İsveç öyle bir ülke ki, melodik metal sevenin de, grindcore ve crust gibi kazımasyon işleri sevenin de, hatta Abba gibi insanoğlunu cezalandırmak için kurulduğunu düşündüğüm ama klasik pop sevenin de baya bir hastası olduğu türlü grubu barındıran, müzik anlamında dünyanın en üstün ülkelerinden biri.
Peki, neden İsveç? Bu sorunun cevabını vermeden önce (Cevabı yazı boyunca vermeyeceğim, hatta sonrasında da vermeyeceğim çünkü ben de bilmiyorum. Cidden bunun cevabını merak edenler ve grind kelimesini duyunca “ıyk” diyenler şu andan itibaren okumayı bırakabilirler) Regurgitate adlı, goregrind türünün en saygıdeğer ve köklü grubundan bahsetmek istiyorum.
Regurgitate, bu yazıyı okuyanlardan bazılarının çükünü kaşıyıp Transformers izlediği, birçoğunun agucuk gugucuk dediği ve bazılarının da henüz proje olarak “yapsak mı lan?” düşünceleriyle tasarlandığı 1990 yılında kuruldu. İlk başlarda sadece Napalm Death ve Carcass’ın ilk icraatlarını taklit ettiklerini gayet samimi biçimde ifade eden bu grup, zamanla goregrind türünün en sevilen grubu haline gelip, hatta death/grind ve grindcore sevenlerin de hastası olduğu, İsveç ekstrem müzik piyasasısın neferlerinden biri olacaktı.
Regurgitate, ilk on senesi içinde yayınlanan tek albümü “Effortless Regurgitation of Bright Red Blood” ve Grudge, Dead, Last Days of Humanity gibi bu tarz işleri takip edenlerin iyi bildiği gruplarla yayınladığı split’ler ile yolunda emin adımlarla ilerlemekteydi. Tüm bunların sonrasında ekstrem müzik dendiği vakit plak şirketlerinin kralı olarak anılan Relapse Records ile anlaşan grup, ilk başyapıtı olan, birçok müzik otoritesi tarafından goregrind türünün en önemli albümlerinden biri olarak görülen ve kapağını gören bayanları oral seksten soğutan müthiş albümleri “Carnivorous Erection” ile camianın en mühim gruplarından biri, hatta (bence) en mühim grubu olmuştu.
Takvimler 2003 yılının Temmuz ayını gösterdiğinde ise asıl konumuz olan “Deviant” albümü piyasaya çıkmıştı. Benden de alacağı gibi birçok otoriteden tam puan alan bu albüm, ekstrem müzik severlerin bile antipati duyduğu goregrind türüne yeni bir soluk getirmişti. Safkan grindcore’a çok yakın duran bu albüm, hayatımın gruplarından biri olan ve her adı geçtiğinde gözlerimi dolduran efsane grup Nasum’un “Helvete” albümü ile birlikte yılın death/grind albümü olarak anılıyordu.
Goregrind türündeki albüm kapakları, şarkı isimleri ve sözleri, aşırı efektli abartı vokalleri, programlı saçma sapan davulları ve gitar çalmayı yeni öğreniyorum tadındaki gitar işçiliği ile bilinen gereksiz grupların aksine, Regurgitate biz grind severlere muhteşem bir müzisyenlik sunuyor. Sert olsun çamurdan olsun değil de, sert olsun ama kaliteli de olsun diyen, duyarlı ve ağzının (ya da kulağının) tadını bilen ekstrem müzik dinleyicilerinin secde edeceği derecede emek verilmiş bir albümle çıkıyordu karşımızda.
Albüm goregrind türüne göre bakıldığında aşırı temiz bir sound’a sahip. Tüm enstrümanlar şıkır şıkır duyuluyor. Albümü dinlerken hiç zorlanmandan istediğimiz enstrümana dikkatimizi yöneltebiliyoruz. Özellikle Nasum’dan tanıdığımız Urban Skytt, adeta “grind türünde gitar işçiliği böyle olur” diyerek, ekstrem müzik türünde gitaristlik yapanlara ders verircesine yardıkça yardırıyor.
Eğer ki kısmet olur da bu albümü kaliteli bir ses sisteminde sesi epeyce kökleyerek dinleme şerefine erişirseniz, bas gitarların iç organlarınızı zıplattığını hissedeceksiniz. Çok az death/grind albümünde duyduğum kalitede ve güçte bir bas sound’u ile “Deviant”, vasat altı bir bas gitarist alıp, bas sesini kıstıkça kısan ekstrem metal gruplara siktir çekercesine, bas gitarın bu işte ne derece mühim olduğunu bizlere göstererek apayrı bir alanda da saygıyı topluyor.
“Deviant” albümü ile kralı oldukları türün popülerliğini, kaliteli müzik severleri çekerek, katladıkça katlayan ve sapına kadar punk ruhuna hakim bu adamlar, türde sergilenebilecek maksimum müzisyenlik ve kalite ile kendi camialarında hak ettikleri saygıyı görerek, halen bir çok ekstrem müzik organizasyonunda headliner olma şerefine erişiyorlar.
Uzun lafın kısası, goregrind türünde tek bir albüm seç deseler tereddütsüz tercihim olacak bu albüm, yüksek dinlenebilirliği ile tüm death/grind seven, ilgi duyan ya da grindcore tarzını sevmekten korkan müzik severlere şiddetli bir tavsiyedir. Dinlediği müzik üzerinden bir çeşit karizma ya da popülerlik yaratmaya çalışan kayıp kişiliklerin asla anlayamayacağı bu müzik, 5-10 tane metalci kanka yapmak yerine, kulağınızı ve ruhunuzu doyurarak, hayata ve dünyaya bakış açınızı maksimum derecede olumlu etkileyecektir.
Kadro Rikard Jansson: Vokal
Urban Skytt: Gitar
Glenn Sykes: Bas
Jocke Pettersson: Davul
Şarkılar 01.Drowning In Filth
02.Embrace Obscenity And Kiss The Eruption Of Destruction
03.Seal Your Doom
04.Grotesque Anoplasty
05.Blind Fiends Of Chaos
06.Visions Of Sodomy
07.Severe Necrotic Manifesto
08.Annihilation Meets Depravation
09.Amphigory
10.Screams Of Death Your God Won't Hear
11.Reeking Hellhole
12.Lethean Sleep
13.Waging War On Benevolence
14.Exterminate The Virtuous
15.Alone In Oblivion
16.Deviant Malpractice
17.The Ultimate Enslavement
18.Systematic Demoralization
19.Unfed
20.Manipulation Reigns Supreme
21.Charred Remains (UNSEEN TERROR cover'ı)
22.Crossed Out Existance
23.Vice And Iniquity
24.Lobotochrist
25.Twisted Rhymes Of Perversion
26.Depopulation Of The Human Race
27.Life Falls Before Our Feet
10 10 10 puan emi =)
bu elemanları seviyorum buarada kritikde harika olmuş emeğine sağlık.
acayip derecede hastası olduğum, en iyi albümü hangisi karar veremediğim nadir gruplardan