Müzik hayatına death metal grubu olarak başlayan Cradle of Filth, brutal death metal tarzında demolar icra etmiş. Ardından Dani Filth’in ”Daha mistik müzik yapmalıyız” düşüncesiyle tarz değişikliğine gidip; black metal, gotik metal ve senfoni ögelerini tek bir potada eriterek kendi tarzını yaratmıştır. Bu tarzda “The Principle of Evil Made Flesh” isimli ilk albümleri, “Dusk… and Her Embrace” ve “Cruelty and the Beast” ile bu müziğin leziz meyvelerini vermiştir.
Hikayemiz asıl bundan sonra başlıyor. Seneler 2000′i gösterdiğinde piyasaya sürülen “Midian” albümü ile Cradle of Filth 90′lı yıllarda icra ettiği bu tarzı bozmaya başlayıp, daha alternatifleşme yoluna doğru süzülmüştür. Şu an metal camiasında bazı kitlelerin Cradle of Filth’i küçümsemesi veya ergen grubu olarak görmesinin temelleri “Midian” ile atılmıştı kısacası. Bu albümün o yıllarda beklenmedik bir şekilde patlama yapması, Her Ghost in the Fog klibinin MTV gibi kanallarda at koşturması gibi olaylar Dani Filth’in ellerini avuşturarak sinsi bir gülümsemeyle ”Oh bu yoldan devam edelim. Gelsin paralar ve gotik kızlar” lafıyla, Cradle of Filth’in 2000′li yıllarda gideceği yolu belirlemişti.
“Midian”ı Metallica’nın siyah albümüne benzetirsek, 2004 yılında ortamlara akan “Nymphetamine”i de “Load”a benzetebiliriz (satış ve dinlenme anlamında değil). Artık tarz değişikliği aşırı derecede belirgin hale gelmiş, Eski Cradle of Filth hayranlarının grupla arası açılmış ve grup, o yılların popüler metal müziğini oluşturan KoRn ve Slipknot gibi gruplarla çoğu ergen kardeşlerimizin mp3 çalarında yerini almıştı.
Hal böyle olunca kazandığı paralara ve popülerliğe doyamayan Dani Filth ve çetesi, yeni albüm için kolları sıvamış ve asıl konumuz olan “Thornography” albümünü piyasaya sürmüştü.
“Thornography”, “Midian” ile başlayan bu alternatifleşme sürecinin zirvesini oluşturuyor. Zirvesini oluşturma sebebi ise, bu albümden sonra kafasına taş düşen Dani Filth’in eski tarza yönelik albümler yapmaya çalışması (Klasik köklere dönüyoruz ayağı yani). Bu sebeple “Thornography”yi, Cradle of Filth tarihinin ticari kaygılarla hazırlandığı ve o yılların MTV gençliğini hedef aldığı en bariz albümü olarak adlandırabiliriz. Şimdi bu cümleleri okuyunca kafalarda “Ne sikik bir albümdür bu” düşüncesi oluşabilir. Kesinlikle hayır, gayet güzel ve dinlemesi çok keyifli bir albüm. Başka bir yanlış anlaşılmayı önlemek amacıyla şunu da eklemek istiyorum, bu albümü Cradle of Filth’in diğer albümleriyle kıyaslayarak en alternatif tarzda albüm olduğunu söylemekteyim, yoksa karşımızda System of a Down veya KoRn’un yaptığı gibi bir müzik yok, gayet gotik ve black metal ögeleri olan bir albüm var, ama ögeler diğer albümlerdeki kadar yoğun değil.
Şimdi gelelim en civcivli bölüme:
Under Pregnant Skies She Comes Alive Like Miss Leviathan: Cradle of Filth’in şuana kadar yaptığı en iyi intro olarak görmekteyim. Cidden enfes ve kendini tekrar tekrar dinletiyor. Albümü ilk dinlediğim zamanlarda arka arkaya dinleme rekorları kırarak, bir türlü ikinciyi şarkıya geçemediğimi hatırlarım. Açılış şarkımızda ileri derecede bir gaz havası hakim. Dinleyici kişiye Matrix filmindeki gibi gaz ve azim yüklemesi yapıyor. Bana olan etkisi ise, kendimi Orta Çağ yıllarında savaşa giden bir asker gibi hissetmem olmuştu. The Intro of Perseverance diyorum.
Dirge Inferno: Pek bir vasfı olmayan bir şarkı. Eski Cradle of Filth dinleyicisine yönelik yapılmış gibi gözükse de, alâkası yok. İlk başta Dani Filth’in scream vokalindeki kötüleşmeyi bariz bir şekilde bu şarkıda hissedebilirsiniz. Gaz olsun koyalım tadı veren ve kesinlikle albümde 2. sırayı işgal etmesini layık görmediğim bir şarkı. Belki de bu albüm içerisinde en beğenmediğim şarkı olarak gösterebilirim. Ama seveni de var, fazla lanet okumayalım. Ayrıca unutmadan, girişteki gitar melodisini ve 03.22 den sonraki hızlanma ile başlayan bölümü sevmekteyim, şimdi yalan olmasın.
Tonight in Flames: İki saattir alternatifleşme muhabbeti yapıyoruz. Evet, bu albümde o süreç Tonight in Flames ile başlıyor. Çok iyi bir şarkı, albümün en akılda kalıcı şarkılarından biri. Özellikle nakarat kısmı beyne fatality çekip tekrar tekrar söyletebiliyor. Ben şahsen ilk dinlediğimde ”oha grubun anasını belledin Dani, kazandığın paralar tomar tomar bir tarafına girsin” desem de, şarkının cezbedici güzelliği, bu çok sert metalciyim ayağından çıkarak yavaş yavaş Tonight in Flames’i mp3 çalarımda loop yapmamla sonuçlandı.
Libertina Grimm: “Thornography”in yer yer azman, yer yer kızgın bir şarkısı. Hedef olarak eski tarz Cradle of Filth dinleyicisine göre hazırlanmış. Tamam iyi güzel, ama ilk başlarda ”muhteşem olmuş panpa” modunda gezsem de, diğer şarkıları dinledikçe sanki Libertina Grimm’in fazla bir olayı olmadığını düşünmeye başladı. Bu şarkı ile fikirlerim sabit bir şekilde olmuyor, bazen çok seviyorum, bazen vasat buluyorum. Bipolar bozukluk gibi etki yaptı bende.
The Byronic Man: Dani Filth’in bu albümde en sevdiği şarkıymış. Haklı olma payı yüksek, çünkü bu da albümün leziz şarkılarından biri. Ama asıl olayımız, tabi kii HIM vokalisti Ville Valo’nun şarkıya girdiği kısım, ve ardından Dani Filth ile yaptıkları düet. Ville Valo’nun sesini pek beğenmeyen bir insan olarak şunu söyleyebilirim ki; bu şarkıda performansını tapılacak derecede muhteşem buldum. Cidden Ville Valo, HIM grubunda hep böyle vokal yapsa, love metalciyim diye sokakta gezinebilirim. The Byronic Man için başka bir açıdan bakarsak, bir tarafta aşk ile kafayı bozmuş bir adamla, diğer tarafta seks ile kafayı bozmuş başka bir adamın düeti.
I Am the Thorn: Albümdeki en sevdiğim parça sanırım bu. Gaz, arada durgunlaşan atmosfer ve özellikle 3:55′de başlayan bölüm. Fazla anlatmak istemiyorum, dinleyin diyorum. Solosu da çok güzel pezevengin.
Cemetery and Sundown: Albümün oynak bir parçası. Kalkıp odanın içinde dellenesi geliyor insanın, Dani Filth vokal olarak güzel bir performans sergilemiş. Melodiler falan da gayet yerinde. Ya Bismillah.
Lovesick For Mina: Yoğun gotik kokusuyla öne çıkan bir parça. İtiraf etmek gerekirse, çok dinlediğim bir parça değil. Çok yorum yapamayacağım.
The Foetus of A New Day Kicking: Albümün Temptation ile en kitlelere yönelik iki parçasından biri (zaten bu iki şarkıya klip çekildi). Çok eğlenceli bir şarkı olduğunu belirteyim, ama nakarat kısmı Cradle of Filth değil de sanki emo gruplarından fırlamış gibi. Klibi de fena olmamış, kızıl turuncu bir gökyüzü, tankla gezinen kızlar, iki çift bacak ve kalça görünce yalanmaya başlayan Dani Filth, hepsi yerli yerinde. Bu arada keltoş baterist amma sırıtmış arkadaş.
Rise of the Pentagram: Albümün tek enstrümantal şarkısı. Her Ghost in the Fog parçasındaki yaşlı adam bıdı bıdı geveledikten sonra şarkı başlıyor. Kendini dinleten bir şarkı ama arka arkaya iki kere dinleme ihtiyacı hissetmiyor insan. Bunun artı mı yoksa eksi mi olduğunu çözemedim.
Under Huntress Moon: “Thornography”de vokali kötüleşen Dani Filth’in vokal performansı olarak beğendiğim birkaç şarkıdan biri. Vokal dışında pek bir olayı yok gibi.
Temptation: Eveeet. Geldik albümün ”nasıl sapıttık” isimli şarkısına. Öncelikle şarkının Heaven 17 isimli bir grubun cover’ı olduğunu belirtelim (Pek bilinmeyen bu şarkıyı popürleştiren de Cradle of Filth oldu). Adımızı daha da duyurmalıyız mantığıyla hazırlanmış ve bana göre gayet sıradan bir şarkı. Bu kadar sıradan bir şarkının Cradle of Filth’in en çok dinlenen şarkılarından biri olması da gayet şaşırtıcı. Ama fazla uğraşılmamış bir şarkı olsa da, klibi üzerinde baya uğraşılıp para harcanmış. Zaten vasıfsız bir şarkının klibine hayvan gibi para akıtmak, Dani Filth’in asıl niyetini gayet belli ediyor. Klipte ise bayan vokalleri üstlenen sarışın bir hanım kızımız, erekte halde pusuda bekleyen Dani Filth, sağda solda gezinip ”Ne yapıyorum lan ben bu manyakların arasında” diye gezinen bir yılan var. Özetlersek: bu şarkının tek bir başarılı olduğu alan var, o da grubun adını daha da fazla duyurup, çeşitli müzik kanallarında sürekli kendine yer edinebilmiş ve ”ayyhş çok güzeeel” diyen kitlelerin müzik arşivinde yerini alması. Aferin Dani.
“Thornography”, 1-2 şarkının sıradanlığı dışında (kötü şarkı yok) gayet güzel leziz bir albüm. Dinlemesi çok keyifli, ”Cradle of Filth sapıttı, Dani para manyağı oldu” eleştirilerine aldanmayın. Zevkle dinleyin.
Kadro Dani Filth: Vokal
Paul Allender: Gitar
Charles Hedger: Gitar
Dave Pybus: Bas
Adrian Erlandsson: Davul
Şarkılar 1. Under Pregnant Skies She Comes Alive Like Miss Leviathan
2. Dirge Inferno
3. Tonight in Flames
4. Libertina Grimm
5. The Byronic Man
6. I Am the Thorn
7. Cemetery and Sundown
8. Lovesick for Mina
9. The Foetus of a New Day Kicking
10. Rise of the Pentagram
11. Under Huntress Moon
12. Temptation (HEAVEN 17 cover'ı)
cradle of filth in en çok dinlediğim albümü..gitarlar mükemmel bi iş çıkarmış,klavyelerle birlikte dani abimizin çığlıklarının da kısıldığı,tamamiyle melodi bazlı,karşılatırmak çok doğru olmasa da diğer CoF albümlerine göre dinlenmesi oldukça basit ve çok güzel bi albüm..
Çok yerinde tespitler olmuş.Bu albüm Cradle of Filth’in dinlemesi en kolay albümü.Sıkıcı anları yok değil ama dinlerken zevk alınan yanları daha fazla.’Libertina Grimm’ ve ‘I Am The Thorn’ gerçekten harika yapıtlar.’The Foetus of a New Day Kicking’ ise özellikle klibiyle tam bir rezillik kabul etmek lazım.
Cok fazla CoF dinlemem (Cruelty and the Beast ayri) fakat insanlarin bu gruptan neden bu kadar nefret ettigini anlayamiyorum, (aslinda genel olarak, bir “muzik” grubundan nefret etme konseptini anlayamiyorum da hadi neyse).
Sanirim bunun baslica sebebi Dani’nin antipatik hareketleri, yoksa grup kesinlikle cop muzik yapmiyor. Bu albumu hic dinleme firsatim olmamisti, kiritige konulan sarkilari gayet begendim.
Albüm güzel.CoF’un en sevdiğim albümü değil ama güzel.
Gelelim neden avukat olduğuma.
Hep Cruelty And The Beast , Dusk And Her Embrace gibi albüm yapsalardı sonuç Children Of Bodom olurdu. “Öeehh yani biraz yenileyin kendinizi lan ” tarzı eleştriler alırlardı.
Bunu biliyoruz.Devam;
Dani tam bir gerizekalı olabilir ama yetenekli adam. Tam bir gerizekalı olmasından kaybediyor zaten.Hiç olmadı en azından kliplerinde “ayk an (ketçap) ne güzel ” bakireleri tin tin gezdirmeseydi Cradle Of Filth şu anda bulunduğu durumda olmazdı.
Saçmaladım ama neyse :) bu adamlar bu kadar ağır eleştriyi hak etmiyor.
Gitar çalmayı öğrenirken bu albümdeki şarkıları çalışmaktan çok keyif alıyordum. Hem basit rifflerden oluşuyordı ama aynı zamanda aşırı gaz vericiydiler. overall’da çok leş bir albüm. neticede cradle of filth. Dinlediğimizi söylemeye utandığımız gruplardan olsa da ergen zamanlarımızda az dinlemedik. hey gidi yıllar hey.
cradle of filth in en çok dinlediğim albümü..gitarlar mükemmel bi iş çıkarmış,klavyelerle birlikte dani abimizin çığlıklarının da kısıldığı,tamamiyle melodi bazlı,karşılatırmak çok doğru olmasa da diğer CoF albümlerine göre dinlenmesi oldukça basit ve çok güzel bi albüm..
keşke boyle devam etselermiş
Çok yerinde tespitler olmuş.Bu albüm Cradle of Filth’in dinlemesi en kolay albümü.Sıkıcı anları yok değil ama dinlerken zevk alınan yanları daha fazla.’Libertina Grimm’ ve ‘I Am The Thorn’ gerçekten harika yapıtlar.’The Foetus of a New Day Kicking’ ise özellikle klibiyle tam bir rezillik kabul etmek lazım.
Cok fazla CoF dinlemem (Cruelty and the Beast ayri) fakat insanlarin bu gruptan neden bu kadar nefret ettigini anlayamiyorum, (aslinda genel olarak, bir “muzik” grubundan nefret etme konseptini anlayamiyorum da hadi neyse).
Sanirim bunun baslica sebebi Dani’nin antipatik hareketleri, yoksa grup kesinlikle cop muzik yapmiyor. Bu albumu hic dinleme firsatim olmamisti, kiritige konulan sarkilari gayet begendim.
en iyi CoF albumu
Merhaba ben Dani’nin avukatı.
Albüm güzel.CoF’un en sevdiğim albümü değil ama güzel.
Gelelim neden avukat olduğuma.
Hep Cruelty And The Beast , Dusk And Her Embrace gibi albüm yapsalardı sonuç Children Of Bodom olurdu. “Öeehh yani biraz yenileyin kendinizi lan ” tarzı eleştriler alırlardı.
Bunu biliyoruz.Devam;
Dani tam bir gerizekalı olabilir ama yetenekli adam. Tam bir gerizekalı olmasından kaybediyor zaten.Hiç olmadı en azından kliplerinde “ayk an (ketçap) ne güzel ” bakireleri tin tin gezdirmeseydi Cradle Of Filth şu anda bulunduğu durumda olmazdı.
Saçmaladım ama neyse :) bu adamlar bu kadar ağır eleştriyi hak etmiyor.
Tornacı Dani…
Gitar çalmayı öğrenirken bu albümdeki şarkıları çalışmaktan çok keyif alıyordum. Hem basit rifflerden oluşuyordı ama aynı zamanda aşırı gaz vericiydiler. overall’da çok leş bir albüm. neticede cradle of filth. Dinlediğimizi söylemeye utandığımız gruplardan olsa da ergen zamanlarımızda az dinlemedik. hey gidi yıllar hey.