# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
HATE ETERNAL – Phoenix Amongst the Ashes
| 06.03.2012

Küllerini halıya döken Anka Kuşu.

Artık anka kuşu benzetmesi görmek ve duymak istemiyorum. O kadar çok kullanılıyor ki koskoca Simurg efsanesi helâk oldu gitti. Sanatçıların benzetmeler için yeni efsanelere, mitolojilere yelken açmasının zamanı geldi. Bu problemin haricinde Erik Rutan günümüzün death metal dünyasının en başarılı gitarist/prodüktörlerinden birisi haline geldi. Ama nasıl geldi?

Daha 20′li yaşlarının başında kült thrash metal gruplarından Ripping Corpse’da “Dreaming with the Dead” gibi çok önemli bir albüme imza atmış, ardından Morbid Angel kadrosuna dahil olup “Domination“da çalıp kariyerinin önemli adımlarını atmıştı.

Tabii ki uğraşları boşa olmadı. Şu anda death metalin ve hardcore müziğinin en baba gruplarının kayıtlarını yapan hayvan gibi “Mana Recording Studios”a sahip. Babamın oğlu olmadığından fazla övmeye gerek yok. Zaten ilk kayıt ettiği albümlerinin çok başarısız olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda sanırım Erik Rutan’ın prodüktörlük/müzisyenliğinin bir denge/orana bağlı olduğunu tahmin ediyorum. Nedeni ise açık: çünkü prodüktörlük yeteneği artarken, tam olarak müzisyenlik değil de yaratıcılık yeteneği düşüşe geçiyor gibi geliyor.

Hate Eternal, en son 2008 yılında “Fury & Flames” albümünü çıkarmıştı. Turneler, konserler, albüm kayıt işlerininin hepsini birlikte yönetmek zorunda olması, şarkı yazımına yeteri kadar vakit ayıraması nedeniyle Erik Rutan açısından epey zorlu bir dönemdi. Zaten öncesinde yeri çok zor doldurulacak olan davulcu Derek Roddy ayrılmıştı, ardından en yakın arkadaşlarından ve bas gitaristi olan Jared Anderson’ı kaybetmişti. Bundan kelli olacak ki “Fury & Flames” dengesizce kaotik ve bas ile davulun aşırı derecede yüksek desibellerde kaydedilmesi yüzünden dinleyicileri sağır etmeye yönelik bir kayıt olmuştu. Kısacası yanlış zamanlama kötü bir sonuç doğurmuştu. “Phoenix Amongst the Ashes”ı anlatmaya geçmeden önce söylemem gerekiyor ki; açıkcası Hate Eternal’ı seviyor olmamın birden fazla sebebi var. Ama en büyük sebebi Erik Rutan’ın bana göre Trey Azagthoth ve Karl Sanders’tan sonra gitara mistik bir ruh katabilen ender gitaristlerden birisi olması.

Albüm hakkında inanılmaz derecede hoş ve pozitif şeyler söyleyemem. Yine de “Phoenix Amongst the Ashes”, isminden de anlaşılacağı gibi Hate Eternal’ın zor günleri arkada bırakarak küllerinden doğmasını gerçektirme sahnesi. Her zamanki gibi kaotikliğin hüküm sürdüğü, beklenmedik gidişatlarla dolu, çok yoğun enstruman partisyonları hazırlanmış. Fakat bu yoğunluk için farklı bir yol izlenilmiş. İlk albümlerindeki gibi sık ve ardı ardına gelen rifler yok, bunun aksine “az ama uzun rif” paterni kullanılmış. Bu nedenle daha eski usül bir hava var. Özetlersem grubun şu ana kadar yaptığı tüm albümlerin distile edilmiş hali gibi. Başlangıçtan bitişe kadar inanılmaz dinamik parçalar yapılmış. Haunting Abound, The Art of Redemption, Phoenix Amongst the Ashes, Hatesworn parçaları Hate Eternal müziğinin tavan yaptığı şarkılar.

Özellikle girişi Origin’in Expulsion Of Fury’siyle benzeşen The Art of Redemption ve Phoenix Amongst the Ashes, Hate Eternal’ın yazmış olduğu en iyi rifleri barındırıyor. Albümde tek bir şarkı bile doldurmaca değil. Hepsi için uğraşılmış, vakit harcanmış olduğu belli. Dikkatli dinlenirse ne kadar fazla gitar harmonisinin bulunduğu fark ediliyor. Genç sayılabilecek davulcu Jade Simmonette de, Derek Roddy kadar yaratıcı olmasa da gayet iyi bir iş çıkarmış. Bas için de aynı şeyi söylemek istesem de J.J Hrubovcak, Alex Webster ile denkleştirilecek kadar iyi değil. Alex Webster’ın geçen albümdense bu albümde çalmış olmasını isterdim.

Hate Eternal, diğer birçok death metal grubuna benzer türde müzik yapıyor olsa da, aynı zamanda kendine özgü parçalar da taşıyor. En basitinden sadece headbang için müzik yapmıyorlar. Teknik ile brutalliğin orta yolda buluşturuyor olmaları artı bir puan. Bu olaya örnek olarak en çok Phoenix Amongst the Ashes’ın son dakikasında soloların dansı ve The Fire of Resurrection parçasındaki hunhar romantiklikten fark edilebilir.

Sonuca gelirsek, albüm olması gerektiği gibi dengeli olmuş. Geçen albümde yapılan hatalardan ders alınıp fazla ekstrem işlere kalkışmadan olgun ve death metalin en saf halini ortaya koyacak bir iş yapmışlar. “Fury & Flames”de olduğu kadar yerli yersiz gitar ve bas arası atışmaları, ne yapacağını bilememezlik veya diğer enstrumanların arasında boğulan gitar rifleri yok. Ne çok karanlık, ne de çok teknik. Prodüksiyon açısından da yeterince iyi, özellikle gitar tonuna hasta oldum. Son söz olarak, bence “Phoenix Amongst the Ashes”, Hate Eternal’ın Morbid Angel’dan kalan tahtı almaya en çok yaklaştığı an.

Exorsexist

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.23/10, Toplam oy: 47)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2011
Şirket
Metal Blade
Kadro
Erik Rutan: Gitar, vokal
J.J. Hrubovcak: Bas
Jade Simonetto: Davul
Şarkılar
1. Rebirth
2. The Eternal Ruler
3. Thorns of Acacia
4. Haunting Abound
5. The Art of Redemption
6. Phoenix Amongst the Ashes
7. Deathveil
8. Hatesworn
9. Lake Ablaze
10. The Fire of Resurrection
  Yorum alanı

“HATE ETERNAL – Phoenix Amongst the Ashes” yazısına 14 yorum var

  1. İnanılmaz yorucu bir albüm oldu benim için. Hatesworn, The Art of Redemption ve Phoenix Amongst the Ashes baya süper şarkılar ama nedense onları bile en fazla birer kere dinleyebiliyorum. İlk çıktığı zamanlarda yazmaya yeltenmiştim ama erkenden vazgeçtim bu yüzden. Yine de farklı bi albüm olduğu su götürmez tabiy. Eline sağlık.

  2. agresifq says:

    ilginçtir, benim de en zevk alarak, en uzun süre çevirerek dinlediğim ender death gruplarındandır hate eternal. fury and flames’in köpeği olmuştum, bu albüm o kadar tiryakilik derecesinde değil ama yine de günün herhangi bir saati birkaç kez üst üste dinleyebilirim.

  3. Çok yorucu bir müzik yapıyorlar açıkçası.

  4. Hate Eternal’ın yoruculuğu konusunda herkes hemfikir sanırım. Ben de çok uzun süreler dinleyemiyorum açıkçası. Anormal düzeyde dur durak bilmeyen bir müzikleri var. Canlı izlediğimde performanstan dolayı hayran kalmıştım, ancak çok iyi olmayan bir ses sisteminde, özellikle de grubu önceden bilmeyen biri cidden hiçbir şey anlamayabilir. O kadar kaotik bir ses duvarı yaratıyolar ki bazen, insan bir durup nefes alma ihtiyacı duyuyor.

    buçukluk

    @Ahmet Saraçoğlu, Hate Eternal’in yoruculuğu fikrine katılan toptur, dombilidir ;) Herkes anca bu sitede katılabilir ve bu fikrin düpedüz karşısında duran zilyon tane adam tanıyorum ;)

    Ahmet Saraçoğlu

    @buçukluk, günde 1.000 küsür kişinin girdiği bir sitede genelleme yapmanın saçmalığı bir tarafa, tür içerisindeki diğer gruplarla kıyaslandığında ortaya çıkan bir durumdan bahsediyorum. Yoksa “Hate Eternal dinlerken yoruluyorum, kafam almıyor” tarzı bir şey değil söz ettiğim. Ama çoğu zaman, örnek vermek gerekirse bir Origin’den veya Devourment’tan falan daha meşakkatli bir dinleme oluyor Hate Eternal. Pop şarkısı dinler gibi çerez niyetine dinleyenler de vardır, ne mutlu onlara. :) Ayrıca “Anca bu sitede…” dediğin yerde de o zilyon tane insanın bir kısmı takılıyordur muhtemelen.

    Lefthandpath

    @Ahmet Saraçoğlu, bu siteyi beğenmeyen toptur, dombilidir.

    Exorsexist

    @Ahmet Saraçoğlu, Bu boğuculuk “Fury & flames”le başladı. Conquering the Throne, King of all kings filan daha kontrollü, drive tarzdaydı mesela.
    Bir de canlı performansları çok garip oluyor, bunca katmanlı gitar harmonilerine rağmen -en sevmediğim şeylerden birisi olan- tek gitarist olarak çıktıklarından sürekli bişeyler eksik oluyor.

  5. jelibon says:

    Death metal böyle yapılır. Bir kişi de çıkıp ne güzel albüm dememiş insan kasıt arıyor ister istemez.

  6. nordson says:

    death metal ve yoruculuk?!??!
    kafanız mı iyi güzeller,
    :)

  7. buçukluk says:

    Grup elemanlarının kendilerini ön plana çıkarmaları kadar ayar edici bi durum olamaz metal adına. Üstteki fotolar da bunun ne kadar gülünç olduğunun göstergesi. En azından fantastik-kuntastik takılınabilirdi fotolarda. Yoksa “ben hate eternalda çalıyorum hafız” görüntüsünden başka bişey değil muhtemelen :(

    Exorsexist

    @buçukluk, Eğer erik rutan’dan bahsediyorsan; adam grubun kurucusu, vokalisti, tek orjinal üyesi. Öne çıkması kadar normal birşey olamaz. Eğer diğerlerinden bahsediyorsan; sadece maskülen şekilde poz vermişler, hepsi uzun saçlı, warpaintli kvlt insanlar olmadığından.

  8. ismail vilehand says:

    Güne bu albümle başladım, az sonra vücuduma beton çivisi ile akupunktur yaptıracağım.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.