Heavy metal camiasının en önemli ve adından söz ettiren gitaristlerinden Slash uzun yıllar boyu alkol ve çeşitli zararlı maddeler kullanmasından dolayı 2001 yılında kalp kası hastalığı teşhisi konularak ölümle yüzleşmişti. 2006 yılından beri temiz olan Slash o sıralar Velvet Revolver’la birlikte işler yapmaktaydı. Fakat 2010 yılında solo projesini hayata geçirerek bizleri büyüledi. Böylece bir Sweet Child O’ Mine dinlerken “aga bu başka bi şeyin kafası ama…” geyiklerinin yersizliği de ortaya çıkmış oldu. Gayet kafası netken yaptığı işin Guns N Roses hitlerinden aşağı kalır yanının olmadığını gördük.
Bilmeyenler için kısaca 2010 yılındaki albümü yıldızlar karması olarak özetleyebiliriz. Slash Hard Rock, Metal ortamlarının önde gelen kişilerini toplamış ve şarkılarını onlara söyletmişti. Burdaki vurucu nokta ise her vokalin kendi grubunun tarzına uygun şarkıları söylemiş olmasıydı. Yani Lemmy’e tutup Mötley Crüe şarkısı söyletmemişti. Albümde herkese 1 şarkı düşerken Myles Kennedy’e ise 2 şarkı düşmüştü. Tabii ki bu sürpriz değildi zira o dönemler Myles Kennedy Slash’in vokalliğini üstlenmiş durumdaydı.
İçinde bulunduğumuz yılda ise tamamını Myles Kennedy’e söylettiği “Apocalyptic Love” isimli albümü piyasaya sürdü. Bu kıyamet gibi soundlu albüm beni en az bir önceki kadar heyecanlandırmıştı. Zira Myles Kennedy frontmanliğinden ziyade sesinin rengiyle inanılmaz bir vokal. Alter Bridge sevenler zaten Slash’le yaptıkları birleşmeyi “İkiz Ejder” olarak görmüşlerdir.
Slash’i çok eleştirilecek biri olarak görmüyorum. Çünkü kendisini izlediğim kadarıyla karakterinde büyük çelişkiler barındırmayan , vırtgel ağızlı biri olmayan, gitaristliğinde de mastürbasyondan ziyade az ama öz çalan ve kendi ekolünü oluşturmuş birisi. Müzisyenliğiyle piyasada duran birisi kısaca. Bu albüm de, yine groovy diye tabir edilen, kıç baş oynatan riflerle dolu bir albüm. Aynı zamanda bolca alkolle tüketmenizde de sakınca yok.
Şarkı süreleri yapılan müziğe göre çok makul. Hiç gereksiz sündürme, döndürme yok desem yeridir. Albümde en dikkatimi çeken şarkı ise Anastasia. Slash’ten beklemediğim bir gitar varyasyonu barındıran şarkı Not For Me adlı dertli esere bağlanıyor ki o saatten sonra albüm, bitene kadar çok ayrı diyarlara yol alıyor.
Albümün soundu oldukça çiğ. Bu tarz bolca mid frekanslı gitarların, taş gibi gergin derili ve kompresörlü davulların Hard Rock tarzına çok yakıştığını düşünüyorum. O eski kafa İngiliz Heavy Metal’i soundunu sevmediğimden değil de ne bileyim böylesi daha bir yakışıyor sanki. Rock N Roll’u göğsünüzde hissediyorsunuz. Sesi açtıkça yüzünüze yüzünüze çarpıyor.
Apocalyptic Love’ın tüm vokallerini yapan Myles Kennedy’e olan hayranlığıma yukarıda değindim fakat keşke Slash bu sevişken şarkıların hepsini ona söyletmek yerine önceki albümde yaptığını tekrarlasaydı. İnsanın canı arada Fergie, M. Shadows duymak istiyor. Açgözlülük yapıyorum belki de ama Slash ve Fergie hakkaten çok uyumlu. Çikolatayla vanilyanın mükemmel uyumu gibiler.
Sonuç olarak sizi derin düşüncelere sürüklemeyecek, bolca parti şarkısı barındıran bu albüm Slash’in tarzına ve gitaristliğine gıdım değişik bir perspektif getirmediği kaliteli ve kolayca popüler olabilecek yapıda şarkılar barındıran bir çalışma. Eğer bildiğiniz Slash’i yeni şarkılarla dinlemek istiyorsanız sizi Apocalyptic Love’ın 1 saatlik dünyasına davet ediyorum. İyi dinlemeler.
Kadro Slash: Gitar
Myles Kennedy: Vokal, ritim gitar
Todd Kerns: Bas
Brent Fitz: Davul
Şarkılar 1. "Apocalyptic Love"
2. "One Last Thrill"
3. "Standing in the Sun"
4. "You're a Lie"
5. "No More Heroes"
6. "Halo"
7. "We Will Roam"
8. "Anastasia"
9. "Not for Me"
10. "Bad Rain"
11. "Hard & Fast"
12. "Far and Away"
13. "Shots Fired"
al sana mis gibi, shredsiz gitarist albümü. zaten slash’in şarkılarında hep ruh vardır, bunu hissedersiniz. öyle çok hayranı değilim kendisinin ama slash yeterince iyi müzisyen ve gitaristtir. kritik de güzel olmuş bu arada(yalnız bu son cümle de baya bi klasik oldu, sanki yalandan yazıyomuşum gibi, ama inanın ki okuyorum, linkleri dinliyorum öyle yorum yazıorum).
Kritiğinizi geç gördüm ve yorum yapmadan da kendimi tutabileceğim bir albüm değil. Konuya öncelikle Slash’tan girmek istiyorum. Müzikle ilgilenmeme ve bir gitarist olmama sebep olan gitaristtir kendisi. Slash’ın cover grubu Slash Blues Ball’dan tutun, Slash’s Snakepit projesine, Velvet Revolver dönemine, efsanevi Guns N’ Roses albümlerine kadar tüm şarkılarının dinlenmesi ve sonra hakkında bir görüş edinilmesi gerektiği taraftarıyım. (Tabi ki bu lafım 2-3 popüler Guns şarkısı dinleyip ‘Abi tamam Slash duygulu da solo yazıyor ama hızlı çalamıyor be.’ diye boş yorum yapanlar için.) Parantez içinde ki sözün benzerlerini sarfedenlere özellikle ilk solo albümünden Nothing To Say ve Starlight’ın sololarını dinlemelerini öneririm. Beste yapma, insanın yüreğini yerinden hoplatan sololar yazma konusunda en yaratıcı gitaristlerdendir gözümde. Her yaptığı albümde ‘E yok artık’ denilecek türde gözden kaçmayan gitar tonlarıyla birlikte yazdığı efsanevi sololar Slash’ın çaldığı albümlerde daima ‘Fatality’i çekmiştir bence. Özellikle Slash’s Snakepit’in iki albümünü dinlemelerini öneririm dinlemeyenlere. Apocalyptic Love albümüne gelirsek de ilk olarak söyleyeceğim şey; iyi ki albümde tamamen Myles Kennedy’e yer vermiş. Myles’ın vokalleri gerçekten de tabiri caizse albüme cuk demiş oturmuş. Todd Kerns’in de başarılı bas gitar ve geri vokal eşliğini ve dinlerken zevk veren, albüme renk katan başarılı baterist Brent Fitz’i de unutmamak gerek tabi ki. Slash bu albümde yine beni şaşırtmadı ve yanıltmadı diyebilirim. Riffler gerçekten çok başarılı. Birlikte çok etkileyici bir sound yakalamışlar. Albümde ki en etkileyici şarkılardan birisi bence Anastasia’dır ki fazlasıyla bağımlılık yapan bir şarkı. Birçok kişiyle bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Şarkının başında ki ana riff’i Slash’ın ”Debut Solo Tour” kapsamında çaldığı Stoke’da, Godfather Theme doğaçlaması atarken çalmıştı. Tahmin ediyorum ki Anastasia orada ortaya çıktı. Riff’i ilk duyduğumda umarım albümünde bir şarkı olarak yer verir demiştim, verdi de… Ayrıca lafını etmişken ”Made In Stoke” konser dvdsini de bir şekilde edinip izlemenizi öneririm. Son zamanlarda beğendiğim en kaliteli konserlerden birisi ve kesinlikle izlenilmesi gerektiğine inanıyorum. Uzun lafın kısası; otobüs yolculuklarınızda, yaşadığınız olaylardan uzaklaşmak istediğinizde, konsere çıkmadan önce tam bir gaza ihtiyacınız varken kendinizi albüme kaptırmış buluveriyorsunuz. Bu albümle olaya yeni bir soluk geldi bence, gerçekten çok başarılı. Fazla sıkmamak adına yorumumu da Shots Fired! diyip bitiriyorum.
Loading ...
Gaz vermesi için spor salonunda dinliyorum. Albümün bence en iyi şarkısı Anastasia, ondan sonra Shots Fired geliyor. 10 puanı bastım.
al sana mis gibi, shredsiz gitarist albümü. zaten slash’in şarkılarında hep ruh vardır, bunu hissedersiniz. öyle çok hayranı değilim kendisinin ama slash yeterince iyi müzisyen ve gitaristtir. kritik de güzel olmuş bu arada(yalnız bu son cümle de baya bi klasik oldu, sanki yalandan yazıyomuşum gibi, ama inanın ki okuyorum, linkleri dinliyorum öyle yorum yazıorum).
08.06.2012
@Ufuk Sönmez, Tesekkurler. Gitaristligi konusunda aynı fikirdeyiz.
“Çikolatayla vanilyanın mükemmel uyumu gibiler.” yorum süper ! Yaz albümümü de bulmuş oldum ..
08.06.2012
@barış, ben yaz albümümü hala bekliyorum.
http://galeri.uludagsozluk.com/r/summer-is-coming-277645/
09.06.2012
@Ufuk Sönmez, tanrı sevenleri kavuşturur dostum
Kritiğinizi geç gördüm ve yorum yapmadan da kendimi tutabileceğim bir albüm değil. Konuya öncelikle Slash’tan girmek istiyorum. Müzikle ilgilenmeme ve bir gitarist olmama sebep olan gitaristtir kendisi. Slash’ın cover grubu Slash Blues Ball’dan tutun, Slash’s Snakepit projesine, Velvet Revolver dönemine, efsanevi Guns N’ Roses albümlerine kadar tüm şarkılarının dinlenmesi ve sonra hakkında bir görüş edinilmesi gerektiği taraftarıyım. (Tabi ki bu lafım 2-3 popüler Guns şarkısı dinleyip ‘Abi tamam Slash duygulu da solo yazıyor ama hızlı çalamıyor be.’ diye boş yorum yapanlar için.) Parantez içinde ki sözün benzerlerini sarfedenlere özellikle ilk solo albümünden Nothing To Say ve Starlight’ın sololarını dinlemelerini öneririm. Beste yapma, insanın yüreğini yerinden hoplatan sololar yazma konusunda en yaratıcı gitaristlerdendir gözümde. Her yaptığı albümde ‘E yok artık’ denilecek türde gözden kaçmayan gitar tonlarıyla birlikte yazdığı efsanevi sololar Slash’ın çaldığı albümlerde daima ‘Fatality’i çekmiştir bence. Özellikle Slash’s Snakepit’in iki albümünü dinlemelerini öneririm dinlemeyenlere. Apocalyptic Love albümüne gelirsek de ilk olarak söyleyeceğim şey; iyi ki albümde tamamen Myles Kennedy’e yer vermiş. Myles’ın vokalleri gerçekten de tabiri caizse albüme cuk demiş oturmuş. Todd Kerns’in de başarılı bas gitar ve geri vokal eşliğini ve dinlerken zevk veren, albüme renk katan başarılı baterist Brent Fitz’i de unutmamak gerek tabi ki. Slash bu albümde yine beni şaşırtmadı ve yanıltmadı diyebilirim. Riffler gerçekten çok başarılı. Birlikte çok etkileyici bir sound yakalamışlar. Albümde ki en etkileyici şarkılardan birisi bence Anastasia’dır ki fazlasıyla bağımlılık yapan bir şarkı. Birçok kişiyle bu konuda hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Şarkının başında ki ana riff’i Slash’ın ”Debut Solo Tour” kapsamında çaldığı Stoke’da, Godfather Theme doğaçlaması atarken çalmıştı. Tahmin ediyorum ki Anastasia orada ortaya çıktı. Riff’i ilk duyduğumda umarım albümünde bir şarkı olarak yer verir demiştim, verdi de… Ayrıca lafını etmişken ”Made In Stoke” konser dvdsini de bir şekilde edinip izlemenizi öneririm. Son zamanlarda beğendiğim en kaliteli konserlerden birisi ve kesinlikle izlenilmesi gerektiğine inanıyorum. Uzun lafın kısası; otobüs yolculuklarınızda, yaşadığınız olaylardan uzaklaşmak istediğinizde, konsere çıkmadan önce tam bir gaza ihtiyacınız varken kendinizi albüme kaptırmış buluveriyorsunuz. Bu albümle olaya yeni bir soluk geldi bence, gerçekten çok başarılı. Fazla sıkmamak adına yorumumu da Shots Fired! diyip bitiriyorum.
22.11.2012
@Serdar Er, album kritiğinden daha uzun bir album kritiği kritiği olmuş :P
SLASH, Yeni Projesi Slash Feat. Myles Kennedy and the Conspirators ile 2 Şubat’ta Cumartesi günü Maçka Küçükçiftlik Park sahnesinde!!
Diyorlar beyler.