlandırırsanız yukarı çıkışınız da o kadar seri olur. Ortalarda yorulmayın.” şu kapanış tam kapanış olmuş yalnız. Son bir çakar bırakırım hesabı. Teşekkürler yazı için. Hemen bu akşam bir yürüyüş yapmak lazım :)
damarlarıma enjekte etmek üzereyken souther isolation zehrini bu yazıda iyi bir yancı görevi gördü doğrusu. enfes kritik için teşekkürler bahadır sarp.
Yazıya öyle bir daldım ki, şu mutlu mesut halimle depresyona giresim geldi yemin ediyorum. Akşama bu albümü müzik çalarıma atayım da bir ucu Anıtkabir’e çıkan Ankara’nın ara sokaklarında dolaşarak eski defterleri açayım en iyisi.
Ellerine sağlık, çok iyi bir şeye vesile oldun Bahadır kardeş (!) :D
26.03.2013
@DrAQA, Rica ederim. İyi dolaşmalar:)
Southern Man I am feci bir şeymiş. Hemen girişmek lazım
“Dibe vurmayı ne kadar hızlandırırsanız yukarı çıkışınız da o kadar seri olur. Ortalarda yorulmayın.” şu kapanış tam kapanış olmuş yalnız. Son bir çakar bırakırım hesabı. Teşekkürler yazı için. Hemen bu akşam bir yürüyüş yapmak lazım :)
26.03.2013
@Batu Sarıtürk, sağ ol:)
damarlarıma enjekte etmek üzereyken souther isolation zehrini bu yazıda iyi bir yancı görevi gördü doğrusu. enfes kritik için teşekkürler bahadır sarp.
26.03.2013
@serdar91, rica ederim, sağ ol.