Not: Bu albümün yazısı 4 Haziran’da Berker İlhan tarafından yazılmıştı, lâkin Aeonian_Lich arkadaşımız bu yazının sitede olduğunu unutmuş ve tekrardan yazmış. Bu sebepten Berker İlhan’ın kritiğini ortak kritiğe çevirip tekrardan yayımlıyoruz.
Berker İLHAN
Kısa sürede tapma seviyesine geldiğim Norveçli yıldızlar karması Borknagar’ın hayranlar arasında ICS Vortex – Vintersorg ve “Empiricism” – “Quintessence” karşılaştırmalarına sebep olan albümü “Quintessence”tan bahsetmeye çalışacağım. Bu karşılaştırmalardan dolayı da yazının ilerleyen bölümlerinde ben de kendi fikrimi sizlerle paylaşacağım, bunu da şimdiden belirtmek istedim.
Karşımızda genel yapısı itibariyle Borknagar’ın bu albümden sonra gireceği yola oranla daha metal bir albüm çıkıyor, fakat belli başlı noktalarla da ileride gireceği yolun sinyallerini vermeyi de ihmal etmiyorlar. Zaten elinizde müzikal olarak bu kadar yetenekli elemanlar varken yaptığınız müziği bir üst seviyeye taşımama olasılığınız çok düşük. Albüm giriş parçasıyla sert ve soğuk bir havaya bürünerek başlıyor. Klasik bir black/folk etkileşimli müzik geliyor derken, vokalin sustuğu bölümlerde ön plana çıkan klavye partisyonları bir anda içimizi ısıtarak bizi farklı bir havaya sokuyor. Ayrıca yine vokalin sustuğu bölümlerde bas gitar ile davulun ön plana çıkışı, müziğin sürükleyiciliğinde çok çok önemli bir rol oynamış.
Borknagar’ın müziğinde yine en çok ilgimi çeken nokta, clean vokal ile brutal vokalin üst üste bindirilmesiyle yaratılan o atmosferdir. Kusursuz vokal melodileri ile vokallerin üst üste eklenmesi birleşince müzikal olarak mükemmel tatlar ortaya çıkmış. Yine farklı clean vokal tonlarının üst üste eklenmesiyle zirveye ulaşılan “Icon Dreams” ve “The Presence is Ominous”, vikingleri ve kuzey soğuğunu iliklerinize kadar işliyor. Vortex bu albümle beraber vokallerinde resmen seviye atlıyor.
Bu grupta adından pek sık söz edilmeyen Solefald adlı grubuyla da harikalar yaratan Lars Are Nedland (Lazare) bu albümde enfes folk tatlarını yaratan klavye melodileriyle ve sololarıyla adeta büyülüyor. Diğer taraftan Asgeir Mickelson’un hızı sürekli değişen kick kullanımı parçalarla mükemmel bir uyum içinde gidiyor. Ayrıca şarkıların geçiş anlarındaki partisyonları, zil kullanımı ve o nefis trampet tonlarıyla Asgeir ne kadar yaratıcı ve üst düzey bir davulcu olduğunu bizlere hatırlatıyor.
Tamamen folk ve black metal sentezine bağlı kalınmayan ufak ufak bas gitar, klavye ve davul kullanımının farklılaşmasıyla progresif tatlara da yer verilmiş ki Borknagar’ın açtığı bu yolun Enslaved’in 2000’li yıllarda çıkardığı albümlere de ışık tuttuğunu düşünüyorum. Albümün genelindeki atmosfer bir yana, albümün son parçası “Revolt”ta çalınan solo, yaratılan atmosfer ve vokal kullanımında Enslaved’i görmek gayet mümkün.
Albümle ilgili şikayet edilebilecek nokta gitar prodüksiyonunun çok kötü olması. Enfes bas gitar partisyonlarını elektro gitarın kirli prodüksiyonu altında duymak çok zorlaşıyor. Ayrıca yine davul partisyonları ve klavye partisyonları çok arka planda kalıyor. Haliyle bu sebepler de albümün içine girme sürecini oldukça zorlaştırıyor. En azından Vortex’in müthiş vokal performansını fazla etkilemiyor diyerek avunabiliriz.
Son olarak yazının başında da belirttiğim gibi, hayranlar arasında ayrılıklara sebep olan bir albüm Quintessence. Fakat gerek enstrüman kullanımı gerekse prodüksiyon olarak “Empiricism” ile karşılaştırılabilecek bir albüm değil bence. Ayrıca brutal vokallerin ağırlıkta olduğu bu albüm üzerinden Vortex ve Vintersorg’un kıyaslanması da bana anlamsız geliyor. Keza önümüzdeki albümde vokalleri paylaşarak bizi müzikal orgazma ulaştırdıklarında tartışmaların ne kadar yersiz olduğunu beraber göreceğiz.
Kısaca “Quintessence”, folk/black sentezinin avangart tatlar bıraktığı Borknagar diskografisinin dengeli, başarılı albümlerinden biri ve önümüzdeki yılların müzikal yapısına da ışık tutuyor. Borknagar’ı yeni dinleyecekler için mükemmel bir başlangıç albümü. İlk albüm yazımda sürçülisan ettiysem affola.
Not: 8
**********
Aeonian_Lich
BORKNAGAR kanımca vasat albüm çıkarmamış, ama hep de sınırlı bir kitleye hitap etmiş bir topluluk olmuştur günümüze kadar. Elbette underground’undan tut, avangard’ına kadar; sınırlı bir kitleyi hedef alan gruplar bolca mevcut, lakin BORKNAGAR’ın çıkış dönemini düşündüğümüzde, çok kolay DIMMU BORGIR popülaritesine ulaşma şansları olduğu sonucuna varabiliriz. Artık idealistliklerinden midir, yoksa kadrodaki elemanlarının çoğunun zaten geçimlerini güzelce sağlayabildikleri başka projeleri olduğundan mıdır bilmem, marjinal müzik yapmaktan vazgeçmedi bu Norveçli topluluk. Hoş, örneğin OPETH de marjinal bir müzik yapıp epey popüler olabilmiş bir grup denebilir, lakin BORKNAGAR’ın müziği kreatiften ve inovatiften ziyade sentetik olduğundan, böyle kalıpları kıran, insanın müziğe bakışını allak bullak eden bir grup değiller bence, OPETH gibi.
Grubun beyni her ne kadar gitarist Øystein G. Brun de olsa, grubun bilinirliğinin en büyük sebebi, şöhretli black metal müzisyeni, basçı ve clean – brutal/screamvokalist ICS Vortex’dir. Tıpkı topluluğun folk etkili tuhaf ve atmosferik, ayrıksı müziği gibi, Vortex de özgünlüğüyle dikkat çeken kalifiye bir vokalist. DIMMU BORGIR’in brutal/scream vokallerini üstlenen bir ana vokalin hali hazırda olmasından mütevellit orada sadece clean vokallerle müziğe katkıda bununan müzisyen, BORKNAGAR – “Quintessence”de hem kirli hem de temiz vokalleri üstlenmiş, büyük bir başarı ve etkileyicilikle de bunların altından kalkmış.
“Ayağını raket gibi kullanmak” gibi bir deyim vardır futbolda, müzikte de “sesini enstrüman gibi kullanmak” deyimi arada kullanılır. İnsan sesi elbette bir enstrüman olarak da görülebilir, ama ciddi anlamda kusursuz entonasyonlu bir vokalist duyulduğunda bu deyim tam yerine oturuyor. DIMMU BORGIR’ın izlediğim kimi canlı performanslarında sesinde kaymalar olsa da, bu tanıttığım albümde müthiş etkileyici bir performans sergilemiş Norveçli ses kullanıcısı. Zorlanmadan çıktığı tiz vokallerde sesi bir üflemeli enstrüman kusursuzluğunda tınlarken, gerek böylesi partlarda gerekse daha düz ve alt oktavdaki kısımlardaki tonlamaları da muhteşem. Örneğin Colossus parçasında tiz vokal kullanımını, folklorik tınlayan tonlamalarıyla sergilerken, Revolt parçasında daha dingin ve pes bir ses icrası sergiliyor Vortex.
Albümdeki brutal vokaller yer yer Shagrath’ınkileri andırırken, screamler de ENSLAVED vokalistinin tekniğinin bir benzeriyle icra ediliyor. Farklı tonlamalı brutallerin ve soğuk-görkemli screamlerin iç içe geçtiği kimi kısımlar güzel bir uyum gösteriyorlar.
Albümde vokaller dışında salt övgüyle bahsedebileceğim başka bir element yok. Klavyeler yer yer farklı tonlamalarıyla etkin duyulsalar da, bazen müziği fazlaca domine etmeleri; zaten çok temiz olmayan kaydı daha bir boğucu ve çamursu kimliğe büründürmüş. Aynı şekilde, yaratıcılık olarak istenileni verse de, davullar yer yer fazla volümlü, ya da bildiğimiz gürültülü tınlıyorlar. Özellikle de çok sık atak ve alto dolgusu içeren davul icrası, kaydın dinlenebilirlik keyfini belli oranda düşürüyor. Davullar gürültülü dediğime bakmayın, salt anlamda bir gürültüden bahsediyorum. Örneğin hızlı kroslu kısımlarda bu vuruşları ayırt etmek pek mümkün olmuyor.
Aslında albümün sound’unda genel bir problem var, zira örneğin Inner Landscape parçasında gitarlar yokken davulların duyuluşu hiç de fena değil. Konu karışır gibi oldu, ama benim algıladığıma göre klavyeler baskın olsun istenmiş, bakıldı gitarlar duyulmuyor. Gitarları da açınca bu sefer davullar gürültülü de olsa doğası gereği, iyi duyulmuyor. Miks ve mastering olayında da atmosferizmi öne almak için klavyeler önde olsun, ama gitarlar da duyulsun istenmiş, davul frekanslarıyla fazla oynanmamış sanırım. Neticede davullar çamur gibi duyuluyor, bu olayın en kötü etkisi de o. (Haddimi aşıyorum galiba, Peter Tagtgren’in prodükte ettiği bir kaydı bile eleştirir oldum.)
Colossus şarkısının muhabbeti sitede olmuştu bir ara, ciddi anlamda aşmış bir parça bu. Vokal melodilerine zaten methiyeler düzülür, aynı zamanda şarkının kurgusu da çok başarılı. Gösterip vermeyen hatunlar gibi müzik kendini çok yavaş açıyor. Girişinde folklorik tınılar varken, yine folklorik vurgulamalar bolca içeren bir vokal kısmı giriyor. Buralardaki ritmik yapı da oldukça kompleks olunca, dinleyicinin ilgisini kaybetmiyor parça. Yarı haykırmalı köprü kısımlarından sonra, albümün en iyi vokal kısmına geçiş gerçekleşiyor. Çok kısa da sürse burası, ani ritim ve melodi değişimiyle dinleyiciyi kısa bir müzikal orgazma (batı özentisi enteller ne derdi? Hmm: hah! Eargasm) ulaştırıyor.
Albümdeki atmosferizm sekteye uğramasın diyedir sanırım, düz bir melodi yaklaşımı var tüm şarkılarda. Daha doğrusu, BORKNAGAR’ın melodileri her daim değişiktir, ama albümün evreni dahilinde fazla sürpriz değişimler olmuyor. Tutarlı ve uyumlu bir müzik var bu nispeten kısa albümün tamamına yakınında. Ben “Quintessence”ı çıktığı yıldan bir iki sene sonra dinlemiştim ilk olarak, adeta dibim düşmüştü. Kritiğini yapmak için yıllar sonra dinlediğimde o zamankine yakın bir tesiri olmadı üzerimde albümün. Ama güzel ve atmosferik bir müzik ihtiva ediyor “Quintessence”, ne dersem diyeyim.
Not: 7,5
Güzel bir yazı olmuş fikrimce. Bir türlü oturup tüm albümlerini adam gibi dinleyemediğim gruplardan biri Borknagar (fırsat olmuyor da eheh). Ben ICS Vortex hastası olduğumdan ilk olarak The Archaic Course albümünü dinlemiş ve bayaa da sevmiştim. Bunu dinlemek nasip olmadı, mutlaka dinlemeliymişim gibi hissettim şu an.
Bu arada The Olden Domain yazısından sonra açıkçası senden böyle bir yazı bekliyordum beko, helal sana :D
05.06.2011
@darth sidious, Teşekkür ederim.
1 Haftada 2 Borknagar kritiği bide yeni albüm haberi site borknagara doydu iyice :D
Borknagarı çok severim ama bu albümü tam olarak hiç dinlemedim bikaç şarkı dışındada pek hatırlamıyorum.
birde sorum olucak borknagar nasıl telaffuz ediliyo ya? söyleyene +rep
05.06.2011
@oqz, İsmi bir İskoç miti olan “Loch Nagar” dan geliyormuş ama nasıl okunduğunu bilmiyorum..
02.12.2012
@oqz, bu siteye gir,dikdörtgenin içindeki küçük hopörlöre tıkla
Colossus.
Colossus. [2]
allahım bu kritik de mi gelecekti.dünya üzerinde yaptıkları işe en fazla saygım duyduğum albümün grubu.teşekkür ederim bu kritik için.
bu, folk metale vakt-i zamanında duyduğum yoğun ilginin ve ve yine vakt-i zamanında kimi bergen’li müzik atmosferini hissettiğim grupların tam olarak bir sentezi oluşu ve bir de avandgarde bünyesini sindirişle tavan yapan bir yapıda oluşuyla her daim sevdiğim albüm/grub olmuştur.bu bir kültür mirası.kendi açımdan da bunu diyebilirim heralde.
bir parçalarını öne çıkarsam diğerlerine haksızlık olur.çünkü her parçanın öyle özenli ,öyle doğal bir sentezi var ki.yine de birkaç seçim yaptım.
ses dozajı anlamında davul-bas-gitar-vokal üst üste öyle bir yedirilmiş ki hepsi toplu sadece bir enstrümanmış gibi hissettirir size.ana gitarla çalınan tüm melodilerde ,bass gitarı hissedersiniz.bu durum melodileri arka planda ama yoğun bir şekilde hissettirdi bana.böylece ICS Vortex o tanrısal vokallerine tapınmak için epeyce bir yol açar size.
bu albüm bergenli grupların melodikliğini yerinde almış.(kendileri de bergen’den çıkma) mesela bir icon dreams (vokaller başta olmak üzere yine her bakımdan aşmış,en güzellerinden kanımca)(icon dreams’in ilk 1 dakikası örnektir) harsh-clean olayında mükemmel izler bırakmıştır.daha temiz ve ağır tonlara sahip gitar melodilerinde yine temiz ve olağandışı o naralar ile daha kirli ve hızlı gitar melodilerinde de Bergen’vari vokal ve melodiklik(00:44-1:00) aşmıştır.aralarda da düşük tempo,geri ve yoğun gitarlar ve avandgarde sesler ile doğa sentezi bambaşka bir albüm dinliyormuşunuzdur artık.
genesis torn şarkısıyla da vokallerin bir başka yardırmışlığına şahit olursunuz yine(1:36-1:59)hoş her bakımdan aşmıştır,o ayrı.özellikle dinlenmeli**tüm hünerlerini ortaya çıkarmışlar artık.bir 3:36-4:00 ile 4:12-4:23 ne güzel bir bileşimdir,ne aşmışlıktır.
bir revolt nedir,hiç unutulmaz neymiş.ne kadar çok dinlersem o kadar çok yazarım heralde buraya.onun için sustum ben.
Colossus (3)
Yazı iyi olmuş, ama son cümlenin içinde “sürç-i lisan” olmuş. Tam da yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişken :)
05.06.2011
@Aeonian_Lich, http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=s%C3%BCr%C3%A7%C3%BClisan
Bunu da yaptırdın ya bana xD
05.06.2011
@Güzide Arslaner, Yuh ya hayatımda yaşadığım 10 dilsel şoktan biri. İlk önce sağ ol’un ayrı yazılması, sonra archive’ın arkayv okunması, sonra tabii’de iki tane i olması. Şimdi de bu. Gün geçmiyor ki… ehm.
Teşekkürler bilgilenmek iyidir, yanlış bildiğim şeyin düzelmesi ise pahabiçilemez. :D
15.06.2011
@Güzide Arslaner, Gün geçmiyor ki bir şey daha öğrenmeyeyim. Yukarda kullandığım “yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek” olayı da koyun gibi hayvanların derisini yüzme işleminden türetilmiş bir benzetmeymiş. Aslında düşününce denizde havuzda yüzüp kuyruğuna nasıl geliyoruz diye merak etmiştim ufakken ama sonra araştırasım gelmemiş demek ki. Cahillik başa bela =D
05.06.2011
@Aeonian_Lich, o sözcük hakkında benim bilgim de tam değilmiş , Güzide sağolsun düzeltmiş ve doğrusunu paylaşmış zaten üstte :)
Bu aralar tam zamanlı oalrak yeni albüm üstünde çalışıyor Borknagar ve hatta yeni albümün davul kayıtları tamamen bitmiş :
http://www.youtube.com/watch?v=pNi1XIhzvUc
Heyecanlandım lan !
Jens Ryland’da Colossus’u çalmış , tam olarak nasıl çaldığımı görün filan demiş :
http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=2EK6_u7gn44#at=92
ICS Vortex’in solo albümünün tadımlığı : http://www.artisannorway.com/1826/first-ics-vortex-song-released/
“Colossus’un da sitede muhabbeti olmuştu” demişim bir de mal gibi. :D Valla o muhabbetin bi haber videosu altında yapıldığı aklımda kalmış nedense, geçen sene kafamda vardı hep bi Quintessence kritiği yapsam şeklinde. Haziranda yapılmış, yorumlamışım bile kritiği; ama inception misali o 1 yıl önceki kafamdaki tohum öyle serpilmiş büyümüş.
Berker bugün siteye girerse aklında belirecek ilk şey “Hö?” olacak sanırım. :)
26.01.2012
@Ahmet Saraçoğlu, Ahaha :D Oldum bile aslında ama girince anladım durumu :) Bu arada eline sağlık Aeonian_Lich , sevilmeyen yerler de ortakmış :)
26.01.2012
@Berker İlhan, Sağ ol Berker. Senin de eline sağlık. Sorma valla, okudukça hatırladım güzel kritiğini. :)
26.01.2012
@Aeonian_Lich, Ahah olur öyle şeyler abi :)
26.01.2012
@Berker İlhan, ben de önceden yazdığımı unutup bi death – the sound of perseverance kritiği daha yazıp kendimle ortak yazı diye yayınlayacağım. bazı grupların yazacak albümü kalmaması kötü oluyo, death’le, pantera’yla ilgili iki kelam edemiyorum.
26.01.2012
@Ahmet Saraçoğlu, Aman tanrım, boktan bir akım mı başlattım istemeden? :) Senin alt benlikli bi kritiğin vardı zaten Ahmet, stick to that when you want to write common critique with yourself. :D
26.01.2012
@Ahmet Saraçoğlu, Abi o saygıda kusur etmemekle eşdeğer bir şey olurdu sanırım :)
26.01.2012
@Ahmet Saraçoğlu, Aslinda bunu hep sorucam unutuyorum. Sitede bir albumun kritigi var ise ona yazilan yeni bir kritigi kabul ediyor musunuz ? Yoksa bu sadece ozel durumlarda gerceklesen bisey mi ? (Mesela bu kritikte oldugu gibi)
Ha tabi soyle de diyebilirsiniz “Albumle ilgili illa birseyler soyleme ihtiyacin varsa git orjinal kritigin altina yorum yaz”. Bu konuda sitenin tutumu nedir merak ettim.
27.01.2012
@Kemal, Benim denyoluğum size örnek olmasın. Yazılmış kritiğin bir daha yazılması sanırım normal şartlarda kabul edilmez. Örneğin ben benzer bir “hafızama aşırı güvenme” hatasına daha düşüp aynı şeyi yaparsam, sitede yayınlanmasını istemem. O kadar emek boşa gider yazı elimde patlar, o olur. :)
27.01.2012
@Aeonian_Lich, Abi sen de İzmirliymişsin o yüzden bir şey demedim ben :P
27.01.2012
@Aeonian_Lich, ama bir yandan biri albume kritik yazdiginda o kritigin muhurlenmesi cok mantikli gelmiyor. Yani album hakkinda farkli gorusler okumak cogu zaman guzel oluyor. Tabi yorum yazilabilir, ama cogu zaman kritik derinliginde olmuyor yorumlar.
Ben de Izmirliyim bu arada :P
27.01.2012
Sitede herkes birbirine izmirli olduğu için birşey demiyor. Şu hayatta izmirlilerin neden kayırıldığını hiç anlayamıyacağım.
P.S: Ben de izmirliyim.
27.01.2012
@Exorsexist, Herkes döküldü sıradan :D
28.01.2012
@Berker İlhan, Ben İzmir’li değilim ama şu ara yaşadığım 2 şehirden biri orası. :)
28.01.2012
@Aeonian_Lich, Kefere! go home yanki!
29.01.2012
@Exorsexist, dfsfds
27.01.2012
@Kemal, kabul etmeme olayımız yok. Tercihen tabii ki varyasyon adına yeni kritikleri tercih ediyoruz ama bir şeye kritik yazmak istendiyse de reddetmeyiz. Ama şu da var ki yorum olarak da girilebilecek türde kısa veya asıl kritikten farklı bir şey demeyen, farklı bir bakış açısı getirmeyen yeni bir yazıyı da yeni kritikmiş gibi eski kritiğe ekleyip yayınlamak çok mantıklı olmaz. PA gibi her gün 1 kritik koyulan bir sitede koca bir günü, sanki elde hiç yazı yokmuş da mecburiyetten bi yazı koymuşçasına bu şekilde harcamak istemeyiz doğrusu. Zaten bugüne kadar gelen 232 konuk yazının hepsi de sitede olmayan albümler içindi.
Kendimi zor tutuyorum “Empricism ezer ulan!” dememek için ahahah.
Colossus gibi bir parçanın dışında dinlenebilitesi yok bu albümün benim için. Bir türlü ısınamadım yani. Özellikle mix konusunda bayağı bi başarısız olduğundan kelli, açıp komple dinleyemiyorum hiç. JJJJJJ diye gitar duyuyorum sürekli falan. Ha bir de Vortex bi noktadan sonra bayıyor beni yahu, pek farklı bir şey yapmadığından ötürü.
Edit: Ulan amma sert konuştum ha, Vortex’ten nefret ediyormuşum gibi. Solo albümü konusunda bir şey demeyeyim şimdi, ortalık karışmasın.
26.01.2012
@Onur Altınay, Empiricism’in yeri apayrı abi , bu albüm sırf ses kalitesi yüzünden kaybediyor. Aslında çok kaliteli parçalar barındırıyor.
27.01.2012
@Onur Altınay, Empiricism ender rastlanan bir doğa olayı.
Ben ne ara oy verdim yææ! Bir daha vercem!
Yeniden kaydedilecekmiş bu albüm, sonunda ya. Albümden hiçbir şey anlayamadığım için doğru düzgün dinleyemiyordum, iyi olucak böyle.
Colossus çok iyi gerçi.
02.12.2012
@Jester, aa ne güzel :)
“Zorlanmadan canadian pharmacy technician salary çıktığı tiz vokallerde…”, “Özellikle de çok sık atak ve alto viagra4women-femaletabs.com dolgusu içeren davul icrası”……
puhahah bazen spamler işe yarıyor.
Colossus.
Ben de Colossus övmeye geldim. Çok büyük şarkı