Herhangi bir yerde depresif olabilme konusunda test edilip onaylanmış bir yeteneğimiz var.
Bu hafta, Amerikan doom/death metal sahnesinin en iyi gruplarından birini, DAYLIGHT DIES’ı ağırlıyoruz. Son albümü “A Frail Becoming“i çıkaralı çok da uzun süre olmayan grubun davulcusu Jesse Haff ve basçısı Egan O’Rourke ile grubun geçmişine ve bugününe dair konuştuk. Melodik doom metalin karanlık olduğu kadar duygusal ve sert yönünü de seviyorsanız, DAYLIGHT DIES’a kayıtsız kalmamanızı öneriyor ve röportaja geçiyoruz.
Merhaba, umarız o taraflarda her şey yolundadır diyor ve sorulara geçiyoruz. Önceki albümlerinizle karşılaştırdığınızda “A Frail Becoming”i nasıl tanımlarsınız? Albüme gelen genel tepki nasıldı?
Jesse Haff: Daha olgun diye tanımlayabilirim. Yıllar boyunca, birer müzisyen olarak ekip biçtiklerimizin en iyilerini rafine ettiğimizi ve geri kalan her şeyi attığımızı düşünüyorum. Sonuç ise bugüne kadar yaptığımız en olgun albüm oldu. Gelen tepkiler de inanılmazdı, hem basın tarafından, hem de hayranlardan.
Şarkı yazmaya başladığınızda, bir sürü materyal, rif, melodi vs. biriktirip bunları ortaya bir şarkı çıkarmak için kompoze etmek yerine, bir şarkıyı başından başlayıp sonuna kadar yazdığınızı düşünüyorum. Çünkü şarklarınızın hep doğal, akıcı bir havası var ve bu beni, şarkıyı bir bütün olarak yazdığınızı düşünmeye itiyor. Haklı mıyım? Eğer değilsem, şarkı yazım sürecinizin nasıl şekillendiğinden bahsedebilir misiniz?
Egan O’Rourke: İkisinden de biraz var diyelim. Genelde bir şarkı yazmaya başlarken elimizde iki ya da üç tane işe yarar rif oluyor ve bu noktadan itibaren geliştiriyoruz. Çoğu zaman böyle başlıyoruz ve şarkının nasıl biteceğini yazıyoruz, daha sonra da bu iki kısmın sorunsuz şekilde nasıl bağlanacağını belirliyoruz. Aralardaki geçişler ve detaylar üzerinde gerçekten emek harcıyoruz ve bence bu başka gruplar arasında pek de yaygın değil.
DAYLIGHT DIES müziği karanlık, hüzünlü ve duygusal, lâkin Sunset’teki “Yellow bleeds into cold gray hues…” gibi kimi kısımlarda “olumluya kayan” hisler de barındırabiliyorsunuz. Kendinizi bu karanlık müzik olayı içinde biraz sınırlanmış hissediyor musunuz? Bir şey yazıp da “bu yeterince karanlık olmadı, kullanmayalım” veya “değiştirelim” dediğiniz oluyor mu?
Egan O’Rourke: Kuralımız bariz şekilde “daha karanlık olması”, lâkin her şeyimizi de bunun üstüne kurmuyoruz. Bence grubun kendi karakteri gayet sağlam şekilde oturmuş durumda. Bence hepimiz DAYLIGHT DIES’a uyacak türde şeyler yazmaya çalışıyoruz, ancak bunu bir sınırlanma olarak gördüğümüz söylenemez.
“A Frail Becoming”, sizin gibi bir doom metal grubuna çok da gitmeyeceği düşünülebilecek türde kimi rifler barındırıyor. Bir metalcore veya melodik death metal şarkısından fırlamış gibi duran, gayet modern, stakato rifleriniz var. Ancak eklediğiniz kimi tatlarla, melodilerle bunları bir şekilde DAYLIGHT DIES gibi duyurmayı başarıyorsunuz. Sormak istediğim, genelde önce melodiler mi ortaya çıkıyor, rifler mi?
Egan O’Rourke: Barre ve ben her şeyi aynı anda yazıyoruz. Elbette müziğimizi daha ilginç kılmak adına farklı denemeler yapıyoruz. Jesse de basla ve gitarla uyumlu olabilecek sayısız deneme yapıyor. Bu tarz şeylerin sebebi, hepimizin çok sert thrash ve death metal köklerinden gelmiş olmamız. Bizim gibi müzik yapan gruplar genelde gotik metal etkilenimlerinden gelirler ve bu çok iyi bir şeydir, ama biz genelde her şeyi sert ve “metal” tutmayı tercih ediyoruz ve ona gore rifler yazıyoruz.
Albüm kapağındaki kendini ısıran yılan neyi simgeliyor? Oroboros tarzı bir şey mi?
Jesse Haff: Kapağı, sözleri ve müziği yoruma açık şekilde bırakmayı seçiyoruz. Kapağı çok farklı şekillerde yorumlyabilirsin aslında, ama tek söyleyebileceğim albüm ismiyle bağlantılı olduğu. “A Frail Becoming”genel anlamda hayatlarımızı yaşayış süremiz içindeki kırılgan ve nazik yapıdan hareket eden bir konsept.
Şarkı yazarken nasıl bir ruh halinde olduğunuz ne düzeyde önem taşıyor? Şarkı yazmak için özel bir ruh halinde olmayı istiyor musunuz, yoksa mutluyken bile hüzünlü müzik yazabilir misiniz? Mesela “A Life Less Lived”i Hawaii’de bir kumsalda takılırken yazabilir miydiniz?
Egan O’Rourke: Diğerleri için konuşamam ama ben her türlü ruh halimde müzik yazabiliyorum. Hatta bir şey yazmaya başladığım sırada depresif bir durumdaysam ve yazdığım şey hoşuma gidiyorsa, neşeleniyor, heyecanlanıyor ve buna rağmen daha iyi yazıyorum. Bence referans noktası olarak sağlam bir duyguyu kafanızda oturtmuşsanız, illâ ki o duyguyu yaşadığınız sırada müzik yazabilirsiniz diye bir şey olmamalı. Kumsalda bir şeyler yazma konusuna gelirsek, herhangi bir yerde aşırı depresif olabilme konusunda test edilip onaylanmış bir yeteneğimiz var.
Favori Amerikan doom metal gruplarından birkaç tanesini sayabilir misin? Sence Amerikalılar’ın Avrupalılar’dan daha iyi yaptığı (veya tersi) şeyler neler?
Jesse Haff: Aklıma çok sevdiğim Amerikan doom metal grubu gelmiyor. Bu burada çok iyi gruplar yok demek değil, ama özel olarak belli ülkelerden ya da belli türlerden gruplar aramıyorum. İyi müzik yapan iyi bir grup olması benim için yeterli.
DAYLIGHT DIES 16 yıldan fazla süredir müzik yapıyor; ama hala size yeni bir grup muamelesi yapıp çok daha yeni gruplarla karşılaştıran, hatta bu yeni gruplardan etkilendiğinizi öne süren kritikler görüyorum. Hem de bunlar iyi bilinen, tecrübeli sitelerde oluyor. Bunun sebebi ne sizce? Şu an olduğunuzdan daha popüler olmanız gerektiğine inanıyor musunuz, yoksa halinizden memnun musunuz?
Egan O’Rourke: Öncelikle, sahip olduğumuz hayranlardan ötürü çok memnunuz ve yaptığımız albümlerle gurur duyuyoruz. Daha çok bilinmek isterdik; ama bu çok dert ettiğimiz bir durum da değil açıkçası. Kötü ya da zayıf kritikler beklenen bir şey. Bunun temelinde grubu ya da türü çok iyi anlamayan yazarların olduğunu düşünüyorum. İki metalcore grubu arasındaki farkları çok iyi görebilen ve ortaya koyabilen bir kişi, farklı doom/death grupları arasında yalnızca benzerlikleri fark ediyor olabilir. Biraz sinir bozucu bir durum elbette; ama kontrolümüz dışında maalesef.
Bu tür müzik yapmanızı sağlayan gruplar, yıllar önce duyup da “işte ben bu tür bir müzik yapacağım” dediğiniz albümler var mı?
Jesse Haff: Elbette. Aklımızı başımızdan alan albümlerden bazıları: AMORPHIS “Tales from the Thousand Lakes”, KATATONIA “Brave Muder Day”, TIAMAT “Wildhoney”, SENTENCED “Amok”, DISSECTION “The Somberlain”, ANATHEMA “Alternative 4”, PARADISE LOST “Gothic”, METALLICA “Ride the Lightning”, OPETH “Orchid”, IN FLAMES “The Jester Race” ve daha pek çoğu. Gruptaki diğer elemanlar için elbette ki farklı albümler söz konusu olacaktır, ancak benim hayatımı değiştirenlerin başında bunlar geliyor.
Konserlerde durum nasıl? Millet gaza geliyor mu yoksa müziğinizin duygusuna kapılabilmek adına genelde hareketsiz mi oluyor?
Egan O’Rourke: Seyirci tepkisi şehirden şehire değişiyor. Sahnede ne denli coşkulu olduğumuzu görünce şaşırıyorlar. Şarkılar yavaş olsa bile konserde tıpkı bir death metal grubu gibi oluyoruz. Bayağı insan deli gibi kafa sallıyor.
Yakında turne planlarınız var mı? Mesela Avrupa’ya gelmeyi düşünüyor musunuz?
Egan O’Rourke: Henüz kesinleşen bir şey yok. Avrupa’yı tekrar turlama konusunda ise akıl almaz bir isteğimiz var.
Candleligh’ın size olan desteğinden memnun musunuz?
Egan O’Rourke: Evet. Şu ana kadar bizi ihtiyacımız olan her konuda desteklediler.
2012’de en çok beğendiğim albümleri söyler misin? Bir de 2013’ten beklentilerin neler?
Jesse Haff: PARADISE LOST “Tragic Idol”, KATATONIA “Dead End Kings”, WILD NOTHING “Nocturne”. 2013’ten beklentim ise SLOWDIVE türü bir shoegaze yapan harika grup THE DAYSLEEPERS’in yeni albümü.
Hepsi bu kadardı, zaman ayrırdığınız için teşekkür ederiz, bol şanslar ve umarım bir gün size buralarda izleriz.
Seviyorum bu adamları, umarım bir gün ülkemizde izleriz kendilerini. Röportaj’da gayet güzel olmuş, gerek sorular olsun gerek cevaplar olsun. Eline sağlık Ahmet abi.
Koskoca daylight dies roportajina yorum gelmemiş lan..nasil bi tayfasiniz oglum siz?
Bi de keske su davulcu abimizin neden bu kadar sert partisyonlar yazdigini da sorsaymisiz..ozel bi sebebi olabilir gibime geliyor da..doom metaldeki en sert davullar burada lan
Seviyorum bu adamları, umarım bir gün ülkemizde izleriz kendilerini. Röportaj’da gayet güzel olmuş, gerek sorular olsun gerek cevaplar olsun. Eline sağlık Ahmet abi.
iyisiniz iyi güzel gruplar güzel röportajlar bunlar
Koskoca daylight dies roportajina yorum gelmemiş lan..nasil bi tayfasiniz oglum siz?
Bi de keske su davulcu abimizin neden bu kadar sert partisyonlar yazdigini da sorsaymisiz..ozel bi sebebi olabilir gibime geliyor da..doom metaldeki en sert davullar burada lan
Güzel grup ama şu “depresif olma konusunda tescilliyiz” vari söylem rahatsız etti beni ve tahminimn benim gibileri :p
Daylight Dies’in yeni albüm haberine göz gezdirirken buraya kadar geldim. Röportaj Fonttaki türkçe karakterler yüzünden patlamış çok fena
22.12.2017
@furkan_sensoy, düzelttim sağ ol.