İyi bir EP bulmak, adeta mevsimi gelince sandıktan çıkarılan giysinin cebinde para bulmak veya biten çerezin içinde bir antep fıstığı -ya da badem, belki de kaju- daha kaldığını görmek gibi bir etki yapıyor bende ve dinledikçe dinleyesim geliyor, bittikçe ilk şarkıya geri dönüyorum, yine de yetmiyor. Benim için iyi bir EP bulmaktan daha güzeliyse bu EP’nin bir hardcore-punk-death metal kırması olması…
All Pigs Must Die (APMD), 2009 yılında spontane olarak kurulmuş ve adını Death in June’un aynı adlı albümünden/şarkısından almış bir grup. Vokallerde Hope Conspiracy’den tanıdığımız Kevin Baker, davullarda Converge’den Ben Koller, gitar ve basta Bloodhorse’tan Adam Wentworth ile Matt Woods görev alıyor. Elemanların kariyerlerine bakınca APMD’de yaptıkları müziğin temelini hardcore’un oluşturduğunu tahmin etmek zor olmuyor, fakat yine kariyerlerindeki diğer işlerine bakınca hiçbir işlerinde de salt hardcore’la yetinmediklerini görüyoruz.
Benim gibi, metal sınırları içerisinde death metal ağırlıklı müzik zevkine sahip dinleyiciler için hardcore söz konusu olduğunda metale göz kırpan Hatebreed, Terror veya death metalin ağır bastığı Misery Index üslubu genellikle daha cazip olagelmiştir. Benzer bir mevzudan “Cycles” kritiğinde de bahsetmiştim. APMD’nin de ürettiği müzik, telleri yeterince gevşetilmiş gitarlar ve haşin davullar sayesinde death metale yanaşıyor. Death metal demişken nasıl bir death metalden bahsettiğimi de açayım: Genellikle orta ve yakın dönem Entombed tadı veren, yavaş bölümlerin bazılarında da Gorefest-vari groove öğelerin yoğun olduğu bir death metal diyebilirim. Burada ilginç bir tespit yapabiliriz belki: 90’ların başından itibaren Amerikan piyasasından etkilenmeye başlayıp death ‘n’ roll adıyla etiketlenen gruplar -tabii ki ilk akla gelenler az önce bahsettiğim Entombed ve Gorefest- birkaç albüm sonra tamamen kendi karışımlarını oluşturup ortaya bambaşka bir death metal çıkardılar ve belli bir zaman sonra bu karışım Amerika’ya geri dönüp oradaki grupların müziklerini etkilemeye başladı. APMD’de de bu etkiyi açıkça görmek mümkün. Bu da en başta bahsettiğim “death metalcinin seveceği hardcore”u ortaya çıkarıyor.
D-beat’ten girip blast beat’ten çıkan, içinde grindcore ve hatta crust öğeler bile barındıran parçalarda her elemanın kendi işini ne kadar heyecanlı ve dolayısıyla iyi yaptığı göze çarpıyor. Gitarlar hiçbir zaman tek bir rif etrafında dönmüyor, sürekli yapı, tarz ve tempo değiştiriyor. Ben Koller’in zaten malum olan hayvani davulculuğu, değişen gitarlara sert tonlamayla birlikte mükemmel eşlik ediyor. Şarkılar içinde tarzdan tarza geçişlerin hissedilmemesini sağlayan Koller, şarkıların en can alıcı yerlerinde dinleyiciye serbest stil kafa sallama hünerlerini sergileme fırsatı veriyor. Müziğin temelini hardcore oluştursa da yeniyetmelerin yerli yersiz kullandıkları klişe breakdown’lar yerine, groove death metal bölümleri, hiç beklenmedik anlarda girip konserde kollarını bağlayarak duran seyirciyi bile kendini yerden yere vurmaya azmettirebilecek güçte. Bu aşamada Kevin Baker etkisini de unutmamak gerek. Hope Conspiracy’den bu yana vokallerini geliştirerek değiştirmiş. APMD’de yaptığı vokallerle Scott Vogel’ı anımsatsa da, “bir takım şeylere çok sinirli adam” efektini din karşıtı sözlerle birleştirip layıkıyla vermiş. Hoparlörlerden adeta sinir fışkırıyor, öfke akıyor.
EP’yi açınca, stüdyoda yapılmış bir hücum kayıt dinler hissine kapılırken, bu hissi oluşturan kirliliğin abarmadığı ve her çalgının ve vokalin net bir şekilde duyulduğu göze çarpıyor. Bunu sağlayan da büyük ölçüde Kurt Ballou. Kayıt, Converge’den tanıdığımız Ballou’nun Godcity stüdyolarında yapılmış. Kvelertak kritiğinde de aynı durumdan bahsedip kendisini övmüştüm, burada da övgülerimi tekrarlayıp prodüksiyon meselesini fazla uzatmıyorum ve sadede geliyorum.
APMD, bir yan proje olmasına rağmen, grubu oluşturan elemanların diğer işlerini dinlemeyenlerin bile sevebileceği yüksek kalitede bir oluşum olmuş. Yeni dinleyenlerin “yirmi dakikalık EP’nin tadı damakta kalıyor” diyeceğini duyar gibiyim ama artık buna da bir çözüm mevcut: Geçtiğimiz günlerde grubun ilk uzun metrajlı albümü “God is War” piyasaya çıktı ve bunu seven, onu da sevdi.
EP ve albümün kapaklarının bu piyasanın tanınmış ismi Florian Bertmer’e ait olduğunu yazmayı unutmuşum. Merak edenler için: http://florianbertmer.blogspot.com/
@ali ihsan balı, doğrudur, Çeçenler kendilerine “Nohçi” diyorlar. Şarkı da adından anlaşıldığı gibi Çeçen saldırılarından bahsediyor:
Power of a bomb, death and destruction abound
scrape from the floor, bodies butchered and torn
faith principal, weapons of violent dissent
blood filling the streets, feel it on your own skin
screaming out to die
dead before you were born
slaughter governs us all
beware the coming storm
savage intent, predacious instinct to kill
fear outspread, pile of innocent dead
eye for an eye, suicide servant of god
shock, searing flesh, humanity praying for death
mükemmel bir vokalist, mükemmel bir davulcu, mükemmel bir grup. EP’yi ilk edinip dinlediğimde dumurlara uğramıştım ve; “dünyanın bu tür müzik yapan gruplara daha çok ihtiyacı var.” demiştim kendi kendime. bu grubun tarzını beğenenler Black Breath adlı gruba da bakabilirler.
@ismail vilehand, Son bir haftadır ağzıma sıçtı resmen APMD. Siteye girip baktım APMD ile ilgili bişiyler var mı diye, senin bu yorumunu gördüm ve Black Breath’i dinledim. Son zamanlarda dinlediğim en ölümcül iki grup, bu denli deli bişiy dinlememiştim, sağol.
EP ve albümün kapaklarının bu piyasanın tanınmış ismi Florian Bertmer’e ait olduğunu yazmayı unutmuşum. Merak edenler için: http://florianbertmer.blogspot.com/
26.08.2011
@hysteresis, şarkı isimlerinden ‘Noxchi Assault’ dikkatimi çekti. ‘Noxchi’, Çeçenlerin kendilerine verdiği isimdi diye hatırlıyorum.
26.08.2011
@ali ihsan balı, doğrudur, Çeçenler kendilerine “Nohçi” diyorlar. Şarkı da adından anlaşıldığı gibi Çeçen saldırılarından bahsediyor:
Power of a bomb, death and destruction abound
scrape from the floor, bodies butchered and torn
faith principal, weapons of violent dissent
blood filling the streets, feel it on your own skin
screaming out to die
dead before you were born
slaughter governs us all
beware the coming storm
savage intent, predacious instinct to kill
fear outspread, pile of innocent dead
eye for an eye, suicide servant of god
shock, searing flesh, humanity praying for death
mükemmel bir vokalist, mükemmel bir davulcu, mükemmel bir grup. EP’yi ilk edinip dinlediğimde dumurlara uğramıştım ve; “dünyanın bu tür müzik yapan gruplara daha çok ihtiyacı var.” demiştim kendi kendime. bu grubun tarzını beğenenler Black Breath adlı gruba da bakabilirler.
29.12.2015
@ismail vilehand, Son bir haftadır ağzıma sıçtı resmen APMD. Siteye girip baktım APMD ile ilgili bişiyler var mı diye, senin bu yorumunu gördüm ve Black Breath’i dinledim. Son zamanlarda dinlediğim en ölümcül iki grup, bu denli deli bişiy dinlememiştim, sağol.
davut yıldızı kurdun ağzında galiba