2010 yapımı The Runaways’i izlediniz mi? Cherrie Curie’li, Joan Jett’li kült grubun aynı isimli biyografik filmi, bence fena olmayan rock temalı bir film olsa da bir sahne vardı ki filmin tamamen önüne geçmişti. O da, Cherrie Curie’yi canlandıran ve dünya nüfusunun büyük çoğunluğunun halen el kadar bebe sandığı Dakota Fanning’in, Joan Jett’i canlandıran Kristen Stewart’la olan lezbiyen sahnesiydi. Bu sahneden tahrik olup “Galiba pedofiliyim lan ben.” diye gezen birkaç arkadaşım bile olmuştu.
Neyse, o sahnenin geçtiği yeri hatırlıyor musunuz peki? Köprü altı gibi değil gibi, evinden kaçmış çocukların mesken tuttuğu, tam kayıp gençlik toplaşma mekanı. İşte oranın o atmosferiyle de, etraf kırmızıya bürünüp bizim kızlar öpüşmeye başladığı anda “Aha,” demiştim, “tam Therapy?’lik an.” Birçok albümünde aynı tarza bağlı kalmasalar da, duyulduğu anda “Bu Therapy? abi ya.” dedirten, bir tünelin içindeymiş gibi tınlayan, karanlık ve paranoyak, hatta haplanmış gibi hissettiren imza sound’ları sayesinde o sahneye çok uygun olduklarını düşünmüştüm. Ha, Iggy Pop şarkısı “I Wanna Be Your Dog” çalınca da şikayet ettim mi, hayır, o da süper uymuştu o sahneye.
Evet, daha önce hiç Therapy? dinlememiş biri için grubun sound’una dair söyleyebileceğim şeyler bunlar olabilir sanırım. Gerçi Therapy?’nin sınıflandırması zor gruplardan biri olduğunu ve birçok albümde farklı etkileşimlere sahip olduğunu düşünürsek, anlattıklarımın grubun sound’unu tam olarak karşılayabileceğini sanmıyorum. Hatta “bu grubun tarzı ne?” gibi soruları da pek yanıtlamak istemiyorum çünkü buna da verebileceğim net bir cevap yok. Müziklerinde punk etkileşimi olduğu çok açık, rif bazlı metale de sık sık kayıyorlar fakat kimi şarkılarında elektronik destekler, kimi zaman da ortaya çıkan pop ritmleri duymak mümkün olunca işin içinden çıkmak mümkün olmuyor haliyle. Bu yüzden Therapy?’yi kısaca kaliteli rock müzik olarak tanımlayıp, yavaş yavaş kariyerlerinin 13. albümleri “A Brief Crack of Light”a doğru yöneliyorum.
Daha önce de söylediğim gibi kariyerleri boyunca pek çok farklı türden ilham almış Therapy?’nin muhtemelen en deneysel ve çeşitli tarzlardan etkilenmiş albümlerinden biri olarak dikkat çekiyor “A Brief Crack of Light”. “Living in the Shadows of the Terrible Thing” gibi enerjik ve gaz bir parçayla rif bazlı köklerine selam çakarak açılan albüm en baştan güzel bir şeyler dinleyeceğimizin sinyalini veriyor. Yine o dumanlı bir tünelin içindeymişcesine hissettiren yankılı sound ve kaotik his, yine o çın çın çınlayan trampet ve sesi açınca göğüs titreten bas sound’u. Therapy? her albümünde farklı yönlere gitse de bazı şeyler değişmiyor ve ne de iyi oluyor. Değişmeyen bir kökün üzerine serpiştirilen soslar, grubun karakterini kaybetmeden yeni etkileşimler bulması bana her zaman daha lezzetli gelmiştir.
Bu albümde de birkaç yeni etkileşimle karşılaşmak mümkün elbette. Bu konuda ilk süprizi, kendisinden önceki iki klasik Therapy? şarkısından hemen sonra giren shoegaze, post rock tatlı, albümün dinlemesi en kolay şarkısı “Marlow” yapıyor. Genel olarak dinlemesi, alışması zor bir albüm olan “A Brief Crack of Light”ta ilk dinleyişte çarpması için yazılmış, akıp giden melodilerle kemik gözlüklü genç kızların da dikkatini çekecek bir şarkı olmuş “Marlow”.
Albümde “Marlow” kadar farklı tınlayan bir şarkı olduğunu söylemek zor ancak Therapy? yine akıllarına ne estiyse yapmış diyebilirim. Ancak bu kadar farklı etkileşimlere rağmen Therapy? bütünlüğü korumayı başarmış. Peki albüm için dinlemesi ve alışması zor dedim, bunun sebebi nedir? Öncelikle albümün baştan sona fütüristik, kaotik bir yapısı var ve adamı kimi zaman ciddi ciddi rahatsız etmeyi, başını döndürmeyi başarıyor. Burada rahatsız etmekten kastım dinlenemez kadar kötü bir müzik icra etmek değil elbette, ancak hani kötü bir gününüzde kafanız güzel olur da, böyle acayip bir kafa yaşarsınız ve sanki içinizi tırmalayan bir şeyler olur ya, işte öyle bir rahatsızlıktan bahsediyorum. Özellikle “Plague Bell”in bazı yerlerinde, “The Buzzing”in ise neredeyse tamamında bu hislere kapılmak mümkün.
Albümün bu rahatsız edici tarafı yüzünden hit bakımından cömert davrandığını söyleyemem. Hatta birkaç şarkı dışında albümün şarkı şarkı dinlenebileceğini de sanmıyorum. Dediğim gibi, kendine özgü havası olan bir albüm bu ve atmosferinin içine girebilmek için albümü baştan sona dinlemek daha yararlı olur diye düşünüyorum. Hani bazı albümlerden çıkan single’lar ilk başta hiç çekici gelmez ama albümün içinde dinleyince taşlar yerine oturur ya, bu albümde olan da bu işte.
Ancak Therapy? yine de bu rahatsız edicilik dozunu yerinde kullanmış ve bazı şarkılarda dinleyiciye nefes aldırmayı ihmal etmemiş. Az önce bahsettiğim şeker “Marlow”dan uzakta durmasına rağmen “Before you, With you, Without you” gibi, “Get your Dead Hand Off My Shoulder” gibi nispeten rahat, mahmur ve hipnotik şarkılar da albümde mevcut. Özellikle resmen bir elektro reggae tadı veren “Get Your Dead Hand Off My Shoulder” ve hemen ardından giren “Ghost Trio” ile hipnotikliğin dibine vurabilir ve kendinizi Trainspotting-vari baş döndürücü, gözlerin yavaş yavaş kısıldığı bir ortamda hissedebilirsiniz.
Tüm bunlarla Andy Cairns’in akıllıca ve “ulan şu adam burda olsa da muhabbet etsek” dedirten sözleri birleşince, ortaya meraklısına gayet doyurucu bir albüm ortaya çıkmış. Cidden Andy Cairns, her şarkının atmosferine ve havasına uygun sözler yazarak etkiyi baya yükseltmiş. Bu albümde hangi formül kullanılmış bilmiyorum fakat böyle albümler duyunca ister istemez müziğin mi yoksa sözlerin mi daha önceden yazıldığını merak ediyorum ve müziğin sözlere göre şekillenmesini daha mantıklı buluyorum. Prodüksiyon da bahsettiğim fütüristik, kaotik havaya büyük bir katkı yapmış ve birçok efektin kullanıldığı albümde zor bir işin altından kalkılmış.
Açıkça söyleyeyim, son birkaç albümdür Therapy? albümlerine çok dikkat edemiyor, tekrar tekrar dinleyemiyordum ancak bu albüm bu zinciri sonunda kırmayı başardı. Bu bakımdan, kendilerini tekrar etmeden ve müzik yelpazelerine halen yeni bir şeyler eklemeye devam ederek bir geri dönüş yapmaları sevindirici. İçine tam olarak oturabileceği tek kategori “metal olmasa da metalci kitle tarafından sevilen ve sahiplenilen grup” olan, fakat Türkiye’de nedense adı pek de geçmeyen bir grup olarak Therapy?, herkese hitap etmeyeceğini düşünsem de kaliteli bir albümle geri dönüş yapmış ve herkesin denemesi gerekir diye düşünüyorum. Sonuçta şans vermeden sevip sevemeyeceğinizi bilemezsiniz değil mi? İyi dinlemeler.
Kadro Andy Cairns: Vokal, gitar
Michael McKeegan: Bas, geri vokal
Neil Cooper: Davul
Şarkılar 1. Living in the Shadow of the Terrible Thing
2. Plague Bell
3. Marlow
4. Before You, With You, After You
5. The Buzzing
6. Get Your Dead Hand off My Shoulder
7. Ghost Trio
8. Why Turbulence?
9. Stark Raving Sane
10. Ecclesiastes
klip yayınlandığında da demiştim, buraya da yazayım; şarkıda nakaratın aynı notadan söylenmesine anlam veremedim. melodik bi şekilde söylense çok daha akılda kalıcı ve eşlik edilesi olur bence.
imho therapy?nin son dönem bazen sıkıcı olabilen albümleri içerisinde iyilerden biri olmuş abcol (bir diğeri misal: suicide pact: your first-gerçi o da çıkalı on sene olmuştur ya neyse) ama efsane albümlerin (troublegum & nurse) açıkçası yanından bile geçemiyor. yani grubu ilk defa dinleyecekler mutlaka troublegum ve nurse’e yönelmeli.
Troublegum efsane şahane mükemmel bir albümdür. Infernal love da gayet sağlam bir albümdür. Opal mantra adlı parçaları ise dehşettir. ama sonrası yalandır.
klip yayınlandığında da demiştim, buraya da yazayım; şarkıda nakaratın aynı notadan söylenmesine anlam veremedim. melodik bi şekilde söylense çok daha akılda kalıcı ve eşlik edilesi olur bence.
imho therapy?nin son dönem bazen sıkıcı olabilen albümleri içerisinde iyilerden biri olmuş abcol (bir diğeri misal: suicide pact: your first-gerçi o da çıkalı on sene olmuştur ya neyse) ama efsane albümlerin (troublegum & nurse) açıkçası yanından bile geçemiyor. yani grubu ilk defa dinleyecekler mutlaka troublegum ve nurse’e yönelmeli.
28.02.2012
@flying dirty clouds, bence direkt die laughing’le başlasınlar hatta. :) dinlediğim ilk therapy şarkısı oydu. 1997 civarı radyoda duymuştum, baya hastası olmuştum.
28.02.2012
@Ahmet Saraçoğlu, çok sakat albümdü troublegum, 90′larda teenager olanlar biliyor kıymetini galiba :)
Troublegum efsane şahane mükemmel bir albümdür. Infernal love da gayet sağlam bir albümdür. Opal mantra adlı parçaları ise dehşettir. ama sonrası yalandır.