İnsan sesinin, daha doğrusu ses tellerinin, en güzel enstrümanlardan biri olduğunu, etkin kullanıldığında ise en tüyleri diken diken eden iki enstrümandan biri olduğunu düşünüyorum (diğeri davul). Profesyonel ses kullanıcıları genellikle şarkıcılardan ve kitlelere hitap eden kişilerden (politikacılar, öğretmenler, spikerler gibi) oluşur. İkinci örnektekiler genellikle ses tellerini, hitabetlerini güçlendirmek için etkin kullanmaya çabalarlarken, ilkindekiler yani şarkıcılar için söylenen sözlerin içeriği, müziğin ardından ikinci plandadır.
Vokalistler şeklinde genelleyeceğim profesyonel şarkıcıların ise bir kısmı yorumculuklarına daha fazla ağırlık verirlerken, kimisi ise anatomik sınırlarını da yer yer zorlayarak daha tekniğe dayalı geliştirirler ses tellerini, ve eğer gerekiyorsa gırtlaklarını. Çok ağır disiplin gerektiren batı klasik müziği tarzı şancılar, ya da ciddi yetenek ve kulak; ek olarak da büyük bir adanmışlık gerektiren bir stilde seslerini kullanmaları gereken caz vokalistleri genellikle işin teknik ve duygusal boyutuyla ilgilenirlerken, farklı biçimde gırtlak kullanan, tenor aralığının ötelerinde tizlere çıkan heavy metal, power metal ve türevlerinde müzik yapan vokalistler anatomik sınırlarını zorlarlar. Bruce Dickinson da bu ses limitlerini zorlayan vokalistlerden birisidir. (Daha bu bağlamda çok fazla şey söylenebilir, ya da kadınları atlıyor gibi oldum, ama kritiğin fazlaca uzamaması için burada kesiyorum.)
“Accident Of Birth” bence Bruce Dickinson’ın4 mükemmel metal albümü arasında en iyi ikisinden biridir. (Diğeri de önceden tanıttığım “The Chemical Wedding”dir.) Lakin hit şarkı bazında bakarsak, en etkileyici albümü uzak ara budur. Ayrıca kanımca Dickinson’ın kariyerinin en iyi şarkısı (Omega) ve en gaz şarkısı da (Dark Side Of Aquarius) bu albümdedir. Peki o halde neden (yazarca) en iyi albümü bu değildir? İlk başta “The Chemical Wedding”in bütünlüklü ruhu, ve organik yapısı, parçadan parçaya uyumla gelişen albüm akışı o albümü gözümde biraz daha ön plana getiriyor. Ayrıca yine sanatçının en sevmediğim şarkısı da (WelcomeToThePit) bu tanıttığım albümde olunca, burun farkı’ndan biraz daha açılıyor aradaki mesafe.
Roy Z’nin muhteşem gitarcılığı bu albümde de tam anlamıyla sizi dinlediğiniz platforma çiviliyor. MartyFriedman gibi, metal dışı ilhamları da hayli fazla olan gitarist, tüm üstünlüklerini ve farklılıklarını Dickinson ile müthiş bir kimya oluşturarak albüme damıtarak akıtmış. Zira hiçbir posa, fazlalık, tortu yok gitarlarda. O kadar kusursuz bir yerindeliği, kafiliği var ki gitarların, hayran kalmamak mümkün değil. Maiden fanlarınca efsane kabul edilen Adrian Smith’e belki haksızlık yapıyorum, ama albümde parlayan yıldız kesinlikle o değil Roy Z. Smith’in parça yazımına iştirak ettiği nadir şarkılardan biri olan Road To Hell, albümün en az sevdiğim ikinci şarkısı. Evet, nedense böyle. Üzgünüm.
Dickinson, her zamanki uçukluğunu yine şarkı sözlerine yansıtmış. Bilim-kurgusal, fantastik, yer yer insani ve dünyevi şarkı sözleri hayli etkileyici. Hatta Man Of Sorrows parçasının sözleri bildiğimiz acılı arabesk modunda. (Emrah kaşları mode on.)
Albümde öne çıkan şarkıları saymak istesem çoğunu saymam gerekir, ama öne çıkanların da en öne çıkanları Dark Side Of Aquarius, Man Of Sorrows, Accident Of Birth ve Omega olarak özetlenebilir. Bilindik power metal elementleri, yer yer klişeleriyle süslü Starchildrengibi parçalar varken, bir yandan da Dark Side Of Aquarius gibi adeta progresifmişçesine zengin bir parça da var. Road To Hell gibi heavy yönü ağır basan bir şarkı varken, Man Of Sorrows ve Arc Of Space gibi duygusal, naif balladlar da albümün ne kadar renkli olduğunu özetliyor.
Omega parçası, özel bir paragrafı hak ediyor. Akustik gitarlar ve bolca ruhlu dingin vokallerle yumuşak biçimde başlayan parçanın vokal melodileri kusursuz yazılmış. Lakin ancak çok başarılı kompozitörlerin altından kalkabileceği bir yetkinlik isteyen bir hareketlilik ve sertlikle devam ediyor parça ortalardan sonra. Yani şarkının ilk bir dakikasını birine dinletin, aniden ileri alıp hızlanan gitar solosu olan bölümü açın, aradaki köprünün nasıl kurgulabileceğini tahayyül etmekte zorlanacaktır karşınızdaki kişi. Ama adamlar yapmış. Özellikle parçanın gitar soloları, okullarda ders diye okutulur, o derece iyi kompoze edilmiş. (Çalınışı da iyi tabii, ama kompozisyonu çok daha dikkat çekici.)
Kritiğin başlığındaki futbol göndermesini yapınca, aklıma Dickinson’ın “ScreamFor Me Brazil” isimli canlı konser kaydı geldi. Brezilyalı ateşli metalciler şu bildiğimiz futbol tezahüratını söylüyorlardı: “Ooleeey, oleyoleyoleeeey, Buruseeey, Buruseeey” şeklinde. İlk başta ben de Bruce kelimesi Portekizce’de böyle telaffuz ediyorlar herhalde demiştim. Lakin o “eeeey” kısmı her öyle bitmeyen kelimeye ekledikleri birşeymiş. Bu çok inanılmaz olaydan da bahsettikten sonra, hızlı hızlı sona gelelim.
Bence Dickinson’ın sesi hâlâ iyi bir durumda, “The Final Frontier”de gördüğümüz üzere. Keşke bir solo albüm daha çıkarsa.
Kadro Bruce Dickinson: Vokal
Adrian Smith: Gitar
Roy Z: Gitar
EddieCasillas Bas
David Ingraham: Davul
Şarkılar 1. Freak
2. Toltec 7 Arrival
3. Starchildren
4. Taking the Queen
5. Darkside of Aquarius
6. Road to Hell
7. Man of Sorrows
8. Accident of Birth
9. The Magician
10. Welcome to the Pit
11. Omega
12. Arc of Space
Ensenizdeyim sayın Aeonian, Chemical Wedding’den sonra 2 oldu. Ayıp oluyor.
1-Chemical Wedding
2-Balls to Picasso & Tyranny of Souls
3-Accident of Birth bence sıralama olarak.
Solo kariyerinin en gaz şarkısı için de Book of Thel demeden geçemiyorum. Dickinson’ın gaz şarkısı çok tabii de (Slowları bile gaz olmak) o parçadaki manyaklık bambaşka be?
Bu albümde bir kaç olmamış şarkı var evet: Freak, Starchildren ve Welcome to the Pit bazı güzel anlara sahip olmasına rağmen daha da iyi olabilirdi, olmalıydı.
7-8 arası bir şey vermeliyim ama bilemedim ne versem. 7,5 olsun. (yaşasın toplayıp 2ye bölmek)
@zul, Book of Thel aslında bir William Blake şiiri, Thel’in ne anlama geldiği konusunda ise burada ahkam kesecek bilgiye henüz sahip değilim. William Blake, Simya falan, bu konularda araştırmalarım sürmekte. İnternette var baya site ama. Wikipedia’da bile yeterli bilgi var Book of Thel ile ilgili.
@zul, hatta Thel’in bir anlamı “dilek, istek” olduğu düşünülürse, ve Thelema’yı da bilmiyorum ama “Aleister Crowley ile ilgili din” gibi bir şey ise eğer, etimolojik olarak ortaklıkları vardır elbet.
@hen, En azından “The Chemical Wedding”in en iyi albümleri olduğunda hemfikiriz, bu da bişey. :D Ensemdesin biliyorum, “Balls To Picasso”yu kritiklemeye korkuyorum. :D
oh be sonunda klavyesiz albüm.
dickinson birkaç şarkısını biliyorum ama oturup albüm dinlemişliğim hiç olmadı.
bu güzel kritik vesilesiyle sepetime ekliyorum
Omega nasıl bir şarkıdır? Hangi kafayla yapılmıştır? Serin sulardan kızgın kumlara o nasıl bir dalıştır arkadaş? O nasıl geçiştir lan?! Ateistler bunu da açıklasın!!!1! Böyle bir tane şarkım olacaktı, şimdiye Türk müzik piyasası benimdi, net.
Ensenizdeyim sayın Aeonian, Chemical Wedding’den sonra 2 oldu. Ayıp oluyor.
1-Chemical Wedding
2-Balls to Picasso & Tyranny of Souls
3-Accident of Birth bence sıralama olarak.
Solo kariyerinin en gaz şarkısı için de Book of Thel demeden geçemiyorum. Dickinson’ın gaz şarkısı çok tabii de (Slowları bile gaz olmak) o parçadaki manyaklık bambaşka be?
Bu albümde bir kaç olmamış şarkı var evet: Freak, Starchildren ve Welcome to the Pit bazı güzel anlara sahip olmasına rağmen daha da iyi olabilirdi, olmalıydı.
7-8 arası bir şey vermeliyim ama bilemedim ne versem. 7,5 olsun. (yaşasın toplayıp 2ye bölmek)
18.09.2011
@hen, Ha bi de Omega ve Darkside ile beraber Taking the Queen de candır. Hatta gözümde Omega’nın küçük kardeşidir(benzetmeye gel).
19.09.2011
@hen, book of thel, thelema ile alakalı olabilir mi? bilgin var mı?
19.09.2011
@zul, Book of Thel aslında bir William Blake şiiri, Thel’in ne anlama geldiği konusunda ise burada ahkam kesecek bilgiye henüz sahip değilim. William Blake, Simya falan, bu konularda araştırmalarım sürmekte. İnternette var baya site ama. Wikipedia’da bile yeterli bilgi var Book of Thel ile ilgili.
19.09.2011
@zul, hatta Thel’in bir anlamı “dilek, istek” olduğu düşünülürse, ve Thelema’yı da bilmiyorum ama “Aleister Crowley ile ilgili din” gibi bir şey ise eğer, etimolojik olarak ortaklıkları vardır elbet.
05.12.2011
@hen, En azından “The Chemical Wedding”in en iyi albümleri olduğunda hemfikiriz, bu da bişey. :D Ensemdesin biliyorum, “Balls To Picasso”yu kritiklemeye korkuyorum. :D
kritik çok güzel olmuş elinize sağlık. ama albüm için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim
oh be sonunda klavyesiz albüm.
dickinson birkaç şarkısını biliyorum ama oturup albüm dinlemişliğim hiç olmadı.
bu güzel kritik vesilesiyle sepetime ekliyorum
Teşekkür ederim arkadaşlar. :)
Bi de şu vardır: http://www.youtube.com/watch?v=rtov9zzBkF0
“Here come the riders and the Will Adama’s running out of time!”
Omega nasıl bir şarkıdır? Hangi kafayla yapılmıştır? Serin sulardan kızgın kumlara o nasıl bir dalıştır arkadaş? O nasıl geçiştir lan?! Ateistler bunu da açıklasın!!!1! Böyle bir tane şarkım olacaktı, şimdiye Türk müzik piyasası benimdi, net.