# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
OPETH – Heritage [ORTAK İNCELEME]
| 22.11.2011

Kuyuya atılan taş.

Ahmet SARAÇOĞLU:

Yaklaşık 14 yıldır dinliyorum OPETH’i. Hayatta en çok dinlediğim birkaç gruptan biri olmalarının yanı sıra, benim için sadece müzik olmayan, daha derinlemesine nüfuz eden gruplardan biri olarak da gösterebilirim kendilerini.

Her ne kadar “Blackwater Park” sonrasında yaptıkları işlerin duygu yoğunluğu bana eskilerin tadını veremese de, OPETH her zaman için belli bir kalitenin üstünde olmayı başaran ve başaracak bir grup olduğunu zaten yıllardır hepimize kabul ettirmiş durumda.

“Heritage”a dair yapılan tonla muhabbeti bir çırpıda atlayarak, albüme dair bir “taraf” olmadığımı belirtmek isterim. Albümü OPETH’in külliyatını bilen biri olarak sayısız kez dinledim ve bu dinlemeler sırasındaki yorumlama ve yapılan işi özümseme kaynağı olarak tek dayanağım, OPETH dinleyiciliği konusundaki tecrübemdi.

Evet albüme dair bir taraf tutumuyor ve OPETH’in seçtiği bu yolda, görünüşe göre dinleyiciler tarafından belirlenen saflardan birine girme ihtiyacı duymuyorum. Bunun sebebi de grupların müzikal gelişimlerini “öncesi” ve “sonrası” olarak ayıracak radikallikteki böylesi albümlerin dinleyici kitlesi üzerinde yarattığı garip etkilerin ve bu etkilerin doğurduğu fikir ayrılıklarının, konuşarak çözülemeyeceğine olan inancım. Temel düşüncem, “Heritage” gibi çok farklı bakış açıları oluşturan bir albümü sevmeyen bir insana “Haksızsın! Albüm mükemmel! Anlayamıyorsun! Kafan almıyor! Müzik birikimin yetmiyor!” gibi şöyler söylemek ne kadar anlamsızsa, albümü seven insanlara da “OPETH bu değil! Ben OPETH’in özünü biliyorum! Kucağımda büyüdü! Metal unsurlarını terk ettiklerine göre mutlaka sik gibi müzik yapıyorlardır! Dinlemeye tenezzül etmem!” gibi karşılıklar vermek de o kadar anlamsız.

Progresif rock’ın aslında dışarı yansıttığı bir durum olmamasına rağmen kimi zaman dinleyicilerince öne çıkarılan snobluğu ve elitistliği de, muhtemelen albümü sevemeyen ve eleştirecek yer arayan insanların ekmeğine yağ sürüyor. Zira kimi yorumlarda rastlanan “X diskografisini dinlemeden bu albümü anlamanız mümkün değil” tarzı, bana göre müzik dinleme kavramını biraz fazla ciddiye alan ve sanki zor bir dersmiş de özümsenmedikten sonra boş yere yapılıyormuş gibi yansıtılan çıkışlar, albümü antipatik ve soğuk göstermekten başka bir işe yaramıyor. “Heritage”ı yaratan kişiler, albüme yönelik tepkilerin karışık olacağını elbet biliyorlardı; buna rağmen herhangi bir demeçlerinde, yorumlarında “Albümü sevmeyenler önce 70′lerde çıkan ve bu albümün yazımında bize ilham veren grupları dinlesinler” demediğine ve diyemeyeceğine göre, grubun kaydığı bu yeni tarza daha alışkın olan kitlenin de albümü savunurken bu yönden “vurmasını” abes buluyorum.

Şimdki kişisel görüşlerimi sıralayıp sona doğru yaklaşayım.

“Heritage”ı beğendim. “Heritage”ın barındırdığı müziği beğendim. Bunu yaparken de nelerden ilham almışlar, ne yapmaya çalışmışlar diye düşünmeden, hatta onca yıllık OPETH hayranlığıma rağmen albümü OPETH olarak görmenin dışına çıkarak bakabilmeyi başardığımda da beğendim. Evet, OPETH’in aldığı ilhamları, progresif rock tarihinde yer etmiş tüm o etkilenimleri belki çok iyi bilmiyorum; ama ortaya çıkarılan işi, yani yaratılan müziği beğendim. Bu müziği METALLICA yapmış olsaydı da beğenirdim, BURZUM yapmış olsa da beğenirdim, RIHANNA yapmış olsaydı da, GÖKHAN ÖZEN yapmış olsaydı da beğenirdim.

Bu şekilde bakınca ve albümü çevreleyen ve “Heritage”ın kendisini bile aşıp neredeyse albümün müzikal içeriğini ikinci plana atan tüm o dış etkenleri yok sayınca, karşımda gayet güzel, olağanüstü bir müzikalite barındırdığı tartışılır olsa da zevkle dinlenen bir albüm buluyorum.

Belki şöyle düşünülebilir: “E tamam da hafız, albümü yapan OPETH ve sen de bir OPETH albümünü yorumlamaya çalışıyorsun; nasıl oluyor da bunu hiç göz önünde bulundurmadan yorum yapıyorsun, yıllardır dinliyorum dediğin onca albümü nasıl hesaba katmıyor, bu albümü değerlendirirken her şeyleriyle doksanlar ve iki binlere damgasını vuran OPETH’in geçmişini nasıl tümüyle ayrı tutabiliyorsun?”

Evet, bunu yapıyorum. Çünkü zaman içinde görülen örneklerin işe yaradığını, bu radikal değişim albümlerinin her şeyin sonu olmadığını, gruplara şans verilmesi gerektiğini düşünüyor, hatta biliyorum. Yıllar yılı Mikael’in brutalleriyle kendini kaybeden biri olarak “OPETH brutali bıraktı, artık dinlenmez” dememeyi; önceki albümlerdeki gitar tonlarıyla, riflerle perişan olmuş biri olarak “Artık metal yapmıyorlar, CD’lerini yakmaya gidiyorum” dememeyi başarabiliyorum. Bu yüzden de “Heritage”ı seviyor, kendi çerçevesi içinde iyi bir albüm olarak değerlendiriyorum.

Yazdığım bunca şeyin üstünü çizip “Hayır abicim albüm kötü, OPETH bitti” diyene de, “70′lerin kült progresif rock gruplarının bütün albümlerini dinlemediğin için bu albümün yapmaya çalıştığı şeyde başarısız olduğunu anlayamıyorsun” diyene de saygım var. OPETH bugüne kadar yaptıklarıyla, farklı uçlardaki bu tarz yorumların yapılmasını kaçınılmaz kılan bir kariyer çizdiğine göre, alışılmadık durumlar ortaya çıktığında herkesten farklı bir ses çıkması kadar doğal bir şey olamaz. “Load” çıktığında Akmar Pasajı’nın önünde satılan sürüyle ikinci el “Load”u gören bendeniz, bugün “Load”u METALLICA’nın en iyi albümlerinden biri olarak gören sayısız insana da rastlıyorum. KATATONIA brutal vokali bırakıp doom elementlerini terk ettiğinde uyuz olup kendini kesen kitlenin binlerce katının, bugün o “yumuşak” KATATONIA ile zevkten kendini kestiğini biliyorum.

“Heritage” bence OPETH’in en iyi albümlerinden biri değil; ama kötü bir albüm, hiç değil.

Not: 7,5/10

***

Ezgim ÖZGÜL:

03.12.2010 tarihinde gelmiş bize Opeth’in stüdyoya gireceği haberi. (Üşenmedim tam tarih için arşivlere baktım.) Daha bu adamlar stüdyoya girmeden 35 bin milyon tane yorum yazılmıştı sitedeki haberin altında. Biri osursa dinlerim diyor, diğeri diyor ki Opeth “My Arms Your Hearse”dan sonra bozdu yeaaa…

“ALBÜMDE BRUTAL VOKAL YOKMUŞ!!!111″

Evet böyle diyenler de bayağı çok. Elimden geldiğince objektif bir kritik yazmaya çalışacağım, ama önce konuyla ilgili kısa bir fikrimi söylemek istiyorum. Ben, dinleyiciler rahatsız olacak diye “eski tatlarından ödün vermeyen” gruplardansa, hayranlarına “siz beğenmeyebilirsiniz, ben böyle beğeniyorum” diyen gruplara daha çok, hatta çok çok daha fazla saygı gösteririm. Bu demektir ki adamlar hâl isteyerek^, severek, kendileri için yapıyolar bu işi. Albümü beğenirim beğenmem, o ayrı mesele (beğendim o da ayrı mesele), ama benim için işi özü budur.

Gelelim “Heritage”a. Öncelikle süper-objektif bakarak diyebilirim ki, bu albüm hayatımda duyduğum mükemmel kayıtlardan birine sahip. Hayatımda bu kadar özenilmiş bir kayıt duymadım deme cesaretini gösteriyorum, gösterdim. Opeth hep Opeth oldu. Gelip bana herhangi bir şarkının herhangi bir 5 saniyesini çalsanız, derim ki “aha bu Opeth”. Ama bu albümde 2-3 (belki de 4-5, bilemedim şimdi) şarkı var ki, ben bunların Mikael vokale girene Opeth şarkısı olduklarına inanmadım. Slither’ıyla, Nepenthe’iyle, Famine’iyle, bambaşka albüm “Heritage”. Her grup der ya “bu albümümüzde kendimizi aştık, uçtuk, bambaşka oldu bu albüm”; tam “Heritage”a uygun işte bu söz.

İntrodan sonra gelen Devil’s Orchard albüm içinde en az değişik olan parçalardan biri. İlk single olarak da insanlar çok ürkmesinler diye bunu seçtiler herhalde diye düşünüyorum. “Watershed”e koysak çok sırıtmaz gibi (belki biraz). Zaten klibin de, içinde grup elemanlarının görünmeyeni makbûldur.

I Feel the Dark, Opeth için basit bir isim gibi; “bir The Lepper Affinity değil”. Ama Miko ne demişti: “Bu albüm çok earthy (kendi halinde, ayakları yere basan) oldu, earthy güzel bir kelime, onu seviyorum”. Tam olarak bu cümleyi kullanmıştı kendisi. O yüzden yadırgamadım, bilinmedik kelime bulacağım diye sözlük karıştırmamış.

Slither Ronnie James Dio’nun anısına yazılmış, albümün en hareketli parçalarından biri, adına yaraşır şekilde kayarak, sürünerek bitiyor.

Sonra, The Lines in My Hand adlı nadide parça var… O davullar, o davullar… O ikinci dakika… Öhöm neyse. Arkasından Folklore ve güzel outro Marrow of the Earth. Şarkıları progresif altyapı üzerinden derinlemesine inceleyecek bir beceriye sahip değilim, zaten burada rif var, şurada davul var diye de dinlemedim albümü; bir bütün halinde kocaman güzel bir albüm olarak baktım.

Albüm kapağıyla ilgili de birşey söyleyeyim mi diye düşündüm, ama şuan vazgeçtim. İşte o kapak:

Kısacası bu albüm biraz Black Sabbath, biraz Pink Floyd, biraz caz, biraz rock, ama aynı zamanda bambaşka bir şey, bambaşka bir Opeth (çok karizmatik noktaladım).

Not: 8/10

***

Levent MUKAN:

Opeth’in “Heritage”ı biraz değişik bir şekilde geldi sanki.

Mikael’in açıklamaları, düşen tadımlık parçalar, baya kötü kapağı (özür dilerim), death metal olmayacak olması ama “Damnation”a da benzemeyecek olması gibi nedenlerle herkes farklı bir şey bekliyor gibiydi. Ben ne beklediğimi şahsen çok bilmiyordum. Sanki biraz Camel’e benzer diyordum, ama onun dışında hiçbir fikrim yoktu. Çünkü Opeth’ten bahsediyorduk; bir şeyler bekleseniz de emin olamıyorsunuz.

İnternetteki yorumlara göz gezdirdim. Albüm ile ilgili fikirlerin genel olarak Opeth’in nasıl dinlendiğine göre değiştiğini görmek zor değildi. “’Damnation’ Opeth’çileri” tabir ettiğimiz güruh ile Opeth’in hoyrat şarkılarından da memnun olan, death metalle arası bozuk olmayan güruhun albüme değişik yaklaşacağı çıkarımını yapabilmek için roket bilimi ile uğraşmaya gerek yoktu.

Çıkan sonuç şaşırttı mı? Valla ben şaşırmadım. Genelde gruplar çıkacak albümleri ile ilgili olarak bildiğimiz şeyleri söylerler hep; Ahmet o tür yorumları haber diye neden giriyor onu bile bilmiyorum, söyleyen adam bile bayıyordur bence. Yok en klas albümümüz oldu, en çok buna emek verdik, diğer önceki albümler hep dandikti aslında da şimdi kabarıyoruz gibisinden çene yapar hep gruplar, bilirsiniz. Çoğu bayıldığım grup da yapıyor bunu. Ama Mikael bunu yapmadı. “Böyle böyle bilader” diye delikanlı gibi söyledi. Delikanlı bir abimiz olduğundan, dediğini de yapmış gerçekten.

Albümde sertleşilen noktalar tabii ki olmuş, ama Opeth sertleşmesi tabir edeceğim sertleşmeden bahsedemiyoruz. Albümün genel havasının belirlediği irtifanın üzerine asla çıkılmıyor, belli bir alçaklık korunuyor her an. Modu ne çok çok düşürüyor, ne de fazla yükseltiyor “Heritage”.

Sonuç itibariyle “Kardeş, sen bu albümü beğendin mi beğenmedin mi?” derseniz, ben albüme bayıldım. Peki “Mikael bunu solo olarak çıkarsa daha mı iyi olurdu” derseniz, aslında öyle daha iyi olurdu sanki diye de düşünmüyor değilim. Beni şüphelendiren Axenrot faktörü vardı sadece, o da güzel bir şaşırtmacayla misler gibi çalmış olduğundan, hiç şikayetim yok albümden. Çiçek gibi albüm. Ama hayır lan çok kötü olmuş diyene de çok ses çıkaramayacağım, zira albümde Opeth olarak gösterilecek kısım %35 falan.

Bir de tekrar, özür dileyerek, kapak gerçekten olmamış abicim ya. 1 puan oradan kırdım.

Not: 7/10

***

Not: Aşağıdaki ilk birkaç yüz bin milyon yorum albüme dair haberler içindir.

(7,5+8+7)/3=7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.52/10, Toplam oy: 235)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2011
Şirket
Roadrunner
Kadro
Mikael Åkerfeldt: Vokal, gitar
Fredrik Åkesson: Gitar
Martin Axenrot: Davul
Martin Méndez: Bas
Per Wiberg: Klavye
Şarkılar
1. Heritage
2. The Devil's Orchard
3. I Feel the Dark
4. Slither
5. Nepenthe
6. Häxprocess
7. Famine
8. The Lines in My Hand
9. Folklore
10. Marrow of the Earth
  Yorum alanı

“OPETH – Heritage [ORTAK İNCELEME]” yazısına 566 yorum var

  1. Berca B. says:

    kafaları Ahmet koydu sandım. nette arattım, kafaların gerçekten orda olduğunu görünce bir 5 dakika kadar sessizce oturdum

    Exorsexist

    @Berca B., askdljasdasdfasd

    swedish

    @Exorsexist, azuahuauhauhuhh bende bi 10 dakıka iş yerınde mala bağladım ama gerçekmiş

  2. ismail vilehand says:

    düşen kafa klavyecinin olduğuna göre, ağacın dibindeki kuru kafalarda eski üyelere ait olmalı.

  3. desqpio says:

    kafasızı şöyle, http://i.imgur.com/Z8PZC.png hem kafasız hem de çerçevesizi şöyleymiş. http://i.imgur.com/908ux.png

    tabii last.fm’den biri yapmış bunu eheh.

    Blakkheim

    @desqpio, Kafasız baya güzel kapak. Fakat albüme bayılsam da kafalı haline para verip almam gibi geliyor bana. Yine de büyük konuşmamak lazım.

    devrim

    @desqpio, abi kafalar gerçek mi anlamadım şimdi ben? yani last.fmdeki adam mı kafaları silmiş, yoksa orjinali mi kafasızmış. hangisi

    desqpio

    @devrim, last.fm’deki adam kafaları silmiş evet. yani gerçeği haberdeki.

    B U R Z U M

    @desqpio, kafaları olmayan ve çerçevesiz kapak gerçekten çok güzelmiş ama kafalar güzel kapağı komik bi hale getirmiş malesef…

  4. “doktor bu ne?” diye bişey vardı, aklıma geldi şimdi. mikael şaşırtmaya devam ediyor, ancak yine de çok pis heyecanlandım mnskym

  5. baldur says:

    umarım şakadır. bu ne lan? bütün opeth albüm kapaklarının belli bir çizgisi varken bu dance of death benzeri basitlikteki albüm kapağı da nereden çıktı?

    illuminati

    @baldur, dance of death mi? bayağı bir haksızlık etmişsin. Bu bence ondan çok daha iyi bir kapak.

    Lefthandpath

    @baldur, kesinilkle basit bir kapak olmadığını söyleyebilirim. kullanılan teknikleri bile kavraması çok zor ki travis’in tasarımlarının özelliği de budur.

  6. caksu says:

    Hahaha. Rahatsız etmedi beni. Hatta hoşuma gitti lan haha. Böyle ortamlarda ağırlığı olan bi grubun “yapılacak şey var yapılmayacak şey var” diye düşünmemesi ne güzel. :) Çok merak ediyorum albümü.

  7. Chuck Reis says:

    çocuk masalları kapağı gibi olmuş. 1/10

  8. Vornskr says:

    Kapak nedense the lotus eater’ı hatırlattı…Albüm de o şarkı gibi darmadağınık olucak gibi bi his var içimde nedense

  9. illuminati says:

    Sebepsiz güldüm. Çok makara geldi bana nedense :D

  10. Ugur says:

    Ahah nesi var lan güzel baya.Beğendim cidden.

  11. blackroseimmortal says:

    ccc travis smith ccc

    çok şirin, daha sade bişeyler beklerdim ama çok güzel olmuş…

  12. Kıvanç says:

    Çok acayip. Hiçbirşey düşünemedim; ya çok berbat ya da çok iyi.

  13. Kaan says:

    Ya bi s*ktir git bu ne ya…

  14. ozgur says:

    simdi konustum mistir akerfeldt ile. kapagin fikri, taslagi olustuktan sonra demisler ki “olm kendimizi de mi eklesek lan oraya, yani ne biliym kafa mafa en azindan.” tabi oyle olunca en uygun yer de agaclarin dallari. oyle kafalar yani.

  15. Kaan says:

    Opeth’in nasil bi grup oldugu hakkinda kesin fikirleri olanlar bu albumu sevmez demis ya. Travis de ona uygun biseyler cizmis iste. Lan ben neler bekliyodum. Kapak cok basarili ama benim zihnimdeki opethin kapagi boyle olmamali.
    Umalim da album saglam ciksin.

    blackroseimmortal

    @Kaan, şöyle siyah bi ağaç falan olsa çok beğenirdin dimi??

    Kaan

    @blackroseimmortal, Soyle siyah bir gul olsa bayilirdim. :P

  16. ozgur says:

    album cok guzel olacak bence. kapak umut verdi.

  17. Berca B. says:

    Fredrik Akesson aşırı derecede Martin Lopez olmuş bu arada.

  18. önder says:

    Fena degil aslında ama diger kapaklara bak bir de buna bak.

  19. önder says:

    Bu arada Opeth’in doga sevgisi ve doga ile içiçe şarkılarını hepimiz biliyoruz. Kapaktaki şehirden alevler tütüyor.Bundan şöyle bir çıkarım yapabiliriz belki, Modern tarzda ki elektronik müzikten ögeler, ve popüler müzikten birşeylerle karşılaşmayacagımızı burdan mesaj olarak veriyorlar gibi geliyor bana.

  20. b says:

    şarkı isimleri ve albüm ismi de dahil yeni albüm kapağı çok vasat. hatta berbat.

    Kaan

    @b, Kotu birsey gelmeyecek emin olabilirsin. Sadece alismak uzun surecek.

  21. kuruntu says:

    Ohaa! İlginç.

  22. caglardurmaz says:

    eski albüm kapakları gibi olmuş beğendim

    blackroseimmortal

    @caglardurmaz, adam hipermetrop!!!

    caglardurmaz

    @blackroseimmortal, ne alaka? sen beğenmemiş yada benzetmemiş olabilirsin görüşlere saygı duyalım

    blackroseimmortal

    @caglardurmaz, diğerleriyle alakası yok, kesin bişey bu, hem kapak güzel, sen neden hiddetlendin, kötü bişey demedim ki :(

    caglardurmaz

    @blackroseimmortal, ne bileyim hipermetrop u kör müsün anlamında yorumladım :(

  23. hysteresis says:

    Toplumun her kesiminden insan, Opeth’e tapmaya, bal yanaktan tatmaya gelmiş. Adeta ramazan pidesi kuyruğu…

  24. Ext_Aggression says:

    Ayvalık tostu demiştim ya işte o kıvamda olmuş kapak. Ben beğendim. Güneş,ağaç,böcek,kuru kafa.. Hafiften progressive,hafiftan post metal ve üstüne death… Umarım hayal kırıklığına uğramam.

    Chuck Reis

    gecenin ikisinde ayvalık tostundan bahsediyorsun :)))

    Blakkheim

    @Ext_Aggression, Bi yediğim eriğe baktım, bir de google a ayvalık yazıp çıkan resimlere baktım. Bırakıyorum ben bu siteyi bu ne ya.

    zafer

    @Blakkheim, hahahahahahh

    Ext_Aggression

    @Blakkheim, fotoğrafta uyumlu olmuş yazı ile hahahha :D

  25. hakan says:

    resim sanatına şöyle bir göz kırpmış izlenimi uyandırdı.bakalım daha ne süprizler olacak,artık bi kaç parçaları gelirse göreceğiz.

  26. kutup ayısı says:

    at sikine kelebek konmasi.

  27. roger dean kapaklarını andırıyor, sanırım daha 70 ler progressive müziğine yakın bi şeyler olacak.

  28. zafer says:

    kapağa iki üç kez farklı zaman dilimlerinde baktım. her bakışımda farklı bi anlam verdim bazı noktalara. ama 2 – 3 den fazla değil. yani kendi içinde bi derinliğe sahip kapak. 70′lerin sonlarında çıkan herhangi bir black sabbath albümünün kapağı da olabilirmişçesine.

  29. northerndarkness says:

    valla kapağın altına baksan slayer, üstüne baksan yggdrasil, geriye gidip hmm dercesine genel baksan 70lerden bir progresif lp..

    valla opeth gittikçe sıradanlaşacak bir diskografiye sahip olacak gibiydi ki watershed ile çizgiden döndü bence. umarım albüm de kapak gibi zincirleri kıran, bir oraya bir buraya kafasına göre takılan çılgın bir şey olur.

    Deniz

    @northerndarkness, Opeth’in çılgın projesi.

  30. Chuck Reis says:

    http://www.eksisozluk.com/show.asp?id=23840017

    evet korktuğum şey başıma geldi. albümde brutal vokal yokmuş, bu da opeth’in konser kitlesi ile muse’nin konser kitlesinin artık aynı olacağını gösteriyor. iyi seyirler.

  31. Ufuk says:

    İyice Deep Purple’a döndü bunlar da ha…

  32. SeventhSon says:

    yov ye madafaka.

  33. harro says:

    Albümde death metal ve brutal vokal olmadığına dair havadisler dolaşıyor. Sabbath, Beatles, King Crimson, Cream, Rainbow, Pink Floyd, Deep Purple, My Dying Bride, Jethro Tull, Maiden etkileşimli caz, funk, folk içerikli olacakmış: http://www.opethforum.com/showthread.php?t=11174

  34. Deniz says:

    Kafalardan çok çerçeve canımı sıktı.

  35. Chuck Reis says:

    beyler, eski klavyecinin kafasının düştüğü yerde iki tane kuru kafa var. bunlarda martin lopez ile peter lindgren. gözümden detay kaçmaz :P

    illuminati

    @Chuck Reis, andres nordin ve farfalla’yı artık unutmuş anlaşılan.

    Chuck Reis

    @illuminati, onlar o kadar eski ki toprağa karışmış :D

  36. swedish says:

    bana ilk bakışta aerosmith kapaklarını hatırlattı

  37. illuminati says:

    yerin altındaki şeytan benzeri yaratıkları kafalara bakmaktan daha yeni farkedebildim.

  38. bloodshower says:

    yalnız şu yanan şehir yolundan sıraya çok fena kaynak var. biraz daha yakından detaylara bakmak hoş oluyor.

    http://www.totalmetal.nl.eu.org/wp-content/plugins/rss-poster/cache/26b67_opethheritage.jpg

  39. hakan says:

    yani artık opeth death metal etkileşimli müzik yapmaya devam etmeyecek diyebilir miyiz?bu kadar keskin bi dönüş çok şaşırtıcı cidden.

  40. yalnız tam aklıma gelen başıma geliyor ve mutluyum :D hadi bakalım inşallah hayal kırıklığı yaşamam !

  41. like fire says:

    O hâlde yerdeki kuru kafalar, opeth için death metal devrinin kapanışını simgeliyor olabilir mi?

  42. Ugur says:

    “Opeth hayatımın grubu ama şu böğürmeler olmasa iyi olurdu” diyen ergen Opethçiler…

    hayaldi, gerçek oldu.

    ismail vilehand

    @Ugur, afskdljasdagsdfasd

    Lefthandpath

    @Ugur, süper yorum ama bu haber çok koydu bana.

  43. hysteresis says:

    Mikael her yorumuyla daha da şaşırtmaya başladı. 90′larda dört, 2000′lerde de -Damnation’ı death metal içermediği için saymazsak- dört death metalli albüm çıkarıp da “death metalden 90′larda sıkılmıştım” demesi ilginç. O albümler mahalle baskısıyla mı yapıldı arkadaş?

  44. youngling says:

    lağn ben daha sıkılmamıştım. sıkılmayan bir ton insan var. tamam eyvallah aklında olan şey çok güzel mikael bey amma velakin çok güzel icra ettiğin şeyden niye sıkıldın yahu? eğleniyorduk!

    youngling

    @youngling, ama şöyle mikaelden astra vari bir şey gelse de dört köşe olsak. zaten öyle gelecek gibin. çelişerek heyecanlandım.

  45. Chuck Reis says:

    opeth için death metalin bitmesinde, mikael’in bloodbath isimli projede yer almasının baya bir etkisi olduğunu düşünüyorum. mikael orada brutal yapıyor, çıkıyor opeth’de brutal yapıyor. artık adama fenalıklar geldi tabi. iki grupta böğüreceğime, opeth’de yumuşak müzik yapıp daha çok kitleye ulaşırım, hemde brutal vokal hobimi bloodbath’de devam ettiririm diye düşünmüştür. death metalden sıkıldım lafıda palavra tabi. opeth’in popülerliğinin üzerine yumuşak şarkılar yapıp daha da çok kitleye ulaşmak istiyordur. yoksa death metalden sıkılsaydı c.schuldiner gibi yeni grup kurardı.

    ayrıca opeth için death metal bitti diyorsa bu konserler için geçerli değildir herhalde. eylülde master’s apprentice gibi şarkıları clean vokallimi dinleyeceğiz. eyvah eyvah derim o zaman :D

    blackroseimmortal

    @Chuck Reis, valla opethin yeni bi grup kurmasına gerek yok, bütün albümleri farklı, death iki türde müzik yapmışsa, opeth 6 7 türde müzik yaptı, öyle zırt pırt grup kurmaya gerek yok zaten bu brutal vokal bırakma olayı 5 yıldır bekleniyordu… death metal olmamasına fazlasıyla üzüldüm, ağlıycam hatta şuan :(

  46. Opeth için death metal artık yok, bunu albümü yazarken yaptığı açıklamada söylemişti zaten. “Metal albümü olacak gibi duruyodu ama caz ve fusion gibi bişeyler var” demişti, o yüzden çok şaşırmadım ve son zamanlarda mümkün olduğunca death metal vokali olmayan metal grupları dinlemeye çalışan bendeniz için hayırlı oldu. Albüm eylülde çıkacaktı gerçi ama olsun.

    p.s: “Opeth hayatımın grubu, ama şu böğürtüler olmasa daha güzel olurdu” diyen ergen Opethçilerden değilim. Opeth harbiden hayatımın grubu. “En sevdiğim albümü şu albüm” diye ayrım yapamadığım ve “osursalar dinlerim” diyebilecek kadar sevdiğim az gruptan ilk sıradaki. O tarz düşünebileceklerle kapışmamak adına.

  47. oqz says:

    ağlıyorum lan! yan proje olarak yapsaydın mikael! senin böğürtülerin olmadan napcaz biz. mikael böğür lan böğürrr!

    Chuck Reis

    mikael böğürtüleri artık bloodbath olarak dinlersin :))

  48. ege tekmen says:

    “ziyadesiyle artık death metal’i bıraktık.” yahu yok öyle bir şey. akerfeldt onu albüm için söylemiştir. muhtemelen sansasyonel bi haber olsun diye abartılmıştır. opeth’in artık growl’suz bi grup olması demek akerfeldt’in ölmesi demektir.

    albüm zaten konsept albüm. büyük ihtimalle akerfeldt’in dio’nun ölümünü üzerine girdiği ruh halinin tezahürü olacak bu çalışma.

    açıkçası opeth’in death metal’i bırakmasını steven wilson’ın bile kabul edeceğini sanmıyorum.

  49. blackroseimmortal says:

    death metal yok mu, nasıl lan… hay amınakoyim :(

    “BLACK SABBATH, THE BEATLES, KING CRIMSON, CREAM, RAINBOW, PINK FLOYD, DEEP PURPLE, MY DYING BRIDE, JETHRO TULL, IRON MAIDEN, caz, funk, folk.”

    üstte yazanların hepsinden daha iyi olmazsa opeth yarrağı yicek gibi gözüküyo…

    illuminati

    @blackroseimmortal, çıtayı Allah’ın katına yükseltmişsin sen.

    hedehey

    @illuminati, ahahha Bu lafa XD yi yapıştırırım…

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.