MASTODON’la tanışmam lise yıllarıma dayanır. Troy’la sıra arkadaşıydım. Birlikte türlü şamata, yaramazlık peşinde koşardık. Brann’le Bill bir alt sınıfta okuyor, Brent de kantin işletiyordu. Sonra onlar MASTODON’u kurdular, ben de babayı alıp yoluma devam ettim. Halbuki çok iyi blok flüt çalıyordum ve grubu daha da yükseklere taşıyabilirdim. Neyse, şanslarını kaybettiler.
“Remission”da ateşle, “Leviathan“da suyla, “Blood Mountain”da toprakla, “Crack the Skye“da da eter ile haşır neşir olan grubumuz, dünyanın en önemli metal grupları arasına girdiği bu on yıllık sürecin 2011 ayağı olan “The Hunter”ı da ağaca, oduna, keresteye adıyor.
Grubun albüm öncesi açıklamalarındaki kilit nokta, “The Hunter”ın “Crack the Skye”daki saykodelik, progresif durumlardan sıyrılan ve “Leviathan” gibi daha direkt müzikal yapılar barındıran bir çalışma olacağıydı. “Crack the Skye”ı grubun en iyi albümü olarak gören kitle bundan hoşnut oldu mu bilmem ama grupla 2004 yılında, “Leviathan” çıktıktan hemen sonra tanışan ve MASTODON’a ilk andan vurulan biri olarak, bu açıklama benim epey hoşuma gitmişti. “Crack the Skye” da diğer tüm MASTODON albümleri gibi hastası olduğum bir çalışma olsa da, MASTODON benim için daha ziyade Blood and Thunder’dı, March of the Fire Ants’ti, The Wolf is Loose’tu. Kısacası ben grubun daha atarlı ve minimal halini seviyordum.
“The Hunter” çıkmadan evvel yayınlanan üç şarkıdan da çok bir tat alamamış, hatta neredeyse hiç etkilenmemiştim. Üç şarkı da fazlasıyla tekdüze ve MASTODON’un bodos hallerinde dahi sahip olduğu sofistikelikten uzak şarkılar gibi gelmişti. Ancak albümü dinlemeden bir kanıya varmanın yanlış olacağını bildiğimden, bu olumsuz düşüncelerimi sadece ailemle paylaştım.
Babamın “Mostodon mu?” sorusuyla son bulan bu iç dökme seansının ardından, neyse ki albüm çıktı ve şu an bu yazıyı okumakta olan çoğu kişi gibi ben de albümü dinledim, dinledim, dinledim.
MASTODON albümleri arasında şu daha iyi bu daha kötü türü bir değerlendirme yapmak kolay olmadığından, bu tarz bir yoruma girmeyeceğim. Daha ziyade şöyle diyeceğim: “The Hunter” dört kelimeyle olağanüstü güzellikte bir albüm. Her anı, her şeyi özenle düşünülmüş, ustalık, tecrübe ve yetenek kokan, ilkinde olmasa bile ikinci, üçüncü dinlemede size tüm cevherlerini sergileyen, şahane bir eser.
Ormansal konseptlerin, özellikle de tahtanın ön plana çıktığı albümde, şarkı isimlerinden de anlaşılacağı üzere tümüyle doğa içerisinde geçen bir konsept mevcut. Her ne kadar grup “The Hunter”ın bir konsept albüm olmadığını söylese de, ağırlığı hissedilen bir orman havası var. “The Hunter” adının ve genel konseptin kaynağı ise, Brent Hinds’in abisinin albüm hazırlandığı dönemlerde bir gün ava gitmesi ve orada beklenmedik şekilde ölmesi. Çarlık Rusyası’ndaki belden aşağısı felçli bir çocuğu konu eden, ancak asıl temasını satır aralarına gizlenmiş şekilde Brann Dailor’ın 14 yaşında intihar eden kız kardeşinden alan “Crack the Skye”ın ardından, “The Hunter”ın da Brent Hinds’in kardeşinin ölümüyle ilintili olması, grup adına üzücü bir durum. Umarım hava ile ilgili olacak albüm için bu tarz bir kayıp yaşanmaz.
Biraz derine inersek, “The Hunter”ın bir önceki “Crack the Skye”ın ağır havasını tümüyle terk etmediğini ve kimi şarkılarda gayet yoğun bir kimlik barındırdığını görüyoruz. Şarkılar, bütün halinde olmasalar bile, bir şekilde bir epiklik yansıtmayı başarıyorlar. Adı “Ahtapotun Hiç Arkadaşı Yok” olan bir şarkıya dahi epiklik sokabilen bir grup olan MASTODON, All the Heavy Lifting ve Stargasm gibi şarkılarda devasa nakaratlar ortaya koymayı, The Sparrow’da ise hiç zorlanmadan muazzam bir atmosfer yaratmayı başarmış. Hem de tüm şarkı boyunca tek bir cümle söyleyerek.
Diğer yandan, agresifleşilen anlarda da, örneğin bir Island, yahut Circle of Cysquatch yardırıcılığı yok. Karşımızda, gücünü daha kontrollü ve amiyane tabiriyle steril veren bir MASTODON var. Bunun sebeplerinden biri, albüm kaydının önceki MASTODON albümlerine oranla içine daha kolay girilir bir sıcaklıkta oluşu. Bundan sorumlu başlıca kişi de, daha önce 50 Cent, Alanis Morissette, Avenged Sevenfold ve Maroon 5 gibi isimlerle çalışmışlığı olan yapımcı Mike Elizondo. Ancak albümün direktliği söz konusu olduğunda belirtilmesi gereken en önemli şey, MASTODON’un “The Hunter”ı sadece 2 ay gibi bir sürede yazıp kaydetmiş olması. Grup, albüme koymayı düşündüğü büyük bir konsept olmasına rağmen, bundan bir anda vazgeçmiş ve oturup, çalması eğlenceli, kolay anlaşılır ve MASTODON’un “epik şarkılar yapan o sofistike grup” gibi bir yaftalamaya konu olmasını engelleme amacı güden işbu albümü yazmış. Albümdeki riflerin bazıları “Crack the Skye” döneminden, bazılarıysa çok daha eskiden gelen ve “The Hunter” için bir araya getirilen riflermiş. Kısacası grubun “The Hunter”a dair temel düşüncesi, “bir albüm yapalım ve hemen yapalım” olmuş. Bu sebepten dolayı, çalışmak istedikleri insanların (yapımcı, kapak sanatçısı) meşgul olduklarını öğrendikleri anda, hemen müsait olan kişilere yönelmişler ve hiç beklemeden, oyalanmadan albümü paketlemişler.
“The Hunter”da bahsedilmesi gereken diğer ayrıntılar arasında, üstte de belirttiğim gibi, albümün, grubun Paul Romano ile çalışmadığı ilk MASTODON kapağını barındırıyor oluşu. Diğer bir detay da, ilk kez bir MASTODON albümünde, tümü davulcu Brann Dailor tarafından bestelenip söylenen bir şarkı olması. O şarkımız da Creature Lives.
Sona geldiğimizde diyebilirim ki, “The Hunter” bu sene içerisinde beni “The Great Mass“le birlikte en çok etkileyen albüm oldu. Söz konusu grup MASTODON olduğundan albüm için başyapıt demeyi gerekli görmüyorum, çünkü MASTODON hep çok çok iyi albümler yaptı, ilerde de çok çok iyi albümler yapacak. “The Hunter” da bu geleneği bozmayan, bilakis yükseklere taşıyan bir müzik ziyafeti.
MASTODON her şeyi doğru yapıyor, farkını hep belli ediyor ve yeni milenyumun metal dünyasına bahşettiği en önemli birkaç gruptan biri olarak gösterilmesinin ne denli yerinde bir düşünce olduğunu da her şekilde ortaya koyuyor. İyi ki varlar, umarım daha uzun yıllar var olacaklar.
Not: Alttaki ilk 62 yorum ve onlara verilen cevaplarla birlikte 161 yorum, albüme dair haberler içindir.
Şarkılar 1. Black Tongue
2. Curl of the Burl
3. Blasteroid
4. Stargasm
5. Octopus Has No Friends
6. All the Heavy Lifting
7. The Hunter
8. Dry Bone Valley
9. Thickening
10. Creature Lives
11. Spectrelight
12. Bedazzled Fingernails
13. The Sparrow
Davulcu kardeşimiz tomlar üzerinde Dave Lombardo’msu gezerken hissediyorum biraz da Grip Inc havaları..pek bir şahane olacak bir album..riffler ve vokaller de ayrı güzel..çıksın dinleyelim sürekli….
Bu adamların albüm kapaklarını seviyorum kardeşim. zaten çıkacak albümden şüphem de yok, gene güzel olur gene “hacı ne yapmış bunlar yeaa” diye mutlu mesut dolaşırız. hayat mastodon dinleyene güzel…
Tam da havitetty kardeşimle konuşurken “Biraz kısa tutsalar şarkıları bu albümde.” temennimin ardından 15 şarkılık albüm gelecek olması iyi oldu. 5 dakikayı geçmeden yardırsınlar hep, oh.
@youngling, abi ya 3 dk yapıcaksın ya da madem uzattın 9-10 dk’ya uzatacaksın. 5-6 dakika bana çok itici geliyor, meshuggahın tek sevmediğim yanı odur örneğin.
@youngling, Bazı uzun şarkılarının kimi bölümlerini çok sevsem de bazen yorucu ve tekrar edici buluyorum. Güzel fikirleri tekrar etmesinler, birer kez çalıp geçsinler istiyorum hep. Güzel fikir bombardımanı olsun albüm. Lan şurası ne güzeldi diyemeden başka şarkı başlasın, Oha bu da çok iyiymiş dedirtsin istiyorum. Saçma sapan şeyler istiyorum ben. :)
@havitetty, İlk an gazımdan sonra: Gerçekten riff bazlı olmuş. Ooo-oo kısımlarıyla falan acaip bir Queens of the Stone Age havası var. Nakarat biraz(!) fazla tekrarlanıyor ama rahatsız edici değil. Brann arada çok acayip işler yapıyor yine ama ona alıştık artık. Ben QotSA aşığı olduğum için olsa gerekecek çok beğendim şarkıyı ama albümün hitlerinden biri olacağını sanmıyorum. Single olarak seçmeleri daha catchy olmasından kaynaklanıyor muhtemelen.
last.fm’de yazmış birisi, bu şarkının Emerald ya da Just Got Paid cover’ından bir farkı yok duruş açısından, direkt olarak grubun classic rock kökenine giden, beri yandan da Queens of the Stone Age (Josh Homme reyiz) havalarına selam çakan bir şarkı. Ama alttaki riff çalışması, bilindik Mastodon okulu, ötesi yok. Ben şarkıyı çok sevdim, hatta “catchy as fuck” buldum.
Bu şarkıyla birlikte de bol bol sell-out muhabbeti çevrilir Mastodon hakkında ama. Eh zaten jenerik metal dinleyicisinin farklı bir çalışma gördü mü spot ışığı altında kalmış tavşan gibi vereceği ilk tepki de bu (tarihte örnekleri var), şaşırmam o yüzden.
Beğendim , istiyorum.Objektif bakamayacağım olaya. Mastodon’un önceki çalışmalarından dolayı istedikleri gibi sıçıp batırma hakları var benim gönlümde.(Çok zor be gülüm)Yayınlanan iki şarkıda gayet lezzetli bence.Albüm gelsin.
@flying dirty clouds, It may not be the best by Mastodons standards but this song is pretty impressive compared to what most bands can play these days.
yani mastodon fanboyu sayılırım, şu şarkılardan sonra ilk on dakikada iki gol yiyen (curl of the burl & spectrelight) takımın taraftarı gibi hissediyorum kendimi :/ umarım albümün bütünlüğü dahilinde daha iyi tınlar bu şarkılar.
@ismail vilehand, Kesinlikle aynı fikirdeyim.Şarkıların önce yaptıkları işlere göre sade olması kötü olduğu anlamına gelmiyor.Herkesde bir Crack The Skye 2 beklentisi.Karşılaştırmadan dinleyemez olduk.
1. Black Tongue 03:26
2. Curl of the Burl 03:40
3. Blasteroid 02:35
4. Stargasm 04:40
5. Octopus Has No Friends 03:49
6. All the Heavy Lifting 04:31
7. The Hunter 05:18
8. Dry Bone Valley 04:00
9. Thickening 04:31
10. Creature Lives 04:41
11. Spectrelight 03:10
12. Bedazzled Fingernails 03:08
13. The Sparrow 05:32
albüm iyi güzel vsvs, ama sanki birden çok şarkıda aynı vokal melodisini kullanmış (black tongue 0:53, spectrlight 0:15, bedazzled fingernails 0:56, hatta başka vokal melodilerini de birden fazla şarkıda duymuş olabilirim)… yani vokal melodisi açısından biraz zayıf kalmış bu albüm… levaithan ve crack the skye kadar beğenmedim, bu ikisinin birleşimi gibi bişey olmuş.. ama crack the skye, sanki daha çok emek verilerek, daha çok kafa yorularak yazılmıştı… levaithan ise daha agresif ve eğlenceliydi… şuan 8/10 gibi gözüküyor…
@blackroseimmortal, Mastodon gibi bir grubun yıllarca uğraşıp yaptığı bir albümü 1 kez dinleyip “albüm iyi güzel vsvs, ama sanki…” diye başlayan bir yorum yaparsan, o yorumu kimse sallamaz sana söyliyim.
@Ahmet Saraçoğlu, 2 yıl uğraşılan albüme ilk dinleyişte aşık mı olmalıydım, ya da bi saatte albümü kaç kere dinleyebilirdim ki??? sevmediysen yayınlama o zaman…
Mastodon’un albümleri çok mu kaotik yoksa bana mı öyle geliyor.Kötü anlamda demiyorum tabi.The Hunter harika olmuş bu arada, ‘Stargasm’ felaket birşey.
All the Heavy Lifting sen nasıl bir parçasın öyle. Deli etti. Spectrelight’ı daha önceden yayınlamışlardı zaten. Spectrelight’ın giriş insanı tam manasıyla gaza getiriyor.
abi çok güzel…
crack the skye kadar prog olmayacak demişti adamlar. tadımlıktaki şarkı yine prog kokuyor. hadi inşallah.
şöyle bişey buldum
http://www.nme.com/nme-video/mastodon—how-clean-is-your-tourbus/1048932518001
brent fes koleksiyonu yapıyormuş ilginç
15.07.2011
@Exorsexist, Blood And Thunder klibinde kullanıyorlar.
http://www.youtube.com/watch?v=labytsb3gfI
15.07.2011
@caksu, aha doğru!
Yeni şarkıdan tek anladığım Brann Dailor basit ve düz ritm çalmayı kendine yediremiyor :).Şaka bi tarafa ne baterist yahu şu Brann Dailor.
25.07.2011
@Avcı, piyasadaki en sevdiğim davulculardan. bildiğin zırdeli.
07.08.2011
@Avcı, “capillarian crest” derim başka bir şey demem o nasıl ritmdir.
Şarkı listesinde ‘Black Tongue’ yok ama ne iş?
Abi bildiğin orgazm, eargasm. Hepsi bir arada.
çok güzel.
yeni promo fotoğraftan anlıyoruz ki grubun en ayırt edici görsel öğesi troy’un keçi sakalı.
Dinledikçe daha da çok seviyorum.Manyak mıyım lan ben? MASTODON LAN!
Davulcu kardeşimiz tomlar üzerinde Dave Lombardo’msu gezerken hissediyorum biraz da Grip Inc havaları..pek bir şahane olacak bir album..riffler ve vokaller de ayrı güzel..çıksın dinleyelim sürekli….
Bu adamların albüm kapaklarını seviyorum kardeşim. zaten çıkacak albümden şüphem de yok, gene güzel olur gene “hacı ne yapmış bunlar yeaa” diye mutlu mesut dolaşırız. hayat mastodon dinleyene güzel…
Anlaşıldı parçalar 3-4 dakikalık olucak.
Tam da havitetty kardeşimle konuşurken “Biraz kısa tutsalar şarkıları bu albümde.” temennimin ardından 15 şarkılık albüm gelecek olması iyi oldu. 5 dakikayı geçmeden yardırsınlar hep, oh.
04.08.2011
@Blakkheim, neden yahu 15 şarkı böyle 5-6 dakika civarında güzel güzel kompozisyonlarla bizi bizden alsalar neden olmasın?
crack the skye o konuda gayet başarılıydı da şarkı sayısı fazla diye kesin dediğin olacak ya o da olur.
04.08.2011
@youngling, abi ya 3 dk yapıcaksın ya da madem uzattın 9-10 dk’ya uzatacaksın. 5-6 dakika bana çok itici geliyor, meshuggahın tek sevmediğim yanı odur örneğin.
04.08.2011
@youngling, Bazı uzun şarkılarının kimi bölümlerini çok sevsem de bazen yorucu ve tekrar edici buluyorum. Güzel fikirleri tekrar etmesinler, birer kez çalıp geçsinler istiyorum hep. Güzel fikir bombardımanı olsun albüm. Lan şurası ne güzeldi diyemeden başka şarkı başlasın, Oha bu da çok iyiymiş dedirtsin istiyorum. Saçma sapan şeyler istiyorum ben. :)
lost’un yeni bölümlerini beklerken de böyle heyecanlanırdım. bir heritage bir bu, gebericem sabırsızlıktan.
@flying dirty clouds, aynen bir de artı olarak tool’un yeni albümünü deli gibi beklemekteyim çıksınlar artık ne olur!
http://t1.gstatic.com/images?q=tbn:ANd9GcTAJMkQLbQ2_q356Fv0vm-ICH_TjFblz98lxmB4mCK08Wu3jdw0
Çıksın şu albüm artık.
15.08.2011
@havitetty, İlk an gazımdan sonra: Gerçekten riff bazlı olmuş. Ooo-oo kısımlarıyla falan acaip bir Queens of the Stone Age havası var. Nakarat biraz(!) fazla tekrarlanıyor ama rahatsız edici değil. Brann arada çok acayip işler yapıyor yine ama ona alıştık artık. Ben QotSA aşığı olduğum için olsa gerekecek çok beğendim şarkıyı ama albümün hitlerinden biri olacağını sanmıyorum. Single olarak seçmeleri daha catchy olmasından kaynaklanıyor muhtemelen.
curl of the burl biraz sönük mü olmuş ne
güzel şarkı ama çok yalın geldi bana, mastodon değil, o “deli müziği” değil. ben circle of cysquatch tarzında şeyler beklentisindeydim :/
foo fighters yapsa olurmuş bu şarkıyı
last.fm’de yazmış birisi, bu şarkının Emerald ya da Just Got Paid cover’ından bir farkı yok duruş açısından, direkt olarak grubun classic rock kökenine giden, beri yandan da Queens of the Stone Age (Josh Homme reyiz) havalarına selam çakan bir şarkı. Ama alttaki riff çalışması, bilindik Mastodon okulu, ötesi yok. Ben şarkıyı çok sevdim, hatta “catchy as fuck” buldum.
Bu şarkıyla birlikte de bol bol sell-out muhabbeti çevrilir Mastodon hakkında ama. Eh zaten jenerik metal dinleyicisinin farklı bir çalışma gördü mü spot ışığı altında kalmış tavşan gibi vereceği ilk tepki de bu (tarihte örnekleri var), şaşırmam o yüzden.
Beğendim , istiyorum.Objektif bakamayacağım olaya. Mastodon’un önceki çalışmalarından dolayı istedikleri gibi sıçıp batırma hakları var benim gönlümde.(Çok zor be gülüm)Yayınlanan iki şarkıda gayet lezzetli bence.Albüm gelsin.
pek iyi bulmadım ben şarkıyı ama du bakalım.
Ben çok beğendim parçayı ! Gerek progresif ögeler , gerekse stoner vari riffler filan offf !!
remission: fire
leviathan: water
black mountain: earth
crack the skye: air
…
the hunter: $$$
facebook sayfalarında curl of the burl videosunun altında bir fan yorum olarak böyle yazmış.
16.08.2011
@flying dirty clouds, Tahta
17.08.2011
@flying dirty clouds, It may not be the best by Mastodons standards but this song is pretty impressive compared to what most bands can play these days.
Youtube’da da böyle bir yorum var.
hasiktir çok güzel
gol olur.
iki şarkıda birbirinden leziz ama Curl Of The Burl diğerinden daha bi iyi geldi bana. çok beğendim. tam dinlerken içilicek şarkı.
Beğenmedim bunu da. Umarım bu laflarımı yutarım albüm çıktıktan sonra.
06.09.2011
@Batuhan Bekmen, hiç bilmiyorsun, hiç.
yani mastodon fanboyu sayılırım, şu şarkılardan sonra ilk on dakikada iki gol yiyen (curl of the burl & spectrelight) takımın taraftarı gibi hissediyorum kendimi :/ umarım albümün bütünlüğü dahilinde daha iyi tınlar bu şarkılar.
Spectrelight’ta iyiymiş. üçte üç gidiyor Mastodon. ama hala favorim Curl Of The Burl. dehşet şarkı.
14.09.2011
@ismail vilehand, Kesinlikle aynı fikirdeyim.Şarkıların önce yaptıkları işlere göre sade olması kötü olduğu anlamına gelmiyor.Herkesde bir Crack The Skye 2 beklentisi.Karşılaştırmadan dinleyemez olduk.
“Bu albümde Brann Dailor’ın bir kolunu bir de bacağını bağladık.”
tek begenmedigim ‘curl of the burl’ oldu . mastodondan hep bu sertlikte şarkı bekliyoruz. gümbür gümbür… kalbim cıkacak lan!
şarkı süreleri de belli olmuş..
1. Black Tongue 03:26
2. Curl of the Burl 03:40
3. Blasteroid 02:35
4. Stargasm 04:40
5. Octopus Has No Friends 03:49
6. All the Heavy Lifting 04:31
7. The Hunter 05:18
8. Dry Bone Valley 04:00
9. Thickening 04:31
10. Creature Lives 04:41
11. Spectrelight 03:10
12. Bedazzled Fingernails 03:08
13. The Sparrow 05:32
53:01
bu albümdeki gitar tonu çok fena yahu. öncekilere hiç benzemiyor.
albüm düştü beyler
19.09.2011
@Exorsexist, fişek gibi fırlıyorum
19.09.2011
@Exorsexist, amanın
19.09.2011
Stargasm’da takıldım kaldım lan :D
19.09.2011
@Exorsexist, 320 bulamadım :(
@Exorsexist, Süper haber sağolasın.
albüm düşmeden önce dinlediğim şarkıları sevmemiştim ama şimdi albümü dinliyorum da alla alla. güzel olmuş lan.
All the Heavy Lifting’in nakaratı.
20.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu,The Czar’ın 07:45′te giren bölümü ile aynı epiklik derecesi.
bagirmali vokallere nereye gitti?
albüm iyi güzel vsvs, ama sanki birden çok şarkıda aynı vokal melodisini kullanmış (black tongue 0:53, spectrlight 0:15, bedazzled fingernails 0:56, hatta başka vokal melodilerini de birden fazla şarkıda duymuş olabilirim)… yani vokal melodisi açısından biraz zayıf kalmış bu albüm… levaithan ve crack the skye kadar beğenmedim, bu ikisinin birleşimi gibi bişey olmuş.. ama crack the skye, sanki daha çok emek verilerek, daha çok kafa yorularak yazılmıştı… levaithan ise daha agresif ve eğlenceliydi… şuan 8/10 gibi gözüküyor…
20.09.2011
@blackroseimmortal, Mastodon gibi bir grubun yıllarca uğraşıp yaptığı bir albümü 1 kez dinleyip “albüm iyi güzel vsvs, ama sanki…” diye başlayan bir yorum yaparsan, o yorumu kimse sallamaz sana söyliyim.
20.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, 2 yıl uğraşılan albüme ilk dinleyişte aşık mı olmalıydım, ya da bi saatte albümü kaç kere dinleyebilirdim ki??? sevmediysen yayınlama o zaman…
20.09.2011
@blackroseimmortal, yorum yapabilecek kadar dinledikten sonra yorum yapmayı düşünebilirsin mesela.
20.09.2011
@Ahmet Saraçoğlu, tam kesin bi yorum yapmadım, ilk izlenim yorumu gibi bişey yaptım… kritik yazacak kadar da dinlemedim…
Stargasm beni paraladı, mahvetti.
22.09.2011
@havitetty, Starblind, Stargasm, Star Crossed, Stargazer, Dialogue with the Stars…
Olay star’da sanırım.
The sparrow çok iyi.
all the heavy lifting,stargasm,hunter farklı ama güzel bi albüm olmuş. just close your eyes
Mastodon’un albümleri çok mu kaotik yoksa bana mı öyle geliyor.Kötü anlamda demiyorum tabi.The Hunter harika olmuş bu arada, ‘Stargasm’ felaket birşey.
All The Heavy Lifting akar!!!
All The Heavy Lifting’i dün geceden beri 400 kere dinlemişimdir herhalde.Diğer şarkılara doğru dürüst ilgi gösteremedim daha.
Dry Bone Valley’in 2.48′de giren ‘psychedelic’ solosu.oh cizıs..
Oha Creature Lives.
Artı ne güzel albüm lan. Oley lan.
21.09.2011
@caksu, creature lives’ın girişi baya baya pink floyd yau. negzel.
All the Heavy Lifting sen nasıl bir parçasın öyle. Deli etti. Spectrelight’ı daha önceden yayınlamışlardı zaten. Spectrelight’ın giriş insanı tam manasıyla gaza getiriyor.