Bu haftaki konuklarımız, 2001 yılında İzmir’de kurulan ve modern, progresif sularda yüzen ancak kendilerini tek bir türle sınırlamayıp çok farklı etkilenimlerle müzik yapan PRIME OBJECT.
Grupla, PRIME OBJECT’in dününü, bugününü, yarınını ve ülkemizdeki her grubun yaşadığı çeşitli zorlukları, bu müziğe bakış açılarını konuştuk. Ayrıca grubun 2009 tarihli “Daily Pills” promosunu da şu adresten indirebiliyoruz.
Merhaba arkadaşlar. Umarım her şey yolundadır diyor, sorulara geçiyoruz.
Merhaba, her şeyi yolunda tutmaya çalışıyoruz diyelim biz de. :)
Bilmeyen dinleyiciler için, PRIME OBJECT’in geçmişini, ne tür müzik yaptığını kısaca anlatır mısınız?
PRIME OBJECT 2001 yılında İzmir’de kuruldu ilk başlarda “melodik death metal” tınısına yakın, daha sonraları ise modern metal progresif tarzda müzik yapmaya çalıştı. ilk demosu “Disciple” 2005 yılında dinleyicilerle paylaşıldı, bu demodan sonra bazı kadro değişikliklerinin ardından 2009 yılında “Daily Pills” isimli, 200 adet basılan ve bunun dışında digital olarak da paylaşılan promoyu dinleyicileriyle paylaştı. Bu süreçte Deadknife Records’un derlediği toplama bir albümde yer aldı. Aynı parça geçtiğimiz günlerde Tornflesh Records tarafından 666. Relaese adına yapılmış, o güne kadar yayınlanan tüm parçaların arasından seçilen toplama albümde tekrar kullanıldı. 2010 yazının sonuna kadar albüm kayıtlarıyla ilgili sıkıntılar ve kadro problemleri yaşadı, bu problemlerin getirisi olarak da uzunca bir süre sessiz kaldı. 2012 yılında kadrosunu tamamladı ve 2012’nin sonlarında tekrar aktif hale geldi. Kurulduğu günden bugüne bir çok sahne deneyimi yaşadı. Bunların en önemlileri Rotting Christ ile verilen İzmir konseri ve 2008 yılında Unirock’da sahne almasıdır.
Facebook sayfanızda 12 yıl önce kurulduğunuz yazıyor, ancak henüz bir albüm çıkarmadınız. Bunun sebepleri neler? İleriye dönük albüm planlarınız ne durumda?
Evet 12 yıl oldu… Albüm meselesi kadro problemleri yüzünden
PRIME OBJECT için bir dönem yılan hikayesine döndü. En sonuncusu 2010 “Negative Stüdyoları’nın sponsorluğuyla” olmak üzere, aynı parçaları, ayrı zaman dilimlerinde, ayrı yerlerde, ayrı ekipman ve kişilerle 3 kere kaydettik. Bu personal essay dönemde bir türlü sonuç vermeyen ve nihayete ermeyen çalışmalar, çekirdek kadroyu çok yıprattı. Bazen ne kadar uğraşırsanız uğraşın her şey ters gidebiliyor. Bizim için geçmişte bu hikaye tatsız geçti. Sonuç olarak tekrar kadroyu topladığımızda koyulan hedeflerde artık söz konusu parçalar “hem güncelliklerini kaybettikleri, hem de hatıraları hoş olmadığı için” ileriye viagra coupon code dönük planlarımızda kayıt yoluna gidilmedi ve yeni parçalar yapılmaya başlandı. Yakın dönemde de 4 adet yeni besteyle bir promo kayıt yapmak için hazırlanıyoruz. Herhangi bir firma desteği olmadığı, bandrollü resmi bir albüm söz konusu olmadığı sürecede bu şekilde promolar yayınlamak niyetindeyiz, çünkü kendi imkânlarımızla 4 parçayı kaydetmekle, 10 parçayı kaydetmek arasında açıkcası fark göremiyoruz. Müziğin bu kadar çabuk tüketildiği bir ortamda bunun daha doğru bir yöntem olduğunu düşünüyoruz.
Albüm haricinde ileriye dönük başka hedefleriniz var mı?
Şu an için bir şey söylemek zor, her şey sırayla. Önce yeni EP’ye gelecek tepkileri tartmak istiyoruz. PRIME OBJECT dinleyicilerine bir süpriz hazırlıyor; sonrasına bakacağız.
İnternetin grupların kendini tanıtması konusunda kaçınılmaz bir unsur olduğu malumunuz. Bu konuda ne kadar aktif olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Bir dönem elimizden geldiğince aktif bir şekilde bu imkânı kullanmaya spy phone app çalıştık, fakat aktif olmadığımız dönemde pek tabii interneti de kullanmadık. Ama bundan sonraki dönem için bazı planlarımız var, umarız daha aktif olacağız.
Çıkaracağınız materyalleri (albüm, EP, single vs) nasıl yaymayı planlıyorsunuz? Bir şirketle anlaşmayı bekleyecek misiniz, kendi çabalarınızla CD olarak yayınlayacak mısınız yoksa önceliğiniz internet mi?
CD olarak belki sınırlı sayıda tanıtım amaçlı çoğaltabiliriz, fakat bunun dışında önceliğimiz internet olacak ve herhangi bir firmayla anlaşmayı beklemeyeceğiz.
Bugüne dek verdiğiniz konserler genel olarak nasıldı? Karşılaştığınız başlıca sorunlar nelerdi? En iyi konseriniz olarak gördüğünüz bir konser var mı?
PRIME OBJECT’in bu güne kadar verdiği konserler genelde başarılıydı. “Şu ya da bu konseri daha iyiydi” demek doğru olmaz. Aktif olduğu dönemde yükselen bir performans grafiğimiz vardı, hatta o dönemlerde sevenlerimizden “İzmirli yıkım ekibi” gibi yakıştırmalar oldu, Bizim için ilk ve tek kötü tecrübe malesef 2008 Unirock oldu. Halihazırda zaten çatlamış ilişkiler, provalara disiplinsiz katılımlar, Unirock’ta tamamen yabancı olduğumuz bir ekipmanla acemi bir deneyim kötü sonuç getirdi ve aslında sıçrama yapılabilecek bir platformdan şansı değerlendirememiş olarak döndük.
Sizce son yıllarda yerli piyasada bir hareketlenme var mı? Ülkemiz gruplarının metal dünyasındaki değişmeleri yakından takip ettiklerini düşünüyor musunuz? Yerli gruplar arasından sevdikleriniz kimler?
Yerli piyasada çok bir hareketlenme göremiyoruz. Geçmişte konserler çok daha kalabalık geçerdi insanlar daha ilgiliydi. Fakat özellikle profesyonel alanda metal müziğin bir şekilde yavaş yavaş kabul gördüğünü, görüyor olduğunu düşünüyoruz. Değişimlere gelince, Türkiye’de bir kitle her zaman eskiye rağbet ediyor ki bu bizim anlayabildiğimiz bir şey değil, ama bunun dışında çok geniş bir kitle olmasa da güncel müziği takip eden müzisyenler de var tabii ki. Eskilerden çok fazla isim var ama güncel olarak bu aralar Türk cell phone spy app gruplardan SOUL SACRIFICE ve PITCH BLACK PROCESS’ı (eski-Affliction) beğeniyoruz.
Facebook sayfasında, müziğinizi “Melodic Death Metal, Modern Metal, Mathcore, Progressive Metal, Djent” olarak tanımlıyorsunuz. Yayınladığınız şarkıları dinleyince de bu durum zaten viagra online canadian pharmacy reviews görülüyor. Bu kadar is it good to have viagra geniş kulvarları bir potada eritmeye çalışırken, müziğin çorba olmaması için sizce ne yapılmalı? Türler arası dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Aslına bakarsanız bir yanlış anlaşılma olmuş. Facebook sayfamızda PRIME OBJECT’in türü olarak modern metal ve progresif belirtilmiştir, diger tarzlar, yani “mathcore, djent, melodik death metal”, etkilendiğimiz türler/tarzlar sekmesinde. Bunun dışında biz müziği yaparken belirli bir tarz arayışı içinde değiliz, sadece oturmuş bir çalış şeklimiz ve üzerine zamanla eklediğimiz, geliştirmeye çalıştığımız müzikal bir mentaliteye sahip olma arayışımız var. Bunun ışığında müzik kendiliğinden oluşuyor.
Ülkemiz gruplarıyla yaptığımız röportajlarda hep sorduğumuz bir soru olduğundan, size de sormak istiyoruz. İzmir’deki metal ortamını nasıl değerlendiriyorsunuz? Gruplar arası bir dayanışmadan ya da birbirine köstek olmaktan söz edilebilir mi?
Bu konuda ne söylesek boş olur. Bu aralar İzmir’de personal essay bir şeyler yapmaya çalışan Ege Rock derneği gibi oluşumlar var, umarız amaçladıkları şeyleri başarabilirler. Bunun dışında kendi adımıza, samimiyetinden emin olduğumuz herkesi destekleriz çünkü bu ülkede bu müziği icra etmek ya da bu müzik adına bir şeyler yapmak gerçekten çok zor ve özveri istiyor.
Müziğe başlamanızı sağlayan albümler hangileriydi? Duyup da “Tamamdır, biz bu tür bir şeyler yapacağız” demenizi sağlayan başlıca albümler nelerdi?
Grup elemanlarının her biri için değişir, fakat PRIME OBJECT için en önemli grup ve albüm sanırız SOILWORK “Natural Born Chaos” albümüdür. Bunun dışında DEATH “The Sound of Perseverance”, DREAM THEATER “Awake”, “Train of Thought”, “Metropolis Pt. 1: Scenes From a Memory”, NEVERMORE “Dead women taking viagra Heart in a Dead World”, “Enemies of Reality”, IN FLAMES “Colony”, “Whoracle”, “Clayman” farklı yönlerden grup elemanlarının müzikal kulaklarını etkilemiştir.
Şu anda en çok sevdiğiniz, müzikal yaklaşımınızı etkileyen gruplar hangileri?
Son dönemde bizleri etkileyen gruplar arasında ilk aklımıza gelenler TESSERACT, BORN OF personal essay cheapviagra-canadapharma OSIRIS, ANIMAL AS LEADERS, PERIPHERY, MONUMENTS, SLICE THE CAKE, THEREAT SIGNAL gibi yeni dönem gruplar var. Gerçekten bu müzisyenlerin yaptıkları işleri çok beğeniyoruz ve ilerleyen dönemde PRIME OBJECT’in müziğini oldukça etkileyeceğine inanıyoruz.
Müzik dışındaki hayat nasıl gidiyor? Müzik ne kadar zamanınızı alıyor?
Müzik dışında hayat tamamen iş güç koşturmasıyla geçiyor müzik bizim gündelik hayatın stresinden kaçmak için bir boyut kapısı. Zaman olaraksa bu aralar tüm boş vakitlerimizi müzik dolduruyor diyebiliriz.
İzmir’in kızları hakkında ne söylemek istersiniz?
Müthişler, hepsine saygı ve sevgi duyuyoruz. ;)
Hepsi bu kadardı, başarılar ve iyi şanslar diliyoruz.
Bizler de Pasifagresif’e teşekkür ediyoruz, başarılar diliyoruz.
Röportaj
Ahmet Saraçoğlu
Army Of A Mind bayağı sardı beni, umarım yakın zamanda hak ettikleri noktaya gelirler.
Bu ülkede müzik yapmak zor, yerli gruplara sahip çıkma durumları kabak tadı verdi. Yani tamam zaten anladık durumun öyle olduğunun herkes farkında. Bunu söyleyince de “özverili, çalışkan, çok üretken, gitarlarını hedehödö grubunun eski klavyecisine çaldırmış, yapımcısı ünlü isveçli müzisyen” gibi sıfatlar da beraberinde geliyo.
Bu ülkede zor olan tek şey müzik yapmak değil. Zor olan onlarca şeyin bir tanesi de müzik sadece.
Ayrıca grubun hemen hemen tüm Türk grupları gibi imaj sorunu var. Şu anki haliyle zor ilerlemesi. Halbuki eski bi grup, underground piyasada da biliniteleri var. Bırak öyle kalsın.
Bence bu grubun müzikalitesi ve soundunu gözden geçirmesi gerek, tuşe sorunu var…fark ettiniz mi duygu eksikliği var.