Deathcore adına güzel bir ilk albümle kendini müzik piyasasının sularına bırakan Suicide Silence kısa zamanda en çok parlayan, en çok desteklenen gruplardan biri haline geldi. Deathcore’un hızlı parlamasında çok büyük payları oldu.
Özellikle “The Cleansing”, bu tür içerisindeki en ateşli çalışmalardan biri. “No Time to Bleed”, ilk albüm kadar samimiyet kokmasa da, Suicide Silence, Wake Up gibi belli başlı şarkılarla ününe ün kattı.
Suicide Silence kazandığı popülerliğe doyamamış olacak ki hâlâ ”Daha da nasıl popüler olabilirim? Bunun üstüne ne kadar bina inşa edebilirim” modunda takılarak, “The Black Crown” isimli, deathcore’un üstüne kara kargaları dolayan bir albüme imza attı. Bırakın metal severleri ya da death metal tayfasını, ”Deathcore için ölürüm hacı” insanlarının bile suratını greyfurt yutmuş insanın suratına çeviren bir albüm var tam karşımızda.
Suicide Silence nasıl bu kadar saçmaladı? Nasıl bu hale geldi? Bu soruyu albümü dinledikten hemen sonra çokça kez içimden sordum. Cevap, olabilecek en basit haldeydi: para ve popülerlik hırsı. Karşımızda ”müzik” yapan adamların kafasında ”dinleyiciye müziksel haz vereyim”, ”karşımdakine içimdeki öfkeyi dökeyim” vb. düşünceler yok. Tamamen, “hacı ne yaparsak paranın amına koruz” tadında düşünceler var.
Bu düşünceyi albümdeki şarkıları dinlerken çok rahat şekilde fark edeceksiniz. Çünkü şarkıların hepsi buram buram yapmacıklık, samimiyetsizlik kokuyor. Tamamen çöp tenekesi. “4 adam rastgele stüdyoya girip kafalarına göre takılmışlar” havası bile yok, öyle olsa samimiyet açısından bir şey bulunabilirdi.
Peki albümde dinlenecek hiçbir şey mi yok? Çokça dibini kazarsak, tekrar tekrar bin kere dinlersek sevebileceğimiz bir şeyler çıkar elbet. Ama albümde dinleyiciyi içine alan hiç bir etmen olmadığı için, “The Black Crown” alışmakta en çok güçlük çekeceğiniz (bir insan neden buna alışmak ister onu da merak ederim) albümlerde zirveye oynayacaktır.
Suicide Silence bu albümde tarz olarak çok tuhaf bir şey yapmış. Ham deathcore’u alıp, üzerine popüler elementler doldurmuş, biraz da groove tarafı açmış. Ortaya tuhaf bir şey çıkmış. Bu tuhaflığın beğenileceğini sanıyorlarsa çok yanılmışlar. Zaten Suicide Silence hayranları tarafından da itine götüne sokuldu albüm. Pop deathcore gibi etiketler kullanıldı, özellikle last.fm’e bakanlar bunu görebilirler.
Tartışmasız en kötü Suicide Silence albümü olan “The Black Crown”, tamamen vakit kaybı. İnanın çok kötü bir albüm. Umarım Suicide Silence bir daha böyle saçma sapan bir şey yapmaz ve ilk albümlerindeki ruhu yeniden yakalarlar. Ben hiç zannetmiyorum ama içimde hâlâ bir umut kırıntısı var.
Kadro Chris Garza: Ritim gitar
Mark Heylmun: Solo gitar
Dan Kenny: Bas
Alex Lopez: Davul
Mitch Lucker: Vokal
Şarkılar 1. "Slaves to Substance"
2. "O.C.D."
3. "Human Violence"
4. "You Only Live Once"
5. "Fuck Everything"
6. "March to the Black Crown"
7. "Witness the Addiction" (Konuk: Jonathan Davis / KoRn)
8. "Cross-Eyed Catastrophe" (Konuk: Alexia Rodriguez / EYES SET TO KILL)
9. "Smashed" (Konuk: Frank Mullen / SUFFOCATION)
10. "The Only Thing That Sets Us Apart"
11. "Cancerous Skies"
@Rotten Angel, Ne alaka tiplerle? Eğer biraz emo görmek istiyorsan daha büyük çaplı aramanı tavsiye ederim, ki Suicide Silence böyle bir hitabı hak etmiyor.
2007′de The Cleansing’i çıkar çıkmaz dinlemiştim dibim düşmüştü. ki hala türün en iyi albümlerinden biridir. sonra No Time to Bleed geldi o da bir The Cleasing olmasa da gayet iyi bir albümdü ama bu albüm hiç olmadı. Human Violence, O.C.D. ve Smashed fena şarkılar değil ama eski Suicide Silence ile alakası yok. tabi pop deathcore olayı biraz abartı çünkü albüm tarz olarak alternatif ve groove metal arasında bir yerlerde. gerçi şu halleriyle bile yumuşamaya giden çoğu klasik metal grubundan kat kat sert olsalar da pek sevmiyorum bu albümü. 5.5/10 alır benden.
“acaba o kadar dövme içinde yaşlandığında ne olucak bu mitch ?” diyorum ve çok dövmeli insan görmüş her türk bireyinin beynini kemiren soruyu ortaya atıp kaçıyorum.
@deathcore, Hacı bunların yaptığına müzik diyosan o zaman herkes alsın gitarı yardırsın distorsiyona bide böğüren dingil :D al sana müzük ya da büzük D:
Albumu cok begendigimden kritigi elestirmeyecegm. Ben de onceki albumler kadar sarmadigini dusunuyorum.
Ancak…
Ne yazik ki album, turle ilgisi alakasi olmayan birileri tarafindan kritigi cikarimis ve yorumlanmis. Kritigin en komik ve eglenceli bolumu ise abumu yerden yere vurduktan sonra dinlenebilir sarkilarin da oldugunun soylenmesiydi.
Bir grup piyasaya hitap etmek isterse izleyecegi yollar fikstir; clean vox, catchy nakaratlar, basit riffler, gitar solosuz sarki yapisi vs.. ve hicbiri albumde yok.
Bir albüm bu kadar güzel karalanır, alkış.
Deathcore adı altında değil bir kere. Deathcore un bizzat öncülerindendir Suicide Silence. Albüme gelecek olursak iyi hit yaptı ve Suicide Silence hayranlarının ise yüzünü ekşitmedi. Kişiden kişiye değişir tabii. Bence gayrt dinlenilir bir albüm.
allahım tiplere bak. emocore mu deathcore mu belli değil.
22.06.2013
@Rotten Angel, Ne alaka tiplerle? Eğer biraz emo görmek istiyorsan daha büyük çaplı aramanı tavsiye ederim, ki Suicide Silence böyle bir hitabı hak etmiyor.
You only live once klibinin fikrini sevdim.
2007′de The Cleansing’i çıkar çıkmaz dinlemiştim dibim düşmüştü. ki hala türün en iyi albümlerinden biridir. sonra No Time to Bleed geldi o da bir The Cleasing olmasa da gayet iyi bir albümdü ama bu albüm hiç olmadı. Human Violence, O.C.D. ve Smashed fena şarkılar değil ama eski Suicide Silence ile alakası yok. tabi pop deathcore olayı biraz abartı çünkü albüm tarz olarak alternatif ve groove metal arasında bir yerlerde. gerçi şu halleriyle bile yumuşamaya giden çoğu klasik metal grubundan kat kat sert olsalar da pek sevmiyorum bu albümü. 5.5/10 alır benden.
benden puan çıkmaz bunlara.
“acaba o kadar dövme içinde yaşlandığında ne olucak bu mitch ?” diyorum ve çok dövmeli insan görmüş her türk bireyinin beynini kemiren soruyu ortaya atıp kaçıyorum.
31.05.2012
@saklanan saman, Öyle dedem olsa hiç bi söylediğine güvenmem.
01.06.2012
@saklanan saman, valla 70-80 yaşlarında yakuza mafya babası var. götünün yanaklarına bile dövme yaptırmış. yaşlı-genç fark etmiyor artık, sanırım :)
10.12.2016
@saklanan saman, adam 2012 de motorsiklet kazasında öldü
Bu kadar acımasız olmayın tamam diğer albümleri kadar olmasada bence gayet dinlenebilir bir albüm olmuş bence severek dinliyoruz
01.06.2012
@deathcore, Hacı bunların yaptığına müzik diyosan o zaman herkes alsın gitarı yardırsın distorsiyona bide böğüren dingil :D al sana müzük ya da büzük D:
The black crown…
Albumu cok begendigimden kritigi elestirmeyecegm. Ben de onceki albumler kadar sarmadigini dusunuyorum.
Ancak…
Ne yazik ki album, turle ilgisi alakasi olmayan birileri tarafindan kritigi cikarimis ve yorumlanmis. Kritigin en komik ve eglenceli bolumu ise abumu yerden yere vurduktan sonra dinlenebilir sarkilarin da oldugunun soylenmesiydi.
Bir grup piyasaya hitap etmek isterse izleyecegi yollar fikstir; clean vox, catchy nakaratlar, basit riffler, gitar solosuz sarki yapisi vs.. ve hicbiri albumde yok.
Bir albüm bu kadar güzel karalanır, alkış.
Deathcore adı altında değil bir kere. Deathcore un bizzat öncülerindendir Suicide Silence. Albüme gelecek olursak iyi hit yaptı ve Suicide Silence hayranlarının ise yüzünü ekşitmedi. Kişiden kişiye değişir tabii. Bence gayrt dinlenilir bir albüm.