2013’ün ilk kritiğinden hepinize merhaba. Bugünkü konuğumuz, Amerikalı black metal grubu WINTERUS. WINTERUS, Kuzey Amerika’nın son 10 yılda iyice yeşeren black metal sahnesinde kendine yer aramaya çalışan, gruba dair pek çok şeyi şu röportajımızdan okuyabileceğiniz, bir hayli yeni bir grup.
Instagram’da takılırken rastladığım ve zaman içinde muhabbet kurup mail’leşmeye başladığım Chris adlı elemanın vokalistliğini üstlendiği grup, soğuk bir hava yaratmayı bilen, olayın yırtıcılığından ziyade damar kısmına eğilmiş, melodileriyle adından söz ettirme yoluna giden bir oluşum.
WINTERUS’la ilgili belirtilmesi gereken başlıca konulardan biri, belki türün takipçisi bir kısım insane itici gelecekse de, grubun corpse paint olayını tamamen reddetmiş, hatta bu konudan hiç hoşlanmıyor oluşu. Gerçi bu imaj konusu zaten çoktan bir tartışma konusu olmaktan çıkmaya başladı, “normal görünümlü black metal grubu çekiciliği” diye de bir şey var. Misal yakın zamanda yazacağım WINTERFYLLETH.
Grup elemanarına baktığınızda karşınızda bir metalcore yahut post rock grubu olduğunu dahi düşünebilirsiniz, lâkin dışarıdan böyle olan bu elemanlar, içlerinde gayet nefret dolu kimseler olduklarını gösteriyorlar.
“Hellform” grubun 2011 yılında çıkan ve şu anda çok da memnun olmadıkları ilk albümlerinden sonra, 2012’de çıkardıkları 2. ürünleri. EP ile ilgili söylenebilecek ilk şey, bence ilk albümünden çok memnun olmayan ancak bir atılım yapma adına yeni bir adım atması gereken grubun, ellerinde kendilerini –yeni hallerini- düzgün yansıtacak bir ürün olmasını istemiş olmaları sebebiyle çıkarılmış olması. Zira EP biri intro olmak üzere 3 şarkıdan oluşuyor ve toplam çalma süresi de yalnızca. 8,5 dakika.
The Curse adlı intronun çok bir olayı yok. Ardından gelen Hellform ise gayet güzel bir şarkı. İnsanı alıp götüren melodileri ve soğuk mu soğuk ses duvarıyla, WINTERUS’un ne yapıp ne yapamayacağını gayet iyi gösteren bir çalışma. Aşırı derecede doksanlar kokması ve her şeyiyle “KUZEEEEEY!” diye bağırmasıyla, EP’nin anlam kazanmasını sağlayan ve gruba yeni hayranlar kazandırma konusunda ipi çekeceği çok bariz olan bir şarkı. Dinleyin, WINTERUS nedir, grubu sevecek misiniz, 4,5 dakikada anlamış ve karar vermiş olun.
Sonrasında ise Amazonia (3000 B.C.) adlı kapanış şarkısı var. Hellform’un gerisinde kalan, onun gibi dammar olmaktansa biraz daha kötücül olmaya kasan, orta tempolu bir çalışma.
EP’yle ilgili olumsuz konulardan biri, davul tonunun fazlasıyla suni oluşu. Bilgisayarda yazıldığını fazlasıyla belli ediyor ve yer yer arka plandaki epikliğin etkisini azaltabiliyor. Lakin grup şu “soğuk ses duvarı” işini iyi yapıyor ve önde devam eden kederli melodilerle kulaklarda hoş tatlar bırakmayı beceriyorlar.
İki şarkılık bir iş olmasından mütevellit çok da uzatma niyetinde olmadığım kritiği, WINTERUS’un ambiyanslı black metal seven insanlara hitap ettiğini söyleyerek bitiriyorum. İlk kez duyacağınız, yahut “Olağanüstü!” diye bağıracağınız bir şey yok, ancak yapmaya çalıştıkları bir şey var ve onu da olması gerektiği gibi yapıyorlar; daha önemlisi ilersi için daha başarılı bir müziğin parıltılarını barındırıyorlar.
”WINTERUS’un ambiyanslı black metal seven insanlara hitap ettiğini söyleyerek bitiriyorum.”
O zaman tamamdır. Bu arada,grup isminin Wintersun’a benzerliğini de söylemiş olayım ayıp olur yoksa.