# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
THERION – Theli
| 09.12.2011

Dönüm noktası.

Özgür DURAKOĞULLARI

Gönül isterdi ki, bu görkemli albümün kritiğinin girişi de en az kendisi gibi heybetli, göz alıcı olabileydi. Ama maalesef “Theli” denince, aklıma sanırım hayatımda ettiğim en cahilce muhabbetlerden biri , metal müzik çerçevesinde ise kesinlikle en hödükçe ve komik biçimde salakça yorumum geliyor. Şöyle özetleyeyim de rezilliğimi görün. THERION grubuyla tanışmışım, ve “Theli” ile “Vovin” albümlerini deliler gibi dinliyorum. (“Vovin”in çıktığı sene olması lazım.). Taa o dönemde bi metal grubu olan bi abiyle tuvalette rastlaştık, üzerimde hatırlayamadığım bi metal grubu tişörtü vardı. Eleman “oo kıyakmış” gibi bişey dedi, diyaloğa koyulduk. İşte konu geldi “ne tarz müzik dinliyorsun” tarzı muhabbetlere. Abi “black metal hariç her tarzı dinlerim” demişti. Ben de nispeten yeni keşfettiğimden olacak “THERION dinliyor musun?” demiştim. Cevap olarak ise “Sadece “Theli” albümlerini severim.” gelince, artık nasıl bi cahil durumdaysam. “Hani black dinlemiyordun, o albüm basbaya black metal. Bir kere sözlerinde şeytanlar, yaratıklar, demonlar geçiyor. Basbaya da black metal işte” gibilerinden baya 7-8 cümlelik bi çıkışım olmuştu. Eleman da hık mık etti, tam bişeyler diyecekti ben aynı şekilde 3-4 cümle daha edince. “E işte black’le o kadar ilgiliyim say” gibi sözlerle gayet ezildi. (Hayatım boyunca ikna etme gücüm sayesinde başıma iyi-kötü bir sürü olay gelmiştir bu arada.)

Ha övünüyor muyum şimdi; ya da ezmiş miydim elemanı acaba diye şimdiden düşününce, elbette tam tersini düşünüyorum. Hatta eleman belki de ikna olmamıştı, uğraşmaya değmez lan bu veletle diyerek geçiştirmişti, kim bilir. Hem zaten yeni ben, eski beni sevmiyor fazla.

Evet kirli bir çamaşırımı da döktükten sonra albüm kritiğine geçelim. (Valla yorumlarda laf sokarsanız, Atilla Taş gibi “I’m cleaning my closeeeeeet!” şeklinde ağlarım, ona göre.) 1996’da çıkan bu albüm, metal piyasasında bir devrim etkisi yapmıştı. Elbette okültizm lirikli, soprano-tenor vokaller içeren başka albümler de yapılmıştı daha önceden. Ama klasik batı tarzı koro vokalleri gözlerimizin içine içine sokan, ve “sert çocuk”ların çoğunlukta olduğu metalci kitlesinin çoğunun hoşlandığı popüler bir senfonik metal albümüne imza atmış bir topluluk sanırım yoktu. Özellikle de kariyerine death metal yaparak başlayan, git gide klasik müzik elementlerini müziğe daha çok entegre eden THERION’un bu formülü tutmuştu. “Vovin” albümü elbette ki daha popüler oldu, ama “Theli” albümü grup için en önemli dönemeçti. Hatırlıyorum da, yazlık evimize yeni taşınmıştık bu albümün çıktığı Ağustos’ta. Site sakinlerinin çoğu henüz evleri tamamen yapılmadığından gelmemişlerdi, hele ki civarımızda hiç komşu yoktu.Evin 3. katındaki odamın balkonu, uçsuz bucaksız (olmasa da) bir şeftali bahçesine bakıyordu. Yani en sağ ya da en sol kısımlara bakmazsak, epey mistik ve beşeriyetsiz bir ortamdı. Kapağını beğenip aldığım “Theli” albümünün introsu ve evin mistik manzarasından herhangi biri aklıma gelirse, öteki de geliyor otomatik olarak hala. Hala da hayatımda dinlediğim en etkileyici introlardan biridir Preludium.

Ama asıl bombastiklik ikinci parça To Mega Therion ile başlıyor. Fantastik lirikleriyle birlikte giren güçlü koro vokaller, o dönem bu tarz bir müzik hiç dinlememiş bendenizi şoklara uğratmıştı. Şarkı çok tekrarlı ve bugünden bakınca basit de gelse bana, sonlarındaki piyano ve synth destekli kısımları günümüz standartlarında da çok başarılı kotarılmış. Meşhur sima Dan Swanö de gerek bu parçada, gerekse birtakım diğer şarkılarda kalitesini gösteriyor. Monoton koro vokaller ve Swano’nün aykırı sesinin tezatı da albümü ilgi çekici kılan unsurlardan biri. Özellikle In The Desert Of Set şarkısının “The domains of the black diamond eye” ile başlayan kısmındaki üçlüsünden destekli vokalleri enfes tınlıyor.

THERION çoğu zaman vasat gitarları dolayısıyla eleştirilir. Ben bu eleştirilere sadece “Deggial” albümü ekseninde katılıyorum. Zira orada bolca melodik heavy metal tandanslı denemeleri vardı topluluğun, ve bu tarz elementler kullanıyorsanız gitarlarınız daha iyi olmalı şeklinde düşünüyorum. Ama “Theli” veya “Vovin” ve hatta “Gothic Kabbalah” dediğiniz zaman, o mistik ve okült temelli atmosfer için kalifiye gitarlar hiç de şart değil bence. Hatta tam aksine, “Theli” albümünde gitarlar daha az teknik ve dinamik power chord temelli riflerle icra edilse daha iyi bile olabilirdi diye düşünüyorum. Albümün bir tek final şarkısı Postludium’u fazla sevmiyorum, onun dışındakilerin hem çok anısı var, ama kritiği yapmak için yeniden dinlediğim seferlerde de kulağıma hiç eğreti gelmediler. O çiğ klavye tonları, aynı şekilde yer yer kusurlar içeren ve çiğ tonlu davullar falan bu albümde hiç kötü duyulmuyor. Albümün en atmosferik iki parçası ise intro (Preludium) ve The Siren of the Woods bence. İkincisinin başlarındaki naif kadın vokaller inanılmaz güzel icra edilmiş, ve vokal melodileri de çok ruhlu ve mistik olmuş.

“Vovin” albümünün yer yer hüzünlü dramatikliği, über-güçlü koro vokalleri ve etkin koro kemanları bu albümde yok belki, ama “Theli”, Christopher Johnsson önderliğindeki topluluğun diskografisinin lineer çizgisini –bence olumlu yönde- saptıran, THERION’un kariyerinin dönüm noktası albümüdür derim son olarak.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.20/10, Toplam oy: 50)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1996
Şirket
Nuclear Blast
Kadro
Christofer Johnsson: Gitar, vokal klavye
Piotr Wawrzeniuk: Davul, vokal
Lars Rosenberg: Bas
Jonas Mellberg: Gitar, akustik gitar, klavye
Şarkılar
1. Preludium
2. To Mega Therion
3. Cults of the Shadow
4. In the Desert of Set
5. Interludium
6. Nightside of Eden
7. Opus Eclipse
8. Invocation of Naamah
9. The Siren of the Woods
10. Grand Finale/Postludium
  Yorum alanı

“THERION – Theli” yazısına 19 yorum var

  1. Barot says:

    Çok çok öte bir albüm. Vovin’le ikisi best of gibiler.

    Aeonian_Lich

    @Barot, Bence de. Gerçi Deggial’daki bazı saçma gitar atraksiyonları, ve bunu daha da kötü gösteren gitar tonu olmasaydı 3′lü olabilirlerdi. :)

  2. lefthandpath says:

    kapak elder scrolls’un ilk oyunun grafikleri gibi.

  3. Aeonian_Lich says:

    Aklıma gelmişken, hayatımda ezbere bildiğim tek latince sözler bu albümdeki kimi sözler. 15 yıldır hala da ezberimde kalmışlar, tuhaftır. :)

  4. Ubeydullah İndiroğlu says:

    Vovin’den sonra en iyi albümleri. The Siren Of The Woods gibi başka bir şarkı yapamadılar, orası ayrı.

  5. hihat says:

    Gerçekten de bir dönüm noktasıdır bu albüm. Hastasıyımdır yıllardır. Therionun müzikalitesi adına çok şey anlatır.

  6. caglardurmaz says:

    Therion ‘un dinlediğim ilk albümüdür yeri bende ayrıdır

  7. nordson says:

    dönüm noktası’ söylemine katılmıyorum. ‘Ho Drakon, Ho Megas’ daha iyi bi albümdür.

    Aeonian_Lich

    @nordson, Daha iyi- daha kötü tartışması yok ki ortada. Sadece grubun yükselteceği prodüksiyon ve senfonikliği müjdeleyen albüm anlamında dedim. Dönüm noktası derken daha iyi-daha kötü’lüğü kastetsem Vovin’e dönüm noktası derdim. Ona daha yüksek not verdim çünkü. :)

    nordson

    @Aeonian_Lich, teşekkürler düşüncelerin için, yazılarının devamını dilerim :)

    Aeonian_Lich

    @nordson, Bıkmadınız mı? :P

    nordson

    @Aeonian_Lich, insan yazdıkça güzel, bro ;)

    Aeonian_Lich

    @nordson, Fakat o “bro” diyen ses? Sen olamazsın değil mi? Sonda da göz kırpınca iyice kıllanmadım değil. Omegle gibi oldu site ahahah. :D

    Aeonian_Lich

    @Aeonian_Lich, pardon connected2me gibi oldu daha ziyade. :)

    nordson

    @Aeonian_Lich, bro yazıp göz kırpma efekti yaptım diye mi uyuz oldun, tam anlayamadım üzgünüm

    Aeonian_Lich

    @nordson, Uyuz olmadım yahu, ne uyuzluğu ayıp ediyosun.:) Bana bro diye hitap eden 2 kişi var da, hem bro denip hem göz kırpılınca o iki kişiden biri olma ihtimalin olduğunu düşündüm. Elbette olmama ihtimalin de yüksek, ve sanırım değilsin de. No hay problema, bro. ;)

    nordson

    @Aeonian_Lich, bro tabiri yaygındır yahu bizim cemaatte :) frekans uyuştumu yapıştırıverilir. bu arada senin vokal bana Artillery’den Flemming Rønsdorf babayı hatırlattı bazı yerlerde..

    Aeonian_Lich

    @nordson, Ne yalan söyleyeyim bin kere duydum ama hiç dinlemedim o grubu. İyi bi benzetmedir umarım. xD (bu da bizim cemaatte yaygın xD). :D

  8. b says:

    1996′dan önce bana bir senfonik metal grubu ve albümü söyleyin ki bu therion’un theli albümünden daha başarılı olsun. bu albüm çıktığında kulaktan kulağa yayıldı ve o zaman kadar da böyle bir tür böylesine apaçık bir şekilde dinlenmemiş bilinmemişti. bu açıdan da dönüm noktasıdır senfonik metal adına.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.