Bu topluluğun ismi kimbilir ne kıskançlıklar yaratmıştır, bir düşünsenize: BLACK. Black metalciler mi “ah keşke benim grubumun ismi olsaydı” dememiştir, yoksa siyahi ve belki ırkçı rapçiler mi… Ya da ne önyargılar oluşmuştur, topluluğun müziğinden, imajından, müzisyenlerinden bihaber iken BLACK ismini gören kişilerde. Ben Black metale özel ilgi duyduğum bir dönemde bu albümü bir raftagörmüş, ve hemen bakmıştım acaba black metal midir gibisinden bir umutla. (O zamanlar BLACK’in sadece Wonderful Life ve Everything Is Coming Up Roses parçalarını biliyordum, ama kimin şarkıları olduklarını bilmiyordum.)
Her neyse, şu ortalığın kavrulduğu mevsimde, geçen yazdaki gibi ağustosböceği tembelliği yaparken, bana büyük keyifler yaşatmış ve yaşatan, 80’leri de kasıp kavurmuş bir albümü tanıtıyorum. Nasıl tepkiler gelecek, ya da tepki gelecek mi o konuda da çok bir fikrim yok. Zira nice tanıttığım cayır cayır metal albümleri negatif tepkilere de boğuldu, ya da tepki de alamadı; ama metalle alakası olmayan kimi kritiklerim bir metal sitesinden beklemediğim oranda iyi geri dönüşler de aldı. (Örn: Journey ve Marillion kritiklerim). O bakımdan bir öngörüde bulunamıyorum, demiş olduğum gibi.
BLACK – “Wonderful Life”dan neler beklemelisiniz? Kabaca bu pop yönü ağır basan ve hafif müzik dediğimiz tarza oldukça yakın bir pop-rock albümü. Albüme ismini veren, açılış parçası da olan Wonderful Life’ı hemen hemen hepiniz duymuşsunuzdur, yaşı çok genç arkadaşlar hariç. Canlı müzik yapılan yerlere giden okurların da Everything Is Coming Up Roses parçasını duymuş olma ihtimali az değil. Onun dışında parça parça analiz yapmayacağım, zira bu iki şarkıyı, en azından ikisinden birini bilen kişilerin, okuyanların en aşağı %75’ini oluşturduğunu düşündüğümden, diğer parçaların da onları hayal kırıklığına uğratmayacağını rahatlıkla söyleyebilirim. İkisini de bilmeyen azınlıktansanız, kişisel tavsiyem örnek olarak verdiğim ikinci parçayı dinlemenizdir. Ama objektif, diğer bir deyişle “çoğunluğun beğenisi” ekseninde bir tavsiyede bulunursam WonderfulLife’ı da dinleyebilirsiniz.
Sahi çok kibar yazıyorum LAN, burası metal sitesiydi. Dinlemeyin olum, CANNIBAL CORPSE dinlerken dalak böbrek doğramak daha zevkli \m/ ^_^ \m/
Şakalarım bazen ciddiye alınıyor, beni de böyle kabul edin. Biraz “morbid” bir mizah anlayışım var. Neyse, albümdeki vokaller dingin bir ruhla, ve iyi bir teknikle icra edilmiş. Vokalistin yorumu yeterince güçlü, ama parçaların ruhuna gitmesi adına sesini genellikle yumuşak kullanmış. Everything Is Coming Up Roses’daki şu meşhur falsetto çıkışında bile yumuşak entonasyonundan ödün vermiyor Black abi.
80’lerin perküsyon ve davullarını pek de seven biri değilim. Bu albüm de bu bakımdan beni çok açmıyor. Lakin iyi ve nüfuzlu kullanıldığında tadından yenmeyen 80’ler synth’leri albümü vokallerle birlikte en özel kılan unsur olmuş. Besteler zaten çok özel, ondan bahsetmeme gerek yok. Zira öyle olmasaydı bu eser zamansız bir klasik olarak onlarca yıldır anılmazdı. Üflemeliler de albümü lezzetlendiren diğer bir unsur. Parça sıralaması da beni hiç rahatsız etmiyor, aslında belki de şu duymuşsunuzdur dediğim iki parçanın yeri değiştirilebilirdi, girişin daha enerjik olması babında. Lâkin Wonderful Life parçasına sanırım daha çok güvenilmiş, ve haklı da çıkılmış ki o parça 80’lerin en bilinen parçalarından biri oldu.
80’ler, özellikle pop ve rock’da, benim için epey şey ifade ediyor, ama teraziye koyarsam negatifler de pozitiflere yakın tartar sanırım. Çok deneysel ve inovatif elementlerle de başlasa 80’lerin başat müzik elementleri, bir süre sonra tüm gruplar birbirine benzemeye başladı. Kimisine yaradı bu, örneğin Kansas, Marillion gibi gruplar hem 80’ler dinleyicilerine hitap edebilirlerken, hem de belli oranda onları onlar yapan elementlerini de koruyabildiler. (Aslında Kansas’ın 80’ler döneminden tiksinen de çok kişi var, ben onlardan değilim ama bilgilendirme babında söylemek istedim.). 80’lerin ruhunu genel anlamda beğeniyorum, örneğin elime sadece 10 tane glam rock albümü geçseydi ayıla bayıla, uça kopa dinlerdim bunları. Ama örnekler arttıkça kabak tadı veriyor, “eeeh yeter be, hepsi aynı bunların” oluyorsunuz. Herkes bir W.A.S.P. kadar cesur olamıyor, bir Europe kadar müzikalite fışkırtamıyor ne de olsa. Köpekbalığının altında “biraz da biz nasiplenelim” diyen onlarca şu asalaksı balıklar gibi olan gruplar çoğunlukta oluyor. Tamam saç stilleriniz aynı, hadi taytlar da tamam ama bari hepiniz şu trampetleri öküz gibi reverb’lemeyin. Ya da işte ne bileyim. Size de biraz hediye pakedi gibi gelmez mi 80’lerin bu olayları? Yani hep aynı paket, üstünde kırmızı kurdele. Tamam süper, ama hepsi aynı. İçinden de %90 kalpli kırmızı ufak yastık çıkıyor. Bilmem benzetmem yerinde oldu mu.
Amma dolmuşum, neyse albüme dönersek; dediğim gibi eserdeki tüm parçaları, ve bunların albümdeki dizilişini ayrı ayrı seviyorum. Bazı parçalar bir hayli enerjik ve tempoluyken, kimisi ise newage tarzı müzikler gibi huzur veriyor. Kadın vokaller, derin synth’ler falan böylesi parçaları çok yükseltmiş ruh ve müzikalite olarak. Albümün hafiften hüzünlü bir tarafı da var. Her ne kadar ismi Wonderful Life da olsa, vokallerde genelde melankolik bir ruh mevcut. I’m Not Afraid parçası belki buna en uymayan şarkı diyebilirim. Zira parçanın anarşik ruhuna uyması bakımından vokalin buradaki yorumu nispeten daha sert olmuş. (Bir yerde de saksafon gibi kullandığı bir an var sesini, orası bir hayli ilginç ve güzel.)
Böylesi albümler, sevilmeyecek bile olsa, hızlı metalci de olunsa dinlenmesi gereken albümler bence. Zira binlerce sanatçıyı etkilemiş, halkları peşlerinden sürüklemiş, mihenk taşı albümler bunlar. Dinlenmesi gerekir derken, sadece genel kültür ve müziği daha derinlemesine anlama, günümüz müziklerinin nasıl evrildiğine ilişkin bir görü oluşması için dinlenmeli diyorum. Yoksa beğenilmez ve sonra bir daha dinlenmez. Orası elbette beni ilgilendirmez.
Kadro Colin Vearncombe: Esas oğlan
Roy Corkill: Perdesiz bas
Jimmy Hughes: Davul
Martin Green: Saksafon
Dave Dix: Klavye, programlama
The Creamy Whirls (TinaLabrinski, Sara Lamarra): Geri vokal
Jimmy Sangster: Bas
Doreen Edwards: Geri vokal
The Sidwell Brothers: Üflemeliler
Şarkılar 1. Wonderful Life
2. Everything's Coming Up Roses
3. Sometimes for the Asking
4. Finder
5. Paradise
6. I'm Not Afraid
7. I Just Grew Tired
8. Blue
9. Ravel in theRain
10. Just Making Memories
11. Sweetest Smile
Bu albüm benim ilk müzik dinlemeye başlama zamanıma denk gelir ki o zamanlar madonna, michael jackson başta olmak üzere pop dinliyordum ve ömer karacan’ın trt1′deki programını seyrediyordum. severim bu albümü ama 1-2 sene sonra metalci olduk çıktık durduk yere hahaha. ayrıca steven wilson’un 2cd’lik projesi grace for drawning internetlerde…
çok güzel bir kritik. ben iki şarkıyı da dinlemeyenler grubundayım. piyasada olduğu zamanlar bebeydim. klip başta tanıdık geldi ama 90ların ortalarında gördüğüm kliplere de benziyor muhtemelen ondandır.
@Aeonian_Lich,başta temkinli yaklaştım felan ama öyle böyle değil bikaç gündür ne zaman müzik çaları açsam bakıyorum elim bu albüme gidiyor.bide sen burada yazmasaydın büyük ihtimalle hiç bir zaman dinleyemeyecektim yani hiç hadi bir seksenler pop araştırıyım gibi bişey düşünmediğimden bu albümü bulamıyacaktım ,tek isteğim ,burada senden ve senin aracılığınla her yazardan metal dışındada kritiklerin yazılması.mesela Bohren & der Club of Gore kritiği vardı daha önce böyle birşey dinlememiştim resmen vurulmuşa dönmüştüm.neyse bu muhteşem kritik ve albüm için sana ne kadar teşekkür etsem azdır.lütfen devamı gelsin…
@mysh, Teşekkürler, beğendiğine harbi sevindim. Metal dışı kritikler gelecek, zaten hem metal dışı türlerden de dinliyorum (yazarların çoğu da dinliyor) hem de şöyle geri dönüşler cidden güzel geliyor insana valla ne yalan söyliyim. :) Eksik olma
Bu albüm benim ilk müzik dinlemeye başlama zamanıma denk gelir ki o zamanlar madonna, michael jackson başta olmak üzere pop dinliyordum ve ömer karacan’ın trt1′deki programını seyrediyordum. severim bu albümü ama 1-2 sene sonra metalci olduk çıktık durduk yere hahaha. ayrıca steven wilson’un 2cd’lik projesi grace for drawning internetlerde…
çok güzel bir kritik. ben iki şarkıyı da dinlemeyenler grubundayım. piyasada olduğu zamanlar bebeydim. klip başta tanıdık geldi ama 90ların ortalarında gördüğüm kliplere de benziyor muhtemelen ondandır.
dördüncü sayfaya uzamış kritiklerin kıskandım \m/
black diye yok da “the black” diye var black metal grubu harbiden ehahsdh, hatta rahmetli jon nödtveidt de çaldı bi ara.
26.09.2011
@Sambalici, the black de ölüp bittiğim bir eski tarz black metal albümü çıkarmıştı: alongside death. başkasından da duyunca sevindim baya.
hiç bir albüme 10 vermem diye bişiy hatırlıyorum ama…
26.09.2011
@mysh, Büyük lokma bile yemiyorum artık, sen düşün. :D
30.09.2011
@Aeonian_Lich,başta temkinli yaklaştım felan ama öyle böyle değil bikaç gündür ne zaman müzik çaları açsam bakıyorum elim bu albüme gidiyor.bide sen burada yazmasaydın büyük ihtimalle hiç bir zaman dinleyemeyecektim yani hiç hadi bir seksenler pop araştırıyım gibi bişey düşünmediğimden bu albümü bulamıyacaktım ,tek isteğim ,burada senden ve senin aracılığınla her yazardan metal dışındada kritiklerin yazılması.mesela Bohren & der Club of Gore kritiği vardı daha önce böyle birşey dinlememiştim resmen vurulmuşa dönmüştüm.neyse bu muhteşem kritik ve albüm için sana ne kadar teşekkür etsem azdır.lütfen devamı gelsin…
01.10.2011
@mysh, Teşekkürler, beğendiğine harbi sevindim. Metal dışı kritikler gelecek, zaten hem metal dışı türlerden de dinliyorum (yazarların çoğu da dinliyor) hem de şöyle geri dönüşler cidden güzel geliyor insana valla ne yalan söyliyim. :) Eksik olma
10/10