Bir insan 2012 yılında neden hala Cannibal Corpse dinler ki? Ne yapacağı hemen hemen belli olan, vokalisti stüdyoya İsmail Türüt gibi girip bütün şarkıları aynı şekilde söyleyerek bitiren, bateristi “Yetenek Sizsiniz”e katılsa hayır yanıtı alabilecek bir gruptan beklentimiz ne olabilir? Bence; dinliyoruz, çünkü yaptıkları şey tahmin edilebilir de olsa zevkli ve gaza getirici.
Bu sitede Cannibal Corpse için yaptığım bir yorum aynen şu şekildeydi: “…ama adamlar durdukları yeri sabitlemişler. Cannibal büyük bir marka ve o markanın yarattığı konseptin dışına çıkılmıyor. Eski ruh yok ama güzel şarkılar var. Bunu anlatmak istedim, arayış yok yani, herkes maaşlı işçi gibi görevini yapıyor.”
Albüme bu fikirlerle yaklaşıldığında beklentiler de düşük oluyor haliyle. Ama gelin görün ki şarkılar hiç de fena değil, hatta nedenini bilmediğimiz bir şekildeü içimizden “taş gibi” diyemeyeceğimiz kadar iyi. Neden bu grubu rahatlıkla övemiyoruz? Çünkü Cannibal Corpse’un aynı yere oynuyor oluşunun yarattığı metafor, zihnimizi rahat bırakmıyor da ondan. Biri bize “kırmızı fili düşünme” dediğinde, biz her seferinde “hangi kırmızı fili ya, hangisini ya” diyip duruyoruz. Rifler akıp giderken bizler “Ama siz davayı sattınız, old school death metal değilsiniz.” diyoruz. Ve bunu sadece Cannibal Corpse için yapmıyoruz ne yazık ki. Etiket yapıştırmak, kendi algılarımızın sahip olduğu komplekslerin gizlenme biçimleri olsa gerek.
Evet, Cannibal Corpse eskiden daha ruhluydu, gerçek bir death metal grubu gibiydi. Ama yeni hali de teknik death metal kategorisinde üst sıralarda yer alacak cinsten. Özellikle “Bloodthirst” ve sonrasında pek beğenilmeyen ama benim “Bloodthirst”e kalite anlamında çok yakın bulduğum “The Wretched Spawn”, akabinde hayvani derecede hızlı ve teknik şarkılar barındıran “Kill” albümü beklentileri karşılayan albümlerdi benim için. “Evisceration Plague” albümüyle birlikte teknik ve hız seviyesini biraz düşürdüler ve şimdi de gelinen noktadalar. Cannibal Corpse çalmak bir gitarist için bir mihenk, “charisma point”, “level” atlama noktasıyken, bir grubu bazı şeyleri başardığı için alaşağı etmek, karanlıkta legoya bastığı için legonun mucidine saydırmak kadar anlamsız bir hareket olsa gerek (Mucidin adını biliyorsa takdir ederim ama).
Albüm her Cannibal Corpse albümünde olduğu gibi kafa sallama garantisi, boyun kırma isteği, duvara sandalye fırlatma arzusu, bıçakla pencereden rastgele insan saplama isteği uyandırıyor. Eğer bunlar sizde olmuyorsa The Walking Dead’de sigortalı zombi olarak çalışabilirsiniz.
Şarkı yazımı konusunda ise grup, Corpsegrinder haricinde rolleri paylaşmış durumda. Örneğin “Scourge of Iron” Alex Webster’a, “Sarcophagic Frenzy” Rob Barrett’a, giriş şarkısı “Demented Aggression” Pat O’Brien ve Mazurkiewicz’e, klip parçası “Encased in Concrete” Barrett ve Mazurkiewicz’e, “As Deep As the Knife Will Go” da Pat O’Brien ve Paul Mazurkiewicz’e ait.
Evet, sonuç olarak çok da abartmamak kaydıyla güzel bir albüm “Torture”. Herhangi bir sürpriz yok ama Cannibal Corpse’tan bekleneni veriyor tabii ki. Albüme 7,5 ile 8 puan arası bi şey düşünüyorum ama albümü baştan sona dinlerken hiç sıkılmadığım için, biraz da milletin gazıyla 8 puan veriyorum. Ha bu arada şarkı sözlerinden bahsetmeyi unuttum. Şarkı sözlerinde grup, her zaman olduğu gibi modern insanın yalnızlığını, şehir ve insan hayatı ilişkisini, ekonomik problemleri ve gerçek sevgi gibi derin konuları işliyor.
Kadro Corpsegrinder: Vokal
Pat O'Brien: Gitar
Rob Barrett: Gitar
Alex Webster: Bas
Paul Mazurkiewicz: Davul
Şarkılar 01. Demented Aggression
02. Sarcophagic Frenzy
03. Scourge of Iron
04. Encased in Concrete
05. As Deep As the Knife Will Go
06. Intestinal Crank
07. Followed Home Then Killed
08. The Strangulation Chair
09. Caged... Contorted
10. Crucifier Avenged
11. Rabid
12. Torn Through
Kritik güzel ama albüm şahsen beklemediğim kadar kötü. Bastım 4′ü. Metal sanırım miâdını dolduruyor artık. Çoğu grup kazıkladı. Opeth mi desem, Orphaned Land mi desem, Nevermore mu desem, Jeff Loomis mi desem… Sıkıcı şeyler çıkmaya başladı son dönemlerde. Deneysel şeylere yumulacağız artık.
@Rotten Angel, hakikaten ya. Kaynayan bir underground grindcore/oldschool death/black piyasasından bihaberken bu tip yorumlarda bulunmak normal. Impiety’nin, Deathhammer’ın, Bestial Holocaust’un son albümlerini dinle de son dönemlerde çıkmaya başlayan sıkıcı şeyler hakkında ondan sonra konuşalım. Metal = piyasa, reklam, bu müziğin artık Starbucks’ı, McDonalds’ı olmuş gruplar zaten canım, he.
@Anti, Yukarıda saydığım gruplar sadece örnekti, ayrıca hiçbiri öyle hayvan gibi reklam kampanyaları düzenleyen gruplar değil. Underground piyasayı da şahsen pek takmıyorum bir kaç grup dışında. Dünya çapında milyonlarca insana ulaşmış metalin 3-5 tane itilmiş, kakılmış kenar mahalle grubuna bırakmak ne kadar mantıklıdır bilemiyorum.
@Deli, vay be bundan tam 8 yıl önce metal bitti diyormuş insanlar :D yorum yapan arkadaş hayattaysa türk popuna sarmamıştır umarım zira türk popu da biteli çok oldu :D
eline sağlık. şu kafamızdaki beğenmemek üzerine kurduğumuz kalıplardan kurtulamama kısmına çokça katılıyorum. lirikleri çok iyi özetlemişsin bu arada adsfojl
Cannibal Corpse beni death metal’le tanıştıran grup olması hasebiyle kendilerine duyduğum muhabbet ve itibarın yeri bir başkadır. Ama hiç şüphesiz ki beni damardan etkileyen Cannibal Corpse, Chris Barnes’lı zamanlarındaki Cannibal Corpse olmuştur. Açık konuşmak gerekirse George Fisher’lı CC’nin albümlerinde hiçbir zaman aynı tadı alamamışımdır eski albümler kadar. Ama tabii ki Vile’ın, Bloodthirst’ün, The Wretched Spawn’un hakkını da teslim etmek lazım.
Lakin şu da bir gerçek ki The Wretched Spawn albümünün ardından Cannibal Corpse için bir tekdüzeleşme yolunun göründüğü barizdi ve sonraki albümlerinde de göreceğimiz üzere bu trend üzerine gitmeye başladılar. Parçalar daha sertleşmek suretiyle melodik mahiyetlerini biraz kaybetmiş oldular açıkçası.
Ve Torture albümüne gelince… Arkadaşımızın da buyurduğu üzere Cannibal Corpse zaten kendinden bekleneni yaptı, bizi şaşırtmadı sound olarak.
Bu sebeptendir ki artık Cannibal Corpse yeni bir albüm çıkaracağı vakit içim içimi yemiyor ve “bakalım nasıl bir albüm olacak” diye içimi bir heyecan bürümüyor. Şahsım adına Chris Barnes’ın CC’den sonraki grubu Six Feet Under’ı takip etmek beni daha fazla heyecanlandırıyor. Ama her ne olursa olsun bu çalışkan ve azimli delikanlılara her zaman saygı duyuyorum.
Albüm şahsen beklemediğim kadar kötü diyen arkadaş, bi’ Gore Obsessed, Gallery of Suicide falan dinleyip gelsin. Torture, ilk üç albümün ruhunu taşıyor bariz. Saf Death Metal. Kötücül, saldırgan.
@ManOmer, death’in leprosy albümünü açarım.chuck’ın o brutalı chris barnes’in brutalından kat kat iyidir bana göre.dinleyiciye içindeki öfkeyi ve siniri damarlarında ve ruhunda hissettirir.aynı şekilde corpsegrinder da öyle.
ama chris barnes çok ruhsuz bir brutal yapıyor.çıkıyor ”öğrrrr öğrrrrr rooaaarr hrrrrr öööö” hiç ruhunu katamıyor. stüdyoya dana getirt, zorla böğürttür pek bir fark olmaz (bu benzetmeyi başka biride yapmıştı helal olsun demiştim)
@Utku, Çüş. chuck kimki chrisden iyi vokal yapacak.müzisyenligine laf yok ama growl vokali chris barnesdan iyi diyene kargalar kıçıyla güler.chuckı geçtim death metal tarihinin en iyi 3 vokalistinden biridir barnes.kimsede onun gibi sert girtlak yok.mikael gibi sesiyle stüdyoda oynamaz.stüdyoda nasil ise canli performansi aynidir barnes hatta bazı konserlerde studyodan iyidir denilebilir.mesaj yazmadan evvel ben ne yaziyorum diye düsünmeli insan
@Kaan, İyide arkadaş Chuck,Chris’ten daha iyi growl vokal yapıyor demedi ki.Daha ruhlu vokal yapıyor dedi ki bende katılıyorum arkadaşa.Ayrıca vokalin iyiliğini homurtunun şiddetiyle ölçmek gibi bir durum olmadığından keşke sende düşünseymişin yazmadan önce.Senin için iyi vokal “Hurrr hurr öeeerggghhh” derecesinin fazlalığı ise eyvallah..Bana sorsan Johan Hegg vokali tam ayardırındadır mesela.
@Rotten Angel, Cannibal Corpse’un bu formda kaydettiği bir albüm hakkında fikir sahibi olmak için albümü defaaten dinlemeye gerek yok. Grubu sevenler zaten albümü de severler; o bakımdan CC ekibi de rahat, fanlar da rahat…
Albümü beğendim.En azından gurur verici tarafı hala adamlar bangır bangır..Metal sıkıcı mı? Ulan bu hayatımda duyduğum en garip şey..Onlarca tür, binlerce grup var ne diyosun sen..Bu dediğin teknik olarak mümkün değil:]
kill albümü kadar olmasada çok buyuk zevkle dinlediğim bir albüm…özellikle 1. şarkı bana göre çok iyi…albüm genel olarak tatmin edici ve gaddar…yinede Scourge of Iron denen şarkıya ne gerek vardı diye düşünüyorum…giriş kısmı iyi ama sonradan çok feci baydı beni…
kritikte pek detaya deginilmemiş. ilk önce; prodüksiyon şahane. modern old school türünden. erik rutan gitgide aşıyor kendini. cc’nin albumleri genelde 1/4 i hit parçalardan olur geri kalanı gavurun “bread and butter” dedigi klasik cc tarzı olur. bu album komple bir album. vile zamanlarını hatırlatıyor yer yer. encased in concrete çok hayvansal. scourge of iron delirtici. fallowed home daki grup çalışması hayranlık uyandırıcı. kısacası cc’nin en derin/yogun albumu.
Güzel kritik. Yamyam Ceset isimli Türk oluşumu tercih ederim ama bunlara. :) “ÖLSÜNNN!”
06.05.2012
@Aeonian_Lich, ahahaha “az bağır da (eh) komşular ölmesin”
06.05.2012
vay be. izleyeli kaç sene olmuş.
http://www.youtube.com/watch?v=WPYQPH3h2AQ
Kritik güzel ama albüm şahsen beklemediğim kadar kötü. Bastım 4′ü. Metal sanırım miâdını dolduruyor artık. Çoğu grup kazıkladı. Opeth mi desem, Orphaned Land mi desem, Nevermore mu desem, Jeff Loomis mi desem… Sıkıcı şeyler çıkmaya başladı son dönemlerde. Deneysel şeylere yumulacağız artık.
06.05.2012
ööeeeaah. metal müziğin geleceği 3-4 gruba mı kaldı? gayet manyak albümler çıktı, arşivini genişlet biraz.
06.05.2012
@Rotten Angel, hakikaten ya. Kaynayan bir underground grindcore/oldschool death/black piyasasından bihaberken bu tip yorumlarda bulunmak normal. Impiety’nin, Deathhammer’ın, Bestial Holocaust’un son albümlerini dinle de son dönemlerde çıkmaya başlayan sıkıcı şeyler hakkında ondan sonra konuşalım. Metal = piyasa, reklam, bu müziğin artık Starbucks’ı, McDonalds’ı olmuş gruplar zaten canım, he.
06.05.2012
@Anti, Yukarıda saydığım gruplar sadece örnekti, ayrıca hiçbiri öyle hayvan gibi reklam kampanyaları düzenleyen gruplar değil. Underground piyasayı da şahsen pek takmıyorum bir kaç grup dışında. Dünya çapında milyonlarca insana ulaşmış metalin 3-5 tane itilmiş, kakılmış kenar mahalle grubuna bırakmak ne kadar mantıklıdır bilemiyorum.
06.05.2012
@Deli, Şu anlayışla kaçırdığın müthiş albümlerin haddi hesabı yok, emin ol.
06.05.2012
@Deli, itilmiş kakılmış ne lan, dövüyolar mı adamları :D
06.05.2012
@Rotten Angel, arkadaş piyasa takılıyor.
06.05.2012
@Deli, Koca metal müziği 4 grupla bitirmek. “Hmm”
06.05.2012
@Deli, 36 kişi daha uğraşırsa, belllki çıkarabiliriz taşı kuyudan.
03.06.2020
@Deli, vay be bundan tam 8 yıl önce metal bitti diyormuş insanlar :D yorum yapan arkadaş hayattaysa türk popuna sarmamıştır umarım zira türk popu da biteli çok oldu :D
Undead mi (Six Feet Under) daha iyi yoksa bu mu diye düşünüyorum. Baya bir düşünmem lazım…
06.05.2012
@Rotten Angel, bence Undead daha iyi bu albüm çok yoruyor beni
eline sağlık. şu kafamızdaki beğenmemek üzerine kurduğumuz kalıplardan kurtulamama kısmına çokça katılıyorum. lirikleri çok iyi özetlemişsin bu arada adsfojl
Cannibal Corpse beni death metal’le tanıştıran grup olması hasebiyle kendilerine duyduğum muhabbet ve itibarın yeri bir başkadır. Ama hiç şüphesiz ki beni damardan etkileyen Cannibal Corpse, Chris Barnes’lı zamanlarındaki Cannibal Corpse olmuştur. Açık konuşmak gerekirse George Fisher’lı CC’nin albümlerinde hiçbir zaman aynı tadı alamamışımdır eski albümler kadar. Ama tabii ki Vile’ın, Bloodthirst’ün, The Wretched Spawn’un hakkını da teslim etmek lazım.
Lakin şu da bir gerçek ki The Wretched Spawn albümünün ardından Cannibal Corpse için bir tekdüzeleşme yolunun göründüğü barizdi ve sonraki albümlerinde de göreceğimiz üzere bu trend üzerine gitmeye başladılar. Parçalar daha sertleşmek suretiyle melodik mahiyetlerini biraz kaybetmiş oldular açıkçası.
Ve Torture albümüne gelince… Arkadaşımızın da buyurduğu üzere Cannibal Corpse zaten kendinden bekleneni yaptı, bizi şaşırtmadı sound olarak.
Bu sebeptendir ki artık Cannibal Corpse yeni bir albüm çıkaracağı vakit içim içimi yemiyor ve “bakalım nasıl bir albüm olacak” diye içimi bir heyecan bürümüyor. Şahsım adına Chris Barnes’ın CC’den sonraki grubu Six Feet Under’ı takip etmek beni daha fazla heyecanlandırıyor. Ama her ne olursa olsun bu çalışkan ve azimli delikanlılara her zaman saygı duyuyorum.
Kritik için teşekkürler…
“bıçakla pencereden rastgele insan saplama isteği uyandırıyor” lol
Albüm şahsen beklemediğim kadar kötü diyen arkadaş, bi’ Gore Obsessed, Gallery of Suicide falan dinleyip gelsin. Torture, ilk üç albümün ruhunu taşıyor bariz. Saf Death Metal. Kötücül, saldırgan.
Kritiği beğendiğiniz için teşekkürler herkese.
Albümü dinlemedim, ama kritik çok eğlenceli olduğundan 8′i bastım.
07.05.2012
@Osman, ben 10 bastım ya kritik eğlenceli diye o gazla asdafadsg
yetenek sizsiniz’e katılsa reddedilecek grup” ifadesi çok iyi.kritik çok güzel.
06.05.2012
@saw you drown, grup dememiştim aslında, baterist demiştim, mazurkiewicz’in tekdüzeliğine ithafen :)
07.05.2012
@Ufuk Sönmez, ben de yetenek sizsiniz’deki beyinsiz jürilere ithafen yazdım zaten. :)
ruhsuz derken kastettiğim chris barnes.virgül koymamışım pardon.
07.05.2012
@Utku, Chris Barnes’a biraz önyargılı bakmıyor musunuz?
@ManOmer, death’in leprosy albümünü açarım.chuck’ın o brutalı chris barnes’in brutalından kat kat iyidir bana göre.dinleyiciye içindeki öfkeyi ve siniri damarlarında ve ruhunda hissettirir.aynı şekilde corpsegrinder da öyle.
ama chris barnes çok ruhsuz bir brutal yapıyor.çıkıyor ”öğrrrr öğrrrrr rooaaarr hrrrrr öööö” hiç ruhunu katamıyor. stüdyoya dana getirt, zorla böğürttür pek bir fark olmaz (bu benzetmeyi başka biride yapmıştı helal olsun demiştim)
07.05.2012
@Utku, Çüş. chuck kimki chrisden iyi vokal yapacak.müzisyenligine laf yok ama growl vokali chris barnesdan iyi diyene kargalar kıçıyla güler.chuckı geçtim death metal tarihinin en iyi 3 vokalistinden biridir barnes.kimsede onun gibi sert girtlak yok.mikael gibi sesiyle stüdyoda oynamaz.stüdyoda nasil ise canli performansi aynidir barnes hatta bazı konserlerde studyodan iyidir denilebilir.mesaj yazmadan evvel ben ne yaziyorum diye düsünmeli insan
07.05.2012
@Kaan, İyide arkadaş Chuck,Chris’ten daha iyi growl vokal yapıyor demedi ki.Daha ruhlu vokal yapıyor dedi ki bende katılıyorum arkadaşa.Ayrıca vokalin iyiliğini homurtunun şiddetiyle ölçmek gibi bir durum olmadığından keşke sende düşünseymişin yazmadan önce.Senin için iyi vokal “Hurrr hurr öeeerggghhh” derecesinin fazlalığı ise eyvallah..Bana sorsan Johan Hegg vokali tam ayardırındadır mesela.
Kritik albümden güzel, albüme üç, sana sekiz puan.
Tanrı sizi korusun
07.05.2012
@hüdai, kızma ama. nerenle dinlediğini sorabilir miyim?
ya da albümü bir kere çevirip yorum mu yapıyorsunuz anlamadım.
14.05.2012
@Rotten Angel, Cannibal Corpse’un bu formda kaydettiği bir albüm hakkında fikir sahibi olmak için albümü defaaten dinlemeye gerek yok. Grubu sevenler zaten albümü de severler; o bakımdan CC ekibi de rahat, fanlar da rahat…
Albümü beğendim.En azından gurur verici tarafı hala adamlar bangır bangır..Metal sıkıcı mı? Ulan bu hayatımda duyduğum en garip şey..Onlarca tür, binlerce grup var ne diyosun sen..Bu dediğin teknik olarak mümkün değil:]
kill albümü kadar olmasada çok buyuk zevkle dinlediğim bir albüm…özellikle 1. şarkı bana göre çok iyi…albüm genel olarak tatmin edici ve gaddar…yinede Scourge of Iron denen şarkıya ne gerek vardı diye düşünüyorum…giriş kısmı iyi ama sonradan çok feci baydı beni…
kritikte pek detaya deginilmemiş. ilk önce; prodüksiyon şahane. modern old school türünden. erik rutan gitgide aşıyor kendini. cc’nin albumleri genelde 1/4 i hit parçalardan olur geri kalanı gavurun “bread and butter” dedigi klasik cc tarzı olur. bu album komple bir album. vile zamanlarını hatırlatıyor yer yer. encased in concrete çok hayvansal. scourge of iron delirtici. fallowed home daki grup çalışması hayranlık uyandırıcı. kısacası cc’nin en derin/yogun albumu.
Taş gibi albüm. 9/10