Norveç’ten art arda parlak ve gelecek vadeden progresif power metal grupları çıkıyor son dönemde. ILLUSION SUITE, ASPERA ve -kökeni biraz daha eski olan- PAGAN’S MIND bunlara örnek. (3’ünü de daha önce tanıtmıştım). Aynı topraklardan bizi selamlayan OCEANS OF TIME ise, 2005’de kurulmuş ve bu ilk stüdyo albümünden önce bir demo ve bir EP çıkarmış bir topluluk. 2012’de çıkardıkları debut albümlerinde; ICS VORTEX ve BORKNAGAR’da da çalan bir davulcuları (Baard Kolstad), ve ASPERA’da tuşlara vurmuş bir klavyecileri (Nickolas Main Henriksen) olmasından kelli, pek bir çömezlik izine rastlayamıyoruz. Grubun kurucusu da olan Lasse Jensen isimli gitaristleri ise, geçici eleman olarak takıldığı JORN gibi projeler dışında, önemli bir grupta elemanlık yapmamış olmasına rağmen, inanılmaz yeteneğiyle ağzımı açık bıraktı dinlediğim tek albümüyle.
Eserde müziğe karakterini veren en önemli unsurlar, Kiko Loureiro’yu (ANGRA) aratmayacak bir yetkinlikte ve virtüözitede hükmedilen gitarlar, ve ilgiyi her daim uyanık tutan, çok iyi yazılmış ve dinamik çalınmış davullar diyebilirim. Özellikle de, gitar soloları için özel kısımlar yaratılmadığı, gitarların solo atraksiyonlarıyla ritmik örüntüyü desteklediği kısımlar bakımından ANGRA, biraz SHADOW GALLERY ve eski dönem CHILDREN OF BODOM’u andırdığı söylenebilir müziğin. Klavyelerden genelde armonik melodileri vermede, gitarlarla ünison pasajlarda ve atmosfere katkıda bulunma işinde faydalanılmış. Yine de azımsanmayacak oranda piyano pasajına, ve az da olsa solo synth takılmalarına rastlıyoruz tuşluların. (“Roar of Organs” parçasındaki piyanoların tadı damaklarda kalıyor.)
Baslara geldiğimizde, türde dinlediğim albümlerin çoğunluğundan daha iyi duyulduklarını söyleyebilirim, özellikle de tek kroslu ve mid tempo kısımlarda. Vokalist, nodüllü sesli hard&heavy vokalisti ekolünden giden, iyi sesli ama çok da bir ayrıcalığı olmayan bir eleman. ILLUSION SUITE’ın vokalistinin bir tık aşağı kalitelisi diyebilirim kendisi için. “Uncertainty” parçasında kullanılan kadın vokaller de aynı şekilde, sırıtmasa da çok bahsedilesi bir olayı da yok. Panic parçasında yer verilen flütler, ve ilk flütlü pasajın arkasından gelen temiz gitarlar ise besteye son derece iyi entegre edilmiş.
Dinamizm çarkları sürekli eğilip bükülen, ama power etkili olmasından mütevellit dinamizminin pek fazla kesintiye uğramadığı parça yapıları son derece ilgi uyandırıcı, ve bir daha bu ilgiyi kaybetmeyici gibi geldi bana. Ağırlıkla düz ritimli veya poliritmik kısımlara rastlasak da, DREAM THEATER’vari polimetrik ve tuhaf zamanlı ölçülerden de faydalanılıyor bazı yerlerde. (DT demişken, albümün bitişi de DT – “Scenes From A Memory”nin sonunu andırmıyor değil.)
Ritim gitar tonunu biraz SYMPHONY X’in son dönem tonlarına benzettim, kayıt totalde tatmin edici, gaz ve bütünlüklü de olsa; çok güçlü değil. Örneğin şu dönem dinlediğim DISSECTION – “Spiritual Genocide”ın arkasından bunu dinleyince sönük balon gibi kaldı. Ama insanoğlu bu, her şeye alışıyor. Daha ilk şarkı bitmeden, kendimi bu nispeten sönük sound’a da alışmış, ve müzikten üst dizey keyif alır buldum. ILLUSION SUITE ve PAGAN’S MIND ile olan müzikal paralellikler, sound bazında da mevcut. Belki de adamlar, “Finlandiya sound’u” gibi, progresif power metalde bir “Norveç Sound’u” oluşturmak niyetindelerdir, kim bilir.
Grubun resmi sitesi açılmadığından, ve Facebook hesabında pek detay bulunmamasından ötürü de müzik dışında grupla ilgili magazinsel detaylar yazıda yer bulamadı. İşi tüm öznel beğenilerimden soyutlasam dahi, albümde o kadar iyi bir ritim gitar işçiliği var ki sırf bu yüzden bile albümü gitarlara özel ilgi duyan herkese şiddetle tavsiye ederim.
Kadro Geir Nilsen: Bas
Baard Kolstad: Davul
Lasse Jensen: Gitar
Nickolas Main Henriksen: Klavye
Ken Lyngfoss: Vokal
Şarkılar 1. Quest for Misery
2. Walls of Silence
3. The Beast
4. Faces
5. Kingdom Falls
6. A Touch of Insanity
7. Roar of Organs
8. Uncertainty
9. Panic
10. You're So Cold
Grubu ilk defa duyuyorum, kritikteki iki şarkı hoşuma gitti. Norveçli olmalarının bir ağırlığı da var sanki müziklerinde. Bu sene Reverence’ın albümü beni baya bi vurdu prog. power adına. Türle içli dışlı olanların bakmasını öneririm.
@Özgür Durakoğulları, ne demek. Bir de winter’s verge var bu sene power metalde adamakıllı dinlediğim. Duymadıysan onu da önereyim. Özellikle “Angels of Babylon” ve “Semeni” şarkıları pek hoş.
Grubu ilk defa duyuyorum, kritikteki iki şarkı hoşuma gitti. Norveçli olmalarının bir ağırlığı da var sanki müziklerinde. Bu sene Reverence’ın albümü beni baya bi vurdu prog. power adına. Türle içli dışlı olanların bakmasını öneririm.
07.12.2012
@Beleg, Duymadığım bir prog power albümü. Hemen listeme ekliyorum, teşekkürler.
07.12.2012
@Özgür Durakoğulları, ne demek. Bir de winter’s verge var bu sene power metalde adamakıllı dinlediğim. Duymadıysan onu da önereyim. Özellikle “Angels of Babylon” ve “Semeni” şarkıları pek hoş.