Rock tarihinin en önemli ikonlarından biri. Kabarık saçları, tepesinden düşürmediği sihirbaz şapkası, Les Paul gitarı ve sigarasıyla tüm zamanlardaki en önemli gitaristlerden. Daha hayattayken ölümsüzlüğünü ispatlamış bir idol.
Tabii durum böyle olunca insan düşünmeden edemiyor, “Slash gerçekten var mı? Yoksa o da Leprikon ya da Yeti gibi bir söylence mi?” diye. South Park da son bölümlerinden birinde bunu vurgulayınca şöyle bir durup düşündüm.
Aslında mantıklı gibi. Bir saniye müsade edin…
Yok, yok gerçek.
1965 yılında doğan ve asıl adı Saul Hudson olan İngiliz gitaristin en bilindik projesi, elbette ki Guns ‘N’ Roses. Hepimiz onu yazdığı efsanevi şarkılarla ve GnR’ı rock dünyasının en büyük gruplarından biri yapmasıyla tanıyoruz. İşin o kısmını pek uzun tutup da zaten bildiğiniz teraneleri okumayacağım.
Yıl 2010 olduğunda Slash benim için en değerli işlerinden birini yapacak ve incelemem için karşıma yıldızlar karması getirecekti. Avantasia’dan sonra bu iki oluyordu.
Böyle albümler insanı hem aşırı heyecanlandırıyor hem de korkutuyor. Kendi kendime “O kadar farklı tarzdan adam nasıl uyacak?” diyorum.
İşte bu albümde tecrübe ve müzisyenlik bir araya gelmiş ve Fergie’sinden Lemmy’sine, Ozzy’sinden Chris Cornell’ına hepsi aynı potada eritilmiş. Dikkatimi çeken şey ise; Slash’in, her şarkıyı vokaline göre yazmış olması. Örneğin Lemmy’nin söylediği şarkıyla Fergie’nin söylediği şarkı yapı olarak bambaşka, ama çok benzer tınlıyorlar.
Albüm The Cult grubunun vokaliyle açılıyor ve sırasıyla Ozzy Osbourne, Fergie, Myles Kennedy, Chris Cornell, Andrew Stockdale, Adam Levine, Lemmy, Dave Grohl & Duff McKagan, Kid Rock, M. Shadows, Myles Kennedy, Rocco DeLuca ve Iggy Pop’u karşımıza çıkartıyor.
Single şarkılarından olan Beatiful Dangerous albümde beni en heyecanlandıran (Fergie’yle alakası yok!) şarkıların başında geliyor. Modern rock/metal yapısı, gitar kullanımı ve seksi havası çok etkileyici. Myles Kennedy ve M.Shadows’un sesine olan hayranlığımdan dolayı onların söylediği şarkılar ise diğer favori şarkılarım.
Bu fotoğraftan sonraki kısma kimse pek dikkat etmeyeceği için fazla uzatmayacağım. Albümdeki mavi şort…öhöm pardon… albümün sound’undan bahsedeceğim.
Gitarın düşük, bas gitarın bol distorsiyonlu ayarı, Levent Kırca tokadı gibi davullarla birleşip üzerine de birbirinden şahane vokaller eklendiğinde ortaya çıkan iş “Best of Slash” gibi bir şey olmuş. Modern rock/metal sevenlerin kaçırmaması gereken bir şey.
İkinci solo albümünde Myless Kennedy ile çalışacak olan gitaristin bu kararı benim açımdan çok sevindirici. Herhangi bir kusur bulamadığım albüme sembolik bir puan vererek yazımı noktalarken Slash’in sıradaki işini heyecanla beklediğimi söylemek istiyor ve onun da en az bu albüm kadar iyi olmasını diliyorum.
Fergie bi konserinde altına kaçırdığından beri ağzıyla kuş tutsa bacı kontejanından çıkaramam öhm neyse bu albümde bonus olarak Paradise City’yi Cypress Hill ile kavırlamışlardı Beautiful Dangerous’dakinden bile daha iyi bir performans sergiledi bence orda. Slash amcamızda yapmış yapacapını son 10 yılda yaptığı en başarılı iş bu bence. Öyle virtüözleri sayıp çamur atmak gereksiz (yapacaktım vazgeçtim)zaten adamın bildiğim kadarıyla bir iddaası yok süperim en iyiyim diye. Taş gibi albüm.
tüm şarkılarına ayrı ayrı hasta olduğum, kafamın bulandığı zamanlar imdadıma koşan harika bir rock albümü. slash’in vokalleri kendi tarzına çekmeyip kendisini vokallerin tarzına ayarlaması çok yerinde bir karar olmuş. bu albümü ne kadar çok sevdiğimi anlatamam bunun için kritiğini yapmaya yeltenmemiştim :D Bahadır çok güzel bir kritik yazmış.
@can okan, haklı olabilirsin ama slash alışılmadık olanı yaparak çok iyi iş başardı bence. solo albüm çıkaran gitaristlerden beklenen saatlerce gitar artistliği yapmaları vb vb.dir. ama slash hiç öne çıkma gayreti göstermeden gayet yerinde işler yapmış.
aslında böyle yapması çok mantıklı çünkü gitar işçiliği, teknik, hız konusunda piyasadaki solo albüm yapan çoğu gitarist slash’in eline verir. zaten slash o tarz bir gitarist değil. adam grup adamı.
iyi albüm hem de çok iyi, hard rock/metal tarzında en çok dinlediğim albümlerden biriydi geçen sene
yalnız şu Myless Kennedy’nin sesini hiç sevmiyorum, adamı ne zaman duysam bende laf olsun diye albüm çıkarmış, çıtır çerez yazlık rock grubu hissiyatı uyandırıyor ki hiç sevmem bu tarz grupları, sanırım bu yüzden gelecek albüme karşı baya bir önyargılıyım neyse gelsin de bi bakarız
geçen yıl en çok dinlediğim şarkı By the Sword, en çok dinlediğim albümlerden biri ise buydu. her ne kadar Guns N’ Roses ve Slash’s Snakepit hastası olsam da, bence Slash’in içinde bulunduğu en iyi albüm budur. Adam Levine gibi genç kızlarda ıslaklık uyandırmaktan başka bir işe yaramayan denyonun bulunduğu Gotten gibi gereksiz bir şarkı olmasaydı 10 üzerinden 10 derdim bu albüme ama Gotten yüzünden puanım 9,5/10. geriye kalan bütün şarkılar kendi çapında harika işler.
@deadhouse, nerden hortlattın şu albümü. Beautiful Dangerous loopta dönüp duruyor kaç dakikadır. Kadının sesi rock müzik için yaratılmış ama başka bu tarz şarkısı yok.
@ismail vilehand, Ruhu olan bir albüm. By the Sword da sanki 60′lardan 70′lerden çıkma bir parça. 2010′lara ait bir müzik değilmiş gibi geliyor. Şimdilerde de buna benzer iyi albümler çıkıyor, ama duygusu eksik albümler hep.
Fergie bi konserinde altına kaçırdığından beri ağzıyla kuş tutsa bacı kontejanından çıkaramam öhm neyse bu albümde bonus olarak Paradise City’yi Cypress Hill ile kavırlamışlardı Beautiful Dangerous’dakinden bile daha iyi bir performans sergiledi bence orda. Slash amcamızda yapmış yapacapını son 10 yılda yaptığı en başarılı iş bu bence. Öyle virtüözleri sayıp çamur atmak gereksiz (yapacaktım vazgeçtim)zaten adamın bildiğim kadarıyla bir iddaası yok süperim en iyiyim diye. Taş gibi albüm.
Fergie de iyice kaşarlaşmış.
tüm şarkılarına ayrı ayrı hasta olduğum, kafamın bulandığı zamanlar imdadıma koşan harika bir rock albümü. slash’in vokalleri kendi tarzına çekmeyip kendisini vokallerin tarzına ayarlaması çok yerinde bir karar olmuş. bu albümü ne kadar çok sevdiğimi anlatamam bunun için kritiğini yapmaya yeltenmemiştim :D Bahadır çok güzel bir kritik yazmış.
son olarak by the sword mükemmel bir şarkıdır.
potansiyelini tam olarak yansıtamamış bir slash var bu albümde en azından bana öyle geldi
08.07.2011
@can okan, haklı olabilirsin ama slash alışılmadık olanı yaparak çok iyi iş başardı bence. solo albüm çıkaran gitaristlerden beklenen saatlerce gitar artistliği yapmaları vb vb.dir. ama slash hiç öne çıkma gayreti göstermeden gayet yerinde işler yapmış.
aslında böyle yapması çok mantıklı çünkü gitar işçiliği, teknik, hız konusunda piyasadaki solo albüm yapan çoğu gitarist slash’in eline verir. zaten slash o tarz bir gitarist değil. adam grup adamı.
Bol gitarlı fotoğraftaki halının aynısı bizim evde var yeminlen.
iyi albüm hem de çok iyi, hard rock/metal tarzında en çok dinlediğim albümlerden biriydi geçen sene
yalnız şu Myless Kennedy’nin sesini hiç sevmiyorum, adamı ne zaman duysam bende laf olsun diye albüm çıkarmış, çıtır çerez yazlık rock grubu hissiyatı uyandırıyor ki hiç sevmem bu tarz grupları, sanırım bu yüzden gelecek albüme karşı baya bir önyargılıyım neyse gelsin de bi bakarız
çok tatlı bi albüm bu
ağğbiiiii klip
alice cooper ile birlikte söylediği bi şarkı daha yokmuydu?
Standart halinde değil de birkaç deluxe edition olan halinde varmış o.
slash e yakismayan bir album. zaten son yaptiklarida ona yakismiyor. her para verenin dogum gunu partisinde gitar calmalar, ce$itli paylacoluklar vs
geçen yıl en çok dinlediğim şarkı By the Sword, en çok dinlediğim albümlerden biri ise buydu. her ne kadar Guns N’ Roses ve Slash’s Snakepit hastası olsam da, bence Slash’in içinde bulunduğu en iyi albüm budur. Adam Levine gibi genç kızlarda ıslaklık uyandırmaktan başka bir işe yaramayan denyonun bulunduğu Gotten gibi gereksiz bir şarkı olmasaydı 10 üzerinden 10 derdim bu albüme ama Gotten yüzünden puanım 9,5/10. geriye kalan bütün şarkılar kendi çapında harika işler.
M. Shadows “Nothing to Say”in vokal melodilerine gidecek en iyi ses.
By the Sword ne parçaydı be. Dün gibi aklımda, deli gibi dinlerdim. 9 yıl geçmiş.
14.05.2020
@deadhouse, nerden hortlattın şu albümü. Beautiful Dangerous loopta dönüp duruyor kaç dakikadır. Kadının sesi rock müzik için yaratılmış ama başka bu tarz şarkısı yok.
14.05.2020
@ismail vilehand, Ruhu olan bir albüm. By the Sword da sanki 60′lardan 70′lerden çıkma bir parça. 2010′lara ait bir müzik değilmiş gibi geliyor. Şimdilerde de buna benzer iyi albümler çıkıyor, ama duygusu eksik albümler hep.
Eşliğinde koşmak için favori albümüm olabilir bu. Tabi akşam vakti olacak.