Adı sanı duyulmamış bir grup olma özelliğini hak eden bir grup Voodoocult. Fakat onların adlarının duyulmamasının daha ilginç bir yönü var. Şöyle açıklayayım. Kadro:

Phillip Boa – Vokal
Chuck Schuldiner – Gitar
Mille Petrozza – Gitar
Waldemar Sorychta – Gitar
Dave Ball- Bas Gitar
Dave Lombardo – Davullar

Ne? Ne? Evet kadro tam bir dream-team tadında öyle değil mi? Hatta çıktığı yıl (1994) için düşünürsek bu abiler kendilerini kanıtlamış ve adlarını müzik tarihine gömmüş haldeler. Yani bu albüm kesinlikle bir “çömezlik albümü” değil. Maalesef ki değil…

Jesus Killing Machine kötü bir albüm. Hem de çok kötü bir albüm. Türüne ne derseniz deyin o tür içinde kötü bir müzik yapılmış. Ama neden? Bu kadar güzel insan toplanıp nasıl bu kadar kötü bir albüm çıkarabilmiş? Neden Dave Lombardo bu kadar durgun davulları başında? Neden Mille Petrozza Kreator’dan tanıdığımız hırçın riff manyaklığıyla bezememiş albümü? Ve Chuck… Neden Chuck neden? Milletin ağzını burnunu yamultup “Death”le dimdik dururken neden Chuck? Emin olun soruları çoğu defa sordum ve kendimce hiçbir cevap bulamadım.

Müzikal açıdan irdeleyelim biraz da. Bu müzisyen abiler hiç mi kendilerinden bir şeyler katmamışlar? Hayır deyip geçiştirebilirim bu soruyu ve bence daha da mantıklı olur. Ama sadist olduğumdan ve herkese bu albümde Chuck Schuldiner’in çaldığını göstermek istediğimden bir örnek sunayım. “Born Bad and Sliced!” adlı şarkının 3:06’da giren solosunu dinlerseniz kime ait olduğunu sanırım iki üç notada anlarsınız. Şarkı o kadar vasat bir riffle yürüyor ve vokal o kadar gaza getirmiyor ki o azman parmaklar bile düzeltememiş şarkıyı. Hayır sırf vokaller sorun olsa yine iyi… Davulu dinlersin, soloyu dinlersin kendini avutursun falan ama yok. Albümün elle tutulur bir tarafı çarpmadı kulaklarıma en azından. Bir kere onlar nasıl şarkı isimleri arkadaş? Ruh yok ruh! Yazının sonunda şarkı isimlerini kendiniz görünüz ve ona göre yorum yapınız diyorum sadece.

Şüphesiz ki albümde suçlanması gereken kişiler extreme metal’in sınırlarıyla oynama işinde uzman olmuş grupların canavar abileri değildir. Neden bu projeyi kabul ettiklerini söyleyemem ama müzik üzerinde etkili olmadıkları çok çok çok açık. Biri suçlanmalı ve o kişi şüphesiz Phillip Boa. Hemen hemen tüm müziği yazan kişi o (imiş) çünkü albümde. İnternette dolanır ve hemen tümü düşük puanlı “Jesus Killing Machine” kritiklerinden birkaçını okursanız mutlaka içinde “Pop şarkıcısı thrash metal yaparsa böyle olur işte! Herkes işini bilecek yerini bilecek akıllı olucak uleyn!” tarzı iddialı yaklaşımları görürsünüz. Evet gerçekten de Philip Boa bu iş için uygun değilmiş. Hatta bana sorarsanız korkunç olan şey albümü kötü yazması değil, kendi bataklığına saygı duyulan ve heavy metal dünyasında adları söylenirken düğme iliklenen kişileri de çekmesi. Çok yanlış hareketlerde bulunduğu açık olan Phillip kişisi, gazını alamamış ve istediği gibi bir albüm yapamamış olacak ki bir sene sonra grupla aynı isimli bir albüm daha çıkarmış. Ama merak etmeyin! Bu sefer all-star’larımız kadroda yok…

Bir diğer husus ise riffler. Hatta en büyük yanlış bence bu noktada. Yahu madem beceremedin şarkı yapmayı, bir riff öbürünün arkasından sırıttı bari git Petrozza’ya açık açık de: “Ya hafız böyle böyle benim ilhamım kaçtı, bir iki riff buluver de albüme koyalım.” Ha beceremedin, git Chuck’a de bari: “Bir iki şarkının düzenlemesini de sana bıraktım bak güveniyorum sana hadi yüzümü kara çıkartma.” Yok onu da yapamadın git bari Lombardo’ya: “Aga albüm kötü oldu gibi şarkılar bayık sen davulun arkasında serbestsin istediğin gibi tepin” de. Ama sen gider de bu adamları sadece kadroya isimlerini yazdırmak için buyurduğun üzere enstrumanlarını çaldırtarak arkanda tutarsan olmaz ki. Olmaz yani! Ne yapsalar dinlerdik, dinleriz. Yapma, etme gözünü seveyim ya! Otur biraz dersine çalış öyle yaz şarkıları. Te Allaam…

Uzatmak istemedikçe sövüp sövüp uzattığım incelemeyi burada noktalamak arzusundayım. “Jesus Killing Machine” başta da dediğim üzere kötü bir albüm. Ama dinleyin. İbret almak için dinleyin, “bu işin nasıl yapılmaması gerektiğini” duymak için dinleyin. Çok da kendinizi yormayın, ağlamayın, dövünmeyin… Çünkü hepimiz biliyoruz ki bu kadroyu normal bir insan toplayabilse idi çok, hem de çok daha iyi şeyler olabilirdi; Dünya standartlarıyla oynanabilirdi. Olmadı, olamadı…

3 dev için gelsin puanım da…