Latince “Unutma” anlamına gelen ismiyle ilgi çeken ve son yılların en çok konuşulan ve övgü alan demolarından biri olan “The Aurora Veil” ile adını epey güçlü şekilde duyuran Avustralyalı NE OBLIVISCARIS, hatırı sayılır miktardaki insan tarafından beklenen ilk albümü “Portal of I”ı geçtiğimiz sene içerisinde çıkarttı ve yine beklendiği gibi, birçok yıl sonu listesinde kendine yer bulmayı başardı.
NE OBLIVISCARIS’i dikkat çekici yapan şeylerin başında, grubun cok özgür bir müzikal perspektife sahip olması geliyor. Kendini ekstrem progresif metal olarak niteleyen grup, bu ifadenin hakkını verecek yoğunlukta bir muzik yapıyor. Her ne kadar kurtulunması güç OPETHist yaklaşımlar kendilerini belli etseler de, NE OBLIVISCARIS’in bir X klonu olmadığı ortada. Lâkin grubun tam olarak bir sound oturtmuş olduğunu ve şimdilik, duyulduğu anda kendini belli eden bir NE OBLIVISCARIS müziği yarattığını düşünmüyorum. Ama gidişat bu şekilde olursa, NE OBLIVISCARIS’in daha karakteristik bir hale bürünüp daha geniş kitlelerin dikkatini çekmemesi için hiçbir neden yok.
Clean ve brutal vokali birlikte yapan grup, asıl farkını müziğe gayet iyi oturtulmuş ve atların cinsel organları ile kelebekleri hatırlatmayan bir kıvamda kullanılan keman icrasıyla gösteriyor. Clean vokalleri de üstlenen kemancı arkadaş, bu sayede NE OBLIVISCARIS müziğini çoğu progresif death metal grubundan farklı kılıyor. Zira bu keman kullanımı müziğin hiçbir yerinde senfonikliğe, orkestrasyona, THERION’culuğa kaçmıyor ve daha ziyade avangard veya avangard etkilenimli gruplarda, özellikle de son dönemde gördüğümüz saksafon kullanımına benzer bir şekilde kendine yer buluyor.
Uzun enstrümantal pasajlar, dramatik etki amacıyla uzun tutulan kimi bölümler ve tüm enstrümanların birlikte alçaltıp yükselttiği tansiyon değişimleriyle iyice sinematografikleşen müzik, şüphesiz ki “bir şey açayım da arkada çalsın” denecek türdeki şeylerden çok uzakta bir sofistikeliğe sahip.
Yedi şarkının bulunduğu ve ortalama şarkı süresinin 10 dakikayı geçtiği “Portal of I”, her elemanın üstün müzisyenlik becerisi sergilediği ve belli bir duygunun dışına pek de çıkılmadığı bir yapıya sahip. Albümün hiçbir anında black metal gerginliği yahut gerçek anlamda bir death metal eziciliğine rastlamak mümkün değil. Grup tüm kadro yardırsa da, blast beat’ler, brutal vokaller, taramalı gitarlar havalarda uçuşsa da, NE OBLIVISCARIS müziğinin genel karakteri gereği her an hakim olan bir kırılganlık duygusu var. Bu ifade grubun hafif bir müzik yaptığı düşüncesini uyandırmasın; ortada gayet taşaklı bir iş var. Lâkin grup kedere de vursa, umut dolu yarınlara yelken de açsa, müziğin her anı, “duygulu olma” amacı taşıyor. Bu sebepten de nota seçimlerinde genel olarak hep sıcak nota bileşenleri ve boğuculuktan, iç daraltmadan uzak düzenlemeler kullanılmış. Net şekilde “Şu duyguyu veriyor” demektense sadece “duygulu olma” dememin sebebi de bu. NE OBLIVISCARIS çok net şekilde mekaniklikten uzak, her şeyiyle içten gelen bir müzik icra ediyor, bu yüzden de, mutlu da olsa mutsuz da olsa birilerinin bam teline dokunacak bir yaratım sunuyor.
NE OBLIVISCARIS müziğini dinlerken, geçmişte sizi üzen bir durumu hatırlayıp “Amına koyayım, böyle mi olacaktı” diye kederlenip iç de geçirebilirsiniz, sizi bekleyen zor bir olayı düşünüp “Ben bunu yapabilirim, o güç bende var” türü bir azme de bürünebilirsiniz. Bilmeniz gereken tek şey, kasıtlı olarak sakınmadıkça veya kendinizi müzikten soyutlamadıkça, NE OBLIVISCARIS’in size bir şeyler hissettireceği.
Şarkıların birbirine bağlı olduğu ve neredeyse 71 dakikalık tek bir şarkıyla karşı karşıya olduğumuz “Portal of I”dan, elbette ki şarkı ismi verecek yahut şu şarkının şurası diye dakika saniye belirtecek değilim. Karşımızda bütün halinde 71 dakikalık bir müzik bloğu var ve bu bloğun altında kalma düzeyinizi de sizin albümü dinlerkenki kafa yapınız, modunuz belirleyecektir. Tatsız bir anınızdaysanız daha tatsız, pozitif bir haldeyseniz de daha pozitif olma ihtimaliniz bir hayli yüksek.
Başta da dedigim gibi, NE OBLIVISCARIS yapılmamış bir şey yapmıyor, aynı şekilde özgünlük namına da dünyanın en sıradışı müziğini sunmuyor. Ancak ellerindeki elementleri gayet yerinde kullanıyorlar ve en önemlisi, “neyi neden yaptıklarını” biliyorlar. İnanıyorum ki bir sonraki albüm “Portal of I”ı sollayacaktir ve NE OBLIVISCARIS adını -her ne kadar 2003′te kurulmuş olsalar da- yeni neslin ilgi çeken grupları arasına -elbette ki piyasaya oynamayan ancak underground olarak da nitelenemeyecek gruplar düzleminde- yazdıracaktır.
Haddini aşan bir ifade mi olacak bilemiyorum ama, kaliteli bir müzik dinlemek istiyorsanız, bence “Portal of I”ı dinleyin. Belki aklınız başınızdan gitmeyecek, ancak inanılmış, samimi ve bilerek yazılmış bir şeyler dinlediğinizi eminim ki siz de anlayacaksınız.
Kadro Brendan "Cygnus" Brown: Bas
Daniel "Mortuary" Presland: Davul
Matt Klavins: Gitar
Benjamin Baret: Gitar
Tim Charles: Keman, clean vokaller
Xenoyr: Sert vokaller
Şarkılar 1. Tapestry of the Starless Abstract
2. Xenoflux
3. Of the Leper Butterflies
4. Forget Not
5. And Plague Flowers the Kaleidoscope
6. As Icicles Fall
7. Of Petrichor Weaves Black Noise
Ne zamandır bekliyordum kritiği,eline sağlık Ahmet abi. Son yılda en çok beklediğim albümlerden biriydi bu,demodaki ”Forget Not” beni benden almıştı ve çok değişik gelmişti grup,albüm sonunda geldiğinde de hiç şaşırmadım. Xenoflux’un introsu,Forget Not’taki inanılmaz keman kullanımı,As Icicles Fall…tek kelimeyle muhteşem bir albüm. Birçok janrada yer alabilecek türden ve de temiz,yeni bir nefes aldırıyor. Şu açıdan: Yılın en farklı çalışmalarından biri ve öyle karmaşa falan da yok,bütün enstrümanların harmonisi mükemmel.
Yeni çıkaracakları albümün bundan bile iyi olacağı yorumuna kesinlikle katılıyorum,ve gelecekteki işlerini merakla bekliyorum grubun.
kritiğini beklediğim albümdü ve beklediğim kişiden :)
“NE OBLIVISCARIS yapılmamış bir şey yapmıyor, aynı şekilde özgünlük namına da dünyanın en sıradışı müziğini sunmuyor. Ancak ellerindeki elementleri gayet yerinde kullanıyorlar ve en önemlisi, “neyi neden yaptıklarını” biliyorlar.”
sanırım herşeyi özetleyen bi cümle.. şahane albüm şahane kritik elinize sağlık :)
Bu albümü dinleyip de tereddütsüz 10 basmayan kişinin müzikalitesinden şüphe ederim arkadaş.Ekstrem kalitesi; haddinden fazla ve neredeyse progresifliğin dibini kazıyan bir değere sahip.Duygu haznesi farklı(ki en önemlisi) müzikal öğelerle yüklü ve sadece kulağa seslenmeyen bir albüm diye tanımlayabilirim.Kritiğe gelirsek kabul etmek lazım böyle bir albümü ele alıp da yorumlamak ciddi bir tanımlama yelpazesinin yanında yorumlama cesareti de gerektirir ve kritiği okurken grubu da albümü de tam ayarında tanımlayan müthiş yorumlarla karşılaştım.Misal ”grup, asıl farkını müziğe gayet iyi oturtulmuş ve atların cinsel organları ile kelebekleri hatırlatmayan bir kıvamda kullanılan keman icrasıyla gösteriyor” vuhuu! sonra tespite bak ”keman kullanımı müziğin hiçbir yerinde senfonikliğe, orkestrasyona, THERION’culuğa kaçmıyor” dahası var ama uzatmak istemiyorum.Ellerine sağlık…Albümü de herkesin dinlemesini tavsiye ederim.Şiddetle!
“Clean ve brutal vokali birlikte yapan grup, asıl farkını müziğe gayet iyi oturtulmuş ve atların cinsel organları ile kelebekleri hatırlatmayan bir kıvamda kullanılan”
Şu deyimi hiç bu kadar güzel bir şekilde tarif edilirken görmemiştim =D Bu arada hatırı sayılır derecede bekleyeni olan grubu yeni öğrenmek ve bayılmak bu olsa gerek. Teşekkürler tavsiye ve kritik için.
En sevdiğim 2012 progresif albümlerindendi. Gerçekten duygulu ve yoğun. Xenoflux ve Forget Not favorilerim. Çok şey söyletebilecek atmosferde bir albüm ama ben de inceleme yazsam kritikten fazla bir şey söyleyemem herhalde. Notum 9 olurdu sadece. Ellere sağlık, bol bol dinlediğim bir albüm olduğundan hızla ve keyifle okudum.
Grubu ilk defa bu kritikte tanıdım ilk parçayı dinledim ve çok sevdim.Normalde progresif taraklarda bezim yoktur ama gerçelkten iyi müzisyenlermiş
Eyvallah Ahmet sayende bir grubu daha tanıdık
metalstormda haftalarca ilk sıralarda görünce bi bakayım neymiş dedim ama progresif müziği çok sınırlı albümlerle dinleyebilen bi insan olarak dinletim pek uzun sürmemişti…
10 yillik metal dinleme serüvenimde clean vokalden brutal vokale geçme evrimimden sonra altin çağımı progresif müziğe alışıp sevebilince yaşayacağımı düşünüyorum…
hem boylesi daha iyi gibi be…metal denen nimeti erken tuketmemek lazım:)
bazen, herhangi bir konu ile alakalı çok fazla şey söylemek isterken, ana konudan uzaklaşır ve temel vurguyu kaçırırız ya, ne obliviscaris’in düştüğü durum biraz bu.. sağlam bir albüm, defalarca dinlendikten sonra zihinde/ruhta bir ‘öz’ bırakır, portal of i ne yazık ki bunu başaramıyor.
@Kaan, Muhteşem bir radyodur. Radyo 3 dinleyen insan güzel insandır. Herhalde hükümet organlarının haberi yok bu radyodan. Aksi halde çoktan kapatırlardı.
@deadhouse, Teşekkür ederim kardeşim. Aşağı yukarı 6-7 yıldır rock ve metalciler radyoyu ele geçirdi, harika Rock programlarının içine arada Judas Priest, Black Sabbath vb. atmaktan da geri kalmıyorlar.
Deliriyorum dinlerken. Kusursuz ötesi. 11 dakika 32 saniye boyunca stendhal sendromu yaşıyor gibi hissediyorum. 12 sene önce dinlediğim bir parçanın bunu halen yaşatıyor olması mükemmel bir şey.
Ne zamandır bekliyordum kritiği,eline sağlık Ahmet abi. Son yılda en çok beklediğim albümlerden biriydi bu,demodaki ”Forget Not” beni benden almıştı ve çok değişik gelmişti grup,albüm sonunda geldiğinde de hiç şaşırmadım. Xenoflux’un introsu,Forget Not’taki inanılmaz keman kullanımı,As Icicles Fall…tek kelimeyle muhteşem bir albüm. Birçok janrada yer alabilecek türden ve de temiz,yeni bir nefes aldırıyor. Şu açıdan: Yılın en farklı çalışmalarından biri ve öyle karmaşa falan da yok,bütün enstrümanların harmonisi mükemmel.
Yeni çıkaracakları albümün bundan bile iyi olacağı yorumuna kesinlikle katılıyorum,ve gelecekteki işlerini merakla bekliyorum grubun.
kritiğini beklediğim albümdü ve beklediğim kişiden :)
“NE OBLIVISCARIS yapılmamış bir şey yapmıyor, aynı şekilde özgünlük namına da dünyanın en sıradışı müziğini sunmuyor. Ancak ellerindeki elementleri gayet yerinde kullanıyorlar ve en önemlisi, “neyi neden yaptıklarını” biliyorlar.”
sanırım herşeyi özetleyen bi cümle.. şahane albüm şahane kritik elinize sağlık :)
Bu albümü dinleyip de tereddütsüz 10 basmayan kişinin müzikalitesinden şüphe ederim arkadaş.Ekstrem kalitesi; haddinden fazla ve neredeyse progresifliğin dibini kazıyan bir değere sahip.Duygu haznesi farklı(ki en önemlisi) müzikal öğelerle yüklü ve sadece kulağa seslenmeyen bir albüm diye tanımlayabilirim.Kritiğe gelirsek kabul etmek lazım böyle bir albümü ele alıp da yorumlamak ciddi bir tanımlama yelpazesinin yanında yorumlama cesareti de gerektirir ve kritiği okurken grubu da albümü de tam ayarında tanımlayan müthiş yorumlarla karşılaştım.Misal ”grup, asıl farkını müziğe gayet iyi oturtulmuş ve atların cinsel organları ile kelebekleri hatırlatmayan bir kıvamda kullanılan keman icrasıyla gösteriyor” vuhuu! sonra tespite bak ”keman kullanımı müziğin hiçbir yerinde senfonikliğe, orkestrasyona, THERION’culuğa kaçmıyor” dahası var ama uzatmak istemiyorum.Ellerine sağlık…Albümü de herkesin dinlemesini tavsiye ederim.Şiddetle!
“Clean ve brutal vokali birlikte yapan grup, asıl farkını müziğe gayet iyi oturtulmuş ve atların cinsel organları ile kelebekleri hatırlatmayan bir kıvamda kullanılan”
Şu deyimi hiç bu kadar güzel bir şekilde tarif edilirken görmemiştim =D Bu arada hatırı sayılır derecede bekleyeni olan grubu yeni öğrenmek ve bayılmak bu olsa gerek. Teşekkürler tavsiye ve kritik için.
“…belli bir duygunun dışına pek de çıkılmadığı bir yapıya sahip.”
Bence albümün en büyük kusuru bu. Notum 8,5.
Bu arada grubun logosu bile Opeth’miş.
Avustralya da şahlandı iyice şaka maka.
En sevdiğim 2012 progresif albümlerindendi. Gerçekten duygulu ve yoğun. Xenoflux ve Forget Not favorilerim. Çok şey söyletebilecek atmosferde bir albüm ama ben de inceleme yazsam kritikten fazla bir şey söyleyemem herhalde. Notum 9 olurdu sadece. Ellere sağlık, bol bol dinlediğim bir albüm olduğundan hızla ve keyifle okudum.
Grubu ilk defa bu kritikte tanıdım ilk parçayı dinledim ve çok sevdim.Normalde progresif taraklarda bezim yoktur ama gerçelkten iyi müzisyenlermiş
Eyvallah Ahmet sayende bir grubu daha tanıdık
BU ÇOK GÜZEL Bİ ALBÜM LAN
evet, bu konudaki görüşüm bu kadar.
17.01.2013
@ışıl, ahahah twitter ruhunu yaşatmak.
17.01.2013
@Ahmet Saraçoğlu, asjdjsga çok alıştım galiba
On numara, beş yıldız albüm, grup. Adamın dipleri.
metalstormda haftalarca ilk sıralarda görünce bi bakayım neymiş dedim ama progresif müziği çok sınırlı albümlerle dinleyebilen bi insan olarak dinletim pek uzun sürmemişti…
10 yillik metal dinleme serüvenimde clean vokalden brutal vokale geçme evrimimden sonra altin çağımı progresif müziğe alışıp sevebilince yaşayacağımı düşünüyorum…
hem boylesi daha iyi gibi be…metal denen nimeti erken tuketmemek lazım:)
Başıma ne geldiyse bu albümü beklerken geldi. dsfhsfgh
Albümden bir parça – And Plague Flowers the Kaleidoscope – Sidney Müzik Konservatuvarında ders konusu olmuş. Peheeey.
http://www.metalstorm.net/events/news_comments.php?news_id=20486
Peki benim bu gruptan bi kaç şarkı dinleyip de bu albümü hala dinlememiş olmam ? aybediyorsun.
bazen, herhangi bir konu ile alakalı çok fazla şey söylemek isterken, ana konudan uzaklaşır ve temel vurguyu kaçırırız ya, ne obliviscaris’in düştüğü durum biraz bu.. sağlam bir albüm, defalarca dinlendikten sonra zihinde/ruhta bir ‘öz’ bırakır, portal of i ne yazık ki bunu başaramıyor.
Ocağın sönsün “Forget Not”. Gene sardım ya.
Bugün TRT Radyo 3 te, Ses Örgüsü programında bu gruba yer verdiler. Çatır çatır Prog.Death çaldılar, helal!
@Kaan, Muhteşem bir radyodur. Radyo 3 dinleyen insan güzel insandır. Herhalde hükümet organlarının haberi yok bu radyodan. Aksi halde çoktan kapatırlardı.
11.01.2019
@deadhouse, Teşekkür ederim kardeşim. Aşağı yukarı 6-7 yıldır rock ve metalciler radyoyu ele geçirdi, harika Rock programlarının içine arada Judas Priest, Black Sabbath vb. atmaktan da geri kalmıyorlar.
Zamanında çıkan albümlerin değerini bilememişiz. And Plague Flowers the Kaleidoscope parçası tek başına bu sene çıkan onlarca albümden iyi.
İzninizle “And Plague Flowers the Kaleidoscope” parçasının son 14 yılın en müthiş sanat eserlerinden biri olduğunu ilan ediyorum.
Meğerse tarihe tanıklık etmişiz bu parça çıktığında haberimiz yokmuş.
16.05.2024
Deliriyorum dinlerken. Kusursuz ötesi. 11 dakika 32 saniye boyunca stendhal sendromu yaşıyor gibi hissediyorum. 12 sene önce dinlediğim bir parçanın bunu halen yaşatıyor olması mükemmel bir şey.
Aşk albüm.