# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
BRUTAL TRUTH
01.02.2012

1990′da kurulmasının ardından 1998′de dağılan, ancak 2006′da tekrar faaliyete geçen grindcore grubu BRUTAL TRUTH’u konuk ediyoruz bu kez de. Zilyon tane başka gruptan tanıdığımız ve BRUTAL TRUTH’un da kurucusu olan Dan Lilker, okurlarımızdan ismail vilehand imzalı sorulara içtenlikle cevap verdi. Karşınızda, son albümü “End Time”ı Eylül ayında çıkaran, gelmiş geçmiş en kısa müzik videosu dalında dünya rekoru sahibi BRUTAL TRUTH.

2006’da yeniden birleşerek ve 2009’da “Evolution Through Revolution” gibi müthiş bir albüm yaparak hayranlarınızı çok mutlu ettiniz. Bunun üzerinden iki yıl geçti ve şimdi de “End Time”ı çıkardınız. Bu albümün bu kadar kısa bir süre sonra çıkmasının, “Evolution Through Revolution”ın aldığı olumlu eleştiriler ile bir bağlantısı var mı?

Tekrardan “normal” bir şekilde işlev gören bir grup haline dönmeye çalışıyoruz aslında. Yani bir albüm yayınlamanın üzerinden çok da uzun bir süre geçmeden sonra diğer albüm üzerine çalışmaya başlarsın. Olumlu eleştiri ve tepkilere her zaman değer vermişizdir ancak genel olarak müziğimize gelen yorumlara pek aldırmayız. Sadece yaptığımız şey üzerine odaklanıyoruz. Neredeyse hep böyle oldu.

“End Time” yakın bir zaman önce çıkmış olmasına rağmen, gelen eleştirilerin neredeyse hepsi olumlu yönde. “End Time”ı, Brutal Truth diskografisi içinde nasıl bir yerde görüyorsunuz?

Diskografimiz içinde sağlam bir yerde olduğunu düşünüyorum. Tekrar birleştikten sonra yaptığımız iki albüm de çok güçlü albümler. Bu durum biraz da yeni gitarist Erik’in bizi gazlaması ile bağlantılı. Şarkı yazım ve çalış stili, yaptığımız şey ile mükemmel bir uyum içinde ve bizi, daha önceki işlerimizden çok daha yoğun bir noktaya taşıdığını düşünüyorum. Doksanlı yıllarda yayınladığımız albümler ile tabii ki gurur duyuyorum ancak yeni albümler kulağıma daha güzel geliyor.

“Malice”, “Warm Embrace of Poverty” ve “Drink Up” gibi şarkılarda sludge havası veren tonlar dikkat çekiyor. Bu gibi detaylara diğer Brutal Truth albümlerinde de rastlayabiliyoruz. Bu etkileşimler Brutal Truth müziğinin doğal gelişim süreci içinde mi değerlendirilmeli yoksa bunları ayrıca düşünerek, bilahare mi ekliyorsunuz?

“Evolution…”ı yazarken, acımasız bir albüm olması için elimizden geleni yaptık. Özellikle dağıldıktan sonra daha popüler hale geldiğimiz için, 12 yıl sonra gelen ilk Brutal Truth albümünün dünya çapındaki grind manyakları üzerinde büyük beklentiler oluşturduğunu çok iyi biliyorduk. O yüzden o albümü aşırı derecede yoğun yapmak istedik. Ancak “End Time”ı yaparken ne demek istediğimizi yeteri kadar anlattığımızı düşündük ve şarkılara bazı sludge bölümleri ve tempoya göre değişen çeşitlilikler kattık. Yani hem doğal gelişti, hem de ayrıca düşünerek koyduk diyebilirim.

Brutal Truth hayranları arasında, favori albümlere dair bir fikir birliği olduğu söylenemez. Örneğin benim favori albümüm “Extreme Conditions Demand Extreme Responses”, ancak konuştuğum diğer insanlar “Need to Control” ve “Sounds Of The Animal Kingdom” arasında gidip geliyor. Farklı hayranlarınızın farklı favori albümleri olması konusunda ne düşünüyorsunuz? Bunu bir başarı unsuru olarak değerlendirir misiniz?

Tabii ki. Bence bu yaptığımız her albümün gayet kaliteli olduğunu gösteriyor. Eğer herkes aynı albümü seviyor olsaydı, bu diğer albümlerin boktan olduğu anlamına gelebilirdi haha. Farklı Brutal Truth albümlerinin farklı insanlara yakın geliyor olmasını seviyorum. Geniş yelpazede bir metal kitlesine hitap edebildiğimizi gösteriyor. Meksikalı hayranlarımızın %99.9’u sadece ilk albümü seviyor ancak bununla ilgili hiçbir problemim yok.

“End Time”ın prodüksiyonunu çok başarılı buluyorum; derin bir kuvvet barındıran bir sound’u var. Kayıt süreci, miks ve mastering aşaması hakkında bilgi verebilir misiniz?

“Evolution…” gibi, bu albüm de New York’taki Watchmen Studios’ta, Doug White tarafından kaydedildi. Kendisi harika bir ses mühendisi olduğu için başka bir prodüktöre ihtiyaç duymadık. Albümün nasıl duyulmasını istediğimizi biliyorduk. Albüm Melbourne, Avustralyalı Blood Duster’dan Jason PC tarafından mikslendi ve mastering işlemi Virginia’lı Pig Destroyer’dan Scott Hull tarafından halledildi. Bu isimler önceki albümde de çalışmışlardı. Bunun gibi müthiş bir takıma sahipsen, onlarla devam edersin.

2006’ya geri dönelim. Tekrar birleşme fikri kimden çıktı ve nasıl gerçekleşti?

Aslında Katrina kasırgasında ekipmanlarını ve stüdyolarını kaybeden Eyehategod’a yardım etmek için yapılan bir proje için tekrar birleştik. Projeyi yapan adam davulcumuz Rich ile iletişime geçti ve o olayın 8 yıl öncesinde dağılmış olduğumuzu bilmesine rağmen bize, albüm için sadece 1 şarkı yapıp yapamayacağımızı sordu. Albümün profilini güçlendireceğini düşünüyordu sanırım. Biz de bunu kabul ettik ve insanlar bizim halen aktif olduğumuzu fark ettiler. Bunun üzerine yeni albümler yapmamız ve konser vermemiz yönündeki istekler yağmaya başladı, biz de “Neden olmasın?” dedik.

Uzun bir süredir Relapse Records ile çalışıyorsunuz, sanırım bu durum firmadan memnun olduğunuzu gösteriyor. Relapse Records ile çalışmak nasıl?

Relapse, bizim gibi radikal grupları tamamen destekleyen, müthiş bir firma. Onlarla olan ilişkimizde tek bir olumsuz taraf bile göremiyorum. İnsanların bize yakıştırdığı “ikonik grind tanrıları” sıfatını kazanmamızda büyük payları olduğunu düşünüyorum.

Herhangi bir tur planınız var mı? Bunun yanında, sizi yazın, Avrupa’da yapılacak Hellfest veya Brutal Assault gibi festivallerde görme imkanımız olacak mı?

Saydıkların da dahil olmak üzere, bazı festivallere katılmak için uğraşıyoruz. Muhtemelen birkaç tanesinde sahne alacağız ancak şu an kesin olan hiçbir şey yok, o yüzden daha fazla bir şey söyleyemem.

Büyük bir hayranınız olarak, bir black metal dinleyicisi olduğunuzu biliyorum. Tür içinde sevdiğiniz ve sevmediğiniz gruplardan bazılarınızı söyleyebilir misiniz?

Venom’ı ilk kez dinlediğimden beri black metal’den hoşlanırım. Hellhammer, Bathory, Sodom’un ilk halleri gibi, 80’lerden çıkan projeleri de sevmişimdir. İlk gruplar kaybolduğunda ve İskandinavlar 90’ların başında bu akımı geri getirdiğinde daha da çok hoşuma gitmeye başladı, çünkü artık daha hızlıydı! Evet, birkaç tane saçma olay olmadı değil ama müziği seviyordum ve adamın tekinin kaç tane kilise yaktığı umrumda değildi. Sevdiğim gruplar arasında Avusturalya’lı Nazxul ve Darkthrone, Immortal gibi klasik oldschool Norveç black metal grupları ve tabii ki Marduk var. Sevmediğim tek black metal grupları NSBM hareketinin içinde olanlar. Black metal’e ırkçı ögeler katan insanları sevmiyorum, bu müzik onun hakkında değildi. Bu ögeleri, asıl niyetin yozlaştırılması olarak görüyorum. Nuclear Assault hala konser veriyor, genelde elemanların çoğunun programında boş zaman bulunduğu yaz aylarında oluyor. Ancak yeni bir şeyler kaydetmeyi düşünmüyoruz. Beraber olabildiğimiz kısa zamanı çalmak ve insanlara eski klasikleri dinletmek için harcamayı seçiyoruz. S.O.D.? Birkaç yıldır, grubun Maryland Deathfest’te sahne alması için uğraşıyorum ancak hala gerçekleşmedi. Ve Anthrax’ın yayınladığı yeni albümden sonra o projeyle ilgili bir gelişme olacağını sanmıyorum. Hazır black metal’den konuşuyorken, size diğer grubum NOKTURNAL HELLSTORM’dan bahsetmeliyim. Rochester, New York’tanız ve bizi dinlemek ve görmek için Google’ı kullanabilirsiniz.

Sizinle röportaj şansı yakalamışken, diğer projelerinizden olan, oldschool horror death metal grubu The Ravenous’la ilgili de bir soru sormak istedim. Chris Reifert ve Killjoy ile olan bu projenizi ilk duyduğumda, bu üç müzisyeni bir arada dinleyebilme şansını yakalayabildiğim için sevinmiştim. Çok sevdiğim 2 albüm ve 1 EP yaptınız. Bu projenin durumu nedir? Yeni bir şeyler duyacak mıyız?

Ne yazık ki sanmıyorum. Üçümüz ortak bir şeyler yapmayalı çok uzun zaman oldu ve arkamızda bıraktığımız alanı Autopsy’nin dolduruyor olduğunu düşnüyorum.

Müzik kariyerinize baktığımız zaman, ekstrem metalin bir çok farklı formunu icra ettiğinizi görebiliyoruz: thrash metal’den hardcore’a, hardcore’dan grindcore’a veya daha önce de sözünü ettiğim, türlerinde öncü halde olan oldschool death metal gruplarına kadar. Bir müzisyen olarak günümüz ekstrem müziği üzerinde bir etkiniz olduğu çok açık. Ekstrem müzik içinde bu denli efor sarf eden bir müzisyen olarak, bu müziğin ve yeni ekstrem metal gruplarının mevcut durumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ekstrem metalin halen iyi durumda olduğunu düşünüyorum. Tabii bu milyonlarca albüm satmak anlamına gelmiyor. Birçok harika grubu ve onları destekleyen şirketler online veya basılı dergiler ve konserlere gelen insanları barındıran bir çevreye sahip olmak anlamına geliyor. Çek Cumhuriyeti’nde her sene, Temmuz ayında yapılan Obscene Extreme Festival’a gidin ve kanıtı kendi gözlerinizle görün adamım!

Kevin Sharp ile ilgili bir sorum var. Kevin Sharp, amatör denilebilecek bir ruhla ve sadece hobi için ekstrem müzik yapan bir kişilik olarak, benim için büyük bir ilham kaynağı oldu. Kendi tarzını 90’lardan günümüze kadar taşıyan müthiş bir vokal. Kevin Sharp nasıl bir insan? Onunla uzun bir süredir çalıyorsunuz, onun hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Kevin, zamanının çoğunda yaptığı işe odaklanan harika bir adam. Bu kadar iyi tanıdığım biri hakkında konuşmak çok zor. Haliyle, çok iyi ve eskilere uzanan bir arkadaşlığımız var.

Ekstrem müzik bazında düşünürsek, Avrupa ve Amerika sahneleri arasında nasıl farklar var? Ekstrem müzik çevresinin tam ortasınad bulunan bir insan olarak, hangi tarafı daha güçlü buluyorsunuz?

Avrupa metal kitlesinin, düzenledikleri harika festivaller gibi şeyler ile müziğe daha çok destek verdiğini düşünüyorum. Müzikal olarak düşünüldüğünde ise, her iki tarafın da kendine has güçlü yanları var. Amerika’da Immolation gibi müthiş death metal grupları ve bir çok harika punk ve hardcore grubu var. Avrupa’da ise black metal daha güçlü.

Politik yönü olan bir grubun üyesi ve bir Amerikan vatandaşı olarak, Obama hükümetini, hem Amerika hem de dünyanın geri kalanı için nasıl görüyorsunuz? Yönetim değiştiğinden beri, Amerika’da ne gibi değişiklikler oldu? Bush hükümetinden daha mı iyi, yoksa daha mı kötü?

Obama, düşüncelerini kesinlikle daha açık bir şekilde ifade edebilen biri ancak ülkenin durumunu iyileştireceğini düşündüğü politikaları uygulamak için inanılmaz zorluk çekti. Bu zorluğun nedeni de muhalefet partisi olan Cumhuriyetçiler. Onu koltuğundan düşürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ortalama bir Amerikan vatandaşını mahvetmek zorunda kalsalar bile vazgeçmezler. Bu insanlar ülkenin durumunu kurtarmak ve insanlara, ailelerini geçindirmeleri için iş bulmaktan çok, iktidar gücünü geri kazanmaya uğraşıyorlar gibi görünüyor.

Röportaj için teşekkür ederim Dan. Umarım bir gün sizi Türkiye’de izleme fırsatını yakalarız. İyi şanslar!

Desteğiniz için teşekkürler ve umarım bir gün Brutal Truth Türkiye’de konser verebilir!!

Sorular
ismail vilehand (Konuk)

etiketler:
  Yorum alanı

“BRUTAL TRUTH” yazısına 14 yorum var

  1. kenibıl says:

    muazzam bir ropörtaj olmuş, böyle deşici sorular sorulsun zaten, yapısal detaylara inen noktalardan sohbet ilerlesin bir sanatçı ya da grupla mülakata geçilince. daha unutulmaz işler çıkacaktır o zaman.

  2. Exorsexist says:

    Evolution ve End game albümleri haricinde güzel olmuş röportaj. Açıkcası iki albüm için hiçbir yerde olumlu yorum, kritik gördüğümü hatırlamıyorum.

  3. flying dirty clouds says:

    sabahları ilk iş “interneti” açıp yılmaz özdil okuyan emekli babalar gibi eve geldim, bir sigara yakıp siteyi açtım ve brutal truth röportajı.. çok sevindim lan :) sorular güzel, cevaplayan da dan lilker gibi efsane bir adam olunca harika bir iş çıkmış.

    bir de reunion sonrası albümler harika ancak extreme conditions.. , need to control ve sounds from.. -herhalde çıktığı zamanlarla ilgili olarak- bence yerleri apayrı albümler.

  4. Ext_Aggression says:

    Grubun çıkardığı albümler ve yazdığı sözlerin içerdiği derinliğe rağmen röportajın sonuna göstermelik “denebilecek” tarzda yerleştirilen soru röportajı yetersiz sınıfına soktu açıkçası. Yazık olmuş gruba..

    Ext_Aggression

    @Ext_Aggression, Yine de herkesin emeğine sağlık!

  5. Daje says:

    Tişörtünde “emptiness, nothingness, nonsense” yazan eleman şu adama çok benziyor:

    http://www.9sn.net/resim/Ergun-Demir-%28Ali-Kemal-Evliyaoglu%29.jpg

  6. yazı bozulmuş

    Ahmet Saraçoğlu

    @Osman Gümüş, düzelttik sağ ol.

  7. Börbır says:

    Hocam yazıda sıkıntılar var alakasız yerlerde alakasız reklamlar çıkmış

    Ahmet Saraçoğlu

    @Börbır, düzelttim sağ ol. Röportajlara bulaşan spam ara metinler var. Başka röportajlarda da çıkabilir, vaktim oldukça düzeltiyorum.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.