Ahmet SARAÇOĞLU:
Yaklaşık 14 yıldır dinliyorum OPETH’i. Hayatta en çok dinlediğim birkaç gruptan biri olmalarının yanı sıra, benim için sadece müzik olmayan, daha derinlemesine nüfuz eden gruplardan biri olarak da gösterebilirim kendilerini.
Her ne kadar “Blackwater Park” sonrasında yaptıkları işlerin duygu yoğunluğu bana eskilerin tadını veremese de, OPETH her zaman için belli bir kalitenin üstünde olmayı başaran ve başaracak bir grup olduğunu zaten yıllardır hepimize kabul ettirmiş durumda.
“Heritage”a dair yapılan tonla muhabbeti bir çırpıda atlayarak, albüme dair bir “taraf” olmadığımı belirtmek isterim. Albümü OPETH’in külliyatını bilen biri olarak sayısız kez dinledim ve bu dinlemeler sırasındaki yorumlama ve yapılan işi özümseme kaynağı olarak tek dayanağım, OPETH dinleyiciliği konusundaki tecrübemdi.
Evet albüme dair bir taraf tutumuyor ve OPETH’in seçtiği bu yolda, görünüşe göre dinleyiciler tarafından belirlenen saflardan birine girme ihtiyacı duymuyorum. Bunun sebebi de grupların müzikal gelişimlerini “öncesi” ve “sonrası” olarak ayıracak radikallikteki böylesi albümlerin dinleyici kitlesi üzerinde yarattığı garip etkilerin ve bu etkilerin doğurduğu fikir ayrılıklarının, konuşarak çözülemeyeceğine olan inancım. Temel düşüncem, “Heritage” gibi çok farklı bakış açıları oluşturan bir albümü sevmeyen bir insana “Haksızsın! Albüm mükemmel! Anlayamıyorsun! Kafan almıyor! Müzik birikimin yetmiyor!” gibi şöyler söylemek ne kadar anlamsızsa, albümü seven insanlara da “OPETH bu değil! Ben OPETH’in özünü biliyorum! Kucağımda büyüdü! Metal unsurlarını terk ettiklerine göre mutlaka sik gibi müzik yapıyorlardır! Dinlemeye tenezzül etmem!” gibi karşılıklar vermek de o kadar anlamsız.
Progresif rock’ın aslında dışarı yansıttığı bir durum olmamasına rağmen kimi zaman dinleyicilerince öne çıkarılan snobluğu ve elitistliği de, muhtemelen albümü sevemeyen ve eleştirecek yer arayan insanların ekmeğine yağ sürüyor. Zira kimi yorumlarda rastlanan “X diskografisini dinlemeden bu albümü anlamanız mümkün değil” tarzı, bana göre müzik dinleme kavramını biraz fazla ciddiye alan ve sanki zor bir dersmiş de özümsenmedikten sonra boş yere yapılıyormuş gibi yansıtılan çıkışlar, albümü antipatik ve soğuk göstermekten başka bir işe yaramıyor. “Heritage”ı yaratan kişiler, albüme yönelik tepkilerin karışık olacağını elbet biliyorlardı; buna rağmen herhangi bir demeçlerinde, yorumlarında “Albümü sevmeyenler önce 70′lerde çıkan ve bu albümün yazımında bize ilham veren grupları dinlesinler” demediğine ve diyemeyeceğine göre, grubun kaydığı bu yeni tarza daha alışkın olan kitlenin de albümü savunurken bu yönden “vurmasını” abes buluyorum.
Şimdki kişisel görüşlerimi sıralayıp sona doğru yaklaşayım.
“Heritage”ı beğendim. “Heritage”ın barındırdığı müziği beğendim. Bunu yaparken de nelerden ilham almışlar, ne yapmaya çalışmışlar diye düşünmeden, hatta onca yıllık OPETH hayranlığıma rağmen albümü OPETH olarak görmenin dışına çıkarak bakabilmeyi başardığımda da beğendim. Evet, OPETH’in aldığı ilhamları, progresif rock tarihinde yer etmiş tüm o etkilenimleri belki çok iyi bilmiyorum; ama ortaya çıkarılan işi, yani yaratılan müziği beğendim. Bu müziği METALLICA yapmış olsaydı da beğenirdim, BURZUM yapmış olsa da beğenirdim, RIHANNA yapmış olsaydı da, GÖKHAN ÖZEN yapmış olsaydı da beğenirdim.
Bu şekilde bakınca ve albümü çevreleyen ve “Heritage”ın kendisini bile aşıp neredeyse albümün müzikal içeriğini ikinci plana atan tüm o dış etkenleri yok sayınca, karşımda gayet güzel, olağanüstü bir müzikalite barındırdığı tartışılır olsa da zevkle dinlenen bir albüm buluyorum.
Belki şöyle düşünülebilir: “E tamam da hafız, albümü yapan OPETH ve sen de bir OPETH albümünü yorumlamaya çalışıyorsun; nasıl oluyor da bunu hiç göz önünde bulundurmadan yorum yapıyorsun, yıllardır dinliyorum dediğin onca albümü nasıl hesaba katmıyor, bu albümü değerlendirirken her şeyleriyle doksanlar ve iki binlere damgasını vuran OPETH’in geçmişini nasıl tümüyle ayrı tutabiliyorsun?”
Evet, bunu yapıyorum. Çünkü zaman içinde görülen örneklerin işe yaradığını, bu radikal değişim albümlerinin her şeyin sonu olmadığını, gruplara şans verilmesi gerektiğini düşünüyor, hatta biliyorum. Yıllar yılı Mikael’in brutalleriyle kendini kaybeden biri olarak “OPETH brutali bıraktı, artık dinlenmez” dememeyi; önceki albümlerdeki gitar tonlarıyla, riflerle perişan olmuş biri olarak “Artık metal yapmıyorlar, CD’lerini yakmaya gidiyorum” dememeyi başarabiliyorum. Bu yüzden de “Heritage”ı seviyor, kendi çerçevesi içinde iyi bir albüm olarak değerlendiriyorum.
Yazdığım bunca şeyin üstünü çizip “Hayır abicim albüm kötü, OPETH bitti” diyene de, “70′lerin kült progresif rock gruplarının bütün albümlerini dinlemediğin için bu albümün yapmaya çalıştığı şeyde başarısız olduğunu anlayamıyorsun” diyene de saygım var. OPETH bugüne kadar yaptıklarıyla, farklı uçlardaki bu tarz yorumların yapılmasını kaçınılmaz kılan bir kariyer çizdiğine göre, alışılmadık durumlar ortaya çıktığında herkesten farklı bir ses çıkması kadar doğal bir şey olamaz. “Load” çıktığında Akmar Pasajı’nın önünde satılan sürüyle ikinci el “Load”u gören bendeniz, bugün “Load”u METALLICA’nın en iyi albümlerinden biri olarak gören sayısız insana da rastlıyorum. KATATONIA brutal vokali bırakıp doom elementlerini terk ettiğinde uyuz olup kendini kesen kitlenin binlerce katının, bugün o “yumuşak” KATATONIA ile zevkten kendini kestiğini biliyorum.
“Heritage” bence OPETH’in en iyi albümlerinden biri değil; ama kötü bir albüm, hiç değil.
Not: 7,5/10
***
Ezgim ÖZGÜL:
03.12.2010 tarihinde gelmiş bize Opeth’in stüdyoya gireceği haberi. (Üşenmedim tam tarih için arşivlere baktım.) Daha bu adamlar stüdyoya girmeden 35 bin milyon tane yorum yazılmıştı sitedeki haberin altında. Biri osursa dinlerim diyor, diğeri diyor ki Opeth “My Arms Your Hearse”dan sonra bozdu yeaaa…
“ALBÜMDE BRUTAL VOKAL YOKMUŞ!!!111″
Evet böyle diyenler de bayağı çok. Elimden geldiğince objektif bir kritik yazmaya çalışacağım, ama önce konuyla ilgili kısa bir fikrimi söylemek istiyorum. Ben, dinleyiciler rahatsız olacak diye “eski tatlarından ödün vermeyen” gruplardansa, hayranlarına “siz beğenmeyebilirsiniz, ben böyle beğeniyorum” diyen gruplara daha çok, hatta çok çok daha fazla saygı gösteririm. Bu demektir ki adamlar hâl isteyerek^, severek, kendileri için yapıyolar bu işi. Albümü beğenirim beğenmem, o ayrı mesele (beğendim o da ayrı mesele), ama benim için işi özü budur.
Gelelim “Heritage”a. Öncelikle süper-objektif bakarak diyebilirim ki, bu albüm hayatımda duyduğum mükemmel kayıtlardan birine sahip. Hayatımda bu kadar özenilmiş bir kayıt duymadım deme cesaretini gösteriyorum, gösterdim. Opeth hep Opeth oldu. Gelip bana herhangi bir şarkının herhangi bir 5 saniyesini çalsanız, derim ki “aha bu Opeth”. Ama bu albümde 2-3 (belki de 4-5, bilemedim şimdi) şarkı var ki, ben bunların Mikael vokale girene Opeth şarkısı olduklarına inanmadım. Slither’ıyla, Nepenthe’iyle, Famine’iyle, bambaşka albüm “Heritage”. Her grup der ya “bu albümümüzde kendimizi aştık, uçtuk, bambaşka oldu bu albüm”; tam “Heritage”a uygun işte bu söz.
İntrodan sonra gelen Devil’s Orchard albüm içinde en az değişik olan parçalardan biri. İlk single olarak da insanlar çok ürkmesinler diye bunu seçtiler herhalde diye düşünüyorum. “Watershed”e koysak çok sırıtmaz gibi (belki biraz). Zaten klibin de, içinde grup elemanlarının görünmeyeni makbûldur.
I Feel the Dark, Opeth için basit bir isim gibi; “bir The Lepper Affinity değil”. Ama Miko ne demişti: “Bu albüm çok earthy (kendi halinde, ayakları yere basan) oldu, earthy güzel bir kelime, onu seviyorum”. Tam olarak bu cümleyi kullanmıştı kendisi. O yüzden yadırgamadım, bilinmedik kelime bulacağım diye sözlük karıştırmamış.
Slither Ronnie James Dio’nun anısına yazılmış, albümün en hareketli parçalarından biri, adına yaraşır şekilde kayarak, sürünerek bitiyor.
Sonra, The Lines in My Hand adlı nadide parça var… O davullar, o davullar… O ikinci dakika… Öhöm neyse. Arkasından Folklore ve güzel outro Marrow of the Earth. Şarkıları progresif altyapı üzerinden derinlemesine inceleyecek bir beceriye sahip değilim, zaten burada rif var, şurada davul var diye de dinlemedim albümü; bir bütün halinde kocaman güzel bir albüm olarak baktım.
Albüm kapağıyla ilgili de birşey söyleyeyim mi diye düşündüm, ama şuan vazgeçtim. İşte o kapak:
Kısacası bu albüm biraz Black Sabbath, biraz Pink Floyd, biraz caz, biraz rock, ama aynı zamanda bambaşka bir şey, bambaşka bir Opeth (çok karizmatik noktaladım).
Not: 8/10
***
Levent MUKAN:
Opeth’in “Heritage”ı biraz değişik bir şekilde geldi sanki.
Mikael’in açıklamaları, düşen tadımlık parçalar, baya kötü kapağı (özür dilerim), death metal olmayacak olması ama “Damnation”a da benzemeyecek olması gibi nedenlerle herkes farklı bir şey bekliyor gibiydi. Ben ne beklediğimi şahsen çok bilmiyordum. Sanki biraz Camel’e benzer diyordum, ama onun dışında hiçbir fikrim yoktu. Çünkü Opeth’ten bahsediyorduk; bir şeyler bekleseniz de emin olamıyorsunuz.
İnternetteki yorumlara göz gezdirdim. Albüm ile ilgili fikirlerin genel olarak Opeth’in nasıl dinlendiğine göre değiştiğini görmek zor değildi. “’Damnation’ Opeth’çileri” tabir ettiğimiz güruh ile Opeth’in hoyrat şarkılarından da memnun olan, death metalle arası bozuk olmayan güruhun albüme değişik yaklaşacağı çıkarımını yapabilmek için roket bilimi ile uğraşmaya gerek yoktu.
Çıkan sonuç şaşırttı mı? Valla ben şaşırmadım. Genelde gruplar çıkacak albümleri ile ilgili olarak bildiğimiz şeyleri söylerler hep; Ahmet o tür yorumları haber diye neden giriyor onu bile bilmiyorum, söyleyen adam bile bayıyordur bence. Yok en klas albümümüz oldu, en çok buna emek verdik, diğer önceki albümler hep dandikti aslında da şimdi kabarıyoruz gibisinden çene yapar hep gruplar, bilirsiniz. Çoğu bayıldığım grup da yapıyor bunu. Ama Mikael bunu yapmadı. “Böyle böyle bilader” diye delikanlı gibi söyledi. Delikanlı bir abimiz olduğundan, dediğini de yapmış gerçekten.
Albümde sertleşilen noktalar tabii ki olmuş, ama Opeth sertleşmesi tabir edeceğim sertleşmeden bahsedemiyoruz. Albümün genel havasının belirlediği irtifanın üzerine asla çıkılmıyor, belli bir alçaklık korunuyor her an. Modu ne çok çok düşürüyor, ne de fazla yükseltiyor “Heritage”.
Sonuç itibariyle “Kardeş, sen bu albümü beğendin mi beğenmedin mi?” derseniz, ben albüme bayıldım. Peki “Mikael bunu solo olarak çıkarsa daha mı iyi olurdu” derseniz, aslında öyle daha iyi olurdu sanki diye de düşünmüyor değilim. Beni şüphelendiren Axenrot faktörü vardı sadece, o da güzel bir şaşırtmacayla misler gibi çalmış olduğundan, hiç şikayetim yok albümden. Çiçek gibi albüm. Ama hayır lan çok kötü olmuş diyene de çok ses çıkaramayacağım, zira albümde Opeth olarak gösterilecek kısım %35 falan.
Bir de tekrar, özür dileyerek, kapak gerçekten olmamış abicim ya. 1 puan oradan kırdım.
Not: 7/10
***
Not: Aşağıdaki ilk birkaç yüz bin milyon yorum albüme dair haberler içindir.
opeth’in son setlistlerine baktim. brutal vokalli tum sarkilari cikarmislar,tamamen clean vokal uzerine konserler veriyorlar. yazik lan,uzuldum bu kadar gozunu hirs burumus mikael icin
şarkı isimlerine baktım The Devil’s Orchard a baktım işin içinden çıkamadım ya opeth tarz değiştirip black metal e mi kaydı?
albümü 10 saniye dinleyebildim. halbuki gayet önyargısız ve optimistik düşüncelerim vardı.
ben bu albümü sevmek için kendimi kastığım anlar oldu. opeth’i eski tarihini falan siktir ettim, ama beğenemedim.
hani derler ya, ”st.anger’ı başka bir grup yapsaydı severdiniz” diye. bu öyle değil. heritage herhangi bir prog. rock grubunun debut albümü olarak çıksaydı gene sevememezdim. benim albümümü sevmeme sebebim opeth’in geçmişiyle, neydi ne oldulardan değil, tamamen müzikle alakalı.
22.11.2011
@Junkie Ghoul, Aynen katılıyorum. St. Anger olayına da :)
Oncelikle kritik(ler) cok guzel olmus yazan arkadaslarin ellerine saglik.
Dayanamadim ben de bir iki laf atayim albume:
- Albumun tarzi ile ilgili hicbir sorunum yok. Yapilan is kaliteli oldugu surece Opeth istedigi gibi tarzini degistirebilir. Grup Mikael in sonucta adam ne hissederse, ne isterse onu yapiyor. Sirf millet oyle istiyor diye death metale devam etse daha mi iyi olacakti ? Isterse adam dubstep yapsin, kaliteli olduktan sonra benim icin hicbir sorun yok. Eger illa “okuz gibi brutalli ve duygusal akustik pasajli” Opeth istiyorsak elimmizin altinda Still Life, Blackwater Park gibi sahane albumler var, gider onlari bi daha dinleriz. Neyse demek istedigim sey, albume olan goruslerimin grubun tarz degistirmesiyle veya eski Opethi ozlememle alakasi yok.
- Daha once yine burada bi yerde yazmistim, albumun bende biraktigi his “tamamlanmamis”ve “eksik birakilmis” oldu. Evet cok guzel fikirler var, muzisyenlik de sahane, ama sarkilar hep “demo” gibi geliyor. Uzerine emek harcanmamis demek istemiyorum, illaki uzerine defalarca kafa patlatilmistir, ama sanki yapilmak istenilen seyle ortaya cikan sey arasinda buyuk bir fark varmis gibi geliyor bana. Evet dinliyorsun kulaga “guzel” geliyor ama bir sekilde album icine almiyor sizi. Albumu hep severek dinledim ama bir kere bile “vay be !” dedigim bir yer olmadi acikcasi.
- Sonuc olarak bu albume “gecis” albumu olarak bakarsak, ve bir sonraki albumde bu tarzda daha vurucu ve oturmus seyler yapacaksa adamlar, gayet makul bir album. Ama Mikael in album onceki aciklamalari “senelerdir hayalini kurdugum album” seklindeydi. O yuzden ben daha saglam biseyler bekliyodum ne yalan soyleyeyim.
Benim notum 6/10 (Still Life in 10/10 oldugu bir olcekte)
En sevdigim opeth albumu: Watershed
En sevmedigim opeth albumu: Heritage
opeth, still life’la yarattığı karakteristik öğeleri sonraki albümlerinde de bokunu çıkartarak tekrar eden bir grup olduğunu bu albümle de desteklemiş BENCE!!! kaldı ki mükemmel şarkıları olsa da iğrenç parçaları da var tüm yaptıkları içinde. Bu da yaman bi çelişkidir :)
Kritik de geldi.And now begins the giant shitstorm of our times!
Heritage’i eski Opeth’ten sıyrılarak sindirmeye çalıştım ve evet sonunda kulağa hitap edebilen bir albüm olduğunu düşünüyorum. Özellikle dikkatimi çeken nokta ise tabii ki Axenrot’un delişmen davul performansı oldu.
iki ayda toplam on kere falan dinleyebildim. ve sanırım yeni yeni alışıyorum. kritikleri de albümü kavrayınca okumak niyetindeyim ancak şimdilik biçtiğim puana yakın bir ortalama çıkmış gibi.
ne bir klasik ne de bir fiyasko. bazı yerlerinde akerfeldt’in şarkıydı albümdü iplemeyip takıldığı hissi sürekli uyanıyor.
ayrıca çok mu gelecekci bilmem ama bu albümle bir dünya turuydu, büyük metal festivalleriydi çok yapamaz gibime geliyor. özellikle bunun gibi ikincisi(daha geçmişe gidersek belki üçüncüsü) opeth ailesine katılırsa konserler nasıl bir hal alacak, bayık olacaklar mı gerçekten merak ediyorum.
o değilde, steve wilson’un son albümü yorumlayacak arkadaşa Ben Kenobi’den ziyadesiyle force diliyorum, çünkü asıl olay orada.
Yazı cidden güzel olmuş. Bolca tartışmaya sebep olan bir albüm için farklı kişilerin fikirlerinin alınması gayet yerinde olmuş. Bunu için tebrik ediyorum. Bir de “yerin dibine sokan” gürûhtan da bir kişi olsaymış, şahane olurdu.
Ben de Opeth’in farklılık arayışını takdir ediyorum ve diğer albümleri gibi bunun da kaliteli, üzerinde uğraşılmış bir iş olduğunu düşünüyorum. Notum 7,5. Sekiz vereyim mâdem.
ortak kritik güzel olmuş ama ben bu albümü opeth albümü olarak sevemeyeceğim galiba.başka grup adıyla çıksa sevebilirim diye düşünüp dinlerim ama.opeth olarak forever my arms your hearse ve orchid diyorum kapatıyorum
kritiklere bakarsak: 2 kritiği beğendim, diğeri olmamış.
bir kere albüm kapaktan kaybetmiş.
yani bana çizdirseler daha az dalga geçilirdi o derece yahu bu nedir.
Opeth’in piyasa albümü.Artık bırakalım metal metal işlerini daha çok kişiye hitap edelim, sevgilileri sarmaştıralım, yorulmadan, kasmadan çok kazanalım fikirli Opeth albümü..
Bu mudur Mikael Opeth, Camel sevdiğini bilirdim de Camel olmaya çalışacağın aklımın ucundan geçmezdi, Opeth nasıl bu kadar keskin bir değişime gider, başka bir grup olur hala aklım almıyor. Bu albümü yapmasaydınız da aynı albümü başka bir gruptan duysam dinler miydim, kesinlikle dinlemezdim, sizden de dinlemeyeceğim.
Ne gerek var arkadaşım, binlerce gurubun yaptığı, “ki eski gurupların kat kat güzel yaptığı” bir müziği ne diye yaparsınız,siz metal grubusunuz nerden çıktı rock albümü. Hem prog. rock dinlemek istersem Camel – dinlerim, Pink Floyd dinlerim, sizi niye dinleyeyim arkadaşım.
Evet artık eski Opeth yok, bunu sindirelim.
Yeni Opeth de benim için farklı bir grup ve Playlist’imde yeri yok.
Ama ben hala “in the mist she was standing” dinleyerek eski Opeth’i sevmeye devam edeceğim…
23.11.2011
@MuratT, daha önce yazmıştım bu albümle ilgili düşüncelerimi ama sana da yürekten katılıyorum. bu albümle opeth zaten hangi yola gireceğini cümle aleme göstermiştir. albümü 45-50 yaşlarındaki sıkı bir prog rock dinleyicisine 2 gün önce dinletip tartıştım da “olum bu zaten 70′lerde bir çok grup tarafından yapılmıştı şimdi yapmanın mantığı ne demişti.” çok doğru. :) aslında sözün özü albüm iyi kaydedilmiş, güzel fakat maalesef ORJİNAL DEĞİL. blackwater park, ghost reveries dinlemeye devam. 6.5/10
23.11.2011
@b, Zaten bundan sonraki hedef kitlesini albüm kapağında resmetmişler, bebesiyle kuyrukta bekleyen teyzeler falan. Keşke bu albümü Opeth adı altında değilde “Mikael: Yapmak isteyip de yapamadıklarım 1″ isimli ayrı bir albüm de yapsalardı.
23.11.2011
@MuratT, hah işte öyle olsaydı keşke, o zaman daha iyi olurdu. böyle radikal değişiklikler olunca insanların da kafası karışıyor “mikael bu gelecek albümde pop ya da rap yapabilir diye insanın içine kurt düşüyor..:) opeth orjinalitesiyle bilinen bir topluluk öyle değil mi? şimdi buna güle güle dediler. bakalım ilerde ne olacak? böyle uç projeler oldu mu çıkar solo albüm altında olsun bitsin. ben brütal vokalleri olan sert bir müzik istiyorum. böyle deyince de insanlar diyor ki “senin istediğin müziği niye yapsın? e orası da bir anlamda doğru ama sonuç ne? koskoca bir paradoks.
son olarak bu albüme on puan veren, başyapıt, olağanüstü diyenlere de bir şey diyemiyorum. sonuçta kendi düşünceleri ama mikael pop yapsa da rap yapsa da dinlerim abi kitlesi mevcut. biraz eleştirelim. eleştirmeyi öğrenelim. sonuçta bu bir müzik.
23.11.2011
@MuratT,
“Piyasa” ile ne kastettigini anlayamadim, bu album nasil piyasa olur ? Icinde bir tane bile “catchy” sarki yok. Insanlari ilk dinlemede carpacak bir nakarat yok. Produksiyonda “modern” tonlardan eser yok aksine 40 yil oncesine ozenen bir sound var. Sevgililer filan demissin ama heralde bi adam kizarkadasina Opeth dinletecek olsa gider Damnation dinletir kesinlikle bunu degil.
Sirf death metal icermedigi icin piyasa demekte cok mantikli gelmiyor. Artik neredeyse brutal/scream vokal yapan gruplarin en az diger gruplar kadar populer oldugu bir cagdayiz.
Bence bu album “piyasa” olmanin tam tersidir. Zaten oturmus bir tarzi ve buyuk bir hayran kitlesi olan bir grubun (daha dogrusu adamin) bunlari bir kenara itip tamamen kendi istedigi kendi sevdigi gibi bir album yapmasidir.
Ha bu albumun orjinal ve guzel oldugu manasina geliyormu ? Tabiki hayir, bende cok begenmedigimi belirttim zaten.
Bide aklima sey geldi, Ghost Reveries ciktigi zamanlarda da Opeth piyasa oldu tarzi soylemler vardi. Mikael soyle bir cevap vermisti “Ortalama sarki uzunlugumuz 10 dakika, ne piyasasindan bahsediyorsunuz !?”. Benzer argumanlar bu album icinde gecerli bence, “Adam 70ler prog rock yapmis, hangi piyasadan bahsediyoruz ?”
23.11.2011
@Kemal, şuraya bir yere ben de imzamı atayım.
23.11.2011
@Kemal, Piyasa lafına fazla takılma, benim eleştirmek istediğim Opeth’in içine girdiği köklü tarz değişimi.
Bunun altında yatan sebepler nedir bilemem, benim gördüğüm Opeth’in müziğinin yumuşaması ve ayrı bir kulvara giren bir gurup haline gelmesidir.
Neyse, yeni Opeth, tarzı sevenlere hayırlı olsun diyorum.
23.11.2011
@Kemal, ”brutal/scream vokal yapan gruplarin en az diger gruplar kadar populer oldugu bir cagdayiz.” burası off-side. diğerlerine katıldım.
şu mikael efendiyi zaman makinesi ile 70lere yollasakta, tüm dünya rahatlasa.
23.11.2011
@Junkie Ghoul, ben o laf ile “metal” muzikte populer olmayi kastetmistim, yoksa death metal yapan gruplar tabiki hicbir zaman pop yada rock yapan gruplar kadar populerlesmeyecek.
Gunumuzdeki populer tarzlara bakarsan melodic death metal, -core gruplar filan baya revacta. Yani extreme muzik yapmak (death olsun black olsun) eskisi kadar farkli ve underground bisey degil. Gectigimiz son 10 yildaki konserlere bakinca bu tarzlardaki gruplarin bircok festivalde headliner oldugunu goruyoruz.
Yani demek istedigim sey artik brutal/scream yapipta metal muzikte mainstream olunabiliyor illa yumusamaya gerek yok. Gerci yeni biseyde degil bu yani bayadir boyle.
Kapak resminde ağacın sağ alt tarafındaKİ kelle, (Martin Mendez’mi lan o) ağaçtan düşüyor gibi, gruptan gidici galiba…
23.11.2011
@MuratT, Per Wiberg o. Malum düştü kayıtlar sırasında.
23.11.2011
@MuratT, Per olması lazım. Ki zaten gönderildi kendisi :D
17.12.2011
@Deon, Per’i “göndermek” kavramını tekrar düşünmeni öneririm.
20.12.2011
@nordson, “facts” diyorsun.
Opeth zaten deneyler yapabilecegi bir muzik yapiyordu. Etkilendikleri metal harici isleri kendi muzigine iyi yedirebiliyordu. Prog du zaten. Bu derece degismeden de yeni dusuncelerini muziklerine ekleyebilirlerdi. Demek ki yeterli gelmedi :(
Yorumlarin aksine album bana gayet guzel geldi. Zaten kritikte de bol bol belirtildigi gibi opeth yeni bi tarz secmis diye elestirmek yanlis olur. Opeth zaten her yeni albumuyle yeni bi tarza girdi. En son geldigi nokta bu, baskasini bilmem ama albumu dinlerken inanilmaz keyif aliyorum.
Onceden michael akerfedt’in brutallerini yere goge sigdiramayan, clean vokallerini azaltmasi gerektigini manyaklik derecesinde savunan birisi olarak bu albumdeki vokallere ayrica oldum bittim.
Michael akerfeldt dunyaya muzik yapmak icin gelmis bir deha. Daha uzunca bi sure de bu adamin elinden cikan hicbirseyin kotu olacagini sanmiyorum.
Bazı eleştirenler çok acımasızca eleştiriyor, tamam albüm öyle bir başyapıt değil fakat rezalet, kötü olduğu söylenemez. Opeth her zaman sürprizlere açık bir grup zaten. Şahsi fikrimce albüme verilebilecek puan 7/10. öyle rezalet, Allah kahretsin sizi denecek bir durum yok.
Mikael günümüzde pek de dinleyeni olmayan 70′lerin progresif rock müziği hayranı bir insan. Bu türde bir albüm yaptığı, yapmaya çalıştığı için eleştirildikçe eleştiriliyor. 70′lerin progresif rock müziğini seven biri olarak beni tam olarak tatmin etmedi, ama öyle itin götüne sokulacak bir albüm değil.
24.11.2011
@John Sykes, evet belli bi kalıpla kendini sevdirdiğin fan(atik)lerine; “eveet onlar çerezdi, biz aslında bunları seviyoruz böyle yapmak istiyoruz artık buyuz oturun dinleyin” demek çakallık göstergesidir.
70lerin progresif müziğini seviyosan da, şimdi bundan ekmek çıkarmaya çalışmak dinleyiciye ızdırap. Git o zmaan başka isimle yap..
Progresif rock adına güzel bir albüm bence, ben oldukça beğendim. Ama gelgelelim bu müzik Opeth değil. Bu albümü dinlerken belki sadece birkaç yerinde Opeth’in müziğine dair bişeyler duydum. Ezgim Özgül’ün kritiğinde dediği gibi birçok şarkıda Mikael vokele başlamadan Opeth olduğunu anlayamıyorsunuz. Hatta Mikael vokale girdikten sonra bile anlayamıyorsunuz. Bana isim vermeden bu albümü dinletseler Miakel Akerfeldt kimin proje grubunda vokal yapmış acaba derdim. E o zaman albümün kapağında niye Opeth yazıyor? Mikael brutalden sıkılmış olabilir, death metalden sıkılmış olabilir kabul ederim. Bu tür bir albüm yapmak istemiş ona da kabülüm (ki güzel albüm). Ama adını Opeth koyma o zaman. Müziğine güveniyorsan Mikael Akerfeldt Project olarak çıkar. Egonu öyle tatmin et. Çünkü böyle yaparsan ben art niyetli düşünürüm. Opeth’in adının gücünü kullandığını düşünürüm. Beni böyle düşüncelere sevk etme Mikael.
@elovitnas ”’Opeth’in adının gücünü kullandığını düşünürüm. Beni böyle düşüncelere sevk etme Mikael.”’
ne zannettin guzel kardesim? opeth damnation’in hayvan gibi un yapmasindan sonra yavas yavas brutal vokalden siyrilmaya basladigini gorursun. damnation opeth’in adini 7 cihana duyarmasa mikael gene ayni bu kafadan gitmezdi. dunya uzerinde ticari kaygiyi dusunmeyen grup cok azdir ve ben bunlardan birinin opeth olduguna kesinlikle inanmiyorum. mikael zeki adam,simdi bu albumu baska bir isimle cikarsa ne bu kadar satar ne de bu kadar dinlenir.
@Milky Flames
Ben de onu diyorum işte, kendine güveniyorduysa başka isimle çıkarsaydı. Ben bu albümü Mikael’in ego tatmini olarak görüyorum. Madem egonu tatmin etmek istiyorsun bunu Opeth’in adı altında yapma. Sonuçta kendi zevkin için yaptığın müziğin ne kadar satacağı senin umrumda olmamalı değil mi? Ama sen kalkıp da “biz ne yaparsak yapalım üstüne Opeth yazdıkmıydı herkesler alır dinler” mantığıyla iş yaparsan ben bunu dinleyiciye hakaret olarak görürüm kimse kusura bakmasın.
feeel the paaiin
in your braain
insaneeee…
herşeyi anladım da “git o zaman başka isimle yap” olayını anlayamadım. akerfeldt kendi grubunu kuracak, eee sonra kime çaldıracak. martin mendez, axe, akesson, per wiberg… mikael orchid’den beri grubun en çok göze batan ismiydi. mayh’tan sonraki hemen hemen her şarkının her notasını kendi yazdı, gitarını çaldı, vokallerini yaptı. mikael akerfeldt project ne kardeşim? dan swanö gibi 5275923 tane grup mu kurcaktı. “üstüne opeth yazdık mı herkes alıp dinler”, mikael akerfeldt yazsan da dinlenirdi, en azından bu “başka grupla yapsaydın” kafasındakiler dinlemezdi.
albüm çok iyi, herşey var albümde. albümün tek tartışılabilir yönü orijinalliği olmalıydı. sounduna rağmen orijinal, yeni şeyler de var. damntaiondan daha çok seviyorum, fakat kesinlikle en iyi opeth albümü değil. 9/10
20.12.2011
@blackroseimmortal, bence nikini de değiştir. mikael o şarkıya katlanamıyor çünkü :) madem mikael ne derse haklıdır modundayız
22.12.2011
@Junkie Ghoul, düz mantık.
Opeth ismini kullanma denip duruyor yukarlarda, iyide güzel kardeşim adam drum & bass yapmıyor ki, köklerinde en çok etkilendikleri 70s prog.rock’ına selam çakıyorlar. death metal ve brutal vokal olmaması illbient yapmaya başladı anlamına getirilmesin rica ederim. ‘rock’ gibi albüm.
8,5/10
ha bir de şimdi tekrar dinlerken dikkatimi çekti 9. şarkı Folklore’da ana melodi 70ler isveç prog.rock/fusion grubu “Kebnekajse”i anımasttı. mikael bence günümüzün önemli müzisyenlerinden. grubu da çok iyi hale geldi artık, büyük oynuyorlar oyunu artık ve umarım eski fanlar bunu anlayacak yollarını ayırmadan. bir olgunluk dönemi albümü her açıdan. boş an yok tüm albümde.
17.12.2011
@nordson, yeni bir şeyler sunmuyorlar ki tabii ki kebnekajse’den etkilenirler. bundan sonra yapacakları oradan buradan almak işte…
17.12.2011
@b, eh abi ne diyeyim. 70lerden etkilenmemenin imkanı-ihtimali olamaz ki. bence bu yaptıkları oldukça iyi bişey, çalıp çırpma deil o ruhu çok iyi yansıtmışlar demek istiyorum anımsattı demekle.
opeth’in ilk albümüyle son albümü arasında dağlar kadar fark var. bir grubun klasik kemikleşmiş soundu vardır bunu değiştirirsen sonuçlarına da katlanırsın. işte pain of salvation’ın son hali. kim bahsediyor onlardan allahaşkına? grup iki kişi kalmış. adam prog metali bıraktı kendi zevkine göre albüm çıkarıyor. ee mikael akerfeldt’in de daniel gildenlöw’den pek farkı yok. ikisi de soundlarını değiştirdi ama isimleri hep aynı. bugün pain of salvation’ın adına olanlar yarın opeth’in başına gelebilir ne bileyim davulcu basçı ayrılabilir yani olabilir böyle şeyler grup dağılma eşiğine gelebilir. keşke akerfeldt bunu solo proje olarak ortaya atsaydı daha iyi olabilirdi. müzikal fikir ayrılıkları grupları dağılma eşiğine getirebilir. ilerisini kimse tahmin edemez ama önümüzde örnekler çok. mikael akerfeldt’in heritage albümü denmesini çok isterdim. yarın drum n bass yapsa sizin ne diyeceğiğnizi merak ediyorum.
17.12.2011
@b, yazılanı tam okumadan yorum yapmak ne kadar yaygın oldu son günlerde. herkes anladığı ‘kadarıyla’ fikir bildiriyor (işine geldiğince). seninle uzun uzun tartışmak istemiyorum fakar benim ‘d&b’li yorumum da virgülden sonraki kelimeleri yutmuşsun. ‘köklerinde en çok etkilendikleri…’ cümlesi.
20.12.2011
@b, +1. per wiberg’ın ayrılma sebebinin bu olduğunu duydum. mikael ile müzikal değişim konusunda tartışma yaşamışlar.
21.12.2011
@Junkie Ghoul, yaşarlar tabii. daha ilerde kimbilir neler olacak neler yaşayacaklar? belki de bugün grubun hep arkasında yer alanlar/sevenleri bu son haline söz söylettirmeyenler belki de inanamayacak ve şaşıracaklardır bu grubun ileride ne hale geleceğine.:) (örnek pain of salvation.)
ben artık opeth konusunda konuşmak istemiyorum diyeceklerimi demişim önceden zaten.
ben opeth’in de pain of salvation’un da son albümlerini çok beğendim, ikisi drum and bass yapsalar bile dinlerim. ulver ve the gathering; trip hop, art rock, ambient gibi türlerde harikalar yarattılar. amorphis de ilk albümlerinde old school death/doom icra etti, şimdi melodik progresif metal gibi bişey yapıyorlar, ve ben son dönem amorphis’ten hiç hazetmem. ama sen ediyorsun… ee, demek ki olabiliyormuş sevgili b’cim.
22.12.2011
@blackroseimmortal, ulver, the gathering yepyeni şeyler yarattılar diyorsun peki adama sormazlar mı son yaptıkları albümler ilkler kadar kaliteli mi diye? yahu kulak var nizam var ben the gathering’in nighttime birds’ünün yerine neden son albümünü tercih edeyim. ulver’in kveldssanger dururken son albümünü neden dinleyeyim. dinleyen vardır ona kabulüm hatta iyi olduğunu düşünenler vardır ama kimse bana opeth’in heritage’inin morningrise kadar blackwater park kadar etkileyici olduğunu söyleyemez. ha sen söyleyebilirsin sen istisnasın, onlar da kaideyi bozmaz. bak nick’in bile seni haksız çıkartıyor. oldu mu blackroseimmortal’cığım.:)
22.12.2011
@b, tabii ki de heritage bir morningrise veya blackwater park değil, ama bence delverance’tan aşağı kalır yanı yok, hatta orchidden veya damnationdan daha iyi (bence). sen beni tamamen yanlış anladın ben en iyi albümleri demiyorum. heritage belki de en iyi albümleri dediğimde feci derecede gaza gelmiştim :). neyse, opeth hep morningrise veya blackwater park çıkarmaya çalışsaydı bence hiç hoş olmazdı, zaten elimizde birer adet var onlardan. her grup yeni şeyler yapmalı, ha 70lerdeki prog rock ha drum and bass, tabi bunlar çok köklü değişikler, bi grubun bu kadar da değişmesine gerek yok (aslında değiştirebilirler de çünkü ben bunun bir sorun yaratacığını düşünmüyorum). mesela amorphis, the karelian isthmus’ta yaptığı gibi ilerleseydi, sen bu grubu sevmeyebilirdin, ben bayıla bayıla dinlerdim… benim gibi düşünen çok kişi var ve onların birer istisna olduğunu sanmıyorum. ama amorphis kendi yolunu çizmiş, yapacak bişey yok. ben the karelian isthmus amorphisçisi olmaya devam etçem. he ben de “souvenirs”i “mandylion”dan çok severim. şimdi de “zevkler ve renkler tartışılmaz” oldu. zevkleri ve renkleri de tartışacaksak bu tartışma bitmez. en iyisi hemen şurada bitirmek. oldu me b’cim (çok hoşuma gitti şu kalıp) :)
23.12.2011
@b, Ulver için soruyorum, “black metal albümü dururken elektronik albümünü dinlenir mi” demek nasıl bir karşılaştırmadır be hacı? O albüm nerde ondan sonra yaptıkları nerde.Bir de “iyi olduğunu düşünenler” yoktur o albümlerin iyi olduğuna dair kabul vardır.Herşeye “çok pis metalci” gözüyle bakmayalım rica ediciğim.
22.12.2011
@blackroseimmortal, sırf bu farklı müzikal değişimlerden dolayı gruplar dağılıyor arkadaşım bilmem farkında mısın? 1-2 sene sonra fredrik akesson “ben progresif rock çalmıyorum” gruptan ayrılıyorum derse ne olacak? adam sonuçta death metal davulcusuna prog rock çaldırıyor adam belki sıkılıp gidecek. hatta ilerde böyle olabilir bunun müzik dünyasında örnekleri çok. siz de artık farklı farklı albümler bekler durursunuz. drum’n bass’ı neden opeth’den dinleyesin ki git adam gibi drum’n bass grupları dinle. opeth fanatizmi bu işte insanların içine işlemiş.
22.12.2011
@b, haklısın ama sonuçta opeth drum and bass’in kralını yapsa ayıla bayıla dinlerim, olmadı bi şans veririm. sonuçta mikael gibi prog rock ve death metali hayvanlar gibi sentezleyen bir adamdan bomboş bir oldschool prog rock albümü beklemek saçma olur. ulver “blood inside”ı yaptıktan sonra, “aga masif atak varken nabıyım ulvırı” diyip albümü dinledikten sonra göt olan birçok insan vardır.
üyelerin ayrılmak istemesi varsayımına gelince (öh), opeth bi dream theater değil ki, x gitse yeri doldurulamaz gibi bir olay yok. pain of salvation da aslanlar gibi çalmaya devam edecek (umarım), sırf daniel gildenlöw yeter.
karar değiştirdim. opeth’in bu albümünü artık beğeniyorum. baya baya nefret etsemde mazoşist tavrımı korudum, dinleye dinleye zamanla hoşuma gitti.
bir albüme alışabilmek için bu kadar zor süreçten geçeceğimi tahmin etmemiştim.
Hımm Opeth benim için çok şey ifade ediyor.Hem brütallik hem clean işini güzel kotaran ender gruplardan biri.
Öncelikle favori albümüm olan Morningrise gibi başka bir albüm yapabileceklerini zaten hiç düşünmedim.Bunu hiçbir grup yapamıyor.Eskiden bu tarz olaylara çok fena daralır ulan neden hep böyle oluyor derdim ama artık böyle olmuyor çünkü tattığın bir lezzet bir daha aynı kıvamı vermiyor.Hiçbir zaman Morningrise,Jester Race,Gallery,Slaughter of the soul tadında albümler olmayacak ve olmamalı ki o albümlerin kıymetini bilelim.
Gelelim Heritage albümüne, ben bu albümü az önce hemde internetten dinledim 3 yada 4 parça yani daha albümü bile indirmedim.İlk dinlediğim parça folklore oldu.GErçekten güzel ve üzerinde çok çalışılmış parçalar ve sıkılmıyorsun.Opeth sıçmış diyemiyorsun.
Ha illa daha kafanda müthiş Opeth ile bu Opeth i bir araya getiremiyorsan bu albümü Opeth olarak dinleme.akerfeldt in yan projesi olarak dinle çünkü bu albüm kaliteli ve güzel
“Brütal” kelimesi beni ettiği kadar başkalarını da rahatsız ediyor mu acaba?..
29.01.2012
@Exorsexist, The Wörld is yours
29.01.2012
@Aeonian_Lich, ccc Deströyer 666 CCC
bir de brütal legendisimli oyun vardı.
opeth bir daha brutal vokal yapmasın. böyle daha güzel.
mikael zaten death metalle çok içli dışlı bir adam değil. opeth’in çekirdek kitlesiyle pek takışmamak için opeth’de death metali zorla da olsa sürdürüyordu (benzer bir örnek chuck schuldiner). ama mikael ilk kez gerçekten yapmak istediği bir müziği opeth adı altında piyasaya sürmüş, bu cesareti kendinde bulmuş ve ortaya samimi güzel bir müzik çıkmış.
bu yoldan sapmadan devam mikael..
http://www.youtube.com/watch?v=mKZoEpRNbQg&feature=youtu.be
Albüm mükemmel bence çıktığından beri en kötü 3 günde bi’ falan döndürüyorum favori kısımlarım yukardaki gibi haxprocess hariç o en tuttuğum şarkı – mikael’in de öyleymiş – onu bölemedim.
Sağlam bir opeth fanı, fanboyu(ne derseniz diyin kabulümdür) olarak 50.turun ardından artık rahatça olmuş diyebiliyorum bu albüm için. Başlarda bu ne böyle diyip burun kıvırırken zamanla sevdirdi resmen kendini.
I feel the dark’tan Haxprocess’in sonuna kadar olan 4şarkılık kısım diğer parçalara göre biraz geride kalmış gibi. Tamam melodiler güzel, dinlemesi keyifli vs. ama adını koyamadığım bir eksiklik, bir havada kalmışlık var.
the devil’s orchard, famine, folklore kusursuz şarkılar, bayılıyorum resmen.
Heritage mükemmel bir intro, marrow of the earth vurucu bir outro olmuş.
İlk dinlemelerde olsa 5-6 verebileceğim bu albüme şimdi helalinden bir 8 verelim bari o zaman.
Son sözüm sana Mikael’im, umarım yakalamaya çalıştığın o progresif tınıyı bu albümle yakalamışsındır.
15.05.2012
@Sopar, bir de albümü beğenmeyen (tabirimi caiz görün)dinozor opeth dinleyicilerine naçizane tavsiyem; albümde hayatın anlamını aramadan sadece dinleyin öyle seveceksiniz, valla bak.:)
15.05.2012
@Sopar, sevmedim.. sevemedim.. çünkü sevmek zorunda değildim…
15.05.2012
@wikus van de merwe, sniper’lik nasıl gidiyor (:
arkadaşlar, opeth çizgisinden kaydı gibisinden yorum yapmak cidden ahmaklık olur bunu ilk önce bir kafamıza yazalım.
bir grup nereye kadar aynı müziği yapabilir ki ? yani, morningrise opeth’i seviyorsanız açın morningrise dinleyin, watershed opeth’i seviyorsanız açın watershed dinleyin, damnation opeth’i seviyorsanız açın damnation dinleyin. neden onun tarzında bir albüm daha bekliyorsunuz ki, adamlar zaten en iyisini yapmış vaziyette, neden bir daha aynısından yapmaya çalışsınlar ki? yani burada sizleri biraz düşünmeye davet ediyorum.
ardından şunları söylemeliyim ki heritage, opeth’in yapmış olduğu en profesyonel ve kaliteli müziktir. başta dinlediğinizde tüm şarkılar, riffler, tonlar anlamsız ve kopuk gelebilir. normal. eski opeth’ten alışık değiliz çünkü bunlara, clean-brutal geçişlerinde fark edemiyorduk bunları. şimid karşımızda çırılçıplak bir müzik var ve anlaması biraz zor açıkçası. ama anlayınca göreceksiniz ki heritage her anlamda mükemmel bir albüm olmuş.
demem o ki, opeth çok bozdu yeaaaa tarzı yorumlar yapmadan önce adamların amaçlarını bir anlayın, sadece kendilerini tekrar etmekten çekinen bir grup ve bunu da layığıyla yerine getiriyor, siz hiçbir opeth albümünün başka bir albümün kopyası olduğunu görmemişsinizdir. heritage da böyle işte. yani siz her ne kadar opeth’e benzetemeseniz de bu albümü, her yerinden opeth akıyor arkadaş. akıyor yani. yapacak bir şey yok. bir morningrise değil evet, bir heritage bu.
morningrise’ı seven heritage’ı sevmez diye bir şey de yok, ikisinin de hayranıyım. ama gel gör ki bir morningrise albümü daha çıksın istemem ben aga. adamlar zirvede bırakmış , neden bir benzerini daha yapmaya uğraşsınlar ki değil mi ama?
opeth’in girdiği bu yolda daha çok iyi müzikler yapacağına inanan biri olaraktan bu yazıyı da burada noktalıyorum
umarım anlatabilmek istediğimi anlamışsınızdır.
16.07.2012
@platoon, bu arada puanım da 9.
01.10.2012
güzel yazı kardeşim.
yalnız ”heritage, opeth’in yapmış olduğu en profesyonel ve en kaliteli müziktir.” kısmında biraz uçmuşsun gibi :) gerçi albümde haxprocess çalarken, bende senin gibi düşünüyorum
Albümde brutal vokal olmamasına rağmen, ”Damnation Opethcisi” kesimi pek sevmedi gibi bu albümü sanki.
08.12.2012
@Rotten Angel, Nedeni gayet basit. Damnation duygu yüklü bir albümdü ve basit yapılmış şarkılardan ibaretti. Heritage ise zor ve karmakarışık bir albüm. Alışması çok zor.
orchid ile morningrise ile blackwater park ile aşık olmuş, öpmüş, sevmiş ve sevilmiş, hayatın kahrını yalnızlığını çekmiş insanlara heritage’i kabul ettirmek çok zordur.
08.12.2012
@b, Watershed’e nasıl bakıyorsun peki?
08.12.2012
@Rotten Angel, watershed benim için arada kalmış bir albümdür. benim opeth’de martin lopez takıntım var ve o gittikten sonra yerine gelen davulcunun çalışından pek zevk alamadım çok uzak geldi bana. opeth benim için damnation’ı da çıkar at orchid ve ghost reveries arasıdır. watershed’e gelince, o albümün çok iyi besteleri var orası kesin ancak benim problemim soundu ve davulları ile. çok boğuk çok sıkışmış bir soundu var ve ne kadar dinlersem dinleyeyim o ghost reveries’in tertemiz tonlarını bulamıyorum. ha diyeceksiniz blackwater park’da çok kirli tonlarla kaydedilmiş ama o albümde benim efsane opeth kadrom var. lindgren orada lopez orada, e şarkılarda canavar yani. ama watershed’de bunlar yok. watershed lopez ve lindgren ile kaydedilseydi dinler miydim, evet, günlerce dinlerdim çünkü bilirdim lopez’in daha çok süsleyeceğini daha çok nitelikli çalacağını ve bilirdim lindgren’in o şarkıya ruhunu vererek kendisini katacağını…
ama her şeye rağmen watershed’i dinlediğimde heir apparent, burden, porcelain heart şarkıları aklıma takılır kalır. iyi albüm severim fakat kalbimde çok güçlü bir yeri yok. güçlü bir yerinin olması içinde yukarıda saydığım insanların olması lazım. opeth benim için bitmiştir. opeth benim için brütal ve sert vokallerin olduğu ekstrem bir müzik grubudur. onları öyle hatırlamak istiyorum.
08.12.2012
@b, Hmmmm anladım. Mesela Morningrise’da da Lopez yok. Pek problem olmuyordur herhalde senin için :)
08.12.2012
@Rotten Angel, yok o problem olmuyor. onun da nedeni ilk göz ağrım olması. o albüme laf yok. black rose immortal!
Haxprocess ne mükemmel şarkıdır arkadaş. Canım ne zaman opeth çekse ilk açtığım şarkı oluyor.
Hala beğenmeyen var mı bu albümü acaba? Şarap gibi albüm valla. Eskidikçe daha da mükemmelleşiyor.
10.09.2013
@Wildchild, Valla bende bunu demek için gelmiştim. Her geçen gün daha da özel ve güzel bir albüm.
10.09.2013
@Wildchild, var evet. geçen gün yine dinleyeyim dedim ama yarısında kapattım. maalesef sevmeyince olmuyor. onun yerine ne dinlediğimi sorarsan blackwater park’ı açtım baştan sona dinledim.
04.10.2013
@baha, ilk dinleyişte herkesi çarpan bi’albüm değil evet. bu yüzden aradan 2 yıl geçince albüme gereken önem ve dinlenme sayısı verildikçe şarkıların açıldığını bi’çok kişide farkettim. yerden yere de vuruldu başyapıt da dendi ama ” 30 kere famine dinleyip hala sıkıcı bulan ” için yapılacak pek bi’şey yok :)
04.10.2013
@Wildchild, aynen.:) ben de çok dinledim sevebilmek için ama opeth’i ilk haliyle dinleyip sevdiğim için yeni hali çok uzak bana. her ne kadar prog rock dinlesekte…
Abi Folklore. FOLKLORE.
Ciddi bir şekilde en sevdiğim Opeth şarkısı olma yolunda ilerliyor,günlerdir loop’ta dinliyorum. Millet outro’yu övüyor çoğunlukla,duyduğum en iyi outro’lardan biri tabii ama bütün şarkı tek kelimeyle muazzam.
Baya tatlı ya. 2 haftadır dinliyorum dönüp dönüp.
Ahahah noluyo lan değere mi biniyor albüm sonradan. On yıl sonra “efsane albümdü, kimse değerini bilemedi” diye bahsetmeyelim bir de sdsfsafdgf.
04.10.2013
@Mert, sonunda öyle olacak galiba.:)
05.10.2013
@Mert, yanlış anlaşılmasın bu arada, ben başından beri seviyorum albümü gayet.
05.10.2013
@Mert, Ben de.(Kurtarayım da kendimi)
http://2.bp.blogspot.com/_nWoBpWUUs3A/TOaR-_4-eVI/AAAAAAAAAFw/htJIvU7J2w4/s1600/vakvak1.jpg
I Feel the Dark ne güzel şarkıdır ya. Güzel albüm bu albüm.
bu yazıda da spam yerler var. iyi ki opeth yazılarına şöyle bir bakmaya girmişim hehe.
Hayatımda gördüğüm en kötü albüm kapağı
müthiş albüm opeth bu işin allahı başka opeth yok ! albümün en sevdiğim şarkısı devils orchard yalnız fredrick o solo neden kısa be kardeşim ? resmen gösterip elletmemişsin ! bu adamların başarısının sırrı kimseyi takmıyor olmaları yorumları da okuyunca ne kadar doğru yaptıkları kanıtlanıyor. boşa vakit kaybı yahu adam mis gibi kritik yazmış işte daha söylenecek ne olabilir. ?
İlk dinleyişte beğenilmeyen ama sonradan değeri anlaşılan albümlerden biri daha. Ben 70′ler prog rock ile alakası olmayan biri olarak bu albümden sonra 70ler gruplarını keşfetmeye başladım. Camel, Rush, Genessis gibi.
Grubun bu radikal değişimini Anathema’nın değişimine benzetiyorum. İkisi de gitgide çok farklı ve soft bi hal aldılar. Brutal yapmak bi yerden sonra bayıyor demek insanı =) Albüm kapağını da beğendim, karikatürize olması albümün karakterine yakışmış.
Neyse son olarak Folklore ne güzel bi şarkı diyelim.
Çıktığı zamanlarda açıkcası pek beğenmemiştim. Belki de nedeni benim eski Opeth’i özlememdi ve ya albümü hazmedecek olgunlukta değildim. Neyse, netice olarak bir kaç şarkı dışında geri dönüpte dinlemediğim bir Opeth albümüydü. 2 gün önce “Marrow of the Earth” şarkısı playlist’imde karşıma çıktı. Peş-peşe 10-15 kez dinledikten sonra “buraya kadar gelmişken albümü de bir kez daha dinleyeyim bari” dedim ve iyi de yapmışım. Baştan sona kadar albümden inanılmaz derecede keyif aldım. Bir yandan da zamanında Mikael’in hakkını yediğim için kötü hissettim. Eski prog rock gruplarını pek tanımam ama nasıl bir müzik yaptıklarını az-çok hepimiz biliyoruz. Albüm gerçekten de tam olarak o devrin gruplarına anısına yapılmış bir albüm hissiyatı uyandırdı bende. Olay Opeth’i artık o eski Opeth olmadığını gerçeğini kabullenmekte gizli bence. Hani zaman herşeyin ilacıdır derler ya, bu da onun gibi bir şey oldu. Üzerinden yıllar geçti ve nihayet yeni Opeth’i de tam olarak kabullendiğimi hissettim bu albümü beğenince. Opeth çok özel bir grup. Özellikle bunu 1 yılda zibilyon kadar albüm dinleyen insanlar daha iyi anlayabilir. Bir-birine benzeyen o kadar grubun arasında Opeth’in değeri bin kat daha artıyor.
Bu eskiye dönme olayı da ilk defa başıma gelmiyor. Çoğu insanın beğenipte benim beğenemedim bir albüm olursa o albümü bir yere kaydederim illa. Şimdi bu albümü beğenmiyor olabilirim ama belki 3-5 yıl sonra işler değişir diye düşünüyorum. Bir kaç albüm dışında çoğu zaman bu teorim işe yaradı şimdiye kadar.
Haxprocess parçasının 2.18′den 3.16′ya kadar olan build up ve akabindeki “Moor is riding hiiiiiiiigh” ile gelen kırılma noktası o kadar masalsı, o kadar güçlü ki her defasında tüylerim diken diken oluyor. Öyle bir partisyon yazıp bunu sadece bir defa kullanma fikrini aklım almıyor. “Şu kudrete bak be” dedirtip ağzına bal çalıyor sonra bakmışsın şarkı bitmiş. Dön başa.
29.03.2021
@Horrendous, ”Öyle bir partisyon yazıp bunu sadece bir defa kullanma fikrini aklım almıyor. “Şu kudrete bak be” dedirtip ağzına bal çalıyor sonra bakmışsın şarkı bitmiş. Dön başa.”
Opeth bu kadar güzel özetlenebilirdi.