# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
QUO VADIS – Day into Night
| 27.06.2011

Doyumsuz.

Daha adlarını pek kimseler bilmezken dinlediğimiz gruplar vardır. Sağda solda rastladığımızda, şaşkın gibi “Aha bunları bilen birileri var!” diye sevindiğimiz, insanlara duyurmaya çalıştığımız, bu kadar iyi olmalarına rağmen bu derece az bilinir olduklarına şaşırdığımız.

İnternetle beraber bu olay eski geçerliliğini yitirdi elbet, ancak misal OPETH’in bile böyle bilinmez olduğu zamanları bilen biri olarak, az bilinen grupları başkalarıyla paylaşmanın eski tadının kalmadığını söyleyebilirim.

QUO VADIS benim için böyle bir gruptur. Şu an bahsetmekte olduğum albümlerini bir şekilde duymuş, dinlemiş, dinlemiş, dinlemiştim. Gruba resmen aşık olmuştum. Adeta yapmak istediğim müziği yapıyordu adamlar. Peki neydi beni böylesine etkileyen?

Etkileyen asıl şeyi en baştan söyleyeyim: “Day into Night”, dinlediğim tüm albümler içerisinde, bu kadar fazla kaliteli rif barındıran sayılı albümlerden biridir. MEtal tarihinde durdukları yer, başkalarını etkileme gibi şeyleri bir kenara bırakıp sadece kaliteli rif miktarı gözetildiğinde, benim için “Slaughter of the Soul” ve “Heartwork” gibi klasiklere yakın bir yerde durur.

Devam edelim.

Evet, neydi beni böylesi etkileyen. Kesin olan şey, grubun death metal yapıyor oluşuydu. Ancak çok bariz olan başka elementler de vardı. Biir kere grup tam dozunda bir tekniklik barındırıyordu. Ortada teknik death metal sayılacak düzeyde zor bir icra yoktu, lâkin riflerin ve bestelerin sofistikeliği, müziğe “teknik” denmesini haksız çıkarmıyordu. Diğer yandan saldırganlığı ve direktliği pekiştiren bir thrash metal etkilenimi de mevcuttu. Dahası, grubu melodik death metal olarak görmeyi mümkün kılmayacak, ama QUO VADIS müziğini tanımlarken gayet de kullanılabilecek, dozunda bir melodikliği de vardı.

Tüm bunlara, gitaristlerin sınır çizmeden yazdığı, köklerini kimi zaman blues’dan, kimi zaman thrash metalden alan, çoğu zamansa yırtıcılığın dibine vuran rifleri eklenince, ortaya gerçek bir ziyafet çıkıyordu. Her rif, tellerin amansız pena darbelerine maruz kalmasını sağlayacak düzeyde, çekiç gibi çarpıyordu kafama kafama. Grup bir şekilde, kasışa kaçmadan ve çorba olmadan, teknik, melodik, farklı türlerden etkilenim barındıran, rif bazlı, progresif, kendine sınır çizmeyen ve gayet yaratıcı bir death metal yapmayı başarmıştı.

Ancak en önemli ve bence QUO VADIS’i farklı kılan ana unsur bunlardan hiçbiri değildi. Asıl olay QUO VADIS’in tüm bunları hit denebilecek kadar akılda kalıcı şekilde besteleyebilmesiydi. Onca rif, hiç sırıtmaksızın o kadar güzel aranje edilmişti ki, ortada rif bazlı müziklerde gördüğümüz “yazılan rifleri arka arkaya yapıştırma” gibi bir sorunun esamesi okunmuyordu.

Albüme eğilirsek, grubun tamamen rif tabanlı bir müzik yaptığını görü… duyuyoruz. Kişisel konuşursam her şarkı bana gitar çalma isteği aşılayan, doğal olarak da çalması çok zevkli riflerle dolu. Tümünü kulaktan çıkardığım “Day into Night’, özellikle ritim gitar çalışını geliştirmek isteyenlere hiç düşünmeden önerebileceğim bir albümdür. Bunun temel sebebi, az önce de dediğim gibi gitaristlerin rif yazımlarındaki özgünlük ve varyasyonluluklarıdır.

Gitarlar bu denli çılgın atarken, vokal de CARCASS’tan Jeff Walker-vari bir yorumla şarkıları şenlendirmekte, bence müziğe son derece güzel uyan bir performans sunmakta. Tekdüzeliği kırmak için kimi zaman iki, hatta üç farklı brutal/bağırmalı vokal stili kullanmaları, birçok şarkıya fazladan bir dinamizm katmakta ve albümün verdiği keyfi arttırmakta. Brutal vokal dediysem de, Arie Itman’den çıkan ana vokallerin tıpkı Jeff Walker’ınkiler gibi gayet akıcı ve anlaşılır olduklarını belirtelim.

Ve son eleman…

Kevin Talley’nin “Destroy the Opposition” ve Dave Lombardo’nun “South of Heaven“daki davul performansıyla birlikte hayatta en çok sevdiğim davul kullanımı “Day into Night”tadır. Fizik alanında doktora derecesi de bulunan Yanic Bercier tarafından hunharca vurulan altolar, can hızlara çıkabilen kick’ler, ride başta olmak üzere nefis şekilde kullan ziller, albümdeki davulculuğu duyuldu mu unutulmayacak boyutlara getiriyor. Yazan davulcunun son derece zevk sahibi olduğunu gösterircesine yazılmış ataklar, öylesine kıpır kıpır çift kroslar var ki, insan eşlik etmeden duramıyor.

Şarkı adı vermek gibi bir niyetim yok, hepsini yüzlerce, binlerce kez dinlemişliğim, çalmışlığım, air drum yapmışlığım var. Çoğu insan grubu “Defiant Imagination“la tanısa da, bence “Day into Night” o albümü her açıdan aşan bşir çalışmadır. Hatta bence QUO VADIS’in yazıp yazabileceği en iyi albüm “Day into Night”tır.

Baya baya taptığım, gitar çalış tarzımı dahi etkilemiş, bilen insan sayısını arttırmak için hatırı sayılır çaba gösterdiğim bu yaratıcılık ziyafetini, buraya kadar okudukları hoşuna giden herkese öneririm.

10/10
Albümün okur notu: 12345678910 (8.68/10, Toplam oy: 117)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2000
Şirket
Hypnotic
Kadro
Arie Itman: Vokal, gitar
Bart Frydrychowicz: Gitar, geri vokal
Rémy Beauchamp: Bas
Yanic Bercier: Davul
Şarkılar
1. Absolution (Element of the Ensemble III)
2. Dysgenics
3. Hunter/Killer
4. Hunter/Killer: Endgame
5. Let it Burn
6. Dream
7. On the Shores of Ithaka
8. Night of the Roses
9. I Believe
10. Mute Requiem 04:03
11. Cadences of Absonance
  Yorum alanı

“QUO VADIS – Day into Night” yazısına 38 yorum var

  1. “Tümünü kulaktan çıkardığım “Day into Night’, özellikle ritim gitar çalı..”

    havana kurban :D

    Ahmet Saraçoğlu

    @saklanan saman, demeden edemedim. :)

  2. Mustafa Sakallı says:

    Hayatımda dinlediğim en güzel albümlerden kesinllikle. 10/10.

  3. Cihan says:

    şu “absolution…”adlı şarkıyı kaç kez dinlemişimdir bilmiyorum, davullar insanlık dışı…şahane albüm.

  4. Exorsexist says:

    şahane albüm lan bu. “i believe” şarkısını ilk dinlediğimde crosslar beynimi uçurmuştu. On the Shores of Ithaka, hunter killer, let it burn, mute requiem, i believe müthiş şarkılar.

  5. jotunblod says:

    muhteşem ötesi albüm.quo vadis ne zaman albüm çıkaracak bu arada?

  6. Mükemmel ve ötesi bir albüm bu ya , uzun zamandır dinlemiyordum bak açıp dinleyeyim ! Eline sağlık Ahmet.

  7. comfortinBRUTALiTY says:

    zamanında dinleyip de “öeğğğ bu ne lan böyle” diye albümü silmiştim bir şans daha vereyim bu akşam yazarın ve kritiğin hatrına.

    Guinan

    @comfortinBRUTALiTY, Pişmanlığın daniskasını yaşayacaksın :)

  8. demir bakire says:

    abicim iyi güzel diyosun da öyle kulaktan çıkaramıyoruz ki biz, nerden bulup da çalacaz bu şarkıları

    Ahmet Saraçoğlu

    @demir bakire, http://www.911tabs.com/tabs/q/quo_vadis/

    demir bakire

    @Ahmet Saraçoğlu, dostum süpersin eyvallah

    demir bakire

    @Ahmet Saraçoğlu, dostum bir de sen yetkili bi abiye benziyorsun, haftaya elektro gitarımı değiştirmeyi planlıyorum, daha önce çaldıysan veya bilgin varsa şu gitarları yorumlayabilir misin kısacık da olsa ?

    http://www.mydukkan.com/urunler_detay.asp?id=1091&gid=398

    http://www.mydukkan.com/urunler_detay.asp?id=11532&gid=1998

    Ahmet Saraçoğlu

    @demir bakire, çalmadım ve hiçbir fikrim yok valla.

    Exorsexist

    @demir bakire, yine sen bilirsin de bence o fiyata jackson yada ltd alman çok mantıklı değil.

    demir bakire

    @Exorsexist, ibanez diyosun o zaman

    Berker İlhan

    @demir bakire, jackson veya ltd alacaksan en az 1500-2000 tl civarında fiyatı olanlara bak demek istiyor bence :)

    Exorsexist

    @demir bakire, evet, en uygunu o fiyata göre ibanez yada pek tavsiye etmesem de cort olabilir.

    blackroseimmortal

    @Exorsexist, +1

    Gençay

    @demir bakire, açıkcası o fiyata alacağın gitarlardan pek de hayır gelmeyecektir uzun vadede. bence birazcık daha para biriktirip daha düzgün bir şeyler alabilirsin. dore müzik’te shecterler var mesela. fiyat performans açısından bence süperler. yok illa jackson almak istiyorum diyorsan ve elimdeki para da bu kadar diyorsan, ikinci el piyasasına bakmanı tavsiye ederim. jackson ve ltd’nin çok daha iyi modelleri 800-900 civarında satılıyor genelde. turkrock.com’un forumlarına bence bir göz at o yüzden.

  9. caglardurmaz says:

    on the shores of ithaka mükemmeldir.albümde 9/10

  10. Gençay says:

    bir dönem en çok dinlediğim albümlerden biriydi bu. 10 direkt.

  11. swedish says:

    Gerçek Death Metal 10 verir albümü bir kez daha dinlerim :))

  12. _BlaCkeneD_ says:

    Çok güzel albüm cidden değeri bilinmemiş cevherlerden. Hani bi grup ilk albümle pek ilgi çekmez de ikinci veya üçüncü albümde turnayı gözünden vurur ya tam o hesap işte. Müthiş bir progressive death metal örneği. Bayadır dinlememiştim bu albümü geçen de aklıma geldi şimdide pasifagresifte kritiğini gördüm bi hoş oldum. En kısa zamanda tekrar dinliyim söz. Çok t.şaklı bi albümdü gerçekten.

  13. bloodshower says:

    jeff walker-vari denmiş, sadece -vari olamayacak kadar bir benzerlik var. arie itman 1, jari maenpaa 2.

  14. like fire says:

    Carcass aşkımın depreştiği yıllarda (2008 – 2009), bi yandan deli gibi Carcass dinliyodum, bi yandan da umarsızca Carcass benzeri grup arıyodum. 2009′da bunların kemancı’da konseri olacağını duyunca bi dinleyeyim bakim neymiş, kanada’dan boş grup çıkmaz dedim. Albümden rastgele bi şarkı (Dysgenics) açtım. Zaten melodi ve rif cümbüşü ile kulağa son derece hoş üstün davul kullanımı daha ilk dakikasından beni kendine hayran bırakmıştı da asıl şoku akabinde vokal girince yaşayacağımı bilmiyodum. Cidden epey benziyor. bir an jeff walker mı lan diye düşündüm hatta.

    Bu arada bi grupta ünlü bir sanatçı olma şansım olsa, jeff walker olmak isterdim, bunu da belirteyim. yani o derece hayranım :D

    Berker İlhan

    @like fire, aksanına kurban jeff in :D

  15. ozan akis says:

    grubu sayenizde tanıdım, önce bu albümü sonra tüm diskografiyi temin ettim. inanılmaz bir grup, daha önce keşfetmeliymişim denecek bir grup. hiçbir şarkısında sıkıldığımı hatırlamıyorum. teşekkürler.

  16. caksu says:

    Oha okumamışım bu yazıyı. Ne de güzel depreştirdi QV sevgimi. O Bart’ın foto da içimi yaktı yeniden, kendisinden alıp da kaybettiğim penayı hatırlatarak.

  17. jotunblod says:

    yukarda yazmışım ama tekrardan yeni albüm ne zaman gelecek yahu?kafayı yiyeceğim.

  18. GiantZillerIndo says:

    “our fortress is burning part ii bloodbirds” hüznünü, kuzeye bakan yörelerde “zalımyar” diye de bilinir, bir gaz bulutu şeklinde verdikçe veriyor bu. kederli çoşku. yani böyle ratatata diye. nası güzel anlatamam.

    http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=sanki+beni+sikiyler

  19. Vokaldeki jeff walker-varilik bazı yerlerde beni ciddi derecede sıkıntıya sokabilse de kusursuza yakın bir albüm gerçekten. Not da tam yerinde olmuş.

  20. Rust in Peace. says:

    Bir death metal albümünde isteyebileceğim ne varsa hepsinin bir araya getirilmiş hali gibi.
    Hem çiğ bir soundu var hem de prodüksiyonu iyi. Rifflere zaten diyecek bir şey yok, muhteşemler. Sololar da duygulu sololar, duygusuz adeta teknik mastürbasyonu yapan gruplar gibi değiller. Davul da bodoslama çalınmıyor, özellikle I Believe’de harika bir davul performansı var, twin pedalların kullanımı muhteşem.
    Bi bu grup bir de Revocation. Muhteşemler.

  21. Rust in Peace. says:

    Bu albüm çok underrated değil mi? 2000′lerin en iyi albümleri listesi başlığına baktım dün sadece iki(2) kişi yazmış, şaşırdım.

  22. Dysgenics’teki davullar hayatımda duyduğum en iyi davul yazımlarından biri. Her dinleyişimde salyalar akıtıyorum.

  23. Sabahtan beri Hunter/Killer: Endgame’in ilk 40 saniyesindeki davulları çalıyorum dişlerimle. Hi-hat’leri, ride’ları falan her şeyiyle çalıyorum ağzımda şenlik var.

    Erhan

    @Ahmet Saraçoğlu, Oha diş gıcırdatarak davul çalmayı sadece ben yapmıyormuşum. Deli değilmişim, çok sevindim gerçekten.

  24. Metal tarihinde davulculuk bakımından pek çok üst düzey albüm var. Bu da o albümlerden biri. Bu albümdeki davul yazımı ve performansı gerçekten de eşi benzeri olmayan bir şey. Bu kadar karakteristik davul yazımı ve icrası olan o kadar az albüm var ki. Gitarları, vokali, bası kapatın, herhangi bir şarkının sadece davul kanalını 2 saniye duysam bu albüm olduğunu, hangi şarkının neresi olduğunu anlayabilirim. Öyle müthiş bir şey.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.