Gotik metal benim için Moonspell’in “Wolfheart” albümünden ibaret bir tarzdır. Fi tarihinde Theatres des Vampires, Fradle of Cilth gibi grupları ufak ufak dinlemişliğim oldu tabi, ama hiç bir zaman çok giremedim aslında fena bulmadığım bu tarza. “Wolfheart” tam gotik diyemeyebiliriz ama konumuz bu değil şimdi.
Diğer yanda Beseech var. Ha unutmadan ben doom metale de pek giremediydim. Stoner rock dinleye dinleye haşır neşir oldum accık ama tam girdim diyemem.
Girişten çıkarılabileceği üzere Beseech’in ilk albümü (ve benim en sevdiğim albümü, hayır her grubun ilk albümü en klas albümdür kafasından kaynaklı değil, açıklayabilirim) doom/gotik karışık tatta bir albüm. Bana ilk kim dinletmişti hatırlamıyorum ama 1-2 şarkısı sarınca kalanına da sarılan albümlerden olmuştu bu albüm (adı da maşallah, bundan sonra “bu albüm” diyeceğim kendisine). Albümü güzel yapan bazı şeyler var gözümde, çok eskiden dinleyip hislenmiş olmam, “anısı olması” faktörlerinin dışında kalan bu şeylerden bahsedip kapatacağım bu incelemeyi.
Öncelikle genç adamlardan bahsediyoruz bu albümün çıktığı sırada. Ortada gerçekten sesini kullanmasını bilen (ve gerçekten çok güzel böğürttüren) bir abi ve arkadaşları var. İsimleri önemli değil o kadar, alta yazacağım zaten. Maalesef daha sonradan ortaya çıkamadılar pek çünkü. Bu adamlar bu albümde bildiğimiz çellodur, flüttür gotik metalde kullanılan türlü püsüratı uğraşıp didinip profesyoneline çaldırmayı tercih etmişler ki şapka çıkarıyorum, bu kadar kasacaklarına bir tane iyi klavyeci alıp işi kotarsalar bir şey demezdik çünkü. Kimsenin beklemeyeceği bir şey bu kadar uğraşmak üflemeliydi yaylıydı, tabi albümün genel atmosferine kattığı eşşeksel etkiye girme ihtiyacı bile duymuyorum. Burada albümde senfonik öğeler var falan diye devam etmeyeceğim yalnız, yedirilmiş durumda bunlar albümün geneline ve öne çıkmıyorlar.
Vokalistimiz gotik metal icra eden bir grupta olduğundan sesini KALIN çıkarmak zorunda olduğunun bilincinde olan bir arkadaşımız. Ancak burda zorlama bir ses kalınlaştırması yok, bu abimizin biraz yumurta içmesi lazım hatta. Brutal vokale hafif kaçtığı durumlarda da hakkını ziyadesiyle veriyor, niyeyse çok seviyorum bu abimizin gırıldamalarını. Kendisiyle aynı isimde bir de standup’çı, bir de CEO olduğunu da eklemem lazım (nerde bu herif diye gogle’a sorunca böyle oldu. CEO’nun CV’si de maşallah ha). Zorlama ses kalınlaştırması derken Moonspell’e laf çarpıyorum aslında da çok severim onları da, ondan çok şeyapmıyorum.
Albümün gerçekten öne çıkan bu iki öğesinden sonra uzun uzun anlatmayı gerektirecek bir gitar/bas/davul performansı olmadığını söylemem gerekiyor. Daha doğrusu artı puan getirecek, dikkat çekici bir durumları yok, o durumları başka açılardan zaten veriyor albüm. Kötü icra edilmiş yahut kötü kaydedilmiş olmamaları gayet yeterli. Albümdeki rifaj zaten kafi olduğundan hiç problemimiz yok. Gitar tonu da cici (clean’ler pek değil ama olsun ulan o kadarcık artık).
Uzun lafın kısası karanlık, biraz süslü ve gayet akacak bir gece albümü bu albüm. Adını yazmaya çok üşeniyorum kusura bakmayın. Beseech’in bu cevherine gotikten anladığınız sadece hatunları olsa bile bir şans verilebilir.
Kadro Jörgen Sjöberg: Vokal
Henrik Malmberg: Çello
Morgan Gredåker: Davul
Klas Bohlin: Gitar
Robert Spånglund: Gitar
Anna Andersson: Vokal, piyano
Konuklar:
Malin Andersson: Flüt
Andreas Wiik: Bas
Stefan Malmberg: Keman
Şarkılar 1. Shadowscape
2. Rainbowman
3. Silverstar
4. Eagleheart
5. The Winterflame
6. In Her Arms
7. Inhuman Desire
8. Kiss of November
9. Dimension
10. Moon Ride
kalın ses, moonspell diyince aklıma moonspell’in “an erotic alchemy” şarkısındaki “we are as large as gods” bölümündeki fernando’nun kalın ses sıçışı geldi…onun haricinde söyleyebileceğim kapak, kritik ve şarkılar güzel.
abi her şey güzel ama ben grup fotosuna takıldım. bu albümde eski vokalleri var. tipsiz ama yahşi sesi olan. bu fotoda yakışıklı ama tırt olan gencoğlan var. bilmişlik yaptım ebleh ebleh evet…
son zamanlarda okudugum en iyi kritik. Levent arkadaşımızdan “a pale horse named death” kritigini de görmek isterim şahsen. Zira geçen senenin en begenilen albumlerindendi çogu yerde.
kalın ses, moonspell diyince aklıma moonspell’in “an erotic alchemy” şarkısındaki “we are as large as gods” bölümündeki fernando’nun kalın ses sıçışı geldi…onun haricinde söyleyebileceğim kapak, kritik ve şarkılar güzel.
başlık acayip troll olmuş yalnız :D albumden de bikaç şarkıya baktım hoşumsu geldi gotik sevmesem de
Abi şarkılar güzel de vokal daha güzel.
Between the lines ve innerlane isimli iki parçalarını dinledim gerçekten çok beğendim tam benlik bir grup. Kritik için de teşekkürler elinize sağlık
abi her şey güzel ama ben grup fotosuna takıldım. bu albümde eski vokalleri var. tipsiz ama yahşi sesi olan. bu fotoda yakışıklı ama tırt olan gencoğlan var. bilmişlik yaptım ebleh ebleh evet…
son zamanlarda okudugum en iyi kritik. Levent arkadaşımızdan “a pale horse named death” kritigini de görmek isterim şahsen. Zira geçen senenin en begenilen albumlerindendi çogu yerde.