# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
KAMELOT – The Black Halo
| 19.11.2011

Dikkat Shagrath çıkabilir!

Özgür DURAKOĞULLARI

IRON MAIDEN’ın bir şarkısına da konu olmuş bir söz vardır İngilizce’de: “The thin line between love and hate” şeklinde. Yani: “Sevgi ve nefret arasındaki ince çizgi”. Bu lafı beğenirim, zira kişisel ilişkiler de dahil, gözlemlediğim üzere gerçekten sevebileceğimiz/sevdiğimiz kişilerden derinlemesine nefret edebiliriz, herhangi başka birine karşı duyabileceğimiz nefretin dozajı da epey düşüktür. Sözüm şu ki, 2000’lere doğrudan bu albümün çıktığı yıl olan 2005’e kadar power metale de ciddi bir nefret mevzubahisti. HELLOWEEN’ ile başlayıp, STRATOVARIUS, ICED EARTH, BLIND GUARDIAN gibi grupların ilk dönemlerine kadar bu tür genellikle ciddi ölçüde bayılanı olan bir tarzdı. Ne zaman ki iş fabrikasyona döndü, klonların saldırısı yoğunlaştı; işte o zaman power metal alerjisi başgösterdi metal camiasında. Hem de çok ciddi bir kesim, “power metalse at çöpe” tarzı otomatiklikte bir nefret duyar oldular bu türe.Tanıttığım KAMELOT albümü ise, hem farklılığı, hem bu nefretin kanser misali her metalci kesime yayılmamış olması sayesinde Lale Devri stilinde bir ayrıcalığa sahip oldu power metalde.

Neydi bu albümün farklılığı? Öncelikle diğer power gruplarının çoğundan farklı olan elementlerle başlayalım. Vokalist Roy Khan’ın ses aralığı baritonun derinlerine doğru kaydı, vibratosu kaotikleşti (bu değişimin onun sesine bir farklılık kattığı muhakkak, iyi mi kötü mü oldu konusu tartışılır.). Özellikle Abandoned ve Memento Mori parçalarının girişindeki pes vokaller, power metalde hiç alışıldık tarzda değillerdi. İşin güzel tarafı, vokalistin tizlerinde de ciddi bir kayıp yoktu. When the Lights are Down şarkısının nakaratlarında yine yüksek notalara ulaşabildiğini görüyoruz Khan’ın. Ama bilindiği gibi, Khan’ı benzersiz yapan yegane özelliği dramatik pesleridir. A Sailorman’s Hymn parçasında da böyleydi, bu albümdeki Abandoned gibi parçalarda da bu böyle.

Diğer çoğu power grubuna göre farklı olan diğer elementleri kısaca özetleyeyim. Bir kere soundprodüksiyonuna ciddi bir bütçe ayrılmış, konuk müzisyen olarak da grupta yer alan SaschaPaeth muazzam prodükte etmiş albümü. Bir tek eleştirilebilecek nokta, power tarzındaki klasik twin yürüyüşlerinde kick’ler tam iyi duyulmuyor. Ritim gitarların da yüksek volümü bunda etkili elbette. Ayrıca albümde bilindik bu tarz gruplara nazaran çok daha fazla konuk müzisyen (örneğin DIMMU BORGIR’den Shagrath bile var) mevcut, son olarak ise bu dönem kadroda sabit bir klavyeci olmamasına rağmen albümde bolca klavye ve farklı synth’lerden faydalanılmış. (STRATOVARIUS’dan Jens Johansson bile var, ilk iki parçanın sololarında.)

KAMELOT dinamikleri ekseninde ne tür farklar var derseniz, yukarıdaki farklarla birlikte sayılabilecek en önemli fark olarak, albümün KAMELOT diskografisinin en karanlık ve gotik havadaki eseri olduğu söylenebilir. “Epica” ile birlikte, Goethe’nin “Faust”undan etkilenilmiş lirikselbazda, müzik de açılışından kapanışına karanlık bir havada dinleyeni kasvetli bir yolculuğa çıkartıyor. KAMELOT’tan alışık olmadığımız tarzda bir davul yazılımı var albümde ayrıca. Bu güne kadar bilindik kısırdöngüselpower davulları kullanan grup, bu albüm ile tuhaf zamanlı ölçü kullanmasa da, kendisine “progresif metal” etiketinin layık görülebileceği sofistikelikte davulları olan bir albüme imza atmış. Ayrıca genel bağlamda power metalden hiç hoşlanılmayan bir ortam olan progarchives sitesinde “en iyi prog metal albümleri” listesinde yıllardır ilk 20’de duruyor albüm, bu da sanırım bahse değer bir bilgi.

Albümün kötü tarafları ise gitar kreatifliğinin bir hayli yetersiz olması, albümün akıcılığını azalttığını düşündüğüm bence lüzumsuz kısa interlüdler. Evet sadece bu ikisi. Lakin eğer özellikle sololardaki kreatiflik ve yetkinlik, sonraki 2 albüm kadar iyi olsaydı bu albüm 10/10’luk bir albüm olurdu diye düşünüyorum.

Roy Khan’lı her KAMELOT albümünü özel bulurum, bu vokalistle kaydedilmiş “Siege Perilous” ve son albüm “Poetry For the Poisoned” albümlerini vasat olarak değerlendirsem bile, bunun yegane sebebi grubun çıtasının çok yüksek olmasıdır. Grubun fanları da kendi içlerinde oldukça bölünmüşlerdir. Kimisi “The Fourth Legacy”nin en iyi albümleri olduğunu söyler, kimisi “Karma”nın, epey fazlası “Epica”nın, (benim de dahil olduğum) azınlığı “Ghost Opera”nın.

Ama %95 birleşilen nokta “The Black Halo” nun en iyi albümleri arasında olduğu görüşüdür.

9/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.38/10, Toplam oy: 48)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2005
Şirket
Steamhammer Records
Kadro
Roy Khan: Vokal
Thomas Youngblood: Gitar
Glenn Barry: Bas
Casey Grillo: Davul
Şarkılar
1. March of Mephisto
2. When the Lights Are Down
3. The Haunting (Somewhere in Time)
4. Soul Society
5. Interlude I: Dei Gratia
6. Abandoned
7. This Pain
8. Moonlight
9. Interlude II: Un Assassinio Molto Silenzioso
10. The Black Halo
11. Nothing Ever Dies
12. Memento Mori
13. Interlude III: Midnight / Twelve Tolls for a New Day
14. Serenade
  Yorum alanı

“KAMELOT – The Black Halo” yazısına 19 yorum var

  1. like fire says:

    March of Mephisto dinlediğim en güzel, en gaz şarkılardan biri. Kamelot ile alakam sadece bu albümden ibaret zaten.

  2. b says:

    interlude’lar dışında harika bir albümdür bu. ghost opera’dan sonra da en çok sevdiğim. roy khan gitti kamelot yalan oldu. 9/10

  3. caglardurmaz says:

    severim bu albümünü kamelot un

  4. patognomonic says:

    kamelot’un(ya da power metalin) dinleyebildiğim tek albümüdür.albümün bana pompaladığı gazla taksimi dükkan dükkan dolaşıp kamelot tişörtü sorduğumu hatırlıyorum…hatta o kadar gaza gelmiştim ki gözüm başka hiçbir tişörtü görmüyordu artık..dükkana bakınırken gördüğüm tool tişörtünü şimdi iki katı fiyatına olsa yine seve seve alırım lan..ühü

  5. saw you drown says:

    march of mephisto’nun vokaline bayılıyorum.

  6. saw you drown says:

    en sevdiğim kamelot albümü. Her şarkısına ayrı bir hastayım. March of mephisto’nun yeri ayrı tabi:)

  7. saw you drown says:

    Cidden mükemmel bir albüm. Vokaller olağanüstü. Roy Khan gibisi gelmez bir daha.

  8. deadhouse says:

    Bu 2005′te var bir hikmet. Çok mükemmel albümler çıkmış.

  9. deadhouse says:

    Bu albümü dinlemediğim bir sene şu ana kadar olmadı. Muhtemelen yaşadığım müddet boyunca her sene dinleyeceğim. 15 senedir dinliyorum. Benim için müzik budur.

    Bıkmamalısın.

  10. Raddor says:

    Yav şu March of the Mephisto en sevdiğim Metal şarkılardan biri olabilir. Ana rifi muazzam. Metal’e başladığım ilk yıllardan beri dinlerim. Shagrath’ın ne dediğini de zerre anlamamışımdır. Şimdi baktım, “reminders of innocent youth” diyormuş. Çüş artık! Oradaki harfler nerede koduuum!

    Bir bu, bir de başka albümden Love You to Death. Kamelot bilgimin sonuna geldiniz. Albümü dinlemişliğim yok. Bu iki parçayı da adını bile hatırlamadığım bir kızdan öğrenmiştim. Çok süperler. Belki on yılı aşkın bu sevdaya son verip kızı bulu… yok yok, Kamelot’u dinlerim.

    deadhouse

    @Raddor, Bu sayfanın tapusunu almıştım. Özel Mülk!

    İzinsiz girdin.

    Bunun bedelini (mükafatını) albümün tümünü dinleyerek telafi edebilirsin. Yok yok sakın dinleme. Hiç sana göre değil. Baksana tek sevdiğin şarkı Shagrath’ın olduğu şarkı, diğer şarkılar 28-44 arası hatun ayarlamak için. Hangi hatun Roy Khan’ın muhteşem sesine hayır diyebilir ki.

    Raddor

    @deadhouse, son 11 yıla ait yorumların tümünü sen yapmışsın, helal olsun 👏👏 bozmasaydım iyiydi ama :

    28-44 he mi? 🤔🤔

  11. ismail vilehand says:

    Kamelot nedir abi? Övecek grup kalmadıysa Neşet Ertaş falan övelim. En azından hakkını vermiş oluruz.

    çaksu

    @ismail vilehand, “It is a silly place.”
    https://youtu.be/dviEWs_VIG4

    deadhouse

    @ismail vilehand, Linç yiyebilirim ama Türkü’ye katlanamıyorum. Neşet Ertaş filan asla dinleyemem. Katy Perry tercih ederim.

    eatthegun

    @deadhouse, Bin çeşit türkü var hocam. Belki bozlak sevmiyorsundur

    deadhouse

    @eatthegun, Yok, hiçbir şekilde sevmiyorum. Arabesk, Türkü, Etnik müzik ve ne olduğu belli olmayan (Özgün müzik diyorlar Ahmet Kaya, Nurettin Rençber’in yaptığı) bu türü dinleyemiyorum, dinleyemem yani, a’sı b’si yok bu işin.

    Raddor

    @ismail vilehand, abi kuzenim yazmış.

    Yiğit

    @ismail vilehand, izninizle gri eşofmanımı çıkarabilir miyim?

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.