İsveç’in karlı dağlarının yalnızca folk/black metal, melodeath tarzlarına ev sahipliği yapmadığını anlamam yine PA’da denk geldiğim Seventh Wonder grubuna aşık olmamla başladı. O zamandan sonra her sabah güne başlangıç için gerekli enerjiyi aldığım müzik o oldu. Durum böyleyken ben de sağda solda denk geldiğim Hard Rock/Heavy Metal gruplarının ülke kısmında İsveç yazdığını görünce ayrı bir özenle dinler oldum. Evet ne yalan söyleyeyim böyle bir taraflılık baş gösterdi. Surinamli bir gruba oranla İsveçli gruba daha bir dikkatimi verir oldum.
Hayata Hat-Trick yaparak başlayan bir millet olmasından dolayı belli müzikal kaliteye ulaşmış, prodüksiyon konularında sıkıntı çekmeyen ve “Hard Rock’ın doğruları”nı yerine getiren bir yer Kuzey kesimi. Nasıl Premier Lig izlerken düşme hattındaki 2 takım maç yapsa bile “vay vay bak işte bizim topçular şu pasları yapamıyor” diye izliyoruz, İsveç’i de müzikte öyle dinliyorum. 2 paragraflık İsveç övme seansımın sonuna üzülerek gelmiş bulunuyorum. Konuyu çılgın bir formülle gruba döndürelim.
Evet “Infinite Stargaze” albümünü beğenip beğenmeme formülünü açıklıyorum sevgili okurlar! Albümü edindiğinizde ilk şarkı olan “Keep On Believing” şarkısını açınız (tabii ki Keep On Believing olacak, başka ne olacak? Instestinal Incubation mı olacak?) eğer bu şarkıyı sevmediyseniz Coldspell’in müziğini sevmeyeceksiniz. Zira öyle bir şarkı yerleştirmişler ki albümün girişine Hard Rock rifleri var, orkestrasyonlar var, AOR tadını yakalamış vokaller var, bal damlayan sololar var… E bunca öge grubun ne numaralar çevirdiğini açıklıyor zaten. Elbette müzik böyle bir yaklaşımla dinlenmemeli, belki 8. şarkı hayatınızı değiştirecek, sadece bana kalırsa grubun müziğini açıklayan bir çok ögeyi içinde en basit şekliyle barındıran şarkı giriş şarkısı. Eğer sevmediyseniz zamanınızı harcamayın.
Modern zamanın prodüksiyon biçimi olan “adam dövmeli sound” ya da “duvar” olarak isimlendirebileceğimiz bir produksiyon var albümde. Çok beğendim. Etli butlu kickler, midli gitarlar, driveli bas gitarlar, gürültülü mastering. Bir Heavy Metal grubundan beklediğimiz şeyler bunlar, bunlar sahalarda görmek istediğimiz miksler. Elbette bu seçimde grubun şarkıları etkili. Zira aynı miksi bir Thrash grubuna yapmanız sıkıntı verici olabilirdi. Davulcunun hızlı partilerinde tüm duyduğunuz kick sesi olabilirdi. Neyse ki aklı başında insanlar güzel bir iş ortaya koymuş.
Bu tarz grupların en sevdiğim yanı da genelde sahnede nasıl durulması gerektiğini bilen adamlardan oluşmaları. İcra ettikleri müzikten dolayı kendilerine örnek aldıkları gruplar genelde stadyumlara çalan adamlar olduğu için onlar da dersine iyi çalışmış oluyorlar.
Şahsi fikrim her şey beklenildiği gibi olmuş, güzel olmuş ama grupla benim aramda çok derin bir bağ oluşamadı. Ne bileyim Lamb of God’ın Grace ya da 11th Hour şarkısını dinlerken aldığım hazı bu albümün tamamında alamadım ki ben genelde böyle Hard Rock tarzı şeyler dinlerken diğer tarzlara oranla epey çoşkulu olurum. Bu açıklamayı da ekleyeyim ki Lamb of God ne alaka şimdi? demeyin.
Uzun lafın kısası İsveç’in taşı toprağı altın belki ama Coldspell’in müziğini Amerikanlar çok senelerdir bizi bayıltana kadar icra ettiğinden olsa gerek Coldspell’e 10 üzerinden 8-9 veremiyorum (onların da çok sikinde sanki). Olsun dünyanın sonu değil bir dahaki sefere çalışıp gelirler, sözlüye kaldırırım falan, hallederiz bir şekilde.
Kadro Niklas Swedentorp: Vokal
Michael Larsson: Gitar
Anders “Kebbe” Lindmark: Bas
Perra Johanson: Davul
Matti Eklund: Klavye
Şarkılar 1. Keep on believing
2. Solid Ground
3. Raving Mad
4. Eye Of The Storm
5. Straight Things Out
6. Night Falls
7. Fade Away
8. Greed
9. Shot Down
10. All I Want
11. Surrounded
12. Infinite Stargaze