NECROPHAGIST ve TOOL’un yeni albüm çıkarmadığı bir hafta daha.
Pazartesi gününe yetişmeyen bir editör yazısından sevgiler, saygılar. Bu hafta da geçen haftaki gibi çok fazla haber yok aslında ama durmayalım, yazalım.
Bahsedilecek ilk konu, BEHEMOTH’un albüm kayıtlarına başlamış olması. Dünyanın en çalışkan gruplarından olan BEHEMOTH’un yıllar içinde kendisini ne derece geliştirdiği hepimizin malumu. “Evangelion”u grubun diskograifisinde nerede görüyorsunuz bilmem ama, şu andan itibaren BEHEMOTH’un çıkaracağı her albüm, yapacağı her klip, her albüm kapağı, şusu, busu olay olacaktır, konuşulacaktır, merak edilecektir. Ben de tüm bunları çok merak eder şekilde albümün detaylarını, içereceği müziği bekliyorum.
Yeni albümünden bir şarkı yayınlayan VOLBEAT, ya dinleyenlerini ters köşeye yatırmak için böyle bir şarkı seçti, ya da VOLBEAT hayranları biraz meraklanmaya, endişelenmeye başlayabilirler gibime geliyor. Tek şarkıyla yorum yapmıyorum elbet ve şarkının single olarak seçilmesi dolayısıyla bu şekilde “kolay” bir şarkı olmasını da anlayabiliyorum, lâkin grubun giderek Amerikanlaşması ve diğer birtakım sinyaller, umarım VOLBEAT’in metal yanının kaybolmasına neden olmaz. Herhangi bir önsezide falan bulunmuyorum, dediğim gibi tek bir şarkıdan yorum yapmak sağlıklı olmaz. Yine de “Eüüü…” diye bir düşünmedim de değil.
Norveç’in son dönemde adını iyice duyuran, ancak tam bir patlama yapması için az daha sabretmesi gereken grubu LEPROUS da yeni albümü “Coal”u yakın zamanda çıkaracak. “Bilateral”in fikir enflasyonunun bu albümde de devam etmesini umuyorum, hatta öyle olacağına da eminim; en azından paylaşılan davul kayıt videosu beni bu şekilde düşünmeye itiyor. Ihsahn elinden çıkacak prodüksiyon ve LEPROUS’un maceracı tavrı birleşince, eminim ortaya üzerinde düşünülecek, kafa yoracak bir albüm çıkacaktır.
JUDAS PRIEST’in yeni albüm çıkaracak olması, şahsımı pek heyecanlandırmadı, zira “Angel of Retribution” ile “Nostradamus” arası bir şey geleceğini tahmin ediyor ve yeni gitaristin KK Downing’i aratmamak için hjçbir kalıp dışına çıkmayan, dümdüz JUDAS PRIEST şarkıları yazacağını düşünüyorum. Umarım yanılırım tabii, ama yakın geçmişteki “Bırakıyoruz, bitiriyoruz, artık dünya turnesi yok” açıklamalarının ardından grubun birkaç yıldır turnede olduğu düşünüldüğünde, “Koskoca albüm çıkarıp akabinde harbiden turlamayacak mısınız?” diye sorasım geliyor şahsen.
Evet ne acıdır ki bu hafta da bahsedebileceğim bu kadar haber çıktı, GAZA dağıldı, birkaç bir şey daha oldu ancak çalışmadığım kısımlar olduklarından bir şey diyemiyorum. Yine de GAZA dağılmasaydı daha iyiydi.
Her neyse diyor, haftaya daha dolu bir editör yazısı sözüyle, huzurlarınızdan çekiliyorum.
Başlık şahane olmuş. Yalnız Necrophagist sevip albüm bekleyenler var, Tool sevip albüm bekleyenler var, bir de benim gibi ikisinede bayılanlar var ki onların durumu içler acısı.
geçen haftanın en büyük olayı yeni Sodom şarkısıydı bence. Code Red sonrasındaki tempoyu düşürme, melodikleşme ve heavy metalleşme sürecinden sıyrılma sinyalleri veren bi şarkıydı. favori dönemi 1992 – 1999 arasındaki Sodom olan biri olarak ben şarkıyı çok beğendim.
birde Volbeat artık asla Rock the Rebel / Metal the Devil standartını yakalayamayacak. Volbeat son senelerde minimum bekletiyle takip ettiğim bir grup olduğundan şarkıyı fena bulmadım. gideri var.
Başlık şahane olmuş. Yalnız Necrophagist sevip albüm bekleyenler var, Tool sevip albüm bekleyenler var, bir de benim gibi ikisinede bayılanlar var ki onların durumu içler acısı.
geçen haftanın en büyük olayı yeni Sodom şarkısıydı bence. Code Red sonrasındaki tempoyu düşürme, melodikleşme ve heavy metalleşme sürecinden sıyrılma sinyalleri veren bi şarkıydı. favori dönemi 1992 – 1999 arasındaki Sodom olan biri olarak ben şarkıyı çok beğendim.
birde Volbeat artık asla Rock the Rebel / Metal the Devil standartını yakalayamayacak. Volbeat son senelerde minimum bekletiyle takip ettiğim bir grup olduğundan şarkıyı fena bulmadım. gideri var.